Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/566 E. 2022/773 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/566 Esas
KARAR NO : 2022/773
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 22/11/2016 tarihinde müvekkili … … plakalı araç ile Elmalı yolundan Finike D-635 karayolu istikametinde seyir halindeyken, davalı …’ün Finike istikametinden Elmalı istikametine … plakalı aracı ile çarpışması sonucu kaza meydana geldiğini, Finike Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.10.2017 günlü iddianamesi ile Finike Asliye Ceza Mahkemesi’inin … Esas sayılı dosyasıyla müvekkili ve davalıların yargılamaları yapılmış neticede müvekkilinin tali kusurlu, davalı … kazanın oluşumunda asli kusurlu bulunarak TCK m.89/1’e göre cezalandırıldığını, davalının sebebiyet verdiği bu kaza sonucu aracı kullanan müvekkili …’ın her ne kadar emniyet kemeri takılı olduğundan ufak tefek sıyrıklar dışında fiziksel olarak yaralanmasa da psikolojik olarak ciddi zarara uğradığını, buna ek olarak araç sürmekten uzun zaman boyunca korku duyar olduğunu, davaya konu olan kazadan dolayı sarsıldığını, müvekkilinin de araç sürme konusunda bir korku ve travma oluşmuş olup müvekkilinin araç kullanamayacağını düşünmektedir ve kullanamadığını bu nedenlerle 1000 TL araç değer kaybı olarak maddi tazminatın ve 500 TL hasar bedelinin davalılardan müşteriken ve müteselsilen davalı … için olay tarihinden tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini, 10.000 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihinden tarihten itibaren yasal faizi ile tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket tarafından dava konusu kaza sebebi ile 29.03.2017 tarihinde 5.428,75-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla hak sahibinin meydana gelen kaza nedeniyle uğramış olduğu zarar şirket tarafından karşılandığını, işbu ödeme nedeniyle, KTK 111/2 gereği 2 yıllık hak düşürücü süre sona erdiğinden davanın reddi gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111.maddesi 2.fıkrasındaki yetersiz anlaşmaların iptaline ilişkin (2) yıllık süre hak düşürücü süre belirlenmiş olup hak düşürücü sürenin aşımı söz konusu olduğunu, davacı tarafından eksik ödeme yapıldığı iddiası ile halen bir takım mesnetsiz sebeplerle hak iddia edilmesi hiçbir iyiniyet kuralı ile izah edilemeyecek açık ve bariz kötü niyetli bir davranış olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan sorumluluğu sigortalının kusuru oranında olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, başvuran tarafça ekspertiz raporunda tespit edildiği belirtilen değer kaybına ilişkin tutarlar son derece fahiş olup işbu raporun kabulünün imkânsız olduğunu, öncelikle araçta meydana gelen değer kaybı bedelinden ödeme yapılması nedeniyle müvekkilinin şirketin sorumluluğu olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, söz konusu değer kaybının uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin üzerinden KTK m.111/2’de belirtilen 2 yıllık hak düşürücü süreden daha uzun zaman geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile davacının maddi zararı karşılanmış olup, talep edilen değer kaybı tutarının fahiş, dayanaksız olması ve ikame olunan davanın açıkça kötüniyetli olması sebebiyle davanın reddini, davacı vekilinin kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından davacı tarafa talep tutarının açıklattırılması aksi halde davanın reddini talep ve cevap vermiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kaza yaşandıktan yaklaşık 5 sene sonra açıldığını, bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmesini, kazanın yaşanmasına davacın kusurlu davranışının neden olduğunu, her ne kadar ceza yargılamasında müvekkili kusurlu bulunmuşsa da hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı olduğunu, manevi tazminatın amacının, kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamak olduğunu, manevi tazminat istemi bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmediğini, manevi tazminat olarak hükmedilen para tutarı, aslında ne tazminat ne de ceza olduğunu, çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de olmadığını, davacı …’ın talep etmiş olduğu tazminat miktarının fahiş olduğunu, gerçekleşen trafik kazasında davacının da kusuru olduğunu, kaza da müvekkili …’ün yaralandığı ve uzun süre tedavi gördüğünü, tam anlamıyla iyileşemediğini, uzun süre ayakta kalamamakta, çalışmakta zorlandığını, Finike Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açmış olup, iş bu davanın derdest olduğunu, bu nedenlerle öncelikle açılan davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddini talep ve cevap vermiştir.
Dava; 22/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacılardan …’ın aracının görmüş olduğu hasara ilişkin araç değer kaybı, hasar bedeli, araçta bulunan diğer davacı … yönünden manevi tazminat davasıdır.
Davacı tanığı …’un talimatla alınan beyanında; “dava konusu kazaya şahit olmadım, dava konusu araç kayınvalidem … üzerine kayıtlıdır, aracı eşim … kullanırken kaza meydana geldi, eşimin kazadan sonra ufak tefek yaralanmaları olmuştu, ayrıca psikolojik tedavi gördü, şuanda araç kullanamıyor, ön koltuğuna dahi oturamıyor, kazada karşı taraf eşimin bulunduğu şeride geçip kaza meydana geldiği için eşim araca bindiğinde virajlara geldiğinde sürekli karşıdan araç gelecek diye korkuyor, ayrıca sürekli arka koltukta seyahat ediyor” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …’ın talimatla alınan beyanında; “Ben kaza anında olay yerinde değildim Kemer de çalışıyordum, kaza Finike de olmuş, davacılar benim karım ve kızım olur, kazadan sonra eşim ve kızım çok üzüldüler, kızım öğretmenlik yapıyordu, kazadan dolayı meleği de sıkıntıya girdi, geceleri bağırarak uyanıyordu, biz haklı olmamıza rağmen karşı taraf bize dava açmış, hastanede tedavi de gördü psikolojisi bozuldu, kazadan beri araç kullanamıyor, arabanın ön koltuğuna dair oturamıyor, karşıdan bir araç gelince korkuyor, arabayı da yaptırdık maddi külfetide var, eşimde bu olaydan dolayı çok üzüldü onunda psikolojisi bozuldu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Finike Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … sayılı dosyasının uyaptan incelenmesinde; katılan …, katılan sanıklar … ve … olduğu, suçun taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek olup 02/07/2019 tarihli karar gereğince … yönünden Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve 6.000 TL adli para cezası, … yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması cezası verildiği görülmüştür.
Sigorta eksperi bilirkişiden alınan raporda; Rapora konu kaza sonucunda araçta meydana gelen hasarın, parça değişimi ve hasar gören parçaların onarım ve değişim işçiliklerinin iskonto uygulanmamış olarak KDV dâhil 25.623,70 TL tutarında olduğunu, Değer kaybı yönünden aracın hasarı kilometre düzeyi, boyanan parça miktarı, parça değişim adedi, aracın kullanılış şekli, aracın bu hasarından önce mevcut hasarı bulunup bulunmadığı, sigortalı ile sigorta şirketi arasında akdediler poliçenin tanzim tarihi, gibi parametreler dikkate alınıp yapılan değerlendirmeler itibariyle araç tarafımdan fiziki olarak görülmeyip temin edilen belge (tutanak/ resimler/ eksper raporu ve sair evraklar) doğrultusunda; Serbest Piyasada oluşan değer azalması yöntemine göre yapılan hesaplamada; dava konusu araçta 8.000,00 TL değer kaybı oluşacağı rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin 24/10/2022 tarihli dava değeri arttırılması dilekçesinde özetle; hasar bedeli alacağı yönünden dava değerinin 25.123,70 TL artırılması ile toplam 25.623,70 TL hasar bedeli alacağının davalılardan müşteriken ve müteselsilen davalı … için olay tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini, 10.000 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihinden tarihten itibaren yasal faizi ile tahsil edilerek müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada 22/06/2022 tarihli ekspertiz raporu hükme esas alınmış ancak kaza meydana geldikten sonra dava konusu aracın davacılardan … tarafından 56.789,00 TL bedelle satıldığı bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada aracın hasarsız olarak piyasa değerinin 45.000,00 TL olarak belirtildiği bu durumda davacının söz konusu aracı değer kaybı olmaksızın satmış olması sebebiyle aracın değer kaybına ilişkin talebinin yerinde olmadığı bu nedenle yalnızca kazadan sonra araçta meydana gelen hasar bedelini talep edebileceği anlaşılmakla, hasar bedeli yönünden kısmen değer kaybı yönünden ise talebinin tamamının reddine karar verilmiş 15.146,21 TL hasar bedelinin ödenmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
Davacı …’ın manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede;
Manevi tazminat, TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerinin göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmüne amirdir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, kusur oranları, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü yoluna gidilmiş ve 3.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara gerçek kişi davalılar yönünden TBK’nın 117/2 maddesi gereğince haksız fiil tarihinde temerrüt oluşacağından haksız fiil tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden ise davacının sigortaya başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü süresinin bitimi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
15.146,21 TL hasar bedelinin davalı sigorta yönünden 29/03/2017 tarihinden davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren sigorta şirketinin poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
Davacı …’ın fazlaya ilişkin hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin tazminat talebinin Reddine,
-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.034,64-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 746,40-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 288,24-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 196,40-TL Peşin/nisbi Harcı, 550,00-TL Tamamlama Harcı, olmak üzere toplam 805,70TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; 1.252,25-TL Tebligat, Bilirkişi, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.252,25-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 740,21-TL’lik kısmanın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
2-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile;
3.500,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 22/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin Reddine,
-Manevi tazminat yönünden kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 239,09-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
-Manevi tazminat yönünden Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.500,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
-Manevi tazminat yönünden Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭kabul red oranı dikkate alınarak 780,25 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen, kalan 539,75‬ TL’lik kısmının davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/11/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı