Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2022/326 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/794
KARAR NO : 2022/326
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı tarafın, müvekkilinin … isimli işletmesinde … tarihinden, istifa ederek iş yerinden ayrıldığı … tarihine kadar, Aşçı Yardımcısı olarak çalıştığını, davalının iş akdini istifa ile sonlandırdıktan sonra, müvekkili ile arasında imzalanan, … Tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin, … Sayfa, … numaralı maddesinde düzenlenen Rekabet Yasağı Maddesini ihlal ederek, müvekkilinin işletmesi ile aynı il ve hatta ilçe sınırları içerisinde olan “…” adresinde kurulu, müvekkili işletmeye rakip, eski çalışanlarından … ait, … adlı işyerinde çalışmaya başladığını, müvekkiline ait işyerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı bu işyeri, tıpkı müvekkilinin işletme gibi … ürününe yönelik restoran işletmesi olup, müvekkilinin işletmenin menüsüyle benzer ve hatta yiyecekleri içeren, müvekkilinin işletmesiyle birebir aynı faaliyet alanında, rakip bir firma olduğunu, yapımı sabır ve özen isteyen, çok özel kuralları olan …’nin belirli bir tüketici kitlesine hitap eden bir ürün/yiyecek olup, müvekkiline ait işletmedeki Aşçı Yardımcısı pozisyonu nedeniyle, işletmenin üretim sırları, ürünlerin üretimiyle ilgili özel reçeteler, tarifler, müşteri çevresi vs. gibi müvekkilinin yaptığı tüm işler hakkında kolayca bilgi edinme şansına ulaşabildiğini, müvekkiline ait işletmede çalıştığı sürece edindiği deneyimleri, öğrendiği bu bilgileri ise, müvekkiline rakip olan ve şu an halen çalıştığı … adlı işletme yararına ve müvekkili işletme zararına kullandığı tespit edildiğini, davalının, müvekkiine ait işletmeye rakip bir firmada çalıştığının öğrenilmesi üzerine, taraflarınca derhal davalı tarafa İhtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafça, anılan ve dava dilekçesi ekinde sunulan … Tarihli Belirsiz Süreli iş sözleşmesinin olmadığı şeklinde, Antalya … Noterliği … Tarih, … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gerçek dışı beyanda bulunduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak karşı taraf ile uzlaşma sağlanamadığını belirterek sonuç olarak, davanın kabulüne, belirsiz alacak davası olarak, şimdilik … TL tazminat alacağının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, somut olay bakımından, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde haksız rekabetten kaynaklanan tazminat isteminde bulunmuş ise de, müvekkilinin, davacı şirketin eski çalışanı olması ve talep ettikleri üzere cezai şart ödenmesini öne sürdüklerinden bahisle davacı şirket alacağın değerini belirleyebilecek konumda olup işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılması yerinde olmadığını, işbu dosyaya, emsal teşkil etmesi amacıyla Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi … esas … karar sayılı gerekçeli kararının bu dava ile benzer davalar olduğunu, ve … ŞTİ.’nin davacı sıfatıyla haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemiyle dava açtığını, davacının iddia etmiş olduğu üzere müvekkilinin davacı şirkette belirsiz iş sözleşmesi kapsamında çalışmış ve davacı şirketten istifa etmiş olduğu beyanını kabul etmediklerini, müvekkili ve davacı şirkete ait … isimli işletme ile arasında imzalanmış yazılı bir iş sözleşmesi olmadığını, davacının işletmesinde müvekkilinin sözlü olarak deneme süresi kaydı ile çalıştığını, davacının müvekkiline ait iş sözleşmesinin belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğuna dair beyanının doğru olmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında herhangi bir yazılı – yazısız belirsiz iş sözleşmesi yapılmadığını, müvekkil, ile davacı şirket arasında herhangi bir yazılı belge olmadığını, davacının sunmuş olduğu … tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi aslına, imzaya, sözleşmenin kendisine itiraz ettiklerini belirterek sonuç olarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava: İş akdinin sona ermesinden sonra haksız rekabet nedeniyle açılan tazminat istemine ilişkindir.
Antalya SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davalı …’ın çalışmalarını gösterir hizmet cetveli, çalıştığı iş yerini gösterir unvan belgesi ve temin edilebilen tüm giriş çıkış bilgileri dosyamız arasına getirtilmiştir.
Davacı tarafça davalının iş akdinin sona ermesinden sonra iş akdindeki rekabet ve gizlilik yasağına aykırılığı nedeniyle zarara uğranıldığı gerekçesiyle sözleşmenin … maddesinin Rekabet Yasağı başlıklı (…) fıkrasındaki cezai şarta ilişkin koşulların gerçekleştiği belirtilerek tazminat talep edilmiştir.
Davalı tarafça, taraflar arasında yazılı bir iş sözleşmesinin bulunmadığı, davalının iş yerinden istifa etmediği, davacı ile dava dışı … arasında uyuşmazlık çıkmadan önce davalıya … adlı işletmede çalışması gerektiği beyan edildiği, yazılı bir rekabet sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi talep edilmiştir.
6098 Sayılı Kanun’un 444.maddesinde “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”
Aynı Kanun’un 445.maddesinde “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
Davacı şirket ile davalı arasındaki … tarihli iş akdinin rekabet yasağı başlıklı … Maddesinin (…) bendinde “işyerinin kapalı olmasına rağmen kadronun dağıtılmaması amacı ile kış kadrosunda bulunan personellere bu dönemde verilecek eğitim giderleri işveren tarafından karşılanır. İşverenlikçe işçinin kariyeri için yapılmış bu ve benzeri yatırımlar da dikkate alınarak, 6093 sayılı Türk Borçlar Kanunun 444. 445. 445. Maddelerindeki hükümlere uygun olarak, işçinin sözleşmesinin sona ermesinden itibaren işveren ile rekabet etmekten kaçınması, kendi adına rakip bir işletme açması ve başka rakip bir işletmede çalışması iki yıl süre ile yasaktır. İşçi bu yasağa uymaz ise aynı yasanın 446. Maddesine göre brüt maaşının beş katı tutarında cezai tazminatı öder ve bunun yanında uğranılan zararı da karşılar” düzenlemesi mevcuttur.
Yukarıda belirtilen sözleşme hükümleri incelendiğinde; davalının belirsiz süreli iş akdi ile davacı kurumda işçi olarak çalıştığı, sözleşme imzalanırken yukarıda belirtilen rekabet yasağına ilişkin hükümleri kabul ettiği, bu hükümlere aykırı davranılması halinde ücretinin 5 katı tutarında cezai şart ödeyeceğini taahhüt ettiği görülmüştür. Her ne kadar davalı işçi, sözleşmedeki imzayı kabul etmemiş ise de, sözleşmedeki imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı hususu sonuca etkili olmadığından bu hususta bir inceleme yapılmamıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30/05/2018 gün, 2016/5641 Esas, 2017/1255 Karar sayılı emsal içtihadında, “…Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlığı altında düzenlenen 48. ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmıştır. 818 sayılı BK’nın 19. maddesinde bir akdin mevzunun, kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunabilir denilmekle birlikte 20. maddesinde ise akdin mevzunun gayrimümkün veya gayri muhik yahut ahlaka (adaba) aykırı olması halinde o akdin batıl olacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin tarafları, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemede özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemez. 818 sayılı BK’nın 19, 20, 349. maddelerinde bu özgürlüğün sınırları çizmiştir. Sözleşmede öngörülen rekabet yasağı; ancak işçinin iktisadi geleceğinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, yer ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise geçerlidir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalının imzaladığı hizmet akdinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde bir coğrafi alan sınırlaması bulunmaması işçinin iktisaden mahvına sebep olacak mahiyette olup, davacı şirketin faaliyet alanının tüm inşaat sektörünü ilgilendirmesi nedeniyle yukarıda açıklanan çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırıdır. Bu nedenle haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmektedir…” düzenlemesi mevcuttur.
Yine Antalya 11 Hukuk Dairesi’nin 02/03/2017 gün, 2017/2056 Esas, 2018/900 Karar sayılı kararında “… davalının imzaladığı hizmet akdinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde bir coğrafi alan sınırlaması bulunmaması işçinin iktisaden mahvına sebep olacak mahiyette olup, davacı şirketin faaliyet alanının turizm sektörünü ilgilendirmesi nedeniyle yukarıda açıklanan çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırıdır. Bu nedenle haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmektedir. Bu husus gözetildiğinde davanın esasında taraflar arasında imzalanan hizmet akdinde yer alan haksız rekabete ilişkin düzenlemelerin batıl olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafça, davalının gizlilik yasağını ihlal ettiğine ilişkin iddiayı ispata yönelik somut delil bildirilmediği anlaşılmış, mahkemece benzer gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olup, karar usul ve yasaya uygundur….” denilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede; Davacının gıda sektöründe olduğu, davalının davacı şirket bünyesinde aşçı yardımcısı olarak çalışmaya başladığı, davalının davacı şirket ile imzaladığı ileri sürülen iş akdindeki davacıya ait olsa bile sözleşmede rekabet yasağına ilişkin maddesinde bir coğrafi alan sınırlamasının bulunmadığı(Türkiye sınırları içinde faaliyet gösterdiği coğraya dahilinde) bu durumun işçinin iktisaden mahvına sebep olabilecek nitelikte olduğu bu haliyle sözleşmedeki hükümlerin çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Anılan gerekçelerle haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmünün batıl nitelikte olduğunun kabulü ile davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen …-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan ‭…-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)