Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/55 E. 2022/357 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/55
KARAR NO : 2022/357
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının, müvekkili bankadan 26.08.2015 tarihinde kredi kullandığını, ancak kredınin normal seyrini kaybetmesi nedeniyle davalı borçlunun hesabının 23.05.2019 tarihinde kat edilerek 27.05.2019 tarihinde davalıya ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, kefil sorumluluğunun sözleşmenin 10.9. Maddesinde düzenlendiğini beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına, gayri nakit toplamı (depo talep edilen 11 adet çek) 22.330,00 TL’nin depo edilmesine karar verilmesini talep etmiş olarak, sonuç olarak haksız itirazın iptalini, takibin devamını, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Dava: Banka Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kefil aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 163.963,53.-TL asıl alacak, 16.958,73.-TL muacceliyetten takip tutarı kadar yıllık % 31,8 temerrüt faizi, 847393.-TL faizin % 5 gider vergisi, 696,16.-TL masraf, 13.159,12.-TL asıl alacak, 2.018,62.-TL muacceliyetten takip tutarı kadar yıllık % 46,8 temerrüt faizi ve 100,88.-TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 197.744,97.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu tarafça icra dairesine süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce … Bankasından davalı tarafından kullan krediye ilişkin genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstreleri dosyaya celp edilmiştir.
Mahkememiz dosyası Bankacı Bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan 17/03/2022 tarihli rapora göre: davalının 26.08.2015 tarihinde imzaladığı 800.000,00 TL’lik Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle 10 yıl süreyle kefil sıfatıyla bu sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan kredilerden sorumlu olduğu, davacı bankanın dava dışı asıl borçluya tahsis ettiği esnek hesap, kredi kartı ve çek karnesinden kaynaklanan asıl alacak tutarının 168.587,15 TL olduğu tespit edilmiş, 18.09.2019 takip tarihi itibariyle faizli alacak tutarı ise toplam 187.806,93 TL olarak hesaplandığını, kredi kartından yapılan ve takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş taksit tutarları ile birlikte toplam davacı banka asıl alacağının 170.730,65 TL, takip tarihine kadar hesaplanmış faizli alacak toplamı 189.950,43 TL olduğunun tespit edildiğini, 11 adet çek yaprağından kaynaklanan 22.330,00 TL’nin davacı banka hesaplarına depo edilmesi veya çek yapraklarının davacı bankaya iade edilmesi gerektiği hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı kararında “Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; takibe konu alacağın 2009 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan krediden kaynaklanmadığı, takip konusu alacağın daha sonra imzalanan ve Atilla’nın kefil olmadığı sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilere ilişkin olduğu belirlendiğinden, davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu,” denilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamı ile “Çerçeve niteliğindeki kredi sözleşmelerine dayalı kredi kullanımında sözleşme tarihini takip eden ikinci veya daha fazla kredi sözleşmesi düzenlendiği tarihe kadar açılan ve devam eden kredilerden limit ve temerrütleri dahilinde müteselsil kefillerin sorumlu olacağı, davalı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen 20/05/2010 tarihli sözleşmede davacının kefaletinin alınmadığı değerlendirildiğinde davalı banka alacağının hangi sözleşmeden doğduğunun tespiti, davacının imzasını taşıyan 16/04/2008 tarihli sözleşmeden doğması halinde kefalet sorumluluğunun devam ettiğini, imzasını içermeyen sözleşmeden doğmuş olması halinde ise kefalet sorumluluğunun bulunmadığının kabulü gerekir. Davalı tarafından banka alacağının 16/04/2008 tarihli sözleşmeden doğduğu ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamındaki bilirkişi raporu ile davalı alacağının dava dışı şirkete 2012 yılında açılan ve kullandırılan taksitli krediler, ticari kart kullanımı ve 12/07/2017 tarihinde bankanın yasal yükümlülüğü nedeniyle tazmin edilen nakit çek kredisinden kaynaklandığı, davalı tarafından davacının kefalet imzasının bulunduğu 16/04/2008 tarihli kredi sözleşmesine dayalı kullandırılan herhangi bir krediden kaynaklı devam eden borç olduğunu gösterir herhangi bir kayıt ibraz edilmediği değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesininde kabulünde olduğu üzere davacının takip konusu banka alacağı ile ilgili kefalet sorumluluğunun bulunmadığının kabulü gerekir.” dair hüküm tesis olunmuştur.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Aldırılan bilirkişi raporu ile de anlaşıldığı üzere, icra takibine konu borcun dava dışı asıl borçlu şirkete 24/04/2018 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan ve kullandırılan kredilere ilişkin olduğu, davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı 26/08/2015 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan herhangi bir krediden kaynaklı devam eden bir borç tutarı olduğunu gösteren bir kaydın davalı tarafça ibraz edilemediği yani davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı 26/08/2015 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan herhangi bir krediden kaynaklı devam eden bir borcun icra takibine konu edilmediği, davacı bankanın icra takibine konu alacak talebinin davalının müteselsil kefil olarak imzalamadığı dava dışı asıl borçlu şirkete 24/04/2018 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan ve kullandırılan kredilere ilişkin olduğu böyle davacının borçtan kefaleten sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporunda, davalının 26.08.2015 tarihinde imzaladığı 800.000,00 TL’lik sözleşmeden kaynaklanan kefalet yükümlülüğünün, sözleşmeye göre sözleşme tarihinden itibaren 10 yıl süreyle devam ettiği hükmü gereğince dava konusu işlem tarihleri itibariyle devam ettiği kanaati bildirilmiş ise de, davalının kefalet yükümlülüğünün devam edip etmediği hususu hukuki değerlendirme mahiyetinde olduğundan, mahkememizce bilirkişinin bu kanaatine itibar edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 80,70.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 2.388,27.-TL harçtan mahsubu fazladan yatırılan ‭2.307,57‬.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/04/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)