Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/407 E. 2021/858 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/407
KARAR NO : 2021/858
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, Rent A Car işi ile uğraştığını, davalı … ile davacı şirket yetkilisinin, dava dışı …aracılığı ile tanıştıklarını, dava dışı …’ın, davacı adına tescilli ” 2014 model …marka …Plakalı aracını iyi bir fiyata satın alacak” bahsi ile davalı ile davacının tanışmalarına aracılık ettiğini, davacı şirket yetkilisinin Türk asıllı İran vatandaşı olduğunu, işbu sebep ile müvekkili şirket yetkilisinin, Türk piyasasına ve ticari teamüllerine hakim olmayıp bu alanda tecrübesizliği bulunduğunu, bu sebeple davalı … ile davacı şirket yetkilisi, tanışmasına aracılık eden dava dışı …ın sebebi ile satışa konu …plakalı aracın satışı yapılırken güven oluştuğunu, müvekkili ile davalı …’ın, … Numara plakalı …Marka 2014 model aracın satışı konusunda 150.000,00 TL bedel karşılığında anlaştıklarını, ….Noterliği’nin … Yevmiye Numaralı …Tarihli Araç Satış Sözleşmesi ile davacı taraf kendi adına tescilli aracın mülkiyetini davalıya devrinin yapıldığını, müvekkili ile davalı tarafın, aracın satışı konusunda 150.000,00 TL bedel karşılığında anlaştıklarını, davalı tarafın, satış değeri olan 150.000,00 TL bedelin 70.000,00 TL parayı davacıya ödediğini, davalı tarafın, bakiye araç satış bedeli olan 80.000,00 TL parayı ise kredi çekip ödeyeceğini söyleyerek satış esnasında ödemekten kaçtığını, davacı tarafından bakiye 80.000,00 TL satış bedelinin ödenmesi için davalının birçok kez şifahen uyarıldığını, fakat, davalı tarafından bakiye satış bedeli 80.000,00 TL ödeme yapılmadığını, bu nedenle suç duyurusunda bulunduklarını, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. … K. Sayılı kararı ile “Maddi kaybı mevcut ise buna ilişkin talebini hukuk mahkemelerinde açacağı bir alacak davsı veya icra müdürlüklerinde başlatacağı bir icra takibi ile talep etmesi” gerekçesi ile davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini, tarafları tanıştıran …’ın ticari ilişkide davacının bildiği bir yetkisi ve görevi olmadığını, bu nedenle davalının …’a ödeme yaptığı iddiasının yasaya aykırı ve sonuca etkisi olmadığını, davalının Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki ifadesinde davacıya bir ödeme yapmadığını beyan ettiğini, bu nedenle davalının itirazının haksız ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, kötü niyetli itirazın iptaline, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili ile davacı şirket arasında …. Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesine göre davalının … marka … plakalı aracı 90.000 TL bedelle satın aldığını, davalının, davacı ile anlaştıkları araç satış bedeli olan 90.000 TL nin, 70.000 TL’sinin davacı şirket yetkilisinin hesabına havale ederek ödendiğini, kalan 20.000 TL ise … tarihinde şirket yetkilisinin sözlü talimatı üzerine şirket yetkilisi ile birlikte hareket eden ve onların işlerine takip ve aracılık eden dava dışı …’ın ….hesap numaralı Altınova Şubesi … Bankası hesabına havale edildiğini, bir nedenden dolayı davacı şirket yetkilisi ile dava dışı … arasındaki ticari ve hukuki ilişkinin bozulmasından kaynaklı olarak dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına uymayan kötü niyetli bir davranışla ticari teammüllere aykırılık teşkil edecek şekilde haksız olarak işbu davanın açıldığını, davacı şirketin aracın satış bedeli üzerinde de yine aynı şekilde kabul edilemez iddiaları olduğunu ve iddiaları hiç bir şekilde kabul etmediklerini belirterek sonuç olarak davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı araç satış sözleşmesine dayanarak eldeki davayı açmıştır.
Araç satış sözleşmesinin taraflarından davacı taraf her ne kadar tüzel kişilik ise de davalı taraf gerçek kişi olup tüketici konumundadır. Davaya konu sözleşmede de “taraftar satıcının 2. El motorlu kara taşıt ticareti yapmadığı belirtilmiştir. Ayrıca sözleşmeye konu aracın kullanım amacının da hususi olduğu sözleşmeden anlaşılmaktadır. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacı şirket ile davalı gerçek kişi arasında akdedilen araç satış sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait olduğu dikkate alınarak, HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
*2 Haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde mahkememizce resen davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına, ihtar edildi.
2-6100 sayılı HMK’nın 331. Maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemeye gönderilmesi halinde görevli mahkemece değerlendirilmesine,
*Davaya bir başka mahkemece devam edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına harç, vekalet ücreti ve yargılama gideri mahkememizce dava dosyası üzerinden karara bağlanmasına,
*Varsa artan gider avansının dosyasına konulmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)