Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/345 E. 2021/1072 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/345
KARAR NO : 2021/1072
DAVA : Ticari Şirket
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile … arasında Burdur … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarasıyla … Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmeye göre, … tarafından … faaliyet alanında yer alan … sınırları içindeki … işletilmesi işi …’ne verildiğini, …nin yatırımlarını artırmak, tesise yatırım yapmak, kurum tarafından verilen projeleri daha iyi uygulamak adına şirketin … adet hissesini devretme kararı aldığını, müvekkili şirket ve davalı tarafın … tarihinde pay devir ve temlik sözleşmesini imzaladıklarını, Antalya … Noterliği’nin … tarih … sayı ile tasdikli hisse devri kararı ve … tarihli genel kurul kararı ile … A.Ş.’ ye devredildiğini, hisse devrinden sonra davalı şirketin hisse devri bedelini müvekkiline ödemediğini, taahhüt ettiği yatırımları gerçekleştirmediğini ve şirketin kasasına koyması gereken e kendi payına düşen yatırım miktarlarını yerine getirmediğini, pay devir ve temlik sözleşmesinde imza altına alınan ve hisse devri karşılığında ödemesi gereken sözleşmede yazılı bedelleri ödemekten sürekli olarak imtina ettiğini, sözleşmeye aykırı davrandığını belirterek … Aş.’nin ortağı bulunduğu şirket adına edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle TTK2nın 245/1 a ve b bentlerinde sayılan haklı sebeplerin varlığı gereğince ve TTK’nın 640/3 ve TTK’nn 638/2 maddeleri uyarınca ortaklıktan çıkarılmasını, … adet hissesinin müvekkili şirkete devredilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Celse arasında davacı vekili … tarihli sulh dilekçesi sunmuş olup, dilekçesinde: tarafların sulh olduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın arabuluculuk faaliyeti sonunda çözüme kavuştuğunu, arabuluculuk anlaşma belgesi ve sonuç tutanağını da dilekçe ekinde sunduklarını, söz konusu anlaşma belgesi ile müvekkili ile davalının karşılıklı olarak işbu davaya ilişkin yargılama ücreti ve vekalet ücreti talep edilmeyeceği hususlarında anlaştıklarını belirterek, davanın sulh nedeniyle reddine, taraflar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini etmiştir.
Celse arasında davalı vekili … tarihli sulh dilekçesi sunmuş olup, dilekçesinde: tarafların sulh olduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın arabuluculuk faaliyeti sonunda çözüme kavuştuğunu, arabuluculuk anlaşma belgesi ve sonuç tutanağını da dilekçe ekinde sunduklarını, söz konusu anlaşma belgesi ile müvekkili ile davalının karşılıklı olarak işbu davaya ilişkin yargılama ücreti ve vekalet ücreti talep edilmeyeceği hususlarında anlaştıklarını belirterek, davanın sulh nedeniyle reddine, taraflar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 313. maddesinde mahkeme içi sulh düzenlenmiş ve görülmekte olan bir davada tarafların arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacı ile mahkeme huzurunda yapmış oldukları sözleşme olarak tanımlanmış, şarta bağlı olarak yapılabileceği vurgulanmıştır. Mahkeme dışı sulh ile, borçlar hukukunun konusu olduğundan düzenleme dışı bırakılmıştır. Madde gerekçesinde, taraflardan birinin, mahkeme dışı sulh sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşme uygun mahkemece bir karar verilmesi gerektiği yolundaki iddia ve talebinin diğer tarafın kabulüne bağlı olduğu belirtilmiştir 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 154/3-ç maddesinde, beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla sulh müzakereleri sonucunun tutanağa yazılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Kanunun öngördüğü bu şekil sulh için geçerlilik şartıdır. Taraflar mahkeme dışında yaptıkları sulh sözleşmesinin mahkemeye vererek buna göre davada sulh olduklarını bildirirlerse mahkemece sulh sözleşmesinin mahkemeye verildiğini tutanağa yazıp, sözleşme okunduktan sonra tutanağın taraflara veya vekillerine imza ettirilmesi gerekir. Bu şekilde mahkeme dışı sulh, mahkeme içi sulhe dönüşür. Mahkeme dışı sulh sözleşmesi taraflarca, kanunda belirtilen ve yukarıda açıklanan şekil şartlarına uygun olarak mahkeme içi sulhe dönüştürülmediği durumlarda, anılan şekil şartların uyularak yapılan bir sulh sözleşmesinin varlığından bahsedilemez.
Sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir. Sulh mahkeme önünde yapılabildiği gibi mahkeme dışında da yapılabilir. Mahkeme dışı sulh, diğer sözleşmeler gibi, tamamen maddi hukuk hükümlerine tabidir. Mahkeme dışı sulhun tarafları bağlaması ve mahkemece dikkate alınması iki halde mümkündür. Birinci halde, taraflar mahkeme dışında sulh oldukları sözleşmeyi mahkemeye verip, buna göre sulh olduklarını bildirmişlerse, bu husus mahkemece tutanağa geçirilir taraflara okunur ve imza ettirilir, bu halde mahkeme dışı sulh, mahkeme içi sulhe dönüşür. İkinci halde ise, taraflar ikisi birlikte davaya bakan mahkemeye sulh olduklarını bildirmezler ve taraflardan biri böyle bir sulh sözleşmesini inkâr ederse mahkeme dışı sulhe dayanan taraf bunu kanıtlamakla yükümlüdür (Kuru, Baki; Hukuk Mahkemeleri Usulü IV. Cilt, 6. Baskı, İstanbul 2001, s. … vd.; Yargıtay … Hukuk Dairesi … tarih … E. …K. sayılı kararı).
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun “sulhun etkisi” başlıklı 315. maddesinde ise, “sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmüne yer verilmiştir (Yargıtay … Hukuk Dairesi … tarih …E. …K. Sayılı kararı).
492 sayılı Harçlar Kanunun 22. maddesinin; “Dâvadan feragat veya dâvayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereğince davayı kabul ilk celse meydana gelirse karar ve ilam harcının üçte biri daha sonra meydana gelirse üçte ikisi alınır.
6325 sayılı Kanunun 18/4. Maddesinde, taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı, yine anılı maddenin 5. Fıkrasında ise Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı belirtilmiştir.
Davamıza gelince; davalı A.Ş.nin, davacı Ltd. Şti. ortaklığından çıkarılması ve hisse devir sözleşmesine konu hisselerin davacıya devri istemi ile dava açılmıştır. Taraflar, ihtiyari arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya vardıkları ve … tarihli arabuluculuk anlaşma belgesi ve sonuç tutanağı sunarak sulh oldukları belirtmişler ve davanın sulh nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmişlerdir. Sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleri olup, taraflar sulh olduklarından 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun 315. maddesi gereğince esas hakkında karar verilmesine olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sulh nedeniyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlığın … tarihli arabuluculuk anlaşma belgesi ve sonuç tutanağı ile çözülmüş olması ve 6100 sayılı HMK’nın 315/1. maddesi gereğince esas karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan, alınması gerekli … TL karar ve ilam harcının peşin alınan …TL’den mahsubu ile bakiye …-TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirmiş ise de vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş ise de vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kararın kesinleşmesine müteakip davacının ve davalının yatırdığı yargılama giderinin artması durumunda giderleri yatıran davacıya ve davalıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/12/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)