Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/485 Esas
KARAR NO : 2023/630
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ortakları … ve …’un hisse devrederek müvekkilinin %50 hisse oranı ile ortak yapıldığını, müvekkilinin … şirketine yarı yarıya hissedar olduğunu, şirkete hem koyunları sermaye olarak koyduğunu hem de USD ve EURO cinsinden önemli miktarda sermaye koyduğunu, toplam sermaye … usd ve … euro, … hesap … usd ve … euro kendi hesabından …’un kartına gönderilen … TL, …’a nakit … usd verildiğini, ilk yıl müvekkilinin şirket temsilcisi olduğunu, … bilmemesinden kaynaklı …’a işlemler için vekalet verdiğini, daha sonra sermaye artışı ardından hisse devri yapılarak müvekkil hissesinin düşürüldüğünü, %50 olması gereken hissenin %20’ye düşürüldüğünü, temsil yetkisinin …’a geçtiğini, …’un da …’a vekalet verdiğini, müvekkil pek çok dolar ve Euro yatırım yapmasına rağmen müvekkili küçük ortak olarak gösterildiğini, müvekkilinin bunu anlamadığını, işlemin hukuki sonuçları hakkında bilgi sahibi olmadığını, çünkü müvekkiline kredi çekilmesi için bu işlemin yapılması gerektiğinin söylendiğini, gerçek sonuçları anlatılmadığını, müvekkilinin şirket işlemlerinden el çektirildiğini, … TL sermayeli davalı şirketin … TL sermayesinin …’da, …Tl sermayesinin …’da olduğu görüldüğünü, asıl olan müvekkilinin böylesi sermaye koymasına karşılık dil bilmemesinden kaynaklı kandırılarak hisselerinin elinden alındığını, Antalya …Noterliğinin … tarih … yevmiyeli hisse devri ile … TL bedel karşılığında hisse devri yapılmış gösterildiğini, müvekkiline … TL hisse devri bedelinin de asla ödenmediğini, müvekkilin ne Türkçe ne de İngilizceyi tam anlamaması, bilmemesinden kaynaklı olarak müvekkilinin kandırıldığını, iradesinin fesada uğradığını, … TL hisse devir bedelinin müvekkiline ödenmediğini, her ne kadar noter devir sözleşmesinde böyle bir ibare yer alsa da müvekkilinin bu parayı hiç görmediğini, … tarafından para verilmediğini, ticari işlerde ödemelerin banka aracılığı ile yapılması Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gereği … TL’yi aşan tahsilat ve ödemelerin finansal kurumlar aracılığı ile yapılması zorunluluğu gereği davalı şirket yetkilisinin ödemesinin bulunmamasının da hisse devrinin geçersiz olduğunu gösterdiğini, kaldı ki müvekkilinin şirket hissesinin hukuka aykırı olarak dil bilmemesinden kaynaklı iradesi sakatlanarak elinden alınmasına itiraz ettiğini, şirket yetkisi de elinden aynı genel kurul kararı ile alındığını iddia ederek, … tarihli … sayılı Genel Kurul kararının yokluğuna veya butlanla sakatlığının tespitine, … tarihli … sayılı Genel Kurul kararının yokluğuna veya butlanla sakatlığının tespitine, kararda yer alan … hisseden …sinin … TL bedelle …’a devri, pay defterine kaydı, …’un … hissesinin … TL, …’nın … hissesinin … TL bulunduğu, şirket müdürü … istifası ve imza yetkisinin iptaline, …’un şirket müdürü olarak atanmasına, temsil sınırlarını içeren şirketi resmi dairelerde bankalarda kamu kurum ve kuruluşlarında tapuda her türlü işlemi yapmaya aksi karar alınıncaya kadar şirket müdürü …’un şirket şirket ünvanı ve kaşesi altında münferiden temsil etmek üzere yetkili kılınmasına, kararın tescil ve ilanı maddelerinin tamamının TTK 467 vd maddeleri gereği ve TBK 19, 20, 28, 30, 36 maddeleri gereği yokluğuna veya butlanı nedeniyle tamamının hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı beyanlarının samimiyetsiz, mesnetsiz, uydurma ve kötüniyetli olduğunu, davanın haksız çıkar sağlama amacına matuf olarak açıldığını, davacının kendi beyanında Ekonomi ve Girişimcilik Lisansına sahip, Finans alanında ise Yüksek Lisans sahibi olduğunu bildirmekte, diğer taraftan ise aradan 1 yıl geçtikten sonra ise kandırıldığını iddia etmekte, diğer taraftan Türkçe bilmediğini iddia etmekte olduğunu, davacının … tarihinden beridir Türkiye de yaşamakta, ticaret ile uğraşmakta olduğunu, şirketin ticaret sicil adresinde faaliyet gösteren “…” isimli güzellik merkezinin tüm idaresini işletmesini yapan kişinin davacı olduğunu, tüm gelirlerini nakit ve pos hesapları dahil kendi aldığını, hiç hesap vermediğini, kendisinden gelirler için hesap vermesi istenildiğinde ise davacının bu işletmenin tüm para, eşya, malzemeleri ile herşeyini alıp içini boşalttığını, ortadan kaybolduğunu ve eldeki davayı açtığını, işletmenin bulunduğu kiralık taşınmazı da noterden ilgilisine teslim ettiğini, ayrıca davacının dava dosyasına sunulu vekaleti verirken tercüman kullanmadığını, … yılından beridir Türkiye’ de yaşayan, Türkiye de ticaret yapan, Ekonomi ve Girişimcilik Lisansına sahip, Finans alanında ise Yüksek Lisans sahibi davacının hiç Türkçe bilmem demesinin abesle iştigal kötüniyetli olduğunu, Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı sözde bilirkişi raporuna ilgili dosyasında da itiraz ettiklerini, kabul etmediklerini, raporun yanlı, gerçeği yansıtmayan bilimsellikten uzak olduğunu belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Dava: … tarihli genel kurul kararının butlanının tespitine veya yokluğuna ilişkindir.
Davacı Tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacıyı eski patronum olması sebebiyle tanıyorum. Ben kendisiyle … yılında çalışmaya başladım. Ben kendisinin hem yardımcısıydım, hem de müşterilerle ilgileniyordum. Pandemi döneminde güzellik merkezleri kapandığından dolayı buradan ayrılmak zorunda kaldım. Davalı şirketle, davacıyla ve diğer ortakla benim bir husumetim yoktur. Ben davacının İngilizce ve Türkçe çok iyi derecede bilmediğini, sadece günlük konuşmalarda “hoş geldiniz, ne içersiniz” gibi basit cümlelerle anlaşabildiğini biliyorum. Bunun yanında kendisine nasılsın diye sorulduğunda cevap verebilir ancak naber deyince bunun aynı anlama geldiğini bilemez. Zira benim çalıştığım dönemde kendisiyle yapmış olduğum görüşmeleri de cep telefonunda yer alan çevirmen programı sayesinde yapabiliyordum. Bu programda kendisi Rusça yazıp Türkçe’ye çeviriyordu. Ben de aynı şekilde kendisine Türkçe yazıp Rusça’ya çeviriyordum. Bu şekilde en küçük bir görüşmemiz bile 10 dk sürüyordu. Belirtmiş olduğum gibi kendisinin yabancı dil bilgisi çok zayıftır. Yani kendisine imzalattırılan İngilizce vekaletnamede yer alan hususları anlayabilecek derecede değildir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından tanzim edilen … tarihli raporda sonuç olarak; davacının … adet hisse karşılığında davalı şirkette … hisse oranı ile ortak iken dava konusu olan … tarihli … sayılı genel kurul toplantısı kararlarından sonra … adet hisse karşılığında … hisse oranı ile davalı şirket ortağı olduğu, dava konusu olan genel kurul toplantısı kararlarına dayanak olan “… Sözleşmesi”nde noter huzurunda dava konusu hisse devrine davacının itirazsız onayının olması, yine dava konusu olan genel kurul toplantısı altında davacının itirazsız onayının olması ve dava konusu olan genel kurul toplantısında alınan kararların bizzat davacı tarafından davalı şirketin bağlı olduğu ticaret sicili tescil ettirmesi karşısında, davacının dava konusu olan … tarihli … sayılı genel kurul toplantısı kararları altına bilmeden imza atıldığı iddiasının yerinde olmadığı yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Limited şirketlerde genel kurulun toplanmasına ilişkin hükümler TTK 617.maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 3.fıkrası;” Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kurucu unsuru eksik olan bir işlem, varlık kazanamaz ve yoktur. Hukuki işlemlerin ortak kurucu unsuru “irade beyanı”dır. Yokluk bir işlemin kurucu unsurunun bulunup bulunmaması ile ilgilidir.Yokluk halinde alınan kararlar hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Yokluğun tespiti talebi herhangi bir süreye tabi değildir. Ancak karardaki sakatlığı öğrenmesine rağmen uzun bir süre suskun kalıp dava açmayan ilgililerin TMK.md.2 uyarınca dava haklarının düştüğü iyi niyet kuralı çerçevesinde kabul edilir. Yokluk, genel kurul kararının içeriği değil, meydana gelişi ile ilgilidir. Buna göre;
-Yetkisiz kişilerce yapılan çağrı ile toplanan genel kurulda alınan kararlar,
-Çağrının kanunda ve esas sözleşmede belirtilen usule uygun olarak yapılmaması sonucu toplanan genel kurulda alınan kararlar,
– Alınmadığı halde alınmış gibi gösterilen genel kurul kararları,
-Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu olan ancak temsilci olmaksızın yapılan genel kurul toplantılarda alınan kararlar,
-Çağrısız genel kurul toplantısında ise TTK m.416 uyarınca tüm pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmadığı veya toplantıya ve karar alınmasına itiraz etmiş olmalarına karşın alınan genel kurul kararları,
-Toplantı ve karar yeter sayılarına uyulmaksızın alınan kararların yok hükmünde olduğu belirtilmektedir. (Kırca İ./ Şehirali Çelik F.H./Manavgat Ç.: Anonim Şirketler Hukuku C.2, Ankara 2016)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının hükümsüzlüğünü iddia ettiği … tarihli … sayılı Genel Kurul kararının yokluğuna veya butlanla sakatlığının tespitine, … tarihli … sayılı Genel Kurul kararının yokluğuna veya butlanla sakatlığının tespitine ilişkin kararlarda davacının bizzat kendisinin imzasının bulunduğu, pay devrinin noter huzurunda yapıldığı ve usulüne uygun olduğu bunun yanında davacının … Polis Merkezi Amirliği’nde vermiş olduğu … tarihli … sayılı şüpheli ifadesinde de tercüman talep etmediği ve hakkındaki isnatları anladığını belirterek ifade verdiği de dikkate alındığında Türkçe bilmediği yönündeki savunmasını yansıtmadığı bu durumda irade fesadının da gerçekleşmediği, dava edilen genel kurul kararlarında da yukarıda sayılan yokluk hallerinin bulunmadığı da anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/11/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır