Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/13 E. 2022/12 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/13 Esas
KARAR NO : 2022/12
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıdan olan alacağını alabilmek adına Antalya … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının kötü niyetli olarak, borcunu ödememek adına icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu icra takibine konu alacakların, … Şti.’nin Vergi borçlarının … tarafından ödenmesine ilişkin olduğunu, … tarihinde yapılan, davacı …, davalı … ve davalının eşi … tarafından imzalanan, Ortaklık Hisse Devir ve Ödeme Protokolünde belirtildiği üzere, “… Şti.’ nin Vergi, SGK, stopaj, damga vs. borçlarının toplamı … TL olup … … TL’sini ödenmesi için …’a verdiğini, … tarihinden itibaren … Şti.’ nin Vergi, SGK, stopaj, damga vs. borçlarının ödenmesi sorumluluğunun …’a aittir ve onun tarafından gerçekleştirilecektir. ” denildiğini, davacının, protokole göre … TL ödemeyi …’a yaptığını, ancak davalı …’un, kendi üzerine düşen ödemeleri SGK ve Vergi Dairesine ödemediğini, bu nedenle, şirketin devrinden önceki borçlardan Vergi Dairesince davacı …’in sorumlu tutulduğunu, bu sorumluluk nedeniyle de …’in … tarihinde … TL’yi vergi dairesine ödemek zorunda kaldığını, …’in bu borçların ödenmediğini Vergi dairesi tarafından taşınmazlarına haciz konulması ile öğrendiğini, öğrendiğinde …’u aradığını ancak davalı …’un bu borçları ödemeyeceğini ne yapabiliyorsa yapmasını söylediğini, davacı …’in, davalı ile imzaladığı … tarihli Ortaklık Hisse Devir ve Ödeme Protokolüne davalının riayet etmemesi nedeniyle … tarihinde davalıya karşı Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında tazminat davası açtığını, söz konusu davada, “… tarihli Ortaklık Hisse Devir ve Ödeme Protokolüne göre …’ in üzerine düşen … TL ve … TL ödemeyi yapmış olduğunu, protokole göre …’in sorumluluğunu yerine getirdiğini, ortaklar arasında yapılan anlaşmaların kamu alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceğini, ancak iç ilişkide geçerli olduğu ve davacının kendi dönemi ile kamuya yapmış olduğu bir ödeme var ise protokole göre kendi üstüne düşen ödemeleri yaptığında ödeme ile ilgili bir belge sunması durumunda bunu davalı …’ a rücu edebileceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir” denilerek davanın reddedildiğini, Söz konusu davada, …’in bir ödeme yaptığına dair belgesinin olması durumunda …’a rücu edebileceğinin belirlendiğini, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da aynı hususların belirlendiğini, açıklanan nedenlerle, davalının Antalya … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, davalı itirazında haksız olduğu için asıl alacağın %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalının itirazında kötü niyetli olduğundan kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkilinin ve müvekkilinin yetkilisi olduğu dava dışı …Şti. İle ilgili önceki olaylara değinmeden, kendisinin şirket ortağı olduğu dönem içinde müvekkiline verdiği maddi ve manevi zararları gözardı ederek ve müvekkilinin şirkete katılımından önce, verdiği yazılı ve sözlü taahhütlere değinmeden ve müvekkili tarafından çekilen ihtarlar ile temerrüde düşürüldüğünü mahkememizden gizleyerek yalnızca … tarihli protokolü dikkate alarak, kendi taahhüt ve sorumluluklarından kurtulma amacı ile işbu davayı açtığını, müvekkilinin, davacının avukat olması nedeni ile güvenilir bulduğunu ve yukarıda bildirilen dava dışı şirkete davacı … ve davacının …’in yanına üçüncü ortak olarak … tarihinde katıldığını, kendisine … tarihinde, şirket karar defterinde 1. Madde olarak yazılı olduğu şekli ile “… tarihine kadar şirketin SSK, vergi dairesi gibi kamu kurum ve kuruluşları ile üçüncü kişilere olan borçlarından ortaklardan … sorumlu tutulmayacak” taahhüdü üzerine müvekkilinin şirket müdürü olmayı kabul ettiğini, aynı kararın 2. Maddesinde ise; bu tarihten sonraki dönem içerisinde, eskiden kaynaklanan geçmişe yönelik, yukarıda belirtilen alacak ve borçlardan; ortaklardan … sorumlu olmayacak, ancak … tarihinden itibaren şirketin borçları ve alacaklarından her ortak hissesi oranında sorumlu olacaktır” kararı bulunduğunu, bu açık taahhüde rağmen davacı ve diğer ortak …’in şirketin kamu borçlarını ödeme konusunda adım atmayarak şirket müdürü olan müvekkilini zor ve ağır bir icra ve borç ödeme yükü ile karşı karşıya bıraktıklarını, bunun üzerine müvekkilinin, şirketi, Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiyeli Noter ihtarı ile toplantıya çağırdığını, ortakların toplantıya icap etmemesi ve borçları ödeme iradesi göstermemesi ve ayrıca cevabi ihtarnamede müvekkiline karşı mesnetsiz iddialarda bulunması üzerine Karşıyaka … Noterliğinden … tarih ve … yevmiye ile aynı noterliğin … gün ve … sayılı yevmiye numaralı ihtarları ile keyfiyetin kendilerine bildirildiğini ve şirket müdürlüğü görevinden istifa edeceğini bildirdiğini, buna rağmen hiçbir toplantıya katılım sağlanmadığını, müvekkilinin istifa gibi en doğal hakkına saygılı davranılmadığını ve adeta şirket müdürlüğüne mahkum edildiğini, bu esnada kendi şahsi ihtiyaçları için … mevkiinde elinde bulunan bir arsayı satmaya çalışan davacının, bu mülkün üzerinde haciz olduğunun ortaya çıktığını, buradan da görüleceği gibi, davacının üzerindeki kamu alacakları için ihtiyati tedbir kararının çok önceden başlatılan bir işlem zinciri olduğunu, özellikle … tarihi öncesine ait bu ağır kamu borç yükünün ödenmesi konusunda davacı olan ve aynı zamanda … vekili de olan … ile görüşüldüğünü, 6111 sayılı kanun kapsamında yapılandırmaya gidilmesinin istenildiğini, müvekkilinin zaman zaman kendi kaynaklarından verdiği maddi desteğe rağmen bu yapılandırmayı sürdüremediğinin görüldüğünü, yapılandırmanın ilk dönem için bozulduğunu ve davacının üzerindeki kamu alacağı haczinin devam ettirildiğini, … de pilot olan müvekkilinin, bu ağır kamu borçları nedeni ile yurt dışına çıkması konusundaki ağır risk ve …’nin bu risk nedeniyle müvekkilini işten çıkarma durumu birlikte değerlendirildiğinde, ağır kamu borçları altında şirket ortaklık yapısının devam ettirilemeyeceği anlaşıldığından, … ve …’in ortaklıktan çıkarılmasının kaçınılmaz olduğunu, bu konuda, … tarihli protokol esas alındığını, bu protokole göre önceki dönem borçlarının … ile …’e ait olduğunu, … tarihi ile … tarihleri arasındaki borçlardan tarafların hisseleri oranında sorumlu olacaklarını, iyi niyetli bir davranış olarak müvekkilinin ortaklığın sonlandırılacağı … tarihinden önce sorumluluk üstlenerek, … tarihinden itibaren olan borçları devralacağının bildirildiğini, … tarihli protokolde açıkça belirlendiği gibi, tarafların birbirine yapacakları ödemeler ve ödeme şekli ve ödeme taahhütleri ile ilgili kararlaştırıldığını, bu protokolün 1. Maddesine göre; “Şirketin … tarihi itibari ile 6111 Sayılı kanunla düzenlenen yapılandırma tutarları dahil olmak üzere, SGK pirim borcu yaklaşık … TL, vergi borcu KDV, stopaj, kurumlar, damga vs borcu … TL olarak belgelendirilebilmiştir.” yazdığını, çünkü belgelendirilemeyen vergi ve diğer kamu borçları ile üçüncü kişilere olan borçların nasıl ödeneceğinin … tarihli protokolde açık bir şekilde hükme bağlandığını, şirketin bu yazılı güvence kapsamında ilgili taraflardan devralındığını, …’ne olan ilan ve reklam borcunun … yılına ait olduğunu ve bizzat davacı tarafından yapılandırıldığını, ancak davacı tarafından ödenmeyen ilgili borcun müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını, … tarihli protokolde, üçüncü kişilere olan borçlara da değinilmediğini, çünkü üçüncü kişilere olabilecek borçlar konusunun … tarihinde kararlaştırıldığı gibi devam edeceğini, bu protokolde özellikle vergi ve SGK borçları konusunda tarafların birbiri ile olan durumu ve sorumluluklarını kapsadığını, idari yaptırım ve cezaların da bu protokolde kapsam dışında olduğunu, çünkü bu konudaki sorumluluklar da … tarihinde kararlaştırıldığı gibi devam edeceğini, … tarihli protokolde, belgelenebilen, tarafların birbiri ile açık sözlü olarak paylaştığı ve resmi olarak yasal işlem başlatılan borçların kapsandığını, protokolün hiç bir yerinde tüm borçların kapsandığı ifadesinin bulunmadığını, davacının … yılında şirkete … tarafından kesilen borçtan kurtulmak niyetinde olduğunu, müvekkilinin bu borcu … yılında …’e yardımcı olmak üzere iyi niyetle … Dairesi’ne gittiğinde, …’e yapılan bilgilendirme sırasında öğrendiğini, bununla birlikte, davacının, müvekkili henüz şirket ortağı olmadan önce açılan …bank hesaplarında da borç olduğunun tespit edildiğini ve yaklaşık … TL ödenenerek hesaptaki borçların kapanmasının sağlandığını, ilgili borcun … yılından önceye ait ve ödenmesi davacının sorumluluğunda olmasına rağmen, yine ödemeye yanaşılmaması sebebi ile … yılında müvekkili tarafından ödenen borçlardan olduğunu, … tarihli protokolün 6. Maddesi: ” Bu devir işlemi ile birlikte taraflar birbirlerine karşı ve şirkete karşı ibra edilmiş sayılacaklar, birbirlerinden başkaca talepte bulunmayacaklardır.” şeklinde düzenlendiğini, bu maddeden de anlaşılacağı üzere, bu ibranın şirket ortakları ve şirket arasındaki bir ibra ve tarafların kamu borçları ile üçüncü kişilere karşı bir hükmü bulunmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte takas ve mahsup taleplerinin olduğunu, buna göre müvekkilinin şirketi devraldıktan sonra, SGK tarafından destek prim ödemeleri nedeniyle emekli maaşına haciz uygulandığını ve şirket yüzünden zarara uğradığını, kötüniyetle açılan mevcut davanın asıl mağduru olan müvekkilinin, … TL üzerinden uygulanan haciz nedeni ile ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu halde ilgili ödemenin, davacı payına düşen … TL ile yukarıda bildirilen …bank hesaplarındaki borçların kapatılması için yine müvekkili tarafından yapılan … TL ‘nin ve … Başkanlığı tarafından yazılan ilan ve reklam vergisinin müvekkili tarafından … Dairesi’ne yapılan ödemenin de takas ve Mahsubunu talep ettiklerini, davacının talebinden daha fazlasının müvekkili tarafından ödendiğinin yargılama esnasında tespit edildiği takdirde fazla ödemenin de ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında “… Dava, ortaklığa ait vergi borcunu yapılandırarak ödeyen davacı ortağın hissesi oranında davalıdan rucuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dava niteliği itibarıyle ortaklar arası rucuen tahsil istemine ilişkin olduğundan, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, davalı vekilinin görev hususundaki istinaf başvurusu yerinde değildir.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda, Dava dilekçesinde de açıkça … Şti.’nin vergi borçları nedeniyle rücu hakkına dayalı olarak alacağın tahsili için icra takibine girişildiğinin belirtildiği gözetilerek dava, ortaklığa ait vergi borcunu ödeyen davacı ortağın düzenlenen protokol uyarınca ödediği bedeli davalı ortaktan rucuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Yukarıdaki emsal karar ilamında da belirtildiği üzere dava niteliği itibarıyle ortaklar arası rucuen tahsil istemine ilişkin olduğundan, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle; davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu ve dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği, düşünce ve yargısına varılmış ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, karar (İstinaf incelemesi sonucu) kesinleştiğinde (veya İstinaf edilmeksizin kesinleşip merci tayini yolu ile mahkememizin görevsiz olduğu tespit edildiğinde) ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Yargılama giderlerinin 6100 s. HMK’nin 20 ve 331/2. maddeleri uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemece takdir edilmesine, davaya görevli mahkemesinde devam edilmemiş olması ve talep halinde ise mahkememizce gerekli kararın verilerek değerlendirilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılıp kullanılmayan gider avansından artan kısmının 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesine göre karar kesinleştiğinde (ve dosyanın görevli mahkemeye süresinde gönderilmemesi halinde) re’sen davacıya iadesine,
4-Kararın İstinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmesi halindeAntalya … Asliye Hukuk Mahkemesince de daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Antalya BAM … Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
Dair; Tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 345. Maddesi gereğince (2) iki hafta içinde ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/01/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.