Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/623 E. 2021/876 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/623 Esas
KARAR NO : 2021/876
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Şirketinin tek ortağı, yetkilisi ve borçlarının şahsi kefili olduğunu, şirketin et üretim ve satış yaptığı sektörde yüksek teknoloji ve yüksek kalite standartlarına uygun hizmet vermekte iken salgın hastalık nedeniyle, başlıca müşterileri olan otel ve restoranların uzun süredir kapalı olması; … ilinde 2 sezondur turizmin salgın hastalık nedeniyle neredeyse sıfır seviyesinde oluşu; çalışmalarının maliyetlerinin artması; döviz kurundaki dengesizlikler ve enflasyondaki artıştan olumsuz etkilendiğini ve işletme sermayesi bulmada güçlük yaşar hale geldiğini, banka borçları olmak üzere borç ödemelerinde temerrütler oluşması ve şirketin işletme sermayesi ihtiyacının artmasının nakit darboğazına girilmesine neden olduğunu, İİK 285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” durumunun gerçekleştiğini, hem alacaklıların alacağına kavuşması hem de şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesinin konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, konkordato ön projesinde müvekkili şirketin vade konkordatosu ile borçlarının tamamını ödeyeceğinin görüldüğünü, konkordato projesinde yer alan teklif ile birlikte alacaklıların alacağını tamamen tahsil etmiş olacağını belirterek, müvekkili … Şirketi ve müvekkili …’ın faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi İşin İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK..’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı müvekkiller aleyhine yeni takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e•haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasına, tedbir tarihinden sonra uygulanan haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, müvekkilleri hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasına, müvekkillerinin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının müvekkillerine ödenmesine, müvekkillerinin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların müvekkillerine iadesine, müvekkillerine ait olup haczedilen araçların kayıtlarına konulan yakalama şerhlerinin kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, işbu karar tarihinden sonra alacaklı bankalarda müvekkillerine ait hesaplara gelecek paralar ile ilgili, ilan tarihinden önce muaccel hale gelmiş kredi ve başkaca alacaklar için yapacakları rehin, takas uygulamalarının İİK 294. maddesi yollaması ile İİK’ nin 200.maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası kapsam ve şartlarında tedbiren durdurulmasına, müvekkillerin bankalardaki hesaplarına yatırılan paralara bankalarca rehin veya takas hükmünde olmak üzere konulan ve uygulanan blokajların kaldırılmasına ve blokaja tabi tutulan bedellerin müvekkillerinin ilgili banka hesabına davacı şirketin kullanımına sunulmak üzere iadesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilleri tarafından banka ve finans kuruluşlarına tahsil, takas ve teminat olarak verilmiş olan çek, senet ve her türlü kıymetli evrakın şirkete iadesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkillerinin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendilerine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, müvekkillerine ait çeklerin arkasının karşılıksızdır olarak yazılmasının önlenmesi, senetlerin protesto edilmesinin önlenmesine, müvekkillerinin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması, zımnında yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve müvekkili şirkete komiser tayinine, İcra Ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına geçici iik. 285. maddesi çerçevisinde geçici mühlet neticesinde İcra Ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına yargılama neticesinde İİK. 305. ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasında verilen … tarihli celse 11 nolu ara kararı uyarınca davacı … yönünden açılan davanın tefrikine karar verilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiştir.
İİK’nın 7101 sayılı kanunla değişik 285. Maddesine göre; “Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı gerekçeli bir dilekçe ile borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
Yetkili ve görevli mahkeme iflasa tabi olan borçlu için 154. Maddenin 1. Veya 2. Fıkralarında yazılı yerdeki iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesidir. ”
İİK’nın 286. Maddesinde borçlunun Konkordato talebine ekleyeceği belgeler teker teker sayılmıştır. Buna göre borçlunun borçlarını hangi oranda ve vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını gösteren Konkordato ön projesi, borçlunun mal varlığını durumunu gösterir belgeler, borçlunun mali durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler, alacaklıları alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi ön görülen miktar ile borçlunun iflası halinde, alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı, karşılaştırmalı olarak gösteren tablo, talebe eklenecek belgeler arasında sayılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan ön proje ve eklerinin incelenmesinde; ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu ve konkordato teklif eden şirketin daha ziyade mali yapısı ile ilgili açıklamaların yer aldığı, şahsi mal varlığının durumunu gösterir bilgi ve belgelerin yeterli olmadığı, tamamen ortağı ve yöneticisi olduğu şirkete atıfta bulunarak adı geçen şirketin borç durumu ve mali yapıları ile ilgili açıklamalara yer verdiği anlaşılmaktadır.
Oysa ki davacı taraf iflasa tabi olmayan gerçek kişi sıfatıyla eldeki davayı açarken yapması gereken mal varlığının durumunu gösterir belgeleri, mali durumunu açıklayıcı bilgi ve belgeleri, mal varlığının yaklaşık değerlerini mahkemeye açık bir şekilde sunmak ve İİK’nın 286. Maddesinin aramış olduğu belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde sunması gerekirdi. Konkordato’nun amacı; Elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan dürüst borçluları korumaktır. Davacı tarafça sunulan ön proje ve ekleri İİK’nın 286. Maddesi’nin aradığı şartlara haiz olmadığı, eksik olduğu, davacının şahsi mal varlığının durumunu gösterir belgelerin dosyaya sunulmadığı, yine borçlu davacının mali durumunu açıklayıcı yeterlilikte olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Sadece Konkordato’nun nimetlerinden yararlanmak için bu kuruma başvurmak mümkün değildir.
Davacı şirket ortağı ve şirket müdürü, konkordato isteminin nedenini, ortağı ve yöneticisi olduğu şirketin bankalardan kullandığı kredilere verdiği kefalet ve ipotek borçlarına dayandırmıştır. Kefalet müessesesinin amacı da zaten asıl borcu teminat altına almaktır. Kefil, kefalet borcu dolayısıyla mal varlığında bir eksilme olmasını bilerek kefalet sözleşmesi akdetmektedir.
TBK’nun 585. Maddesinde düzenlenen adi kefalette dahi asıl borçlu hakkında konkordato mühleti verilmesi halinde alacaklının doğrudan kefile başvurabileceği düzenlenmiş olup, eldeki davada davacı müteselsil kefil olup, TBK’nun 586. Maddesi gereği kanunen adi kefilden daha fazla yükümlülük ve sorumluluk altına girmektedir. Somut olayda asıl olarak kefalet borçlarından dolayı konkordato talep eden davacının, TBK’nun 590/2-son maddesi uyarınca aynı güvence karşılığında konkordato kararına kadar kendisine yöneltilen takiplerin durdurulmasına karar verilmesini isteme hakkı da bulunmakta iken eldeki davayı açmasında hukuki yararının da bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacının iflasa tabi olmayan gerçek kişi konumunda olduğu, her ne kadar ortağı ve yöneticisi olduğu şirketin mali durumlarının bozulduğu ve şirketin konkordato davası açmak zorunda kaldıklarını ve kendisinin de şahsi mal varlığı ile adı geçen şirketlere müteselsil kefil olarak bankalara karşı, borç ve yükümlülük altına girdiği, müteselsil kefil olarak asıl borçlu sıfatıyla sağlamış olduğu teminatların aleyhine yürütülmesi riski doğduğundan bahisle eldeki davayı açmışsa da davacının dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ön proje ve eklerinin incelenmesi sonucunda kanunun aradığı anlamda özellikle İİK’nın 286. Maddesinde aranan bilgi ve belgelerin mahkememize eksiksiz olarak sunulmadığı, davacının tamamen ortağı ve yöneticisi olduğu şirkete atıfta bulunarak onların mali durumları hakkında açıklamada bulunulduğu, davacının kendi şahsi mal varlığına ilişkin sunmuş olduğu belgelerin İİK’nın 286. Maddesinin aradığı niteliklere haiz olmadığı dolayısıyla davacının konkordato talebinin mahkememizce ciddi görülmediği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Müdahiller … A.ş., … Şirketi,
… Şirketi, … Şirketi, … Şirketi, … A.ş., … Şirketi,
… A.ş., … Şirketi,
… A.ş., … Şirketi, … A.ş., … A.ş.,
… A.ş. … T.A.Ş. vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen müdahillere ÖDENMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır