Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/60 E. 2022/333 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/60 Esas
KARAR NO : 2022/333
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında … tanzim – … ödeme tarihli …-TL bedelli bono nedeni ile icra takibi başlatıldığını, senet içeriğine göre müvekkillerinin borçlu-keşidecisi olduğu sendin alacaklısı … olup senedin ciro yolu ile takip alacaklısı …’e geçtiğini, … tarafından vekili eli ile icraya konulan ve icrai işlemler yapılan senedin icra takip dosyası daha sonrasında diğer davalı …‘a icra müdürlüğünde … tarihinde temlik edildiğini, müvekkillerinden …’in … yılında … A.Ş. de şirket müdürü olarak çalışmakta olduğunu, şirket ortakları … ve …’nun müvekkilini eksik ve kusurlu satış pazarlama yöntemi ile şirketi yaklaşık …-TL civarında zarara uğrattığı iddiası ile elinden davaya konu edilen senedi aldıklarını, ancak senet imzalandıktan sonra “sen zaten bizim yanımızda maaşla çalışan bir elemansın senin neyin varda nasıl alacağız bize …’u bu senede kefil olarak alacaksın” denilerek diğer müvekkilinin imzasının da alındığını ve senedin sonrasında davalılar eli ile icraya konulduğunu, ancak müvekkilinin şirketi böyle bir zarar uğratmasının söz konusu olmadığı gibi şirket sahiplerinin çalışanlardan aldıkları açık teminat senetlerini işçiler işten ayrılınca ya da kendileri çıkarınca 3. Kişiler adına icraya koymakta ve bedellerini haksız ve yersiz olarak tahsil etme yoluna gitmekte olduklarını, senet icraya konulduktan sonra olayın savcılığa intikal ettiğini ve devamında ilgililerin savcılık ya da zabıta tarafından değişik zamanlarda ifadelerinin alındığını, müvekkillerinin ne dosya alacaklısı …’ye ne de takibi icraya koyan …’e herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davaya ve takibe konu olan senedin dava ve takip dışı … ve … tarafından …’in … A.Ş. ve … A.Ş. Şirketlerine verdiğini iddia ettikleri zarara karşılık bir nevi teminat olarak alındığını ve fakat sonrasında taraflar ile ilgisi olmayan davalılar eli ile icra takibi yapıldığını, icra dosya borçlusu her ne kadar sonrasında … tarafından …’a temlik edilmiş olsa da taraflar arasındaki organik ilişki ve muvazaalı işlem silsilesinin devam etmekte olduğunu, davalılar … ile … arasında takibe konu edilen alacak miktarı kadar hukuki veya ticari bir ilişki olmadığı gibi temlik sonrası …’in mal varlığında da bu miktar da bir artış vuku bulmadığını, müvekkilinin beyan ve tahminine göre mevcut durumdan rahatsızlık duyan …’in icrai işlemlere devam etmek istememesi üzerine dosyanın …’a kâğıt üzerinde devredildiğini, davalı … ile icra dosyasını temlik alan …’in vekilliğinin aynı avukatın yürütmesi ve tarafımızdan Arabuluculuk başvurusu yapıldıktan sonra dosyadan istifa edilmesinin bu görüşü destekler mahiyette olduğunu belirterek, davalılar tarafından müvekkilleri hakkında icra takibine konu edilen … tanzim – … vade tarihli ve …-TL bedelli senet ile iş bu senedin takibe konu edildiği Antalya … Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasında müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içinde açılmadığını, ayrıca davacının bu davayı açmakta hukuki yararı da bulunmadığını, icra dosyasının müvekkili tarafından … tarihinde temlik alındığını, davacının muvazaa iddialarının yersiz olduğunu, bonoyu düzenleyen sıfatına haiz …’in ve kefil sıfatına haiz …’un borcu inkar iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Antalya … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacıların borca herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, davacının takip açılışından 10 yıl sonra böyle iddialarda bulunmasının farazi olduğunu, davacının ciro zincirinin muvazaalı olduğuna dair beyanlarının sadece iddia seviyesinde kaldığını, davacının hiçbir suretle işbu iddialarını ispatlayamadığını belirterek davanın reddine haksız ve kötü niyetli davacı hakkında disiplin para cezasına hükmedilmesine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davaya konu bononun … tarafından şahsına ciro edildiğini, senedin ödenmemesi nedeniyle icraya koyduğunu, borçlular tarafından itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, takipten sonra diğer davalı … ile aralarında … tarihli temlik sözleşmesi yaptıklarını, icra dosyasındaki hak ve alacakların tamamının …’a temlik edildiğini, bundan sonraki süreçte kendisinin bu icra dosyası ile alakası kalmadığını, kendisinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davacının muvazaa iddialarının tamamıyla afaki olup hiçbir şekilde somut delil ve gerekçelere dayanmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; bono sureti ve temlikname örneği sunulmuş, Antalya … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası celp edilmiştir.
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takibe konu senedin davacı …’in düzenleme tarihinde çalıştığı dava dışı … A.Ş’nin zararına ilişkin olarak verilmiş olan teminat senedin olup olmadığı, davacıların senet bedeli kadar borçlarının olup olmadığı, davalı …’ e husumetin yöneltilip yöneltilemeyeceği hususlarındadır.
Antalya … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı … tarafından davacılar … ve … ile dava dışı … aleyhine … tanzim – … ödeme tarihli …-TL bedelli bonodan dolayı kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; davalılardan …’in de aralarına bulunduğu şüpheliler hakkında nitelikli yağma ve suç konusu eşyayı bilerek kullanmak suçlarından dolayı yapılan soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, verilen karara itiraz edilmiş, Manavgat … Ağır Ceza Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile … tarihinde itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu olan bono incelendiğinde; lehtarın … olduğu, keşidecinin …, kefilin … olduğu …-TL bedelli nakden olarak … tarihinde keşide edildiği, senedin vade tarihinin … olduğu, senedin ciro yoluyla davalı …’e devredildiği, daha sonra ise dosya alacağının davalılardan … tarafından … tarihinde temlik alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
TTK 687/1 maddesi uyarınca; keşideci senedin temliki halinde temlik alan 3.kişiye karşı senet metninden anlaşılan defiiler dışında şahsi defilerini ileri süremez. Ancak alacağın temlikine ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Şahsi defilerin bu dar etkisinin genişlediği hâllerden biri olan alacağın temliki hususuna kısaca değinilmek gerekir. Uyuşmazlıkta dikkate alınması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 162 ve devam maddelerinde düzenlenen alacağın temliki hâlinin varlığı durumunda alacağı devralan, devredenin hukuki halefi olduğundan borçlu, borcu devreden alacaklıya karşı sahip olduğu şahsi defileri de devralan alacaklıya karşı ileri sürebilecektir. Nitekim 167. maddenin birinci fıkrasında kanun koyucu bu hususu “Borçlu temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” şeklinde düzenlemiştir. Eldeki davada da dava konusu senedin dayanağı temel ilişkiden doğan borcun alacaklısı olan davalı … Şti. alacaklarını diğer davalı …’e devretmiş olduğundan davacılar bedelsizlik iddiasını bu kişiye karşı ileri sürebileceklerdir. Bu hâlde devralanın bilerek keşideci zararına hareket etmesi dahi aranmaz. (Yargıtay HGK …-… Esas ve …K)
Dava konusu olan bono takibe konulduktan sonra alacağın temliki yoluyla davalılardan …’a devredilmiş olduğundan somut uyuşmazlıkta alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiği, TBK’nın 188.maddesi uyarınca borçlunun devredene karşı sahip olduğu defileri devralan alacaklıya karşı da ileri sürülebilir.
Davacılardan keşideci … söz konusu senedi dava dışı … AŞ’de müdürlük yaptığı sırada şirkete vermiş olduğu zararların karşılığı olarak kendisinden ikrah suretiyle alındığını, davalı … da senedin ikrah suretiyle kendisine imzalattırıldığını iddia etmektedir.
İspat yükü davacı/borçlu taraftadır. Zira icra takibine konu senedin ikrahla alındığının ispat yükü altındadır.
Öncelikle davacılardan …, … konumunda olduğu(TTK’nın 701/3 maddesi) ve”… veren davacı …’nın teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da taahhüdünün geçerliliği devam ettiği (TTK’nın 702/3 maddesi) bu nedenle davacı … bonodan dolayı aval veren olarak sorumlu olduğu, ayrıca icra takibine konu senedin ikrahla alındığının Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildiğinden, adı geçen davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Davacılardan keşideci … söz konusu senedi dava dışı … AŞ’de müdürlük yaptığı sırada şirkete vermiş olduğu zararların karşılığı olarak kendisinden ikrah suretiyle alındığını iddia etmiş ise de; soruşturma dosyasındaki beyanında müdürlüğünü yaptığı dava dışı şirketin, her ne kadar şirketin kendisi tarafından zarara uğratılmadığını ileri sürmüş ise de, şirketin müdürlüğünü yaptığı dönemde şirketin zarara uğratıldığı ve senedin bu sebeple keşide edildiği hususları kabulünde olduğu halde senedin ikrah ile alındığı hususu adı geçen davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında yapılan soruşturma neticesinde, davalılardan …’in de aralarına bulunduğu şüpheliler hakkında nitelikli yağma ve suç konusu eşyayı bilerek kullanmak suçlarından dolayı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Sonuç olarak, dava konusu bononun dava dışı şirketin zarara uğratılması sebebi ile keşide edildiği hususunun sabit olduğu, ancak davacıların ikrah sonucu alınmış olduğu iddiasını usulüne uygun yasal delillerle ispatlayamadığı, davacıların yemin deliline de dayanmadıkları sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın reddine, icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklı davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalı lehine tazminat taktirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalılar lehine icra tazminatı takdirine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan …-TL ve tamamlama harcı ile alınan …-TL olmak üzere toplam …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
6-Arabulucuya Bakanlık Bütçesinden karşılanarak ödenen …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davacılardan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
Dair, davacılar vekili ile davalılardan … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır