Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/303 E. 2022/368 K. 06.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/303 Esas
KARAR NO : 2022/368
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 06/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adresindeki … kliniğini, … adresine taşımak istediğini, davalı taraf ile hem diş ünitesinin işlemleri hem de birtakım inşaat işlerinin yapılması için anlaştıklarını, davalıya anlaşılan tutarın ödendiğini ancak davalının taahhüt ettiği tarihte işleri bitirmediğini, tadilattaki gecikmeden dolayı müvekkili eski muayenehanesini tahliye ettiğini, ancak yeni muayenehanesine taşınamadığından çalışamaz hale geldiğini, bu süreçte hasta bakamadığından gelir kaybı yaşamasına rağmen kira ödemesi dahil tüm masrafları karşıladığını, müvekkilin alacaklarının Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davalı taraf itiraz ettiğinden takibin durduğunu, davalı hakkında açılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı hakkında haksız itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; İtirazın İptali talebine ilişkindir.
Uyap sisteminden çıkartılan raporda, davalının potansiyel mükellef kaydının bulunduğu ve dava dilekçesinde, davacının … olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … karar sayılı ilamında “…Dosyanın incelenmesinde; davacı …’ın … olduğu, tacir olmadığı, davaya konu jeratörü de muayenehanesinde kullanmak üzere satın almış olduğu anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, ilk itirazlardan önce incelenir ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra … tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. Fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; her iki tarafın tacir olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunmadığı, ilk derece mahkemesininde kabulünde olduğu üzere diş hekimi olan davacının davaya konu jenaratörü mesleki faaliyet kapsamında muayenehanesinde kullanmak üzere satın aldığı, bu nedenle davacının tüketici sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin de görevli olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla davaya bakılıp karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı … tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda; uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacının diş hekimi, davalının ise potansiyel mükellef kaydının bulunduğu, eser sözleşmesinin de davacının mesleki faaliyeti kapsamında muayenehanesine ilişkin olarak düzenlendiği, tarafların tacir olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunmadığı, eser sözleşmesinin davacının mesleki faaliyeti kapsamında muayenehanesine ilişkin olarak düzenlenmesi nedeniyle davacının tüketici sıfatının bulunmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin de görevli olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, açılan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu ve dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği, düşünce ve yargısına varılmış ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/05/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)