Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/461 E. 2022/293 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/461 Esas
KARAR NO : 2022/293
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin ticaret siciline kayıtlı olmadığını, ancak bilanço usulüne uygun ticari defter tuttuğunu, işbu davada Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkil ile davalılardan … arasında … tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilin pek çok iş yaptığını ancak alacağını tahsil edemediğini, bu sözleşme esas alınarak birtakım işlerin müvekkil tarafından yapıldığını, imalatın bedeli …-TL + KDV (%18) = …-TL olarak mutabık kaldıklarını, … tarihinde kısmi ödeme yapılacağı belirtilerek …-TL’lik fatura düzenlendiğini, ancak …-TL’lik bakiyenin ödenmediğini, Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, alacakların tahsili için Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas ve … Esas sayılı dosyalarında icra takibi başlattıklarını, davalıların Antalya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takip dosyasındaki borca itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalıların dava ve yargılama zaman aralığında tüm malvarlığını kaçırması kuvvetle muhtemel oluduğundan, alacağı likit olduğundan davalının menkul ve gayrimenkul malvanığı ile ücüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiytat haciz konulmasına karar verilmesini, haksız itiraz sebebiyle lehimize asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil … harç ve teminattan muaf olduğunu, davanın görev nedeniyle reddi gerektiğini, işbu davanın müvekkil … yönünden husumetten reddi gerektiğini, müvekkili … davacı tarafın dava konusu ettiği sözleşmede taraf olmadığını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, davacının kötü niyetli başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle takip ve dava konusu aalcağın %20’sinden az olmamak üzere tarafımız tazminat ödemesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin dava yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine; Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, Alanya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat müzekkeresi yazılmış mahallinde keşif yaptırılarak davacı tanıkları dinlenmiş ve bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; Davalı … … Nolu … binasının klima yerleri ve klima boruları elektrik kablolarının çekildiği yerlerin alçıpanı ile lojman klima yerlerinin alçıpanı işine ilişkin bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
…-TL kısmi ödemenin yapıldığı, davaya konu bakiye alacak için faturanın düzenlenmediği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; Mahkememizin görevli olup olmadığı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davaya konu işin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı, işin yapılması halinde takip tarihi itibariyle davalıların davacıya borçlu olup olmadığı, neticeten alacağın varlığı ve miktarı hususlarından ibarettir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … ve … aleyhine fakülte ve lojman binaları klima yerleri alçı pan işi alacak bakiyesi … tarihli fatura ve hakedişe istinaden toplam …-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, … tarihinde borçlular vekilinin itiraz ettiği, … tarihinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince … tarihinde yapılan keşifte davacı tanığı … beyanında: “Ben alçı pan ve boya işleri ustasıyım. Ben davacı …’in yanında yaklaşık … yıldır çalışırım. dava konusu okulu da bu sebeple biliyorum. Dava konusu okulun inşaatının başlangıcı … yılı olup, inşaat bir süre başlayıp sonra durmuştur. Dava konusu iş ise öyle zannediyorum ki …- … yılları sıralarında yapılmıştır. Burada son olarak yapılan iş alçıpan, demirkaynak, güçlendirme, karkas kaynağı ve en son olarak da boya işleri yapıldı. Ben bunlarda usta olarak bulundum. Klima işini ve klimaların elektrik kablo işlerini başkaları yaptı, biz sadece alçıpan işlerini ve boya işlerini yaptık. Yapılan işlerin ücretlerinin alınmadığını biliyorum. Çünkü … senedir davacının yanında çalışıyorum, mağdur olduk. Davacı işçilerin parasını ödemek için … tane dairesini sattığını biliyorum. Davacı sadece işçiliği değil, aynı zamanda malzeme temini de yapmıştır. onların da parasını almamıştır. Yapılan iş sadece okul binasında değili, lojmanda dahildir. Yapılan iş Adan Z’yedir, yani yapılan herşeydir. Davacı tarafından yapılmıştır. Taplomda … tane lojman binası vardır, bu … lojman binasının tümünün alçıpan işlerini de davacı yaptı, fakat davacı okulun yönetimini değşitini biliyorum. Yönetim değişiklikiğinden sonra da yine bir mahkeme(icra) kararı ile alacak tahsil edildiğini duymuştum. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince … tarihinde yapılan keşifte davacı tanığı … beyanında; “Davacı benim eşim olur. Tanıklık yapmak istiyorum. Dava konusu okulun önce bütün alçı işleri bitmişti, fakat bir müddet sonra klime tesisatı yapılması gerektiği bize iletildi ve yaptığımız yerlerdeki alçılar söküldü ve klimaların konulması için gerekli değişikliklerin yapılması bizden istendi. Klimaların konacağı yerin sağında, solunda 1 metreden 3 metreye kadar değişen ölçülerde alçılar söküldü. Bunun içerisine klimaların konulacağı demir profiller konuldu. Kabloların geçmesi için alçılardan sökülen kısımlar oldu. Kısacası klima konulması için gerekli olan ne varsa yapıldı ve tekrar eski hale getirmek için alçı ve boyası yapıldı. okuldaki tüm odalarda klima konan odalardaki yapılan işlem budur. Bunun yanında toplam 4 tane lojman binası vardır. Bundan üç tanesinde … kilima konduktan sonra duvardan sökülen alçıların yerine yeniden saten alçı yapıldı ve bunların üzerleri boyandı. Bu yapılan işlerin ücretleri de alınmamıştır. Dairelerimi satarak bu işleri yaptım. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince … tarihinde yapılan keşifte davacı tanığı … beyanında; “Ben davalı … inşaat işlerine bakıyordum. asıl işim … personel müdürü olarak görev yapıyorum. … üniversitesi ile … aynı vakfa aittir. Dava konusu okulda ilk önce asma tavanlar yapıldı. Ekonomik nedenlerden olduğunu düşünüyorum. İlk önce tavanlardaki klimalar yoktu. Daha sonra finans sağlanmış olsa ki tavanlara klimalar takılmasına karar verildi. Bu sebeple asma tavanlar kesildi ve drenaj ve diğer hatlar çekilmesi için ustalar geldi ve asma tavan üzerine hareket ettiler ve asma tavan zarar gördü. Davacı da bu klima takılmasına kaynaklı olarak işlerde yeniden iş yaptı. okul binasında bulunan tüm klimalı yerlerdeki alçıpan, klima konacak profiller, boya işlerini de yaptılar. Bunun yanında … lojman binasından üçünü klimaların takılmasından kaynaklı olarak alçılarda meydana gelen zararların tamiri ve üzerine alçı çekilmesi ve boya işlerini yaptılar, bu yaptıkları işin karşılığında bir ücret aldılar mı onu bilmiyorum dedi. Yanlış hatırlamıyorsam … … yılında kuruluşuna izin verildi. Öğrenciler … ya da … yılında geldiler. Okul binası çok sıcak olunca klimalar da çok geçmeden takıldı. Zannedersem de klimalar … yoluyla alınmıştır dedi. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif sonucunda İnşaat Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli raporda sonuç olarak; dosya kapsamındaki mevcut belge, bilgiler ve keşif mahallinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda, davacı tarafın iddia ettiği işleri kimin tarafından yapıldığı takdiri yüce mahkememiz hakimliğince olup; … adet klima yerlerinin yapılması ve alçıpan tamiratları ile lojmanda bulunan … adet oda duvarlarının klima tesisat alt yapılarının geçirildiği tadilatların toplam bedelleri Dava tarihi (…) itibari iletüm bu işlerin bedeli serbest piyasa şartları ve bayındırlık birim fiyatları göz önünde bulundurulduğunda yapıları işlerin tamamı malzeme KDV ve işçilik dahil toplam bedelin …-TL edeceği kanaatinde olduğu, … tarihi itibari ile tüm bu işlerin bedeli malzeme KDV ve işçilik dahil toplam bedelin serbest piyasa şartları ve bayındırlık birim fiyatları göz önünde bulundurulduğunda …-TL edeceği kanaatinde olduğu, fatura edilen … tarihi itibari ileyapılan tüm işlerin bedeli malzeme KDV ve işçilik dahil toplam bedelin serbest piyasa şartları ve bayındırlık birim fiyatları göz önünde bulundurulduğunda …-TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin … Esas Sayılı dava dosyasında Antalya Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazısında, davalı … kurumlar vergisinden muaf olduğu bildirilmiş, cevabi yazının bir örneği dosyamız arasına konulmuştur.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
Tarafların beyanları, davanın niteliği değerlendirildiğinde öncelikli olarak ticari dava ve tacir ayrımı konusunda doktrin ve yüksek mahkeme içtihatlarına göre açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemesi; dava konusunun değerine veya miktarına bakılmaksızın ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli özel bir mahkemedir. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine giren işlerin genel çerçevesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yeterli görülmüştür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih …-…E. …K. sayılı kararı).
Üniversiteler, sağlık, kültür, spor vb. alanlarda her türlü organizasyonun yapılmasını, bu alanlarda işletmelerin açılmasını ve idamesini sağlamak adına iktisadi işletme kurabilmektedirler. Ancak bahse konu iktisadi işletmeler, üniversiteye bağlı bir birim olup, ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyetleri bulunmamaktadır.(Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … karar sayılı ilamı)
Tacir, bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişidir (TTK m. 12/1). Tacirin tanımında merkez kavram ticari işletmedir. Bu sebeple teşebbüs kavramının unsurları ticari işletmenin unsurları ile karşılaştırılacaktır. Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmelerdir (TTK m. 11/1). Unsurları; devamlılık, iktisadi faaliyet (gelir sağlamayı hedef tutma), bağımsızlık, esnaf faaliyeti sınırlarını aşmadır. (Karaman Coşgun, Özlem; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda Teşebbüs Kavramı ve Tacir Sayılmasının Sonuçları, MÜHF – HAD, C.21, S.1, s.115 vd.).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 16. maddesi gereğince ideal gayesini gerçekleştirmek için ticari işleten vakıflar tacir sayılır. Gelirlerinden yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan, başka bir deyişle, kamuya yararlı vakıflar ticari işletme işletseler dahi tacir sayılmayacaktır (Arıkan, Sabih; Ticari İşletme Hukuku 25. Bası, Ankara 2019, s. 137 vd.).
Anayasa’nın 130/2. maddesi ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu 10’nun ek 2. maddede vakıflarca kurulan üniversitelerin kazanç amacıyla faaliyette bulunamayacakları belirtilmiş olduğundan bu kurumların kamu yararına çalışan eğitim ve öğretim hizmet birimleri olduğu kabul edilmiştir. Dolayısıyla … sahip ve yöneticilerinin, amacı ticari kazanç olan “tacir”, … faaliyet alanının da bir “ticarethane” niteliğinde değerlendirilemez. Nitekim, eğitim ve öğretim hizmetleri karşılığı öğrencilerden alınan ücretler araç, gereç, ısınma, aydınlatma ve personel giderleri karşılığıdır. Gider karşılığı alınan bu ücretler nedeniyle üniversitelerin iktisadi işletme niteliği kazanması olası değildir. Bu özellikleriyle vakıf üniversiteleri birer sosyal hizmet kurumları statüsündedir (Budak, Tamer; Katma Değer Vergisi Kanunu: Kültür ve Eğitim İstisnası: Vakıf Üniversiteleri, AUHFD, 59 (3) 2010, s. 454).
Maliye Bakanlığının önersi üzerine Bakanlar Kurulunca vergi muafiyet tanınabilmektedir. Bu durumda vergi muafiyeti tanınan vakıfların tamamı tacir sayılmayacaktır (Akbıyık, Cem; Yeni Kurulan Vakıfların Ticari Faaliyetleri, Fasikül Mart 2018 sayı 100, s. 112). Bakanlar Kurulu kararı ile vergi muafiyeti kapsamına alınmış olan vakıfların bir ticari işletme işletseler dahi tacir sayılmayacakları anlaşılmaktadır. Ancak Türk Ticaret Kanunun 16/2. fıkrasına göre tacir sayılmayacak olan vakıflar bunlarla sınırlı değildir. Vergi muafiyeti kapsamında olmadığı halde gelirlerinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işler için harcayan vakıflar da tacir sayılmayacaklardır (Göle, Celal/ Bilgeç, Hakan; Ticari İşletme İşlettikleri Halde Tacir Sayılmayan Dernek ve Vakıflara İlişkin Düzenlemenin (TTK. m. 16/2) Değerlendirilmesi, Batıder C. XXXII sa. 4. Yıl 2016, s. 15).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararında; “…vekalet ücreti, görevli mahkemece yapılan yargılama sonunda oluşacak sonuca göre hükmedilecek vekalet ücretidir. Görevsizlik kararı için ayrı, yapılan yargılama sonucu ayrı vekalet ücreti verilmesi kanuna aykırıdır. Birleştirilen davanın görevsiz mahkemede açılması üzerine verilen görevsizlik kararı yönünden mahkemece ayrıca vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi…” denilmiştir.
Somut olayda; davacı davalı … binasının klima yerleri ve klima boruları elektrik kablolarının çekildiği yerlerin alçıpanı ile lojman klima yerlerinin alçıpanı işine ilişkin bakiye alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapmış, borçluların itirazı üzerine itirazın iptali istemi ile dava açmıştır. Davalı vergiden muaf olan vakıfça kurulan üniversitedir. Anayasa’nın 130/2. maddesi ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu 10’nun ek 2. maddede vakıflarca kurulan üniversitelerin kazanç amacıyla faaliyette bulunamayacakları belirtilmiş olduğundan bu kurumların kamu yararına çalışan eğitim ve öğretim hizmet birimleri olduğu kabul edilmiştir. Dolayısıyla … sahip ve yöneticilerinin, amacı ticari kazanç olan “tacir”, … faaliyet alanının da bir “ticarethane” niteliğinde değerlendirilemez. Başka bir ifade ile davalıların tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan mutlak ve nispi ticari davalardan ayrıca özel kanunlarda düzenlenen ticari davalardan olmaması karşısında mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmıştır. Davanın niteliği gereği görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c maddesi gereğince mahkemelerin görevinin dava şartlarından olması sebebiyle öncelikle dikkate alınması gerekir. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine o mahkemece bakılacağından, bu konuda karar vermek görevli mahkemeye bırakılmıştır. Görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise; talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderini ödemeye mahkum edileceğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/03/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)