Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/62 E. 2022/468 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/62 Esas
KARAR NO : 2022/468
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Antalya İli Manavgat İlçesi … Beldesi … mevkiinde işletilmekte olan … isimli otelin 2015-2016 yılı arası kış sezonunda davalı ile yapılan yazılı anlaşma sonucu olarak otel yenileme inşaatı kapsamında 1 blokun ahşap işlerinin verildiğini, söz konusu işin davalı firma tarafından tamamlandığını, davalının ödemelerinin yapıldığını ve davalıdan taahhütname ve ibraname başlıklı belge alındığını, ancak davalı tarafça mükerrer bir fatura düzenlenerek müvekkiline fatura gönderildiğini, müvekkilinin işlerinin yoğun olması ve çalışanlarının da faturayı geç fark etmesinden dolayı faturaya karşı itirazda bulunulamadığını, davalı tarafa ulaşma çabalarının boşa çıktığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek, söz konusu faturadan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20/01/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkili tarafından ana sözleşmeden hariç olarak suit oda pencereli pervaz işlerinin 22/03/2016 tarihli ek protokol ile, banyo ayak montajının da 25/07/2017 tarihli mail onayıyla müvekkili tarafından yüklenildiğini, 29/06/2016 tarihli mail içeriğine istinaden ise icra takibine konu faturada tek tek dökümüne yer verilen ve önceki işlerle alakası olmayan işlerin müvekkili şirkete tevdi edildiğini, davacı tarafın mükerrer ve ödemesinin yapıldığı iddiasında ise davaya dayanak fatura ile ödenen rakamların ve ibra belgesinin alakasının bulunmadığını, ibraz belgesinin eki olan kesin hak ediş incelendiğinde de bu işlerin hak edişte hiç yer almadığının görüleceğini, ayrıca davacının süresi içerisinde fatura içeriğine itiraz etmediğini, kayıtlara işlendiği halde ödeme yapmadığı gibi haksız ve dayanaksız olarak 31/05/2017 tarihli yansıtma e-faturasını kestiğini, davacının haksız zenginleşme gayesinde olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Mahkememizin bu dosyası ile birleşen Manavgat .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında da eldeki davanın davalısı tarafından davacı aleyhine Manavgat … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası üzerinden girişilen faturaya dayalı ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davası olduğu mahkemece … Karar sayılı ilamı ile dosyanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava; iş sahibi davacı tarafından yüklenici aleyhine açılan faturaya konu alacaktan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin dava niteliğindedir.
Birleşen dava ise; eser sözleşmesine dayalı olarak faturaya bağlanmış ve bedelinin ödenmediği iddiasıyla davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi aleyhine girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davası niteliğindedir.
Davacı taraf, davalı ile aralarında sahibi olduğu otelin ahşap ve mobilya işlerinin yapımına ilişkin 20/01/2016 tarihli sözleşme ilişkisinin olduğunu ve davalı yüklenicinin sözleşmeyle yüklendiği işleri tamamlayarak kendisine teslim ettiğini ve işin bedelinin de ödendiğini, buna ilişkin olarak 31/08/2016 tarihinde taahhütname ve ibraname başlıklı belge ile karşılıklı olarak ibralaşıldığını iddia ederek, sonradan davalı yüklenici tarafından dava konusu faturanın düzenlendiğini, aralarında ibralaşmalarına rağmen bu faturanın mükerrer olarak düzenlendiğini ve müvekkili şirket çalışanlarının da sehven işlerinin yoğunluğu sebebiyle bu e faturayı fark edemeyip kayıtlara işlediğini ve faturaya karşı yasla sürede itirazda da bulunulamadığını ileri sürmek suretiyle bu fatura nedeniyle borçlarının bulunmadığı istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı-birleşen davacı vekili ise davacı taraf ile 20/01/2016 tarihli davacının da kabulünde olan sözleşme ilişkisinin kabul ettiklerini, ancak bu ana sözleşmeden hariç müvekkili tarafından başkaca ilave işlerin de yapıldığını, fatura içeriğinin de bu sonradan yapılan ilave işlerle ilgili olduğunu, davacı tarafın iddia etmiş olduğu taahhütname ve ibraname başlıklı belgenin 20/01/2016 tarihli sözleşme ile ilgili olup, birleşen davanın da konusunu teşkil eden bu faturanın taahhütname ve ibraname içeriğinde bahsedilen işlerle ilgisi olmadığını, davacı tarafın süresinde faturaya itiraz etmeyip kayıtlarına işlediğini ve ödeme de yapmadığını savunmaktadır.
Uyuşmazlık; gerek ana davanın gerekse birleşen davanın dayanağını teşkil eden 14/04/2017 tarihli faturadan kaynaklanmakta olup, fatura içeriğindeki işler ve davalı-birleşen davacı vekilinin açıklamalarından eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle bu faturanın düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Çözülmesi gereken husus; birleşen davanın da dayanağını teşkil eden 14/04/2017 tarihli fatura içeriğindeki işlerin davalı yüklenici tarafından yapılıp yapılmadığı, bu konuda davalı yüklenici tarafın iddia ettiği şekilde taraflar arasında 20/01/2016 tarihli sözleşme haricinde bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı, söz konusu faturadan dolayı taraflar arasındaki alacak – borç durumuna ilişkindir.
Birleşen davanın dayanağını teşkil eden Manavgat … İcra Dairesinin… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; birleşen davacı tarafından, birleşen davalı aleyhine 14/04/2017 tarihli 89.482,70.-TL bedelli fatura alacağından dolayı ferileriyle birlikte toplam 89.769,53.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği (23/06/2017 tarihinde), ödeme emrinin borçluya 28/06/2017 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek, takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde birleşen davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Menfi tespit istemli asıl davanın açılma tarihi 12/06/2017 tarihi olup, birleşen itirazın iptali davasının 01/11/2017 tarihinde açıldığı göz önüne alındığında asıl dava yönünden davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın delil olarak dosyaya sunmuş olduğu 31/08/2016 tarihli taahhütname ve ibraname başlıklı belgenin incelenmesinde; asıl davanın davalısı yüklenicinin sözleşme altında şirket unvanı ve kaşesi ile imzalandığı ve buna göre taraflar arasındaki 20/01/2016 tarihli sözleşmeden kaynaklı işlerin tamamlanması nedeniyle bu belgenin düzenlenmesi gereğinin doğduğunun, bu sözleşme nedeniyle yüklenicinin davacı iş sahibi nezdinde hiçbir hak ve alacağının, teminatının kalmadığının, söz konusu sözleşmeden doğan iş sahibinin borç ve mükellefiyetleri nedeniyle gayrı kabili rücu ibra edildiğinin, iş sahibinin tüm dava ve talep haklarından feragat edildiğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davalının ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişiye inceletilmiş, Bilirkişi tarafından düzenlenen 15/02/2017 tarihli rapora göre; davalının 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin incelendiği, defterlerin usulüne uygun tutulduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın defterlerinde dava konusu olan 14/04/2017 tarihli e-fatura da dahil olmak üzere toplam 1.976.397,86.-TL tutarındaki faturanın davacı adına borç kaydedildiğinin, karşılığında toplam 1.886.915,16.-TL tahsilat ve iade faturası teslim alındığı, bakiye 89.482,70.-TL tutarında davacı şirketten alacağının kayıtlı olduğunun, ayrıca davalı şirketin ticari defterlerinde dava konusu olan 14/04/2017 tarihli e-fatura haricinde iddia konusu olan 31/08/2016 tarihli ibranameden sonra davalı şirketin toplam 1.886.915,16.-TL tutarında davacı şirket adına fatura kestiği, bu faturalar karşılığı bedellerin tamamının davacıdan tahsil edildiğinin kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, yani davacının iddia ettiği ibranameden önce davalı şirketten hiçbir fatura almayıp dava konusu olan e-fatura gibi yapılan işlerle ilgili diğer faturaların tamamının ibraname tarihinden sonra düzenlendiğinin mütalaa edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Karar sayılı ilamıyla asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara itiraz edildiği, Antalya BAM … H.D.’nin … tarih ve … Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmekle dosyamız yeni esas almış ve yargılamaya devam olunmuştur.
Alanya Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile dava konusu taşınmaz başında keşfin yapıldığı, keşif sonrası bilirkişilerin raporlarını dosyaya sunduğu;
Bilirkişi heyetinin 08/11/2021tarihli raporunda;
Ticari Defterlerin incelenmesinde; davacı ve davalı şirketin birbirleri arasındaki ticari ilişkinin 2016-2017 ve 2018 yıllarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket 2016-2017 ve 2018 yıllarında e-defter mükellefi olduğundan, yevmiye ve kebir defterleri açılış ve kapanış noter onayına tabi olmadığını, bunun yerine Ocak ve Aralık ayı defter beratlarının yasal süresinde oluşturulmuş olması yeterli olduğunu, yapılan kontrollerde davacı şirketin Ocak ve Aralık ayı beratlarının yasal süresinde oluşturulduğu tespit edildiğini, bu nedenle davacı şirketin ticari defterleri mevcut hali ile sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirket 320.10.S.008 muhasebe kodlu cari hesapta takip edildiğini, Tek Düzen Muhasebe Sisteminde 320 Satıcılar hesabında, açık hesap mal ve hizmet alımı yapılan, fakat henüz alacağı ödenmemiş olan satıcı firmalar takip edilmektedir. Açık hesap satın alınan mal ve hizmetler karşılığı satıcı firmaların düzenlemiş olduğu faturalar bu hesabın alacak tarafına, yapılan ödemeler ise bu hesabın borç tarafına kaydedilir. Bu hesap ya alacak bakiyesi verir, yada hiç bakiye vermez. Bu hesabın verdiği alacak bakiyesi satıcı firmanın alacak tutarını gösterir. Davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılında davalı şirket tarafından davacı şirkete toplam 1.894.378,02-b tutarında fatura düzenlenmiş, bu fatura bedellerinin tamamı tutarında davacı şirket tarafından davalı şirkete ödeme yapılmış ve davalı şirketin cari hesabı 2016 yılından, 2017 yılına SIFIR bakiye ile devretmiştir. 2017 Yılına gelindiğinde ise, davalı şirket tarafından davacı şirkete dava konusu 89.482,70 TL tutarlı faturanın düzenlendiği, bu fatura bedelinin davalı şirketin cari hesabına 31/05/2017 tarihli, … nolu yevmiye fişi ile alacak olarak kaydedildiği görülmüştür. Söz konusu fatura bedelinin dava konusu olmasından sonra, bu fatura bedeli ile ilgili olarak taraflar arasında çeşitli dekontlaşma işlemleri yapılmış ve en sonunda da dava konusu fatura bedeli kadar davalı şirketin cari hesabının alacaklandırıldığı görülmüştür. Yani dava konusu fatura bedeli davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup, bu fatura bedeli ile ilgili olarak herhangi bir ödeme kaydı bulunmamaktadır.
Yüklenici hakediş üzerinde yapılan incelemede davaya konu edilen faturada belirtilen imalatlara ilişkin öncesinde yapılman bir hakedişe rastlanılmadığını, faturadaki imalatlara ilişkin mükerrerliğin bulunamadığını,
Takip Öncesi faiz hesaplamasında;
84.352,06-TL Alacağa Göre İşlemiş Faiz Hesaplaması:
Anapara Tutarı: 84.352,06-TL, Faiz Başlangıç Tarihi: 10/06/2017, Faiz Bitiş Tarihi: 23/06/2017, Faiz Günü 13 Gün, Faiz Oranı %9,75, Faiz Tutarı 292,92-TL,
89.482,70-TL Alacağa Göre İşlemiş Faiz Hesaplaması:
Anapara Tutarı: 89.482,70-TL, Faiz Başlangıç Tarihi: 10/06/2017, Faiz Bitiş Tarihi: 23/06/2017, Faiz Günü 13 Gün, Faiz Oranı %9,75, Faiz Tutarı310,74-TL tespit edilip rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Davacı taraf, davalı ile aralarında sahibi olduğu otelin ahşap ve mobilya işlerinin yapımına ilişkin 20/01/2016 tarihli sözleşme ilişkisinin varlığı ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafça düzenlenen 89.482,70 TL tutarlı faturaya ilişkin olup, ticari defterlerde yapılan bilirkişi incelenmesinde, bu fatura bedelinin davalı şirketin cari hesabına 31/05/2017 tarihli, … nolu yevmiye fişi ile alacak olarak kaydedildiği, Söz konusu fatura bedelinin dava konusu olmasından sonra, bu fatura bedeli ile ilgili olarak taraflar arasında çeşitli dekontlaşma işlemleri yapılmış ve en sonunda da dava konusu fatura bedeli kadar davalı şirketin cari hesabının alacaklandırıldığı görülmüştür. Yani dava konusu fatura bedeli davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup, bu fatura bedeli ile ilgili olarak herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığı ve mükerrer fatura da düzenlenmediği anlaşıldığından ana davanın reddine birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Ayrıca birleşen dava yönünden birleşen dosya davacısının Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin 07/06/2017 tarihinde davalı iş sahibine usulünce tebliğ edildiği, ödeme yapılması için verilen 2 iş gününün hitamı olan 10/06/2017 tarihi itibariyle temerrütün gerçekleştiği kabul edilerek 10/06/2017 tarihinden takip tarihi olan 23/06/2017 tarihine kadar işlemiş takip öncesi faiz talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
Ana dava dosyası yönünden davalının tazminat talebi açısından İİK 72/4 maddesi gereğince ihtiyati tedbir uygulanmadığından dolayı şartları oluşmayan icra tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava dosyası yönünden; 2004 Sayılı İcrave İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada alacağın bilirkişi raporu ile belirlendiği dikkate alınarak alacağın likit olmadığı kanaatine varılmakla icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ana Dava dosyası yönünden davanın REDDİNE;
Şartları oluşmadığından dahalı lehine tazminat takdirine yer olmadığına,
a)Ana dava yönünden alınması gerekli 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.528,13-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 1.447,43‬-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem olması halinde davacıya İADESİNE,
b)Ana dava yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
c)Ana dava yönünden davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.432,66 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
2-Birleşen Manavgat … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası yönünden davanın KABULÜ ile;
Davalının Manavgat … İcra Dairesinin… esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına
a)Birleşen dava yönünden alınması gerekli 6.112,52-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 448,85.-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.663,67.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
b)Davacı tarafından yapılan; 815,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 815,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.432,66 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
d-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı birleşen davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/06/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı