Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/722 E. 2022/183 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/722
KARAR NO : 2022/183
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından yanı zamanda müvekkilinin oğlu olan borçlu …’ ın lehtar olduğu, … ödeme tarihli, …-TL bedelli bonoya dayalı olarak Antalya … İcra Dairesinin … sayılı dosya ile takip başlatıldığını öğrendiklerini, takibe konu bononun imza bölümünde müvekkili firmanın kaşesinin kullanıldığını, ancak atılı imzaların müvekkiline ait omladığını, müvekkilinin … tarihli …-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; söz konusu bonoyu …’ ın keşide ederek tarafına teslim ettiğini, borçlunun imza atarken babası olan davacının kaşesini kullanarak imza attığını, babası adına imza atmaya yetkili olduğunu söylediğini, vadesinde ödememesi üzerine takibe koyduğunu, ayrıca başlattığı icra takibinde davacının borçlu olarak gösterilmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava;İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır.
Davalı alacaklı, ticari ilişkinin davacının oğlu … ile olduğunu, bu senedi de onun düzenleniğini, davacı adına takibe geçmediğini kabul etmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının icra takibinde borçlu olarak görünmemesine rağmen menfi tespit davası açmada hukuki yararı olup olmadığına ilişkindir.
… tarihli celsede davacı vekili karşı taraf ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş, davalı asil de karşı tarafla sulh olduklarını, yargılama talebi ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın Davaya Son Veren Taraf İşlemleri başlığı altında 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat, davayı kabul sulh düzenlenmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Kabul ise davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
6100 Sayılı HMK’nın 313 ve devamı maddeleri uyarınca; sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Ancak irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Davacı vekilinin davalının beyanları ve yukarıda anılan HMK hükümleri kapsamında dosya ele alınarak incelenmiş, tarafların sulh oldukları, sulhun yargılamaya son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemlerinden olduğu ve davacı vekilinin vekaletnamesinde davayı sulhe yetkilerinin olduğu anlaşılmış ve sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olması nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Sulhun gerçekleştiği aşama gözetilerek alınması gereken 1/3 oranında belirlenen …-TL harcın, peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
5-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davacıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/03/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)