Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/615 E. 2021/871 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/615
KARAR NO : 2021/871
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ: 08/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … tarihinde müvekkili ve oğlu …ın icinde bulunduğu Şoför …idaresinde bulunan … plakalı otobüsün tek taraflı ölümlü, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, müvekkili …’in ağır yaralandığını ve oğlu …’in olay yerinde hayatını kaybettiğini, trafik kazası tespit tutanağında şoför …’in asli kusurlu olarak yazıldığını, olayın Antalya CBS’na intikal ettiğini … soruşturma numarası ile dosya açıldığını, müvekkili …’in kaza öncesi kendi işlerini rahatça yapabildiğini ancak kaza sonrası akraba ve arkadaşlarının yardımını alarak hayatına devam ettiğini, müvekkili …’in kazada bacağı , omiriliği ve gözünden ağır yaralandığını, müvekkilinin halen yürümekte zorluk çektiğini, davalı taşımacıya ait … plakalı aracın … arası geçerli … nolu poliçe ile ZMSS davalı … Sigorta AŞ’ne yaptırıldığını, başvuruya karşı destekten yoksun kalma tazminatı için 24.360,00.-TL kısmi ödeme yapıldığını, müvekkilinin sakatlanması ile ilgili olumlu ya da henüz dönüş yapılmadığını beyan etmekle; 2.500,00TL maddi tazminat kendisi için , 2.500,00TL destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi , yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesini, oğlunu kaybettiği için 70.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faizi , yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüye ödetilmesini, işleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin kazada hiçbir kusurunun olmadığını, müvekkilinin tüm trafik kurallarına uymasına rağmen fren ve debriyat sisteminin boşa çıkması nedeniyle yapabileceği tüm yolları deneyerek en az zararla olayın atlatılmasına vesile olduğunu, ayrıca kazadan sonra müvekkilinin aracın yanma ihtimaline karşı kontağı da kapattığını ve kazadaki vahim hal ve şokun üstüne bile daha az zararın oluşması için uğraş gösterdiğini, kazada vefat eden …’in emniyet kemerini takmadığını beyan etmekle; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete … tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 330.000,00.-TL olduğunu, alınan tazminat raporu doğrultusunda … tarihinde davacı Anneye 24.360,00TL destek tazminatı ödemesi yapıldığını, şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, davacılara yapılan ödemenin denetlenmesinde ödeme tarihi olan … tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, daha ileri bir tarihte ki verilerin dikkate alınması halinde davacı yararına haksız kazanıma yol açılacağını, davacı tarafından müvekkili şirkete eksik evrak ile başvurulduğunu, maluliyet sebebi ile ortaya çıkan zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiğini, yaralanmalarda geçerli olan ve müvekkili şirket tarafından sigorta edilen teminat tutarının her halükarda verilecek bir teminat olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatını poliçe kapsamında olmadığını beyan etmekle; davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Turizm Taşımacılık Ticaret ve San. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20 yılı aşkın süredir basiretli bir tacir olduğunu, aracın fenni muayene ve trafiğe çıkmasının temelini oluşturan tüm aksanlarının kontrol ettirdiğini seyre çıkmadan bütün önemleri aldığını, ve …’i şoför olarak tayin ettiğini, kazanın fren ve debriyajın aniden boşa çıkması sebebiyle gerçekleştiğini, ani teknik bir aksamdan kaynaklandığını, anılan nedenler davacının kusursuz olduğunu beyan etmekle ; davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: … tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının oğlunu kaybetmiş olması nedeniyle talep etmiş olduğu destekten yoksun kalma zararı ile kendisnin de aynı kazada yaralanmış olması nedeniyle talep etmiş olduğu maddi zarara ilişkin tazminat davası ile hem oğlunu kaybetmiş olması hem de yaralanmış olması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında kusur durumu, maluliyet oranı ve tazminat miktarı konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisine; …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas-… karar sayılı dosyasının uyap sureti celp edilmiş, davacıya ait tüm tedavi evrakları celp edilmiş, gerçek kişi davacı ve davalıların sosyal ekonomik durumları araştırılmış, Antalya SGK İl Müdürlüğünden meydana gelen kaza nedeniyle davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı hususu sorulmuş, davacının maluliyeti ilişkin Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden rapor aldırılmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesinin … esas-… karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının … olduğu, maktulun …ı ve … olduğu, müştekilerin ise, … Katılanların ise …, Malen Sorumluların; … Turizm Taşımacılık İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Ve … Seyehat Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi, olduğu, sanığın ise … olduğu, suçun ise; taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçu olduğu, … tarihli gerekçeli kararda; sanığın 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanık vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Antalya Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğünden gelen … tarihli müzekkere cevabında; …’in Sosyal güvenliğe tabi bir kaydı bulunmadığından herhangi bir ödemenin söz konusu olamayacağı , ilgiliye gelirle ilgili işlem yapılamadığı dolayısıyla peşin sermaye değerinin oluşmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından gelen … tarihli ek raporunda sonuç olarak; davacı …’in işgöremezlik oranı hususunda değerlendirme yapılabilmesi için henüz erken olduğu, tıbbi temüller doğrultusunda en erken 6 ay sonra yapılacak muayenesi sonrasında bir yorumda bulunabileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından gelen …tarihli ek raporunda sonuç olarak; davacı ….’in gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 50 gün olduğu, iş göremezlik oranının %19.2 olduğu sonucuna varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili … tarihli feragat dilekçesi ile, maddi tazminat yönünden sigorta şirketi ile uzlaşma sağlandığını, bu nedenle maddi tazminat yönünden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili …tarihli dilekçesi ile, feragati kabul ettiklerini, davacı tarafdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı tarafından, iş göremezlik ve destekten yoksun kalma yönündeki maddi tazminat davalarından ve yaralanması sebebi ile talep etmiş olduğu manevi tazminat davasından feragat edilmekle, feragatın yargılamaya tek yönlü olarak son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemi olması gözetilerek iş bu iş göremezlik ve destekten yoksun kalma yönündeki maddi tazminat ve yaralanması sebebi ile talep etmiş olduğu manevi tazminat davaları yönünde feragat nedeniyle reddine;
2918 sayılı KTK 86/1 maddesinde “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükümleri düzenlenmiştir.
… tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiş ise de; …. Ağır Ceza Mahkemesinin …esas- … karar sayılı dosyasında ATK Ankara grup başkanlığından aldırılan … tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporu ile soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunun uyumlu olması, kazanın tek taraflı olması ve raporların hüküm kurulmaya elverişli olması sebebi ile ve ayrıca usul ekonomisi gereği …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas- … karar sayılı dosyasında alınan rapor ile yetinilmişmiştir. Ayrıca Yargıtay … Hukuk Dairesi … tarih, … E. Ve … K. Sayılı ilamında da “2918 sayılı KTK.nun 86/1. maddesinde, belirtildiği gibi araç sahibi ve şoförünün sorumluluktan kurutlabilmesi için zararın mücbir sebebten veya kazazedenin veya 3. şahsın ağır kusurundan ileri gelmiş olması gerekir. Araç tekerinin patlaması teknik arıza olup, mücbir sebep değildir. Bilindiği gibi teknik arızalar çoğu kez aracın periyodik bakımının zamanında yapılmamış olmasından gelmektedir. Bu durumda işletenin sorumlu sayılması gerekir. Kusurun söz konusu olduğu hallerde mücbir sebepten söz edilemez. O halde aracın işleteninin sorumlu tutulması gerektiği” belirtilmiş ve yine Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları ile lastik ya da fren patlaması, rot kırılması gibi durumların teknik arıza olarak kabul edildiği hususu gözetildiğinde, davalı sürücünün kazada tam kusurlu kabul edilmesi gerektmektedir.
Manevi tazminat ise TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ayrıca ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Bu ilkeler doğrultusunda somut olayın özellikleri, kusur durumu, davacının tek çocuğunu kaybetmesi, söz konusu kazada 3 kişinin hayatını kaybetmesi ve bir çok kişinin yaralanması dikkate alınarak davacının oğlunu kaybetmesi nedeni ile 35.000,00 – TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu ve bu zarardan davalı haksız fiil sorumlusu sürücü … ve …Turizm….LTD.ŞTİ’nin sorumlu olduğu kanaatine dair verilen hüküm; Davalı vekilince … tarihinde istinaf edilmiş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih … Esas … karar sayılı ilamı ile; “…Dava, tek taraflı otobüs kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nun 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre;
Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ticaret mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmiştir.
Ancak, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmış, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesi ile bozularak mahkememize gelmiş, mahkememizin yukarıdaki esas numarasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih … Esas … karar sayılı ilamı ile davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu, mahkememizin görevli olmadığı, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilmesi gereken dava şartı niteliğinde oluşu da gözetilerek, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.mad.uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 23/2. Maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/11/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)