Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/534 E. 2022/162 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/534 Esas
KARAR NO : 2022/162
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil kurumun toplam … sigorta şirketinden oluşan, … Sigortaları olan … Sigortaları havuzunun işleticisi olduğunu, dava dışı sigortalıya ait arı ve kovanların … numaralı … (…) Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, … tarihinde elektrik hattından çıkan orman yangınında sigortalı olan arı kovanları ve arıların yanarak hasar gördüğünü, hasar ekspertiz incelemesi yapıldığını, tespit edilen hasar üzerinden toplam …-TL hasar tazminatının dava dışı sigortalıya ödendiğini, dava konusu hasara davalı … sebebiyet verdiğini, dava dışı sigortalılara ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen tazminini talep ettiklerini, dava konusu yangın ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığın tarafından … Soruşturma numaralı dosya ile soruşturma yürütüldüğünü, fazlaya ilişkin sair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla …-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, dava giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete karşı açılan haksız davanın zamanaşımı def’i doğrultusunda reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde yangının nasıl ve nereden çıktığı da ortaya koyulmadığını, davacı tarafın bu haliyle iddia yükünü yerine getiremediğini, dava konusu yangın nedeniyle müvekkil şirket çalışanlarından … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyasında keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda yangının müvekkil şirket kaynaklı olmadığı belirlendiğini, şirket çalışanı … yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, yangının meydana geldiği bölgedeki hatların bakım ve onarımlarının eksiksiz olarak yapıldığını, davanın … A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep ettiklerini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın müvekkil şirket yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; dava kapsamında aleyhe olan hiçbir hususu kabul etmediklerini, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler dikkate alınarak süresinde açılmadığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, kusur durumunun tespiti yönünden ceza dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, hasar bedeli için başvuran tarafın talep ettiği tazmin tutarının fahiş olduğunu, dosya kapsamında usuli itirazlarının haklı olduğunun tespiti halinde davanın usulden reddine ya da açılmamış sayılmasına, davanın esasına girilmesi halinde kusur durumunun tespiti yönünden varsa ceza dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasına, dosya üzerinde uzman bilirkişi heyeti marifetiyle kusur, maluliyet, zarar miktarı yönünden inceleme yaptırılmasına, davanın esastan reddine, davada taraf sıfatını haiz olmadığımızdan HMK m.61 uyarınca hüküm tesis edilmesine, dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkil şirket hakkında faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine, … Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı soruşturma dosyası celp edilmiş, Eğirdir Esnaf ve Sanatkarlar Odasına, Isparta Ticaret Sicil Müdürülüğüne, Eğirdir Vergi Dairesine Müdürlüğüne ve davacı şirkete yazılan müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava; kendi sigortalısının zararını ödeyen sigortacının zarar sorumlusuna karşı açmış olduğu rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık; mahkememizin görevli olup olmadığı, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davalının kusur ve sorumluluğunun olup olmadığı, olması halinde sigortalının uğradığı gerçek zararın tutarı neticeten alacağın varlığı ve miktarı hususlarına ilişkindir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi … tarih, … esas, … karar sayılı ilamında “…Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için; her iki tarafın tacir olması, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili bulunması ya da uyuşmazlığın TTK’nda düzenlenen hususlardan kaynaklanması veya davanın ticari dava sayılacağına ilişkin özel bir düzenleme bulunması gerekir. Somut olayda, yanlar arasındaki uyuşmazlık 6098 Sayılı TBK’nun 49 ve devamı maddesinde düzenlenmiş bulunan haksız fiil hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Dava halefiyete dayalı sigorta rücu davası esas itibariyle sigortalısının kendisine zarar verene karşı açacağı bir tazminat davası niteliğinde olduğundan bu davanın hukuki sebebi de sigortalı ile zarar veren arasındaki hukuki sebeptir. Bu nedenle hukuki sebep haksız eylem olduğundan görevli mahkeme HMK’nın ilgili hükümlerine göre belirlenir. Sigortalı ile zarar veren arasındaki ilişki ticari nitelikte değilse böyle bir davanın ticaret mahkemesinde açılması mümkün değildir.
Dava, halefiyet yolu ile talep edilen tazminata ilişkin olup, bu tür davalarda yukarıdaki emsal içtihatta da belirtildiği üzere asıl hak sahibi olan kişi hangi mahkemede dava açabilecek ise onun halefi olan sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir. Sigorta ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık da söz konusu değildir.
Somut olayda, davacı sigorta şirketi tarafından arıcılık (arılı kovan) sigortası poliçesi ile sigortalı olan arı kovanları ve arıların meydana gelen yangın sonucunda, sigortalısına ödenen tazminatın, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca elektrik hattının bakım ve onarımından sorumlu olan davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir. Dava dışı sigortalı ile davalı arasında 6098 Sayılı TBK’nun 49 ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil ilişkisi bulunduğu, davacının da haksız fiil hükümlerine dayalı olarak eldeki davayı açtığı, dava dışı sigortalı çiftçi olup tacir sıfatı taşımadığı, yasal düzenlemeler ve tespit edilen hususlar ve iddianın ileri sürülüş şekli bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiil ilişkisinden kaynaklandığı ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/02/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.