Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/611 E. 2022/107 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/611 Esas
KARAR NO : 2022/107
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2016
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihli, … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; alacaklı olduğunu iddia eden davalının Antalya …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile …TL paranın tahsilini kendisinden talep ettiğini, icra takibinde dayanak olan çekin 6 sene önce düzenlendiğini ve süresi ve zamanın geçtiğini, takibe konu çekin altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, böyle bir çek tanzim etmediğini, kendi adına çek koçanı alındığını ve haberi olmadan çekin tanzim edildiği, alacaklı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, maaşına haciz konularak mağdur edildiğini beyan ederek takibe konu Antalya …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya ile takibe konu olan borcunun olmadığının tesbitine karar verilmesini talep etmiş, duruşmalarda bu taleplerini aynen tekrar etmiş, davacı yargılama aşamasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş, davacı vekili davacının beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı vekilinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu beyan dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davaya konu çekin verilen vekalete istinaden … tarafından imzalanmış olabileceğini, sonuçta vekalet uyarınca atılan imzadan davacının haberi olduğunu, imza bana ait değil diyerek hukuki korumadan faydalanması MK nun 2. Maddesine göre uygun olmadığını, …’ya ait imzaya itiraz varsa veya vekalet yetkisinin kötüye kullanılması yönü ile itirazı varsa bu yönde iddianın genişletilmesine muafakatlarının olmadığını, imza incelemesine gitmenin hukuki bir yararı olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine; davacı vekilinin talebi üzerine icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmiş, teminat yatırılmadığından tedbir kararı infaz edilmemiş, ayrıca Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesince; Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, … Şubesinden takibe konu … sayılı çekin ait olduğu çek karnesinin çek sahibi davacıya teslim edilip edilmediği, çek karnesinin kime teslim edildiği konusunda belgeler getirtilmiş, davacıya ait imza asılları ilgili yerlerden getirtiltilmiş, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmıştır.
… Şubesinden verilen cevapta; çek karnesinin … tarihinde vekaleten … tarafından teslim alındığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Daire Başkanlığı … tarih ve … sayılı raporunda ” inceleme konusu çekin ön yüzünde …’a atfen atılı keşideci imzası ile … (…/…)’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla … (…/…)’ın eli ürünü olmadığı” tespit edilmiştir.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihli, … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiş, eldeki esasa kaydı yapılmış, yargılamaya devam olunmuştur.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı … tarafından borçlu davacı aleyhinde … tarihli …-TL bedelli 1 adet çekten dolayı ilamsız icra takibine girişildiği ve takip dosyasının kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Takibe ve davaya konu edilen çekin incelenmesinde; … Şubesine ait olup, … keşide tarihli ve …-TL bedelli olduğu, keşidecinin davacı … … (…) olduğu, çekin hamiline olarak düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında “…Yukarıda yazılı davalı yanın (keşideci) … tarihli dilekçesi ve delil olarak bildirdikleri … tarihli keşideci ile lehtar arasındaki sözleşme ile … günlü tahsilat makbuzu kapsamından çekin keşide tarihindeki yılın … değil, … olduğu, çeke … yılı yazılı olmasının maddi hata sonucu olduğu (anlaşma tarihinden önceki tarihli ibraz tarihi geçen çek anlaşma kapsamında verilip kabul de edilmeyeceğinden) sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, çekin keşide tarihinin … olduğu dikkate alınarak toplanan delillere göre varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.”
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında “…Dava, davalı banka tarafından ilamsız takibe konu edilen zamanaşımına uğramış çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu hamiline düzenlenmiş çekte davacı keşideci, davalı … Şti. lehdar ciranta ve davalı banka ise hamil konumundadır. Davalı hamil banka, bu çeke dayalı olarak takip ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak davacı keşideciden talepte bulunabilir. Bu durumda davacı keşidecinin bu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerekir. Ancak davacı tarafça sunulan ödeme belgelerinde davalı lehdar şirketin ismi geçmediği gibi, ödemeler konusunda herhangi bir açıklama da bulunmamaktadır. Mahkemece davacının davalı bankaya karşı sebepsiz zenginleşmediği yönündeki iddiasını ispat edemediği kabul edilerek bu davalı yönünden davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502/1. maddesinde “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” denilmekte olup anılan Kanun’un 504/3. maddesinde; “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz” hükmüne yer verilmiştir. Ticari vekilin kambiyo taahhüdü altına girmesi de aynı Kanun’un 551. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Buna göre, vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa, asil adına çek tanzim edebilir. Çekin “vekaleten” imzalandığı yazılmasa dahi vekalet veren, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumludur.
Somut olayda takibe konu çekteki imzanın … tarafından atılmadığı tarafların kabulündedir. Ancak borçlu şirket yetkilisi … tarafından, … isimli kişiye verilen Kocaeli … Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamenin bankacılık işlemlerine ilişkin kısmında “…çek taahhütnamesi imzalama…” hususunda yetki verildiği görülmüş olup, adı geçen kişiye çek keşide etme yetkisi verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda vekaletname ile yetkilendirilen … hakkında imza incelemesi yapılması gerekirken yetki verilmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı icra takibine dayanak teşkil eden keşideci imzasının kendisine ait olmadığını belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı talebiyle eldeki davayı ikame etmiş, duruşmadaki beyanlarında da imzanın vekil …’ya ait olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili de beyanlarında, vekaletin düzenlenme tarihinin …, çekin ait olduğu çek karnesinin vekil … tarafından vekaleten bankadan teslim alındığı tarihin … olduğunu, çekin düzenlenme tarihinin çek karnesinin bankadan teslim alındığı tarihten önce olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bunun maddi hataya dayandığını, keşideci imzasının vekil …’ya ait olduğunu, davacının borçtan sorumlu olduğunu savunmuştur.
Çekteki keşideci imzasının vekil …’ya ait olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı tarafından Manavgat … Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamede …’ya “… Çek karnelerini alma, çek taahhütnamesi imzalama…” hususunda yetki verildiği, … Şubesinin … tarihli cevabi yazısında, davaya konu çekin ait olduğu çek karnesinin … tarihinde vekaleten …’ya teslim edildiği, çekin keşide tarihi … olarak yazılmış ise de, anılan tarihin çek karnesinin bankadan teslim alındığı tarihten önce olduğu, keşide tarihinin çek karnesinin teslim edildiği tarihten önce düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla çekin keşide tarihindeki yılın … değil, … olduğu, çeke … yılı yazılı olmasının maddi hata sonucu olduğu ve çekin vekaletnamenin verildiği tarihten sonra vekil … tarafından imzalandığının kabulü gerektiği, vekaletnamenin düzenlendiği ve çekin keşide tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 386/1, 388/3 ve 453. Maddeleri uyarınca (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502/1, 504/3, 551. maddeleri) vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin olması halinde, asil adına çek tanzim edebileceği, çekin “vekaleten” imzalandığı yazılmasa dahi vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olacağı, dava konusu hamiline düzenlenmiş zamanaşımına uğramış çekte davacının keşideci, davalının ise hamil konumunda olduğu, davalı hamilin, bu çeke dayalı olarak 6762 sayılı TTK’nın 644. maddesi (6102 Sayılı TTK’nın 732/1. maddesi) uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak davacı keşideciden talepte bulunabileceği, sebepsiz zenginleşme hükümleri gözetildiğinde ispat külfetinin keşidecide olduğu, keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu, somut olayda davacının, zenginleşmediği yönünde bir iddia ve ispat vakıası ileri sürmediği, bu durumda çek bedeli kadar davacının zenginleştiğinin kabul edilmesi gerekeceği anlaşıldığından davanın reddine, icra veznesindeki paranın alacaklı davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı teminat yatırılmaması nedeniyle uygulanmadığından ve icra marifetiyle davalı alacaklıya ödenen miktar yönünden davanın istirdat davası olduğu gözetilerek davalı lehine tazminat taktirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartlar oluşmadığından davalı lehine tazminat taktirine YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/02/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)