Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/438 E. 2023/330 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/438
KARAR NO : 2023/330
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde Konut Poliçesi ile sigortalı bulunan … Ltd. Şti’nin teminat altına alındığı klozlardan zarara uğratıldığını ve bu sebeple müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalıya 57.134,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirkette Konut Poliçesi ile sigortalı bulunan sigortalı … adresinde bulunan sigortalı yere …tarihinde su saatinden önceki toprak altı su borusunun patlaması sonucu tazyikli şekilde sızan suların duvar içinde yoğun bir şekilde konutun -1. katına sirayet etmesi sonucu binada ve eşyada zarar oluştuğunu, zararın davalı idare tarafından yapılan ve su saatinden önceki toprak altı su borusunun patlaması sonucu tazyikli şekilde sızan suların duvar içinde yoğun bir şekilde -1 katına sirayet etmesinden kaynaklı rapor ile tespit edildiğini, olay sebebiyle sigortalının ikametgahında ve eşyalarında oluşan tüm zararların müvekkili şirket tarafından karşılandığını, olayın davalının kusurundan oluştuğu ve bu sebeple oluşan zarardan sorumlu olduğunu, müvekkili şirket poliçe genel şartları, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre ödediği tazminatı sorumlularından rücuen talep ve dava imkanına sahip olduklarını bildirerek dava konusu olay sebebiyle yapmış olduğu toplam 57.134,00-TL hasar ödemesinin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren ticari/avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin müvekkili kuruma tebliğ edilen dava iddiasında söz konusu adreste yapılan kontrolde bina abone şube yolu tesisatında meydana gelen parsel içi arıza olduğunun tespit edildiğini, … Genel Müdürlüğü’nün Tarifeler Yönetmeliği Madde 51-1-b’ye göre Su şube yolunun mülkiyeti, işletme ve bakımı faydalanan abonelere ait olduğunu, dava konusu hasar su şube yolu üzerinde parsel sınırı içerisinde meydana gelmiş olduğundan anılan zarardan müvekkili kurumun sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağını, meydana gelen hasar müvekkil kurumun herhangi bir fiilinden kaynaklanmadığı gibi hizmet kusuru da söz konusu olmadığından ayrıca hasarın meydana geldiği yer itibariyle tabi olduğu yönetmelik hükümleri gereği sorumluluğun hiçbir şekilde müvekkili kurumda olmadığının açık olduğunu, anılan zarardan müvekkili kurumun sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını bildirerek davaya bakmakla idare mahkemeleri görevli olduğundan davanın yargı yolu sebebiyle reddine, idarenin herhangi bir fiili ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunmadığından davanın reddine, zararın oluşmasında müvekkil idaresinin kusuru bulunmadığından esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Tüketici Mahkemesi’nin … tarihli … E. ve … K. sayılı kararında; “Davanın HMK.114/c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliğine ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, Görevli Mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,” karar verilmekle dosya Mahkememizin … sayılı Esasına tevzi olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin … tarihli … E. ve … K. sayılı kararında, “Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından dava dilekçesinin usulden reddine, Görevli mahkemenin Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna” karar verilmekle dosya Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi olduğu anlaşılmıştır.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarihli … E. ve … K. sayılı kararında; “Dosyada Antalya … Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle Mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden REDDİNE, Kararın İstinaf edilmeden kesinleşmesi halinde, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi ile Mahkememiz arasındaki görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmesine,” karar verildiği, davacı vekili tarafından görev uyuşmazlığının giderilmesi için talepte bulunulduğu ve dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nin … sayılı kararı ile; “Davacı … şirketi olup, sigortalısı … Ltd. Şti ile davalı … Genel Müdürlüğü tacirdir. Davada sigortalı ve davalı tacir olduğundan tüm fiil ve işlemleri ticari iş mahiyetindedir. Bu nedenle taraflar arasındaki ilişkiye ticari hükümler uygulanacağından davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemelerine aittir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/03/2021 tarih ve 2021/2391 Esas, 2021/2537 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle davaya Antalya … Ticaret Mahkemesince bakılması gerekirken Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden Antalya … Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, yargı yeri olarak Antalya … Ticaret Mahkemesi’nin belirlenmesine,” karar verilerek Mahkememizin … sayılı esasına kaydı yapılarak yargılama devam olunmuştur.
Mahkememizin … celse tarihli 2 nolu ara kararı uyarınca, refakate 1 İnşaat Mühendisi, 1 Konut Sigortasında Uzman Sigorta Eksperi ve 1 Fen Bilirkişisinden oluşan heyetin alınmasına, Mahallinde sigortalı konutun su saati öncesindeki toprak altı su borusunun patladığı alanın mülkiyetinin kime ait olduğu, patlamanın meydana geldiği su yolunun kimin işletme ve bakımında olduğu, patlamada kusurun kimlere atfedilebileceği ve patlama neticesinde sigortalı konutta meyana gelen hasarın belirlenmesi için keşif icrasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen raporda özetle; “19.11.2021 tarihinde mahkeme heyeti ile birliktte dava konusu yere gelindi. Beraberimde getirmiş olduğum dava konusu yere ait kadastro paftasını sabit noktalara dayalı olarak zemine uygulamak suretiyle dava konusu … kapı numaralı bağımsız bölümün de içerisinde bulunduğu … İlçesi, … Mahallesi, … numaralı taşınmazın sınırlarını tespit ettim ve Mahkeme Heyetine gösterdim. Gerekli ölçü ve incelemelerimi yaptım. Dava konusu bağımsız bölümün de içerisinde bulunduğu … İlçesi, … Mahallesi, … ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapuda halen 139107,00 m2 ve “A1 ila A20, B1 ila B31, C1 ila C22 Bloklardan Oluşan Betonarme Dubleks Konutlar İle D Bloktan Oluşan Betonarme Alışveriş Merkezi ve Arsası” vasfıyla üzerinde kat mülkiyeti kurulu olduğu, … İlçesi, … Mahallesi, … ada 1 parsel numaralı taşınmazın ve dava konusu … kapı numaralı bağımsız bölümün uydu görüntüsü üzerindeki konumunun yukarıda sunulduğu hususlarını, yapılan incelemeler sonucunda, meydana gelen hasarların giderilmiş olmasıyla hasarların nereden kaynaklandığı ve ne olduğunun yerinde tespit edilemediği, dosya içindeki ekspertiz raporuna göre dava konusu konutta, binanın müstakil bahçesi içerisinde su saatinden önceki toprak altı su borusunun patlaması sonucunda tazyikli sızan suların duvar içinden yoğun şekilde konutun -1 katına sirayet ederek seviye oluşturduğu ve konutta hasar meydana getirmiş olduğunun belirtilmesi ile -su saatinden önce meydana gelen boru hasarının konutun bulunduğu … sitesinin parsel içerisinde meydana gelmiş olduğu, … Tarifeler Yönetmeliğinin 51 maddesine göre parsel içinde bulunan su şube yolunda meydana gelecek arızalardan ve hasarlardan …’ın mesul tutulamayacağı belirtilmiştir. … tarihli Hasar Ekspertiz Raporunda belirtilen hasar kalemlerine göre, hasarın rapor tarihi itibariyle belirlenen bedel olan 57.134,00 TL ile yapılmasının uygun olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin … celse tarihli 3 nolu ara karar uyarınca, dosyanın daha evvel rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi ile özellikle, dava konusu konutta, binanın müstakil bahçesi içerisinde su saatinden önceki toprak altı su şebekesinin 2560 Sayılı Kanunun 2. maddesinin A bendi kapsamında kalıp kalmadığı hususunda ek rapor tanzim edilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen ek raporda özetle; “2560 sayılı kanunun a bendinde ki açıklamada parsel içinde tesis edilecek su saatine girişe olan kısma kadar ki su tesisatı ( su şube yolu ) ile ilgili projelendirme ve su tesisatının bakım ve onarım sorumluluğun kime ait olacağının net olarak belirtilmemiş olduğu, a bendinde “…abonelere ulaşıncaya kadar…” ile başlayan açıklamada abonelere ulaşıncaya kadar olan kısmın su saatinin çıkışına kadar olan kısmının kast edilmesi halinde parsel içinde su saatinin çıkışına kadar olan su tesisatı hattının idarenin kapsamı altında ve bu durumda dava konusu taşınmazda parsel içinde ve su saatinde önceki su saatinde meydana gelen hasarın idarenin kapsamı altında olacağı, ancak a bendinde “…abonelere ulaşıncaya kadar…” ile başlayan açıklamada abonelere ulaşıncaya kadar olan kısmın özel mülkiyet vanasına kadar olan su abone hattının kast edilmesi ve parsel içinde özel mülkiyet vanasından su saatinin çıkışan kadar olan kısmın ( su şube yolu ) kast edilmemesi halinde ise parsel içinde su saatinin çıkışına kadar olan su tesisatı hattının idarenin kapsamı altında olmayacağı ve bu durumda dava konusu taşınmazda parsel içinde ve su saatinde önceki su saatinde meydana gelen hasarın idarenin kapsamı altında olmayacağı görüşüne ve kanaatine varılmıştır. Buna göre 2560 sayılı kanunun a bendindeki açıklamanın binanın müstakil bahçesi içerisinde su saatinden önceki toprak altı su şebekesinin 2560 sayılı kanununun 2.Maddesinin a- bendi kapsamında kalıp kalmadığı hususunun değerlendirilmesi hukuki yönden Sayın Mahkemenin takdirindedir. Kök raporda belirtildiği üzere … Tarifeler Yönetmeliğinin 51. maddesine göre parsel içinde bulunan su şube yolunda meydana gelecek arızalardan ve hasarlardan …’ın mesul tutulamayacağı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava, davacı … şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı şirkete Konut Poliçesi ile sigortalı bulunan sigortalı dava dışı … adresinde bulunan sigortalı yere …tarihinde su saatinden önceki toprak altı su borusunun patlaması sonucu tazyikli şekilde sızan suların duvar içinde yoğun bir şekilde konutun -1. katına sirayet etmesi sonucu binada ve eşyada zarar oluştuğu, zararın davalı idare tarafından yapılan ve su saatinden önceki toprak altı su borusunun patlaması sonucu tazyikli şekilde sızan suların duvar içinde yoğun bir şekilde -1 katına sirayet etmesinden kaynaklı olduğundan bahisle davacı … şirketi tarafından sigortalıya yapılan 57.134,00-TL ödemenin davalı yandan rücuen tahsili amacıyla eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı yan ise savunmasında; … Genel Müdürlüğü’nün Tarifeler Yönetmeliği madde 51-1-b’ye göre; su şube yolunun mülkiyeti, işletme ve bakımı faydalanan abonelere ait olduğunu, dava konusu hasar su şube yolu üzerinde parsel sınırı içerisinde meydana gelmiş olduğundan anılan zarardan davalı kurumun sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağını, meydana gelen hasar davalı kurumun herhangi bir fiilinden kaynaklanmadığı gibi hizmet kusuru da söz konusu olmadığından ayrıca hasarın meydana geldiği yer itibariyle tabi olduğu yönetmelik hükümleri gereği sorumluluğun hiçbir şekilde davalı kurumda olmadığından davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere; davacı … şirketi tarafından sigortalısına ödenen 57.134,00-TL hasar kalemlerine göre uygun olduğunun belirlendiği, sorumluluğun kapsamına ilişkin olarak ise; 2560 sayılı Kanunun a bendinde ki açıklamada parsel içinde tesis edilecek su saatine girişe olan kısma kadar ki su tesisatı ( su şube yolu ) ile ilgili projelendirme ve su tesisatının bakım ve onarım sorumluluğun kime ait olacağının net olarak belirtilmemiş olduğundan; a bendinde “…abonelere ulaşıncaya kadar…” ile başlayan açıklamada abonelere ulaşıncaya kadar olan kısmın su saatinin çıkışına kadar olan kısmının kast edilmesi halinde parsel içinde su saatinin çıkışına kadar olan su tesisatı hattının idarenin sorumluluğu kapsamı altında ve bu durumda dava konusu taşınmazda parsel içinde ve su saatinden önceki su saatinde meydana gelen hasarın idarenin kapsamı altında olacağı; ancak a bendinde “…abonelere ulaşıncaya kadar…” ile başlayan açıklamada abonelere ulaşıncaya kadar olan kısmın özel mülkiyet vanasına kadar olan su abone hattının kast edilmesi ve parsel içinde özel mülkiyet vanasından su saatinin çıkışan kadar olan kısmın ( su şube yolu ) kast edilmemesi halinde ise; parsel içinde su saatinin çıkışına kadar olan su tesisatı hattının idarenin sorumluluğu kapsamı altında olmayacağı ve bu durumda dava konusu taşınmazda parsel içinde ve su saatinde önceki su saatinde meydana gelen hasarın idarenin sorumluluğu kapsamı altında olmayacağı, buna göre 2560 sayılı kanunun a bendindeki açıklamanın binanın müstakil bahçesi içerisinde su saatinden önceki toprak altı su şebekesinin 2560 sayılı kanununun 2. maddesinin a- bendi kapsamında kalıp kalmadığı hususunun değerlendirilmesi hukuki yönden Mahkemenin takdirinde olduğuna ilişkin terditli görüş sunulduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu rücuen tahsil talebine ilişkin hasarın; dava dışı sigortalının mülkiyetinde bulunan taşınmazın su saatinden önceki toprak altı su borusunun patlaması sonucu tazyikli şekilde sızan suların duvar içinden konutun -1. katına sirayet etmesinden kaynaklandığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, 2560 sayılı Kanunu’nun Görev ve Yetkiler başlıklı 2. maddesi; “İSKİ’nin görev ve yetkileri şunlardır: a) İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,” şeklinde düzenlendiği, bahse konu madde kapsamında; “kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek” şeklinde belirlenen düzenleme gereğince su saatine ulaşıncaya kadar meydana gelen hasarın idarenin sorumluluğunda olduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar davalı vekilince, … Genel Müdürlüğü’nün Tarifeler Yönetmeliği madde 51-1-b’ye göre; su şube yolunun mülkiyeti, işletme ve bakımı faydalanan abonelere ait olduğundan bahisle sorumluluğun idareye yüklenemeyeceği iddia edilmişse de; alt norm olan yönetmelikle üst norm niteliğindeki kanunla belirlenen hususların sınırlandırılması ya da genişletilmesinin söz konusu olamayacağı, bu bağlamda yukarıda ayrıntıları açıklanan Kanun hükmü gereğince; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişme işlemlerinin davalı idarenin sorumluluğunda bulunduğu, dava dışı sigortalıya ait taşınmaza ilişkin iskan ruhsatının bulunduğu ve davalı idare tarafından da abonelik tesis edildiği, şebeke yolunun projeye uygun yapılmadığına ilişkin bir iddianın da bulunmadığı gibi zarar görenin veya 3. kişinin ağır kusurunun veya mücbir sebebin varlığı kanıtlanmadığından illiyet bağının da kesilmediği nazara alındığında davalı idarenin sorumluluğu kapsamında olduğu belirlenen ve bilirkişi raporu ile kadri maruf bulunan 57.134,00-TL tazminatın ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline ilişkin ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
-57.134,00-TL tazminatın ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.902,82-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 975,71-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.927,11-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 975,71-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı ile 419,90-TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.450,01-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.939,20-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)