Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/734 E. 2021/988 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/734 Esas
KARAR NO : 2021/988
DAVA : Yargılamanın İadesi
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Yargılamanın İadesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili mahkememize vermiş olduğu dilekçesinde özetle; davacı …’ün Mahkememizin … Esas sayılı dosyası nezdinde ikame ettiği davada; müvekkiline ödemek üzere keşide ettiği bonolar kapsamında borcu olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açtığını, yapılan yargılama neticesinde mahkemenin sadece müvekkilinin … C.Başsavcılığının … Soruşturma No’lu dosyasında … tarihinde sehven verdiği ifadeyi esas aldığını, yargılama aşamasında toplanan delilleri incelemediği gibi tüm deliller toplanmadan kararını verdiğini ve bu kapsamda davanın kabulüne ve müvekkili aleyhine asıl alacağın %…’ı oranında kötü niyet tazminatının davacıya verilmesine açık hukuka aykırılıklar neticesinde karar verdiğini, yerel mahkemece haksız, mesnetsiz ve eksik inceleme sonucu verilen kararın müvekkili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı ve … tarihli ilamında müvekkilinin başlatmış olduğu icra takibinin kötü niyetli ve haksız olmadığı gerekçesi ile, “davacının kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine” cümlesi eklenerek kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiğini, müvekkili tarafından Yargıtay ilamının düzeltilmesi talebiyle karar düzeltme yoluna başvurulduğunu, mahkemece yapılan inceleme neticesinde Yargıtay ilamının onanması kararında hukuka aykırılık görülmemiş olup, … tarihinde karar düzeltme talebinin reddine karar verildiğini, müvekkilinin işbu davadaki haklılığını ortaya koyabilmek adına hukuk mücadelesine devam ettiğini ve yeniden yargılama talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bu talebinde sonradan ulaşılan esasa etkili yeni belgeler ve karşı tarafın hileli davranış ve beyanının ortaya çıkması sebeplerine dayandığını, mahkememizin … Esas sayılı dosya kapsamında bu talebin değerlendirildiğini, işbu yargılama sonucunda … Karar sayısı ile … tarihinde, yargılamanın yenilenmesine gerekçe gösterilen nedenlerin HMK’nın 375. maddesinde yer almadığı gerekçesiyle esasa girilmeksizin reddine karar verildiğini, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi üzerine, işbu ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz kanun yoluna başvurulmuş olup, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası nezdinde yapılan incelemede dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunu gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle … tarihinde … Karar sayısı ile hükmün onanmasına karar verildiğini, işbu onama kararının düzeltilmesi ve neticeten yerel mahkeme kararının bozulması amacıyla, karar düzeltme yoluna başvurulduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yaptığı incelemede, “düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440.nci maddesindeki yazılı hallerden hiçbirisine uymadığı” gerekçesiyle … Karar sayısı ile … tarihinde reddedildiğini, somut olayda yargılamanın yenilenmesini gerektirir birçok sebep bulunmakta olduğunu, mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılamada tüm delillerin toplanmadığını, toplanan deliller arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin hukuki nitelendirmesinin hatalı yapıldığını ve neticeten kanuna ve hukuka açıkça aykırı olarak haksız davanın kabulüne karar verildiğini, bilahare başvurulan yeniden yargılama kanun yolunda yapılan, yeni delil değerlendirmesinin de açık hukuka aykırılık içerdiğini, zira müvekkilinin davacıya hiçbir zaman kendisine ait olmayan aracı satmadığını, dava konusu bonoları ise, davacının bahsi geçen aracı satın alabilmesi için peşin para karşılığında teslim aldığını, müvekkili ile davacı arasında söz konusu olan tek ilişkinin borç ilişkisi olduğunu, müvekkili ile davacı arasında noterlikçe resmi bir satış işlemi gerçekleştirilmediği gibi, taraflar arasında araç satışına ilişkin adi ya da sözlü bir sözleşme bulunmadığını, Ayrıca müvekkilinin kendisine ait olmayan aracı satmış olma ihtimali dahi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin yıllardır gerek maddi gerekse manevi zarara uğramakta olduğunu, dava konusu olay ile ilgili yapılan ilk incelemede birçok tanık beyanı, ifade ve sair deliller dosya kapsamına alınmadığını, ceza soruşturmasının gizli yürütüldüğü gerekçesiyle birçok delil üzerinde inceleme yapılamadığı gibi, savcılık dosyalarının da celp edilmediğini. daha sonradan ortaya çıkan tanık ifadelerinin ise, yeniden yargılama kanun yoluna başvurulurken ileri sürülmüşse de işbu delillerin hiçbir surette incelenmediğini, davacı tarafın aracı bizzat dava dışı …’tan satın aldığına ilişkin savcılıkta vermiş olduğu ifadenin de göz ardı edildiğini, müvekkilinin, davacının keşide ettiği … tarihli … Euro, … tarihli … Euro, … tarihli … Euro, … tarihli … Euro ve … tarihli … TL tutarında olmak üzere beş adet bononun vadeleri dolduktan sonra tahsil etmek istemiş ise de, beş bonodan yalnızca ikisini tahsil edebildiğini, müvekkilinin kalan senetleri tahsil etmek amacıyla davacı hakkında icra takip işlemlerini başlattığını, müvekkilinin senetlerin tahsili için hukuki yollara başvurduğunda, davacının adamı olduğunu söyleyen şahıslar tarafından … yılı içerisinde tehdit edildiğini, davacının adamları olduğunu iddia eden şahısların tehdidi üzerine müvekkilinin … tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Srş. No’lu dosyası kapsamında şikayetçi olduğunu, müvekkilinin savcılıkta ifade verirken sözleri yanlış anlaşılarak … plakalı aracı sanki müvekkilinin davacıya satmış gibi kayıtlara geçtiğini müvekkilinin tehdit eyleminin korkusu nedeniyle tutanağı imzalarken de işbu hususu fark edemediğini, kaldı ki müvekkilinin savcı huzurunda ifadesini verirken yanında bir avukat dahi bulunmadığını, yeterli ve gerekli inceleme yapılmaksızın, salt olarak müvekkilin soruşturma aşamasında sehven vermiş olduğu bir beyana dayanılarak hukuka aykırı bir şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin araç alım-satım ilişkisinin hiçbir surette tarafı olmadığını, bu hususun tanık beyanları ile de açıkça ortaya konulduğunu, ayrıca yeni delil niteliğinde olan bir başka hususun ise davacının … isimli yerel basınla gerçekleştirdiği röportaj olduğunu, haber sitesinde yer alan röportaja ait video izlendiğinde, davacının kendi beyanlarının dahi birbiri ile çelişkili olduğunun açıkça görülmekte olduğunu belirterek, yeniden yargılama yapılarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, HMK’nun 374 ve devamı maddelerine dayalı olarak ileri sürülen yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememizce … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile; “1-Ana davanın KABÜLÜ ile, davacının, Antalya … . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ve Antalya … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyalarına konu alacak nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine,
2-Birleşen davanın kabulü ile, … TL’nin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verildiği ve mahkememizce verilen kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça … tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması üzerine mahkememizce … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile; “Yargılamanın yenilenmesi istemiyle açılan davanın HMK’nın 379/2 maddesi uyarınca esasa girilmeksizin reddine” karar verildiği ve mahkememizce verilen kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yargılamanın iadesine ilişkin 6100 sayılı HMK’un daki düzenlemeler aşağıdaki şekildedir.
Madde 374- (1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Madde 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
Madde 377- (1) Yargılamanın iadesi süresi;
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olduğunun öğrenildiği,
b) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörülen hâllerde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu,
c) Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı,
ç) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı,
d) Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu,
e) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği,
tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.
(2) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.
Madde 379- (1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını,
kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.
Bu düzenlemelere göre somut olay incelendiğinde; davacı tarafça … tarihli dilekçesi ile HMK’nın 374/h) maddesi uyarınca lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması sebebine dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, yargılamanın yenilenmesi talep edilen mahkememizin … Esas – … Karar sayılı dosyasında verilen kararın … tarihinde kesinleştiği, 6100 sayılı HMK’nın 377/1-son.maddesinde belirtilen ilamın kesinleşmesinden sonra … yıllık sürenin … tarihinde sona erdiği bu şekilde hak düşürücü süre dolduktan sonra yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, yargılamanın yenilenmesi talebinin HMK 377/1-son ve 379/1-a maddeleri uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılamanın yenilenmesi istemiyle açılan davanın HMK’nın 377/1-son ve 379/1-a maddeleri uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Yargılamanın yenilenmesini talep eden davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır