Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/822 E. 2022/376 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/822
KARAR NO : 2022/376
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … arasında yapılan sözlü anlaşma kapsamında, … adet karışık … ve … siparişi verildiğini, bu kapsamda da davalıya … tarihinde … USD tutarında EFT işlemi geçildiğini, bu hususun da müvekkili şirketin ticari defterlerine “…” şeklinde işlendiğini, ödemenin de şirketin … Bankası USD hesabından gerçekleştiğini, geçen yıllara rağmen şirket adına fatura düzenlemediği gibi irsaliye evrakları konusunda da hiçbir işlem yapılmadığını, sipariş edilen malların da hiçbir zaman gönderilmediğini ve teslim edilmediğini, müvekkili şirketin günümüz devalüasyon ve ekonomik kriz şartlarında telafisi çok güç zarara maruz kaldığını, yapılan ödemeye rağmen siparişin teslim edilmemesinin müvekkili şirket açısından sözleşmenin iptali sebebi olduğunu yada yapılan ödemenin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik …-TL tutarında bedelin davalıdan ödeme tarihinden, mahkeme aksi kanaatte ise dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı müvekkili arasında herhangi bir sözlü yada yazılı bir ticari anlaşma mevcut olmadığını, davacının taraflar arasında sözlü anlaşma olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacının taraflar arasındaki iddia ettiği anlaşmayı yazılı delille ispat etmesi gerektiğini,Müvekkilin, davacıya karşı herhangi bir … satımı veya teslimi yönünde anlaşması veyahut taahhüdünün de söz konusu olmadığını, davacının müvekkiline gönderdiği havalede herhangi bir açıklama yer almadığını, bu nedenle davacının gönderdiği paranın borç ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacının gönderilen paranın avans olduğu yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Dosya içerisine, davacı vekilince dekont sureti ibraz edilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, Vergi Dairesinden, esnaf ve Sanatkarlar Odasından davalının tacir olup olmadığı sorulmuştur.
Dava; avans olarak gönderildiği iddia edilen para karşılığında ürün teslim edilmediği iddiasına dayalı, ödenen bedelin kısmen iadesine ilişkin alacak davasıdır. Kısmi dava olarak açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından davalıya gönderilen paranın avans olarak mı yoksa borcun ifasına yönelik olarak mı gönderildiği noktasında toplanmaktadır.
Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabında davalı … ‘ in … mükellef kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olarak kabul edileceği belirtildiğinden mahkememizce işin esasına geçilmiştir.
Davacı tacir olup delil olarak ticari defter ve belgelere de dayanılmış olmakla davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … tarafından ibraz edilen … havale tarihli raporda sonuç olarak, taraflar arasında banka kanalıyla para transferleri yapılı olduğu, başkaca fatura, çek, senet, tahsilat tediye Vb. ödeme araçları ve belgeleri kullanılarak işlem yapılmadığı, davacının defterlerinde dava konusu … USD karşılığı … TL’nin … tarihinde,… nolu Verilen Sipariş Avansları hesabında davalı adına borç olarak kayıtlı yer aldığı, davalının da davacı adına … tarihinde … TL ve … tarihinde … TL tutarlı havaleleri davacı adına … Bankası Hesabına para gönderdiği, davalının ticari defter tutmadığı, … Müdürlüğü müzekkere cevabına göre; sadece, … Vergi Mükellefiyet Kaydının bulunduğu, davacının ticari defterlerinde para alış verişleri neticesinde davalı adına takip edilen … Verilen Sipariş Avansları hesabında … TL alacağının kayıtlı yer aldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 555 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (…), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Yargıtayın yerleşik içtihatları da bu yöndedir.
İş bu yasal düzenlemeler ve yerleşik içtihatlarla birlikte tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının davalıya banka havalesi ile gönderdiği paranın alınacak olan mallara ilişkin avans niteliğinde olduğunu ve karşılığında mal almadığını iddia etmesine rağmen davalının tacir olmadığı, aralarında mal alım satımına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi davalının havalenin borcun ödenmesine yönelik olduğu yönündeki iddiasın ve bu husustaki yasal karinenin aksini ispat edecek yazılı bir delil ibraz edilmediği ve dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
6-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davacıdan alınarak HAZİNEYE gelir KAYDINA,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.10/05/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)