Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/33 Esas
KARAR NO : 2022/32
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nin müvekkili şirketin … poliçe numaralı müşterisi olup, ona ait “…” adresinde bulunan meskeninde … tarihinde yangın meydana geldiğini, yapılan bilirkişi incelemesinde yangının mutfakta bulunan … Marka fırında oluşan elektriksel bir arızadan çıktığının tespit edildiğini, bu yangın sebebiyle … numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu, … – … tarihleri arasında … Şti. tarafından iş yerine gidildiğini, hazırlanan ekspertiz raporunda “… adresindeki konutun mutfağındaki fırında meydana gelen elektriksel bir sorundan açığa çıkan kıvılcımların tutuşturucu etkisi ile yangın durumu olduğu kanaatine varılmıştır.” denildiğini, hasarın meydana geldiği yerde ve aynı gün tutulan tespit tutanağından, itfaiye ve ekspertiz raporundan davalı şirket tarafından imal edilen fırının hasara neden olduğunun anlaşılmakta olduğunu, … numaralı hasar dosyası neticesinde … tarihinde (… Şti.’ne) ödenen …TL, … tarihinde (…’ya) ödenen …TL, … tarihinde (…’na) ödenen …TL, … tarihinde (…’e) ödenen …TL, … tarihinde (…’a) ödenen …TL, … tarihinde (… A.Ş.’ye) ödenen …TL, … tarihinde (…’ye) ödenen …TL’nin, TTK 1472 ve TBK’nun ilgili hükümleri gereğince ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hasara kusuru ile sebebiyet veren … marka fırın nedeniyle üreticisinden rücuen tahsilini talep etmekte olduklarını, davalı şirket aleyhine Antalya … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yasal takibe geçildiğini, icra dosyasına haksız şekilde yapılan itirazların iptali için öncelikle Antalya Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğunu, Adalet Bakanlığı Arabuluculuk … Dosya No’lu dosyası ile … tarihli
anlaşamama tutanağı düzenlendiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, “… Poliçesi”nden kaynaklanan rücuen tazminat alacağına dayalı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi … tarih, … esas, … karar sayılı ilamında “…Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. Maddesine göre “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda; davacının zorunlu trafik sigortacısı, davalıların sürücü ve zorunlu mali mesuliyet sigortalısı olduğu, aralarındaki zorunlu mali mesuliyet sigortasına dayalı olarak davacının talepte bulunduğunun anlaşılmasına göre, davanın açıldığı … tarihi itibari ile tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır…” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Aynı kanunun 83. Maddesinde ise “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki ilişkide dava dışı sigortalı ile davacı sigorta şirketi arasındaki ilişki “… Poliçesi”nden kaynaklandığı, davalı şirket ile olan ilişkisi de satım aktinden kaynaklandığı bu durumda esas hak sahibi olan dava dışı sigortalının tüketici konumunda bulunduğu, halefiyete ilişkin davalarda esas hak sahibi davasını hangi mahkemede açacaksa halefiyet yolu ile dava hakkını devralanın da o mahkemede dava açması gerektiği esastır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.m.uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/01/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır