Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/750 E. 2022/256 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/750
KARAR NO : 2022/256
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … yılında dava dışı … Şti. Ve … Şti. Adi Ortaklık (… – …) Şirketinde çalıştığını, işveren … – … ana yüklenici sıfatı ile birçok inşaat yaptığını, müvekkilinin çalıştığı dönem içerisinde; … yılında, ana yüklenici sıfatı ile … – …, … Üniversitesi …’nin inşaat yapım işini yüklendiğini, müvekkilinin bahsi geçen inşaatta … – … bünyesinde şantiye şefi sıfatı ile görev aldığını, ilgili inşaatın yapılması için ana yüklenici sıfatına haiz … – …, taşeron (alt yüklenici) firma olarak yine dava dışı … Şirketi (…) ile anlaştığını, bahsi geçen inşaat işlemleri yürütülürken dava dışı …, inşaat için davalıdan iskele kiralamak istediğini, … ile davalının anlaştığını ancak inşaatın …’da olması davalı şirketin ise …’da bulunması nedeni ile sözleşme imzalanamadığını ve inşaat işlerinin aksamaya başladığını, bu sırada müvekkilinin …’da bulunması nedeni ile …’ın yetkilisi; davalı ile … arasında tanzim edilen sözleşme ve evrakları vekil edene imzalattığını, müvekkilinin de şantiye şefi olarak görev aldığı inşaatta işlerin daha fazla aksamaması adına … adına formalite icabı sözleşme ve senedi imzaladığını, müvekkilinin, … ile herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, davalı, …’ın taraf olduğu sözleşmenin alt sayfasına teminat niteliğinde bir kambiyo senedi yerleştirmiş ve ilgili kambiyo senedini vekil edenin imzalaması gerektiğini aksi halde sözleşmeyi yapmayacaklarını belirttiğini, müvekkilinin zaten sözleşmeye konu iskeletlerin inşaat sonunda aynen iade edileceği düşüncesi ile işinde daha da fazla aksama yaşamamak adına ilgili kambiyo senedini de imzalamak zorunda kaldığını, ayrıca dava konusu kambiyo senedi ile sözleşme vekil edene birlikte imzalatıldığını, müvekkilinin sözleşme ve kambiyo senedini imzalamasının ardından bir süre sonra davalı, vekil edenin … ile herhangi bir bağının olmadığını, … adına imza yetkisinin bulunmadığını öğrendiğini, bunun üzerine davalı, … ile iletişime geçerek yetkili bir kişi tarafından sözleşme ve kambiyo senetlerinin imzalanması gerektiğini belirttiğini, müvekkilinin … yılı … ayında çalışmış olduğu … – …’den ayrıldığını, bu süreçte yukarıda bahsi geçen inşaat tamamlandığını, davalı, dava dışı … ile arasındaki sözleşmeden dolayı alacağı olduğu iddiası ile müvekkilinin de imzasının bulunduğu kambiyo senedini icra takibine konu ettiğini, ilgili kambiyo senedinde müvekkilinin imzasının bulunması nedeni ile icra takibine müvekkilinin de borçlu olarak gösterildiğini, davalı kambiyo senedinde imzası bulunması nedeni ile müvekkilini borçlu olarak göstermişse de müvekkilinin kambiyo senedine konu borç ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davalı, …’dan olan alacağı nedeni ile icra yoluna başvurduğunu, bu durum kambiyo senedi … TL olmasına rağmen icra takibine … TL’nin konu edilmesinden de anlaşıldığını, dava konusu kambiyo senedinde malen ibaresi bulunduğunu, sözleşme konusu iskelelerin davalı tarafından iade alındığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasındaki borçluluğunun iptalini ve müvekkilinin takip dosyasındaki davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; menfi tespit davasının açılabilmesi için arabuluculuk kurumuna başvurulması dava şartı olup bu şart yerine getirilmeksizin açılan işbu davanın usulden reddinin gerektiğini, takibe konu kambiyo senedinde davacı ile birlikte … Şti. Ve … müşterek müteselsil borçlu olduğunu, davacı diğer müşterek müteselsil borçlular ile birlikte müvekkilinden iskele malzemesi kiraladığını, yapılan işbu kiralama işlemi neticesinde faturalandırma işlemi davacının beyanı ile de sabit olduğu üzere o dönemde şantiye şefliğini yaptığı … Şti. ‘ne yapıldığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müşterek müteselsil borçlulardan …Şti’den; müvekkilinin adına takip konusu edilen tutar olan …TL alacaklı olduğunun görüleceğini, davacı müşterek müteselsil diğer borçlulardan birinin veya birlikte hareket etmekle tamamının taraf olduğu kira ilişkisine dayalı müvekkil alacağı dolayısıyla tanzim edilen senet nedeniyle müvekkile karşı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, davacının dava dilekçesinde ‘formalite icabı sözleşme ve senet imzalamıştır.’ beyanında bulunmuş olmakla; formalite olarak senet tanziminin ne demek olduğu taraflarınca bilinmediğini, davacının ticari defterleri ile sabit borca karşılık senet tanzim etmiş ve işbu senet ödenmediğini, bu nedenlerle davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: İcra Takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dava dışı … Şti. İle davalı şirket arasında iskele kiralamaya ilişkin sözleşme düzenlendiği, takip ve davaya konu senedin iş bu sözleşme gereği düzenlendiği ve davacının da davaya konu senette imzasının bulunduğu hususları ihtilafsızdır.
Uyuşmazlık: Antalya … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasından davacının senetteki imzasından sorumlu olup olmadığı ve dolayısıyla davalıya dava tarihi itibari ile borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Dosya içerisine, davacı vekili tarafından protokol, SGK’ya bildirim yazısı, Alanya … Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı taahhütnamesi suretleri ibraz edilmiş, Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından senet aslı getirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 701/3 maddesine göre; “Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.”
6102 sayılı TTK’nın 702/2 maddesine göre; “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.”
6102 sayılı TTK’nın 724 maddesine göre; “Aval veren, hamile karşı poliçeyi düzenleyen, kabul eden, ciro edenlerle birlikte, yani senedin diğer borçluları ile birlikte hamile karşı müteselsilen sorumludur.” hükümlerinin düzenlenmiş olduğu,
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu senet şeklen incelendiğinde düzenleme tarihinin …, vade tarihinin …, keşidecinin davacı …, … dava dışı … Şirketi ve …, lehtarın davalı … Şti. olduğu, bedelin …-TL olduğu, … şirket ile senet lehtarı olan … Şti. Arasında senetlerin tanzim tarihlerinde ticari bir ilişki bulunduğu, senetlerin malen ihdas kaydını içerdiği ve iskele kiralama karşılığında verildiği, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu, davacının sözleşmede belirtilen hizmetin verilmediğine veya iradesinin fesada uğratıldığına dair bir iddiasının da bulunmadığı, ayrıca ticari ilişkiye bakıldığında davacı şeklen her ne kadar düzenleyen olarak görülse de, tarafların kabulünde olan ticari ilişkiye bakıldığında davacının aslında … konumunda olduğu, bu nedenle davacının bonodan dolayı … veren olarak sorumlu olduğu, davacının borç miktarına yönelik bir itirazının da olmadığı, dolayısıyla da davacının … veren olarak imzaladığı bonodan dolayı sorumluluğunun devam ettiği ve bu durumda defter kayıtlarında mal alışveriş kaydının bulunup bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin de şartları oluşmadığından reddine dair verilen kararın davacı vekilince … havale tarihli istinaf dilekçesi ile istinaf edilmesi sonucu davaya bakan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile; …”HMK 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri … TL’yi geçtiği taktirde senetle ispat olunması gerekir.
HMK 201.maddesine göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … TL den az bir miktara ait olsa bile; tanıkla ispat olunamaz.
Kambiyo senetlerinden olan bono arkasındaki temel ilişkiden bağımsız, mücerret borç ikrarı içeren senetlerden olup, ödeme vasıtasıdır. Senetle ispat kuralı gereği kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasının kesin delillerle ispat edilmesi gereklidir. Kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiğinin iddia edilmesi halinde senet borçlusunun senedin teminat senedi olduğunu ispat etmesi gerekir. Dava dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça senedin teminat senedi olduğuna dair kesin delil ileri sürülmemişse de, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı ancak ilk derece mahkemesince yemin delilinin hatırlatılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine…” gerekçesiyle karar verilmiş olup, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilip davaya devam edilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre:
6102 sayılı TTK’nın 701/3 maddesine göre; “Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.”
6102 sayılı TTK’nın 702/2 maddesine göre; “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.”
6102 sayılı TTK’nın 724 maddesine göre; “Aval veren, hamile karşı poliçeyi düzenleyen, kabul eden, ciro edenlerle birlikte, yani senedin diğer borçluları ile birlikte hamile karşı müteselsilen sorumludur.”
6100 sayılı HMK’nın 226/1-c maddesine göre; “Yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar.”
6100 sayılı HMK’nın 353/1-a maddesine göre;”Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir”
5237 sayılı TCK’nın 156 maddesine göre”Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.” hükümlerinin düzenlenmiş olduğu,
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında “…Davacı vekili, yemin deliline dayandıklarını ancak yemin delili haklarının hatırlatılmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. HMK’nın 226/1-c. Maddesine göre, “yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar” yemine konu olamayacağından davacı vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir…”
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih, … E., … K. Sayılı kararında “..Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve HMK’nın 226/1-c maddesi gereğince yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar ile ilgili yemin teklif edilemeyecek olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih, …-… E., … K. Sayılı kararında “… Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK’nın 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Görüleceği üzere yemin, tarafın kendisinden kaynaklanan (ondan sadır olan) vakıalar hakkında verilebilir.
23. Kanun’da, bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılırken (HMK m. 225/2), tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıaların yemin konusu olamayacağı (HMK m. 226; Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.352) düzenlenmiştir.
Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … tarihli ve …-… E. ve … K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde;
HMK’nın 226. (HUMK m. 352) maddesi gereğince yemin edecek kimsenin onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yemin konusu olamayacağından, mahkemece davacı tarafa yemin teklifinin hatırlatılarak davalı tarafça yeminin eda edilmesi ve buna dayanılarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi;…” belirtilmiştir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu senet şeklen incelendiğinde düzenleme tarihinin …, vade tarihinin …, keşidecinin davacı …, … dava dışı … Şirketi ve …, lehtarın davalı … Şti. olduğu, bedelin …-TL olduğu, … şirket ile senet lehtarı olan … Şti. Arasında senetlerin tanzim tarihlerinde ticari bir ilişki bulunduğu, senetlerin malen ihdas kaydını içerdiği ve iskele kiralama karşılığında verildiği, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu, davacının sözleşmede belirtilen hizmetin verilmediğine veya iradesinin fesada uğratıldığına dair bir iddiasının da bulunmadığı, ayrıca ticari ilişkiye bakıldığında davacı şeklen her ne kadar düzenleyen olarak görülse de, tarafların kabulünde olan ticari ilişkiye bakıldığında davacının aslında … konumunda olduğu, bu nedenle davacının bonodan dolayı … veren olarak sorumlu olduğu, davacının borç miktarına yönelik bir itirazının da olmadığı, dolayısıyla da davacının … veren olarak imzaladığı bonodan dolayı sorumluluğunun devam ettiği ve bu durumda defter kayıtlarında mal alışveriş kaydının bulunup bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı ve ayrıca HMK 226/1-c maddesi uyarınca, yemine ilişkin hususun bedelsiz senedi icraya koymak suçunu teşkil edeceğinden davacının iddialarının yemine konu olamayacağından davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin de şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi, kaldırma kararında “davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı ancak ilk derece mahkemesince yemin delilinin hatırlatılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görüldüğü” belirtilmiş ve 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a. maddesi gereği kesin olarak karar verilmiş ise de, HMK 226 maddesi 353 maddesinden önce düzenlemiş olduğundan, kanun sistematiği gereği HMK 226 maddesi hükmüne öncelik verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyetli tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen …-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/03/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)