Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/170
KARAR NO : 2022/627
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketle yaptığı anlaşma doğrultusunda … davalı şirkete … yetiştirdiğini, yapılan anlaşma gereğince davalı şirket …, …, … ve … hizmetlerini karşıladığını, müvekkilin ise bakım, barınma, ısıtma, soğutma ve güvenliği sağladığını, davalı şirket tarafından müvekkile teslim edilen … müvekkil tarafından yetiştirilip … olana kadar bakıldığını ve … olarak davalı şirkete teslim edildiğini, yapılan anlaşma gereğince müvekkile kilogram başına … TL ücret ödenmesi gerektiğini, ancak davalı şirket çeşitli bahaneler göstererek eksik bir şekilde ödeme yapıp müvekkilini zarara uğrattığını, yapılan son teslimatta müvekkil tarafından davalı şirkete … kg … teslim edildiğini, her bir kg başına … TL hesabı ile müvekkilin … TL alacağının bulunmasına rağmen davalının sebebi bilinmeyen bir şekilde kesinti uygulayarak müvekkiline … TL ödeme yaptığını bildirerek müvekkiline yapılan eksik ödeme nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … TL’nin davalı şirketten alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir sıfatının bulunmadığını ve ticari işletme olmadığını, taraflar arasındaki işin alacak iddiası olması sebebiyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesini, söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında herhangi bir hukuki yarar olmadığını, davacının talebinin dava dilekçesinde … TL alacağı olarak belirttiği ancak belirsiz alacak davası olarak açtığını, bu sebeple usulden reddinin gerektiğini, davacının iddiasının zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından iddia edilen sözleşmenin dosyaya sunulmadığını, müvekkil şirkete teslim edilen mal veya hizmetin teslim edildiğini gösteren bir belge, fatura ve sevk irsaliyesinin sunulmadığını, davacının dayanaksız iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirketten davacının … TL hak edişinin çıktığını ve müvekkil şirket tarafından ödendiğini, davacı tarafından da bu durumun ikrar edildiğini bildirerek davacının davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Alacak davasıdır.
6100 sayılı HMK’nun 114 ve 115. maddeleri gereğince mahkemenin davaya bakmakla görevli olması dava şartları arasında düzenlenmiş olup, görev kuralları kamu düzenine ilişkindir, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Davacı yanın bağlı bulunduğu Vergi Dairesine yazılan müzekkeye verilen … tarihli cevabi yazıda; davacının … tarihinde “… … toptan ticareti ve sütü sağılan büyükbaş hayvan yetiştiriciliği” faaliyetine başladığı, … tarihinde bu faaliyetlerini terkettiği ve mükellifiyet kaydının ulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yazı cevabında; davacı adına şirket veya işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Afyonkarahisar Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Sicil Müdürlüğü yazı cevabında da; davacı yanın herhangi bir oda kaydına rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; Davacının tacir olup olmadığının tespiti amacıyla yazılan müzekkerelere verilen yanıtların dosya kapsamına alındığı, belirtilen müzekkere cevaplarının tetkikinde; davacının … ila … tarihleri arasında kısa bir süre vergi mükellefi olduğu, yine Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’nce verilen müzekkere yanıtında; davacının oda kaydının bulunmadığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında ise; davacının gerçek kişi tacir olarak bir kaydının bulunmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir sıfatını taşımadığı, halihazırda ticari işletmesi olmadığı, ticareti terk ettiği ve yine taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmaması nedeniyle, olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, davaya bakmaya Genel Mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığından açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan nöbetçi ANTALYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022
Katip …
¸(e-imzalı)
Hakim …
¸(e-imzalı)