Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/191 E. 2022/765 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/191
KARAR NO : 2022/765
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/02/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı …’nun alacaklı olduğunu, borçlusunun davalı … olduğu, Kumluca İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyalarına ve takiplere konu bononun vadesinde ve dava tarihi itibariyle ödenmemesi sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu temerrüt faizini aşan munzam zararın tazminini, harç ve masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın bono ile … İli … İlçesi … Mah. … mevki … Ada … parsel taşınmazın satışı arasında bağlantı bulunduğunu, ilgili taşınmazın tapuda yapılan satış sözleşmesi incelendiğinde bedelin ödendiğini, alacağın mevcut olmadığı ibaresi bulunduğunu, bononun vadesinde ödenmediği ve alacağın değer kaybettiği iddialarının mesnetsiz ve haksız olduğunu bildirerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Kumluca … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile; “Asliye Ticaret davaları yönünden mahkememizin Görevsizliğine, yetkili ve görevli mahkemenin Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine,” karar verildiği, dava dosyası Mahkememizin … E. sayılı dosyasına kaydı yapılarak yargılamaya bu dosya üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır.
Dava; Davacı yanın, … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyalarına ilişkin borcunun ödenmediğinden bahisle munzam zarar talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Borçlar Kanunu’nun 105/1.maddesine göre; alacaklının düçar olduğu zarar, geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette, borçlunun kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile yükümlüdür. Munzam zarar sorumluluğu, “kusur sorumluluğuna” dayanır.
6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı kanununla değişik 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi ise ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği, 5/3 maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığını 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre belirlemek gerekir. Bu düzenlemeye göre, uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın da tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğması gerekir. TTK’nın 4/2 maddesine göre ise, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ”a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmaktadır.
Somut uyuşmazlık; dava konusu alacağın, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinden kaynaklı olarak davacının uğradığı munzam zarar talebinden kaynaklanmaktadır. Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı uğradığı zararın tazmini amacıyla eldeki davayı açmıştır. Bu sebeple; uyuşmazlık, davalı tarafından başlatılan icra takibinin dayanağı olan bonodan kaynaklanmayıp, davacının bu takipten dolayı uğradığı munzam zarardan kaynaklandığı, uyuşmazlığın kusur sorumluluğundan kaynaklı tazminat davası olduğu, tarafların her ikisinin de tacir sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından ticari dava niteliğinde olmayan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davacının açtığı davada, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Gaziantep … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin KUMLUCA ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde her iki mahkeme arasında görev açısından olumsuz görev uyuşmazlığı meydana gelmekle merci tayini için dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, davacı yanın yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda verilen kararın HMK.’nın 345. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)