Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 E. 2022/378 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/154
KARAR NO : 2022/378
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı tarafa karşı, Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafça yapılmış olan bu takip sonucu borca, ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, itiraz sonucu takip durdurulduğunu, itiraz sonucu takibinin durdurulması akabinde tarafımızca arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığından arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlandığını, davalının ,borca ve ferilerine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı tarafından alınan ihale ile … yılı için … ait personelin taşınması işi alındığı, davacı tarafın yükümlenmiş olduğu personel taşıma sözleşmesi gereği davacı ile davalı şirketler arasında sözlü olarak davalının almış olduğu ihale gereği yapılması gereken taşımanın davalı vasıtası ile yapılması konusunda tarafların anlaşma sağladıklarını, anlaşma gereği davacı şirketin gerekli taşıma işlemlerini yaptığını, her ay fatura kesildiğini, faturalara itiraz edilmediğini ve bu faturaların davalı tarafça da ticari defter kayıtlarına işlendiğini, davalı tarafın ödememeleri yapmaması üzerine bakiye alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını ve takibe itiraz sonucu işbu davanın açıldığını belirterek sonuç olarak haksız itirazın iptaline, takibin devamına, itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: … ile yapılan ihalede … yılında …’ne ait personelin taşıma ihalesini müvekkili şirketin kazandığını, müvekkili şirketin ihale gereği 12 farklı hatta servis çalıştıracak ve servis başına günlük ödeme alacağını, yine hat başı … TL + KDV olarak ihale kazanıldığını, müvekkili tarafından ilgili ihale kazanıldıktan sonra önceki yıllarda ihaleyi kazanan ve servis işini yapan davacı şirket tarafından müvekkili şirkete başvurularak, ihaleyi taşeron olarak yapmak istediklerini zira önceki yıllarda da bu işi kendilerinin yaptığını müvekkiline ilettiklerini, müvekkilinin de servisçiler odasına bağlı esnafın gelirine engel olmamak adına bu teklifi kabul ettiğini, taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince davacı ile 6 hat ile için her şey dahil …’er TL’ye (…, …, …, …, …, … plakalı araçlar yönlendirilmiştir.) , 6 hat için ise her şey dahil …’şer TL’ye(…, …, …, …, …, … plakalı araçlar) günlük olarak anlaştıklarını, buna göre davacı tarafından bildirilen servislerdeki şoförlerin sigortalarının yapıldığı, bordroları düzenlendiğini ve hesaplarına da ödemelerin yapıldığını, bordroda yapılan ödeme sonrası kalan bedel için davacı tarafından fatura kesildiğini, bu fatura bedellerinin ise kurum tarafından müvekkiline hak ediş ödemesi yapıldığı zaman davacıya ödendiğini, ihale gereği bu hakediş ödemelerinin de 3-4 ay sonra ödendiğini, aha önce de ihaleyi kazanıp işi yürüten davacı tarafın da bunu bildiğini ve kabul ettiğini, kesilen ve ödenen tüm faturalar bahsi geçen usulde kesilerek ödendiğini, hiçbir itirazda da bulunulmadığını, buna göre de yıl başından … faturası dahil tüm faturaların davacıya ödendiğini, yapılan harcamalar sonucu kalan bedelin ise müvekkili şirketin ihaleden kazancı olduğunu, müvekkili ile davacı şirketin bahsi geçen şekilde ihaleyi yürütürken … yılı … ayında öncelikle … … ile … yılında …’ne ait personelin taşınması için ihale düzenleneceğinin açıklandığnı, bu ihalenin iptal edildiğini ve … ile ihale yapıldığını belirterek sonuç olarak davanın reddini, Davacının icra takibine yapılan itirazın iptali talebinin reddi ile davacının kötüniyetle takip başlatılmasından ötürü %20’den az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Faturaya dayalı cari hesap bakiye alacağına ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce Antalya Vergi Dairesinden davalının BA form kayıtları mahkememiz dosyasına celp edilerek incelenmiştir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde …-TL faturalardan kaynaklanan bakiye alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu tarafça icra dairesine süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Tarih, … Esas … Karar Sayılı ilamında, “… davalı tarafından form BA belgeleriyle vergi dairesine bildirildiği, bu nedenle söz konusu faturanın ve fatura içeriği malzemenin teslim edildiğinin kabulü gerektiği…” belirtilmiştir.
Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararı).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. Maddesinde bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılacağı, buna göre fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz ise de ticari defterlere kaydedilmiş olması malın teslim alındığı ve içeriğinin kabul edildiğine karine teşkil eder. Yine aynı madde uyarınca, faturanın içeriğine kanunda öngörülen süre içerisinde itiraz edilebilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Yine anılı maddenin 2. fıkrasında kanuni bir karineye dayanan tarafın, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu belirtilmiş; kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı tarafın kanuni karinenin aksini ispat edebileceği kabul edilmiştir.
Kanuni karine, belli bir vakıadan, belli olmayan diğer bir vakıa için kanun tarafından çıkarılan sonuçtur. Kanuni karineler de adi kanuni karine ve kesin kanuni karine olarak ikiye ayrılmaktadır. Adi kanuni karineler aksi ispat edilebilen karineler iken, kesin kanuni karinenin varlığı hâlinde karşı taraf bunun aksini ispat edemez (K., Baki: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ocak 2021, S. 244 vd.). Karinenin varlığı hâlinde, karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini ispatla yükümlüdür. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir. (Bakınız: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2021 Tarih 2017/(19)11-926 Esas 2021/177 K. Sayılı ilamı)
6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir (Bakınız Yargıtay … Hukuk Dairesi … T. … E. … K. Sayılı ilamı).
Davalı tarafça her ne kadar verilen hizmetin ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de; davaya konu hizmet nedeni ile … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu, … Tarihli … nolu faturaların keşide edildiği ve iş bu faturaların davalının BA kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının tacir olduğu, TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir delil bulunmadığı gibi ayıbın ispatına ilişkin herhangi bir delil de ibraz edilmediğinden davalının ayıp iddiasına itibar edilmemiştir. (Bakınız Yargıtay … Hukuk Dairesi … T. … E. … K. Sayılı ilamı).
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Davalı taraf, takibe itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde ödeme defiinde bulunmadığı gibi akdi ilişki ve hizmet alımına ilişkin itirazı da söz konusu olmadığı, her ne kadar hizmetin ayıplı ifa edildiği itirazında bulunulmuş ise de, yukarıda açıklanan nedenler ve ayrıca ayıplı ifa nedeni ile takas mahsup talebinde de bulunulmadığı gibi dosyaya sunulan belgeler ile yapılan iş ile illiyet bağının kurulamadığı ve usulüne uygun deliller ile bu hususu ispat edilemediği, ayrıca davalı tarafça hizmetin ayıplı ifa edildiğine ilişkin herhangi bir ihtarname keşide etmediği (dosyaya EKAP üzerinden yapılan bir e posta çıktısı sunulmuş ise de, bu iletinin muhatabının … olduğundan nazara alınmamıştır) ve dolayısıyla da iş bedel ödemeye gelince ayıp savunmasında bulunduğu anlaşılmış; takip dayanağı faturaları form BA belgeleriyle vergi dairesine bildirildiği, bu bildirilen faturalar yönünde akdi ilişkinin ve fatura ile fatura içeriği malzemenin teslim edildiği ve bildirilen alacağın …-TL olduğundan, davanın takip talebinde belirtilen alacak üzerinde kabulüne, likit olan alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile;
Takibin kaldığı yerden devamına,
…-TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen …-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan …-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭…-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam ‭…-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan ….TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)