Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/241 E. 2022/653 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/241
KARAR NO : 2022/653
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/04/2016
KARAR TARİHİ : 28/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle: Kira alacağından dolayı … keşideci ortağı … tarafından … tarihinde yedi adet çek verildiğini, çeklerin bedelinin …TL olduğunu, ödenmesi gereken toplam …TL’nin … Bankası şube müdürlüğünün çeklerin … adedini ödemeden men kararı verdiğini bu nedenle hak kaybına uğradığını, davalı … şubesinin davalıların iddialarıyla ödemeden men kararı vermesinin yasal olmadığını, bankanın kendiliğinden hukuka aykırı şekilde men kararı veremeyeceğini, davalıların çekin bedellerini bankadan aldığını düşündüğünü, davalı … çekler için ödemeden men kararı verip de çeklerin bedelinin ödenmesinin çelişkili olduğunu, bankanın davalıları koruduğunu belirterek …TL alacağının … yılından itibaren yıllara göre değişik faizin bilirkişi tarafından hesaplanarak davalılardan alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … müşterisi, çeklerin keşidecisi …’ tarafından dava konusu çeklerin rızası dışında elinden çıktığı iddiasıyla 6762 sayılı Kanunun 711/3 maddesi uyarınca … tarihinde ödemeden men talimatı verildiğini, …’in talimatı üzerine mezkur çeklerin bankaya ibrazı ile birlikte işlem yapılamadığını, “6762 sayılı TTK’nun 711/3 maddesinin keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıktığı iddiasında ise çeki ödemekten menedebilir” hükmünü içerdiğini, davacının muhatabının ödemeden men talimatı veren keşideci olması gerektiğini beyan etmekle; davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun … satış sayılı dosyası celp edilmiş, davalı … genel müdürlüğüne müzekkere yazılarak davaya konu çekler yönünden davacının ödemeden men yasağı talebinde bulunup bulunmadığı, ne tür işlem yapıldığı, çeklerin kime ödendiği hususlarında bilgi istenilmiş, yine Muratpaşa Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve cevabı dosya kapsamına alınmıştır.
Davacının sunduğu … havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; …-TL olarak açtığı davasını zarara uğraması nedeniyle …-TL’ye yükselttiğini belirtmiş ve ıslah harcının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının …, davalının … olduğu, davanın menfi tespit davası olduğu, davalıya yıllık kira bedeli olarak … Şubesine ait …, …, …, …, …, …, …, … tarihli ve her biri …-TL bedelli toplam …-TL değerindeki çeklerin verildiğini, bunlardan … tarihli çekin ödendiğini, … tarihinde de dükkanın tahliye edildiğini; fakat bedelsiz kalan çeklerin iade edilmediğini, beyanla … Şubesine ait …, …, …, …, …, …, … tarihli ve her biri …-TL bedelli toplam …-TL tutarındaki çekler ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, … tarihinde Mahkememizce; “Davanın kısmen kabulü ile, davacının … Şubesine ait … tarih, … TL bedelli çekten dolayı davalıya …-TL borçlu olmadığının, ayrıca aynı banka … tarih … tarih, … tarih … tarih, … tarih ve … tarihli …’er TL bedelli çeklerden dolayıda borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verildiği, kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile onandığı ve kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı …’nın yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, … tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, kararın yargılamanın yenilenmesi talep eden … tarafından temyiz edildiği, hükmün Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile onandığı, davacı … tarafından karar düzeltme yoluna gidildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; “Davanın REDDİNE” karar verildiği, Mahkememiz kararının davacı tarafından sunulan … tarihli dilekçesi ile istinaf edildiği, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarihli … E. … K. sayılı ilamında; “… Somut olayda her ne kadar davalı … yönünden davanın bankacılık işleminden kaynaklanması nedeni ile davaya asliye ticaret mahkemesince bakılmış ise de diğer davalılar … ve … yönünden uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanması nedeni ile ilgili davalılar yönünden dosya tefrik edilerek Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik nedeni ile gönderilmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmaması doğru görülmemiştir…Davacının Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile ile kararın HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereği KALDIRILMASINA” karar verilmiştir.
Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmiş, İstinaf Kaldırma kararı doğrultusunda, diğer davalılar … ve … aleyhine açılan davanın Mahkememiz dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
Dava; Davalı … ödemeden men kararı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tahsili talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Eldeki davada; davalı … haksız fiil hükümleri gereğince husumet yöneltilmiştir. Bilindiği üzere, kusur sorumluluğu, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla sözleşme dışında diğer bir kimseye vermiş olduğu zararın giderilmesini düzenleyen sorumluluk türüdür. Bu sorumlulukta kusur, sorumluluğun kurucu unsuru olarak düzenlenmiştir (Eren, Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 594). Kusur sorumluluğunda bir zararı başkasına tazmin ettirmek; ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür (Tandoğan, Haluk; Türk Mes’uliyet Hukuku, Ankara, 1967, s. 89). Kusur sorumluluğuna doktrin ve uygulamada eş anlamda olmak üzere “haksız fiil sorumluluğu” veya “subjektif sorumluluk” da denilmektedir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49/1. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmünü haizdir. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş bütün hallerde bir kimse için haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olması TBK’nın 49/1. maddesindeki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Buna göre haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları fiil, zarar, uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılıktır. Haksız fiil sorumluluğunun varlığından bahsedilebilmesi için mutlaka hukuka aykırı ve kusurlu davranışla uygun illiyet bağı içinde olan bir zararın doğması gerekir. Fiilin hukuka aykırı olmasına hatta davranışın kusurlu bulunmasına rağmen bir zarar meydana gelmemişse failin ceza sorumluluğu olsa bile haksız fiil sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Haksız fiil sorumluluğunu doğuran zarar, bir kimsenin mal varlığında rızası dışında meydana gelen azalmadır. Zarar, haksız fiil öncesi durum ile sonraki durumun mukayesesi sonucunda doğacak eksilme şeklindeki farktan ibarettir.
Tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı yanca; davaya konu çekler sebebiyle davalı … hukuka aykırı şekilde ödemeden men kararı verdiğinden bahisle uğranılan zararın tazmini talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6762 sayılı TTK’nın 713/son maddesine göre; “Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir.” şeklindeki hüküm ile keşidecilere bankaya ödemeden men talimatında bulunmaları hakkı tanınmıştır. Söz konusu hüküm 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanunun 32. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, bu tarihten sonra keşidecilerin bankaya ödemeden men talimatında bulunmaları mümkün değildir.
Somut olayda; Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının davacısı … tarafından, davalı …’ya karşı açılan menfi tespit davasında; dava konusu çeklerin, eldeki davaya konu çekler ile aynı çekler olduğu ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Yine Mahkememizin anılı dosyası; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yargılamanın yenilenmesine konu edilmiş ise de, yapılan yargılamada; yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile onandığı ve hükmün … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı taraf, davalı … hukuka aykırı olarak çeklerin ödenmesinin engellendiğini iddia etmişse de; davalı çek keşidecisi … tarafından, davaya konu çekler için … tarihinde, çeklerde keşideciye tanınan ödemeden men talimatı verilerek kanunun tanıdığı bir hakkın kullanıldığı, davalı … ise; davaya konu çekler için ödemeden men talimatı nedeni ile bağlı olması nedeniyle davacı çek hamiline karşı sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, yukarıda açıklandığı üzere davaya konu edilen çekler yönünden davalı yanın borçlu olmadığının tespitine yönelik verilen kararlar mündericattan geçerek kesinleştiği açık olmakla davalı … izafe edilecek bir kusur da bulunmamaktadır. Kaldı ki; banka aleyhine dava açılabilmesi için öncelikle davacının zararının gerçekleşmiş olması gerekir. Davacının zararının gerçekleştiğinin kabulü için ise, davacının çek ilgililerine başvurarak temel ilişkiye ve kıymetli evrak hukuku ilkelerine göre çek bedelinin ödenmesini talep etmesi, alacağını bu kişilerden tahsil edememesi halinde kusurlu fiili bulunan davalı … dava ederek, çek bedelini ondan istemesinin mümkün olabileceği hususları da nazara alınarak kendisine kusur izafe edilemeyen davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş; buna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalı Banka aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen …-TL harcın davacı tarafından yatırılan …-TL peşin harç, …-TL ıslah harcı toplamından oluşan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın istem olması halinde hükmün kesinleşmesine müteakip davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan …-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair; davacı asil, davalı … ve … ve … Bankası vekillerinin yüzüne, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)