Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/529 E. 2022/161 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/529 Esas
KARAR NO : 2022/161
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sahibi olduğu … Şti.’de tıbbi cihaz alım satım bakım işleri ile uğraştığını, bu kapsamda müvekkilin aynı işle uğraşan davalıdan …-USD bedelli 1 adet ikinci el … ultrason cihazı ile bunun kullanımına yarayan problarını ve yazıcısını satın aldığını, müvekkilinin sahibi olduğu … Şti’nin … Bankasında bulunan … iban nolu hesabından davalının …Bank’ta bulunan … iban nolu hesabına … tarihinde …-TL; … tarihinde ayrı ayrı …-TL ve …-TL; … tarihinde …-TL olmak üzere toplamda …-TL gönderdiği halde davalının …-USD takip çıkışlı alacağın tahsili için Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile müvekkili hakkında başlattığı takip dosyasının hesabından bu ödemeleri düşmediğini, takibin kesinleşmesi sonrasında 1 adet … marka … ultrason cihazı haczedilerek muhafaza altına alındığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyasından mahcuzun satış işlemleri başlatıldığını, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, müvekkilin Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile …-TL borçlu olmadığının tespiti ile takibin bu tutar kadar iptaline, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davalının %20’den aşağı olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın ticari bir dava olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmadığını, Antalya … İcra Müdürlüğünde başlattıkları icra takibinin davacının şirketi ile ilgisi olmadığnı, şirket borcundan kaynaklanmayan bir takip olduğunu, takibin sebebinin davacının kendi borcu için kendi el yazısı ile düzenleyip müvekkiline verdiği bono olduğunu, davacının takibe konu borcun kendisinin şahsi borcu olduğu belirttiğini, şirketinin ticaretinden hiç bahsetmediğini, böylelikle işbu dava dilekçesindeki beyanları ile çelişkiye düştüğünü, haksız davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak dava açılmasına sebebiyet veren davacı aleyhine dava tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine, Antalya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası celp edilmiş, … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğüne, … Bank A.Ş. Genel Müdürlüğüne, Antalya ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına, Antalya ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve … ve …/… Vergi Dairelerine yazılan müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Takibe dayanak teşkil eden belgenin keşicedeci ve lehtarın aynı kişi olması nedeniyle kambiyo senedi vasfında bulunmadığı, toplam …-TL ödemenin … Şti. Hesabından davalı hesabına banka yoluyla ödendiği ve takibin ilamsız takip olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; mahkememizin görevli olup olmadığı, yapılan ödemelerin takibe konu borca istinaden yapılıp yapılmadığı, neticeten davacının takibe dayanak belge nedeniyle dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı ve miktarına ilişkindir.
Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün cevabi yazılarında, tarafların kaydının bulunmadığı,
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasının cevabi yazısında, davacının esnaf kaydının bulunmadığı,
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odasının cevabi yazısında, davalının esnaf kaydının bulunduğu,
Kaymakkapı Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında, davacının potansiyel vergi kaydının bulunduğu, davacının limited şirketinin %100 hisseli ortağı olduğu,
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında, davalının diğer profesyonel elektronik ekipmanların bakım ve onarımı faaliyet koduyla gerçek usulde vergi kaydının bulunduğunun bildirildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların tacir olduğuna ilişkin herhangi bir belge, beyan veya delil bulunmamakta aksine tarafların tacir olmadığı, ticari defter tutmadıkları belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … karar sayılı ilamında, gerçek kişinin şirket ortaklığı ve yönetim kurulu başkanı olmasının tek başına tacir sayılması için yeterli olmayacağı, sermaye şirketi ortağı olmanın kişisel olarak tacir olmayı gerektirmeyeceğinin kabul edildiği, kimlerin tacir sayılacağının, 6102 sayılı TTK’nun 12,14,16, ve 17.maddelerinde sayıldığı, sermaye şirketi olan A.Ş ortakları ve yöneticilerinin (Bankalar Kanundaki istisna dışında ) tek başına bu sıfatlarından dolayı iflasa tabi olmayacaklarının kabul edildiği, Anonim şirket ortağı olmanın tek başına bu kişinin tacir olduğuna yeterli olmadığı, davalı gerçek kişinin birden fazla şirket ortaklığı, yönetim kurulu başkanlığı veya temsilciliği olmasına rağmen, kişisel faaliyeti olarak tacir olmadığı gibi ayrıca ticaret sicile kayıtlı gerçek kişi tacir olduğuna dair dosyada bir belgeyede rastlanmadığı, bir kişinin tek başına birden çok ticari şirketin ortağı veya yönetim kurulu başkanlığının bulunmasının tek başına tacir sayılması için yeterli olmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda; takibe dayanak teşkil eden belgenin keşicedeci ve lehtarın aynı kişi olması nedeniyle kambiyo senedi vasfında bulunmadığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacı limited şirketinin %100 hisseli ortağı ise de gerçek kişinin Limited Şirket ortağı olmasının tek başına tacir olduğuna yeterli olmadığı, cevabi yazılarda da belirtildiği üzere davacının tacir ve esnaf kaydının bulunmadığı, potansiyel vergi kaydının bulunduğu, dolayısıyla davacının tacir sıfatını taşımadığı anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatı taşımamaktadır. Taraflardan biri için ticari olan iş diğeri için de ticari sayılmakla beraber, bu husus görevli mahkemenin belirlenmesinde dikkate alınamaz. Bu itibarla, açılan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır. (Benzer şekilde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 22/04/2021 tarih, 2020/426 Esas, 2021/755 Karar sayılı ilamı)
Açıklanan nedenlerle; davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu ve dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği, düşünce ve yargısına varılmış ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/02/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.