Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/286 E. 2021/1027 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/286
KARAR NO : 2021/1027
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının kambiyo senetlerine mahsusu haciz yoluyla başlatılan takipte … düzenleme tarihli, … ödeme tarihli, …-TL bedelli iki adet bonoyu dayanak belge olarak sunduğunu, takibin kesinleştiğini, icra takibine dayanak senetlerdeki izanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir senet imzalamadığını, imzaların sahte olduğunu, müvekkilinin icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödemiş olduğu …-TL’ nin istirdatına, davacının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davalı aleyhine dava değerinin %20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarının aksine … tarihinde …-TL, … tarihinde …-TL, … tarihinde …-TL, … tarihinde …-TL ve … tarihinde …-TL olmak üzere toplamda …-TL avukat …’ nın hesabına, davacı tarafından ödeme yapıldığını, borcun ödeme tarihleri ve ödeme merinin tebliğ tarihi olan … olduğu göz önüne alındığında davacının dava açması için hukuken ön görülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacının tebliğden itibaren borca veya imzaya itiraz etmediği ve kendi rızasıyla şahsen alacaklı vekiline kısmen ödeme yapmasının borcu zımnide olsa kabullendiğine delalet teşkil ettiğini, haksız davanın reddini, dava değerinin %20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; bonolardaki imzaların davacı keşidecinin eli ürünü olmadığı iddiasına dayalı olarak icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin davadır.
Uyuşmazlık; istirdat talebi bakımından hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı ve takibe konu senetteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, borcun davacı tarafça benimsenip benimsenmediği, davacının borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Dosya içerisine, Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu senet aslı celp edilmiş, Antalya … Noterliğinin … yevmiye numaralı imza beyannamesi aslı ile … Dairesinden ıslak imzalı evrak asılları getirtilmiş, davacının mukayeseye esas imza ve yazı örnekleri dosya arasına alınmış, grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının incelenmesinde,
Fizik grafoloji uzmanı bilirkişi … tarafından ibraz edilen … tarihli raporda sonuç olarak, tetkike konu; borçlusu …, alacaklısı … olarak düzenlenmiş, … tanzim, … ve … vade tarihli, her biri …-TL bedelli olan toplam 2 adet senet üzerinde atılı bulunan borçlu imzalarının … elinden çıktığı kanaatine varıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 72. maddesi gereğince borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK 6. madde). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır.
Herhangi bir belgedeki imza veya yazının olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve gerekli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakların mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğunun fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Bu husus dikkate alınarak davacının senet keşide tarihine yakın tarihlerde atılmış, resmi kurumlarda bulunan imza örnekleri getirtilmiş ve huzurda mukayeseye esas imza örnekleri alınarak konusunda uzman grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor alınmış, yukarıda açıklana hususları karşılar şekilde düzenlenen raporda, senetteki imza ile mukayeseye esas alınan imza örnekleri karşılaştırmalı olarak raporda gösterilmiş, imzaların tersim tarzı, imzalar içerisindeki karakteristik el hareketlerinin yapılışı, kaligrafik-itiyadi özellikler yönünden benzerlikler olduğu resimlerle gösterilip desteklenerek senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiş, mahkememizce yapılan gözlemde de rapordaki değerlendirmeler yerinde görülmüş ve … tarihinde düzenlenip, … yılında vadesi gelen yine … tarihinde icra takibe konu edilip, takiple kesinleşen ve … yılında dava konusu edilen senetteki borçlu imzasının davacıya ait olmadığı iddiasının ispat edilmediği, davacının boşanarak “…” olan evlenmeden önceki soyadını aldığı, nüfus kaydına göre kardeşi görünen … isimiyle davacının borçlu olduğu icra dosya numarası belirtilmek suretiyle yapılan bir kısım ödemeler bakımından da İİK’nın 72/7. Maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Takibe yönelik verilen bir tedbir kararı olmadığından İİK’nın 72/4. Maddesinde düzenlenen tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Takibe yönelik verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından davalının icra tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
7-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davacıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/12/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)