Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/811 E. 2022/234 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/811 Esas
KARAR NO : 2022/234
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 25/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar aralarında bir ticari dava görüldüğünü ve … Mahkemesinin … tarih ve … … … karar sayılı ilamının oluştuğunu, ancak davalının …-… yıllarında alacağını haczetmek için farklı yollara başvurduğunu, müvekkilinin … yılında kararın var olduğu ve tarafların yaşadıkları ülke olan … hukukunun kendine verdiği hukuksal hakkı kullanarak tüm borçlarını hukuksal hak yoluyla ödenmiş kılacak olan iflas yasasını değerlendirerek tüm borçlarının hukuksal yoldan silinmesini talep ettiğini, … yılında sonuçlanan iflasla borçların silinmesinin sonuçlandığını, ancak davalıların davacının …’de mal varlığını öne sürerek bu borçların silinmesine itiraz ettiklerini, hukuksal çekişmenin yaşandığı ülke hukuka göre yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesi konuyu … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı karar ilamından anlaşılacağı üzere oldukça geniş kapsamlı inceleyerek, o dosyadaki davalı …’ın özellikle …’deki mal varlığı ve çalışıp gelir elde etmesinin iflasa, dolayısıyla iflas yoluyla borçların silinmesine engel olup olmayacağını incelediğini, mahkemenin kararında …’de mal varlığı ve çalışıp gelir elde etmesinin kişinin özel koşullarında borçların silinmesini sağlayan iflasına engel olmadığını ve adı geçen listedeki tüm borçların, davalılara olan borçlar da dahil olarak silindiğini ve davacının davalıya bir borcu olmadığını … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı karar ilamı ile karara bağladığını, bu davadaki davalılar … ve …’ın karara itiraz hakkını da kullandığını ve konuyu üst mahkemeye taşıdığını, üst mahkemenin de konuyu ayrıntılı bir şekilde inceleyerek yerel mahkemenin kararının doğru olduğunu onayladığını ve sonucu kesinleşmiş karar için yerel mahkemeye iade ettiğini, mahkemenin verdiği kararın … tarih ve … sayılı karar ilamı ile kesinleştiğini, böylece … tarih ve … karar sayılı ilamın da ortadan kalktığını ve varlığını yitirdiğini, davalı tarafın hukukun üstünlüğünü yok sayarak …’ye tanıma tenfiz davası açarak aslında hukuku, infaz edilmiş bir kararı yeniden var etmeye çalışarak yanıltma yoluna gittiğini, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin aslında kararın zaten infaz edilmiş olmasını dahi dikkate almaksızın Tanıma ve Tenfiz davalarında kararın içeriğine bakılmaksızın sadece varlığına bakarak karar vermesi yoluyla kararın tanındığını ve tenfiz edildiğini, zaten haczedilmiş bir kararın şimdi ikinci kez davalılar tarafından haczedilebilir hale gelmeye çalışılmakta olduğunu, söz konusu durumun hukuksuz olduğunu, kamu vicdanını rahatsız etmekte olduğunu, usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar bu konuda istinafa gidilecekse de asıl olan borcun haczedildiğini kesinleştiren kararın da tanınması ve tenfizi yoluyla … mahkemesinin … tarih ve … karar sayılı ilamını …’de de hükümsüzleştirmek gerekmekte olduğunu, dava süresince davacının sağlık durumunu da dikkate alan kararlarda yine davacının sağlık sorunlarının hukuksal olmayan ancak hukuksal sıralama gerektiren durumdan dolayı ve haksız yere taşkın ve aşırı zarar görmemesi adına Antalya … Asliye Ticaret mahkemesinin konuyla ilgili tanıma ve tenfiz kararının, … sayılı karar ilamının tanıma tenfiz davası … mahkemesinin … tarih ve … karar sayılı ilamını ortadan kaldıran , … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı karar ilamı ve yine bu kararın istinaf edilmesi neticesinde üst mahkemenin adı geçen karar ilamını onaylaması ile kesinleşen … tarih ve … sayılı karar ilamının tanınması ve tenfizini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında davacısı işbu dosya davalıları, davalısı işbu dosya davacısı olan kişiler arasında alacağa ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davası açıldığını ve açılan davanın davalılar yönünden kabul ile sonuçlandığını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyasında işbu dosya davacısının …’da iflas etmiş olduğu, …’daki iflasın … de geçerli olduğu, … iflas kararının …’da kesinleşmiş olduğu bu sebeple …’de iflasın geçerli olduğu, ortada kesinleşmiş bir yabancı iflas kararı olduğundan alacağa dair kesinleşmiş … mahkeme kararının tanınmaması ve tenfiz edilmemesinin talep edildiğini, mahkemece itirazların reddine karar verildiğini ve sunulan alacağa dair yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, itirazları sonuç vermeyen işbu dosya davacısının bu kez diğer dosyada ileri sürdüğü … iflas kararının …’de tanınması için işbu davayı açtığını, tanınması istenen yabancı iflas kararının gerçek kişinin iflasına dair bir karar olduğunu, … maddeye göre … ‘de tanınması ve tenfizi mümkün olmadığını, tanınması ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının … yılında verildiğini, … ve … yıllık sürelerin dolduğunu, yani şu anda davacının …’da artık müflis olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; tanıma ve tenfizi istenen … Mahkemesinin … tarih … karar sayılı ilamını ortadan kaldıran, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı karar ilamı ve yine bu kararın istinaf edilmesi neticesinde üst mahkemenin adı geçen karar ilamını onaylaması ile kesinleşen … tarih ve … sayılı kararın kesinleşme şerhli onanmış örneği ve onanmış tercümesi sunulmuştur.
Dava; … Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının tanınma ve tenfizine yöneliktir.
Hukuk davalarına yönelik olarak yabancı mahkemelerden alınmış olan ilamların tanınması ve tenfiz edilebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK’un 50. maddesi gereğince ilamın yabancı mahkemenin kanunlarına göre kesinleşmesi, 5718 sayılı MÖHUK’un 54. maddesi gereğince kararın verildiği devlet ile … arasında karşılıklılık bulunması, kararın münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konudan verilmemiş olması, yine kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, 5718 sayılı MÖHÜK’un 55/2. maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş olmaması veya yerine getirilmesine engel bir sebebin ortaya çıkmamış olmasına bağlıdır.
Davaya konu … Mahkemesinin … tarih … karar sayılı ilamını ortadan kaldıran, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı karar ilamı ve yine bu kararın istinaf edilmesi neticesinde üst mahkemenin adı geçen karar ilamını onaylaması ile kesinleşen … tarih ve … sayılı kararın kesinleşme şerhli onanmış örneği dosyaya sunulmuş olup, … mahkemesince davacının … yasalarına göre kendine verdiği hukuksal hakkı kullanarak tüm borçlarını hukuksal hak yoluyla ödenmiş kılacak olan iflas yasası değerlendirerek tüm borçlarının hukuksal yoldan silinmesini talep ettiği ve mahkemece verilen kararda davalılar da dahil olmak üzere davacının iflasla borçlarının tamamının silinmesi ile sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Hukuku açısından iflas kurumunun irdelemesinde külli icra olarak da nitelendirilen bu durumda borçlunun haczi kabil tüm mal ve haklarının alacaklılardan biri tarafından talep üzerine ticaret mahkemesince verilen iflas kararı üzerine iflas masasına dahil olur ve tüm alacaklıların katılımı ile iflas idaresince mal ve haklar paraya çevrilerek alacaklılara ödenir. Kısacası Türk Hukuku açısında iflas borcu sona erdiren bir durum olarak düzenlenmemiştir. (Baki Kuru İcra İflas El Kitabı syf 920 vd.) 5718 sayılı yasanın 54/c. maddesi gereğince yabancı mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzenine yönelik tanımlama yapılmamış olmakla birlikte hükmün açıkça kamu düzenine aykırı olmamasının aranmasından ötürü tenfiz aşamasında mahkeme hakimine sınırlama getirilmiştir. Doktrinde kamu düzenine yönelik olarak bazı kriterler tespit edilmiş olup, örneğin Türk mahkemelerinde tenfiz kararı verecek olan hakim kural olarak yabancı mahkeme kararının doğruluğunu incelemeyecektir (… yasağı). Aksi halde aynı davanın Türk mahkemelerinde tekrar görülmesi yeni bir kararın ortaya çıkması sonucunu doğuracaktır. Tenfiz hakimi tenfize yönelik açılan davada Türk hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensipleri ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli bulunan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararının tenfiz edemeyecek her olayın özelliğine göre inceleme ve değerlendirme yapmak durumundadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında Kanunun 54/c maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, tenfiz şartları içinde sayılmıştır. Başka bir anlatımla, tenfizi istenen kararda yasada öngörülen diğer koşullar gerçekleşse dahi hüküm sonucu itibarı ile kamu düzenine aykırı ise tenfiz edilemeyecektir. Bu bağlamda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun … tarih ve … ve … tarihli kararında kabul edildiği üzere; kamu düzeninin çerçevesi Türk hukukunun temel değerlerine, Türk genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı genel siyasete, Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak prensip ve özel hukuka ait iyiniyet prensibine dayanan kurallara, medeni toplulukların müştereken benimsedikleri ahlak ilkeleri ve adalet anlayışının ifadesi olan hukuk prensiplerine, toplumun medeniyet seviyesine, siyasi ve ekonomik rejimine, insan hak ve özgürlüklerine aykırılık şeklinde çizilebilir. Bu kararda ayrıca iç hukukta kamu düzeninin, tarafların uymak zorunda oldukları, kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kurallar olarak anlaşılması gerektiği de belirtilmiştir. Şu halde kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan emredici hükümlerin Türk kamu düzenini ihlal edebileceği akla gelmekte ise de her emredici kuralı ihlal eden yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenini ihlal edeceği söylenemez. Burada ölçüt; İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri nitelikte bir kuralın varlığıdır. Böyle bir kuralın varlığını ihlal eden yabancı mahkeme ilamının tenfizi Türk kamu düzeninin ihlaline yol açacağından, kabul edilmeyecektir. Türk kamu ve özel hukukunda emredici bir kanun hükmünün, Türk kamu düzenine ilişkin bir kural olup olmadığının tespitinde; o kanunun düzenlenme amacının, konusunun ve koruduğu menfaatlerin gözetilmesi gerekir. Yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemiyle açılan somut uyuşmazlıkta, yukarıda tanımlanan ilkeler ve ölçüt çerçevesinde davacının … mahkemesi kararı ile iflasına ve tüm borçlarının silinmesine dair karar açıkça kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğinden tanıma ve tenfizi mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır