Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/475 E. 2021/964 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

ESAS NO : 2021/475
KARAR NO : 2021/964
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketince zmms sigortası yapılmış olan ve diğer davalı … tarafından kullanılmakta olan … plakalı otomobilin 17/09/2018 tarihinde müvekkili tarafından kullanılmakta olan … plakalı otomobille çarpışması sonucu meydana gelen kazada müvekkillerinin yaralandığını, kaza tutanağında … plakalı otomobil sürücüsünün kusurlu olduğunun belirlendiğini, kaza nedeniyle şimdilik fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere müvekkili … için 100,00.-TL daimi iş göremezlik 100,00.-TL geçici iş göremezlik, … için için 100,00.-TL daimi iş göremezlik 100,00.-TL geçici iş göremezlik, … için için 100,00.-TL daimi iş göremezlik 100,00.-TL geçici iş göremezlik, , … için için 100,00.-TL daimi iş göremezlik 100,00.-TL geçici iş göremezlik, … için için 100,00.-TL daimi iş göremezlik 100,00.-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, ayrıca … için 30.000,00.-TL, … için 50.000,00.-TL, … İçin 20.000,00.-TL, … için 5.000,00.-TL ve … için 5.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalı gerçek kişiden alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya yetkili mahkemelerin Bala Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunu, yetki itirazında bulundukları, ayrıca kaza nedeniyle açılmış ceza dosyası olduğunu, bunun bekletici mesele yapılmasını, dosyada kusur raporu alınmasını ve davacıların ATK’ ya sevki ile maluliyet raporu alınmasını, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini, davacı tarafınca müvekkili şirkete zorunlu olan başvuru şartının da yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın usulden reddini, kabul anlamına gelmemekle beraber maluliyetin kaza ile illiyetinin kurulması ve özürlülük raporu aldırılması için davacıların ATK’ ya sevkini, davacıların müterafik kusuru bulunduğundan tazminat hesabından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasıdır.
Kazada davacı sürücü … ile diğer davacı yolcuların yaralandığı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; öncelikli olarak mahkemenin yetkili olup olmadığı, sonrasında ise kazadaki kusur oranları ve davacıların maddi manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın yetki itirazının ileri sürülmesine ilişkin 19/2.fıkrasında yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildireceği, aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacağı, maddenin 4. fıkrasında yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hâle geleceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı sigorta şirketinin cevap süresi içinde yetki itirazında bulunduğu görülmekle dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle 6100 Sayılı HMK’nun 116/1-a ve 117/2. Maddeleri gereği, ilk itirazlardan olan yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yetki, bir davaya, coğrafi bakımdan hangi yerdeki mahkeme tarafından bakılacağını tespit eder.
6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “, 7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Kanunun 14. maddesinde ise, “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklandığından ve bu sigorta türü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde düzenlendiğinden diğer bir yetki kuralı da bu yasada yer almakta olup, “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü ile sigortanın merkez ve şubeleri, sigorta sözleşmesini yapan acenta veya kazanın meydana geldiği yerin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Aynı hüküm ZMSS genel şartlarının C.7.maddesinde de tekrar niteliğinde yer almaktadır.
Somut olayda olduğu üzere bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir, (aynı yönde Yargıtav 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar)
Yukarıda anılan yer mahkemelerinin yetkili olduğu hususu tartışmazsızdır. Trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında en çok tartışılan husus Sigorta şirketlerinin Bölge Müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olup olmadıklarıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1092 esas, 2018/463 karar sayılı dosyasında da bu husus direnme yolu ile değerlendirilmiş olup, incelenen dosyada, davacıların davasını aracın zorunlu trafik sigortasını düzenleyen şirkete değil de, zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasını ve kasko sigorta poliçesini düzenleyen şirkete yönelttiğinden 2918 sayılı yasanın eldeki davada uygulanma olanağı bulunmadığı, her ne kadar, 2918 sayılı KTK’nın 110/2. Maddesi ile uyumlu olsa dava tarihi dikkate alındığında, dava konusu araç otobüs olduğundan olaya 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ilga edilen 25. maddesi uygulanması gerektiği, her iki yasanın da ilgili maddelerinde bölge müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde bir düzenlenme bulunmadığı, Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin yorum yolu ile genişletilemeyeceği, bu durumda 4925 sayılı Yasanın 25. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesi hükmü uyarınca, bölge müdürlüklerin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Yine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin …/… esas, …/… karar sayılı dosyasında da konu tartışılmış, kanunda sayılan ve yukarıda açıklanan tüm yetkili mahkemeler dışında sırf Sigorta şirketinin Bölge müdürlüğünün bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili kabul edilemeyeceği, sigorta bölge müdürlüklerinin ticaret siciline şube olarak tescilinin yapılmadığı, yasada düzenlemeye tabi tutulan şube gibi kabul edilemeyeceği, bölge müdürlüklerinin tamamen her şirketin işlem hacmi, kendi iç işleyişi, personel ve hizmet sunumu, eksper gönderilmesi gibi bir takım yönetim işlemlerini yürütmek üzere, iç işleyiş kapsamında 3.kişiler ile doğrudan ve kendi adına işlem yapma ehliyetine ve tüzel kişiliğine sahip olmayan idari birimler olduğu; bağlı olmayan tacir yardımcılarından olan Acentenin TTK’nun 105.maddesi gereğince hukuki uyuşmazlıklarda müvekkili adına dava açabilecek ve kendisine karşı aynı sıfatla dava açılabilecek bir tüzel kişilik olmasına ve TTK’nun 107.maddesi gereğince acentelerin müvekkilleri adına sözleşme yapma yetkisinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ayrıca ticaret sicil gazetesinde ilan ettirilmesinin zorunlu olmasına göre. bölge müdürlüğünün acenteden daha yetkili olduğuna dair görüşün yasal bir dayanağı bulunmadığını,
Acente ve şubeyi denetleyen üst mercii olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla yetkisi olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kabul edilebilmesi için en azından sözleşmeyi yapan acentenin bulunduğu yerin bölge müdürlüğü olması gerektiğini, acentenin bağlı olmadığı bir bölge müdürlüğünün acentenin yaptığı iş ve işlemlerden haberdar olması, bu iş ve işlemleri denetlemesi ve acenteden daha yetkili bir üst bir merci olarak kabulünün mümkün olmadığını, aksi halin kabulünde bu tür uyuşmazlıklarda herhangi bir yetki kuralına tabi olmadan Türkiye’nin her yerinde dava açılabileceği sonucunun doğacağını belirterek davaya konu poliçeyi yapan acentenin bağlı olmadığı bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Tartışmalar neticesinde gelinen noktada kanunda sayılı yetkili mahkemeler dışında bölge müdürlüklerinin bulunduğu yerde davanın açılabilmesi için en azından poliçeyi tanzim eden acentenin bağlı olduğu bölge müdürlüğü olması gerektiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda kazanın Ankara’nın Bala İlçesinde meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin İstanbul, davalı sürücünün yerleşim yerinin Ankara, davacı zarar görenlerin yerleşim yerinin Manavgat, davaya konu sigorta poliçesinin Ankara’daki acenta vasıtasıyla tanzim edildiği, bu acentanın Ankara Bölge Müdürlüğü’ne bağlı olduğu ancak davanın tüm bu yetkili mahkemeler dışında Antalya’da açıldığı, davalıların süresi içinde yetki itirazında bulundukları ve ortak yetkili olan mahkemenin davalı gerçek kişinin yetki itirazında belirttiği BALA Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Yetki itirazlarının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle, davanın yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın yetkili Bala Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla ) GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/11/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)