Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/222 E. 2022/38 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/222 Esas
KARAR NO : 2022/38
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2011
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının … tarihli hisse devir sözleşmesi ile müvekkili şirkete şirketin eski ortağı …’in sahip olduğu …-TL değerindeki 10 adet hisseyi devralarak şirket hissedarı olduğunu, şirket merkezinin …’da olduğunu, şirketin inşaat sektöründe faaliyet göstermek, taahhüt işleri yapmak, inşaatlar yapıp satmak, taşeronluk vs işlerde faaliyet göstermek amacıyla kurulduğunu, müvekkili şirketi temsilen şirket müdürü … tarafından davalıya şirket ile ilgili her türlü işlemi gerçekleştirmesi için Bodrum … Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı tam yetkili “Düzenleme Şeklinde Vekaletname” verildiğini, davalının da hissedar olduğu müvekkili şirket ile … şirketi arasında imzalanan … tarihli sözleşme ile 4 adet villa ve … yapımı konusunda anlaşma sağlandığını ve sözleşme bedeli olarak KDV dahil …-EURO bedel kararlaştırıldığını, söz konusu işlerin tamamlanarak firmaya ve firmanın belirlediği şahıslara teslim edildiğini, söz konusu inşaatlar ile ilgili tüm işlerle özel vekaletle davalının ilgilendiğini, müvekkili şirket adına … Bankası … Şubesinde hesaplar açıldığını ve sözleşmeye konu işlerle ilgili para ve bu işle ilgili ödemelerin bu hesaplar üzerinden yapılmasının kararlaştırıldığını, bu hesapların davalı (ortak) tarafından kullanıldığını, sözleşme gereği gelen havalelerin davalı tarafından çekildiğini, sözleşme gereği yapılmış tahsilatların tamamının şirket hesabına aktarılmadığını ve şirket ortağının bu işle ilgili hesap vermekten sürekli kaçtığını, davalının şirket adına bankalara yatan veya tahsil ettiği bedellerin tamamını şirket hesabına intikal ettirmediğinin ortaya çıktığını ve bugüne kadar da davalının paraları şirkete iade etmediğini, hal böyle iken davalının kendi suç unsuru içeren davranışlarını örtbas etmek ve bir an önce şirketin tasfiyesi ile meydana gelen durumdan kendisini kurtarmak için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ikame ettiği davada ortaklıktan çıkmak istediğini belirttiğini ve şirketin feshi ile mal varlığının tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini, dava dosyasının derdest olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız olarak uhdesinde tuttuğu şimdilik …-EURO’nun … yılından itibaren işleyecek yabancı paraya uygulanan en yüksek faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, ayrıca davanın yasal süresi içerisinde açılmadığından zaman aşımı defiinde bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da; müvekkilinin şirket müdürü olan …’ın mütecavizkar tutum ve davranışları neticesinde şirket ortaklıklarını sağlıklı bir şekilde sürdüremeyeceğini anlamış olduğundan Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davayı ikame ederek şirket ortaklığından çıkmak, mümkün olmaması halinde ise şirketin feshine karar verilmesini talep ettiğini, zira şirket müdürü …’ın müvekkiline şiddet uygulamasından dolayı ceza aldığını, müvekkilinin şirket adına 3.kişilerden para tahsil etmesine ilişkin kendisine verilen bir yetki bulunmamasının yanı sıra davacının bilgisi dışında hiçbir işlem de yapmadığını, dava dışı firma tarafından …-EURO para yatırıldığı, bu meblağ için davacının fatura kestiği ve defterlerine işlediği hususunun davacının da kabulü dahilinde olduğunu, davacının beyanlarının basiretli bir tacir olma hükmü ile bağdaşmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini ıslah etmiş, ıslah dilekçesinde; zaman aşımı defini yenilediklerini, organını kaybetmiş bir şirket olan davacı şirket adına açılan davanın fiil ehliyeti yokluğu nedeniyle görülemezliğine ilişkin iddialarını sürdürdüklerini, davacı şirket adına vekaleten açılmış olan davada kullanılan vekaletnamenin sorunlu olduğunu, işbu vekaletnamenin iptali için Antalya … Asliye hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açılmış vekaletnamenin iptali davasının derdest olup sonucunun beklenmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların eksik ve yanıltıcı nitelikte olduğunu, … Şirketi arasındaki ilişkinin alelade bir inşaat sözleşmesi olmayıp, temlik sözleşmesine dayalı alım satım ilişkisi olduğunu, … Şti ile dava dışı … Şti arasında …’da bulunan taşınmaz üzerine … tarihli arsa payı karşılığı bağımsız bölüm yapım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre inşa edilecek 7 adet bağımsız bölümden 3 adedinin arsa sahibine, kalan 4 adedinin de müteahhit … Şti’ne ait olacağının kararlaştırıldığını, … Şti kendisine düşen bu 4 villadaki tüm haklarını … tarihli düzenlenen sözleşme ile kdv dahil …-EURO karşılığında … Şirketine devir ve temlik ettiğini, davacı tarafın sadece temlik sözleşmesinden bahsettiğini, ancak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden hiç bahsetmediğini, bu sözleşmede yapımı kararlaştırılan binaların sözleşmeye uygun şekilde inşa edilerek 3 bağımsız bölümün arsa sahiplerine, diğer 4 bağımsız bölümün de … Firmasının talimatlarına uygun olarak hak sahiplerine devir ve teslim edildiğini, inşaatların sözleşme aşamasından başlayarak müvekkili … tarafından yürütüldüğünü, şirketin … şantiyesindeki işlerin münhasıran … tarafından yürütülüp, bilançonun kâr ile kapatılırken …’daki işlerin … tarafından yürütülüp basiretsizliği nedeniyle ciddi zarar edildiğini, …’ın müvekkili … üzerinde maddi manevi baskı kurarak haksız taleplerde bulunduğunu, bunun üzerine müvekkilinin şirketten ayrılma talebinde bulununca da bu davayı açtırdığını, müvekkili … tarafından yürütülüp yaptırılan arsa payı karşılığı kat yapım sözleşmesine konu imalatlar için yapılan harcamaların tespitinin mümkün olduğunu, …’ın …’daki şirket hesabından nakit çekerek …’da kendi özel hesabına yatırdığını, yine … ve … Şubelerindeki, özel hesaplarına da …-Euro havale edildiğini, villaların gerek sahiplerine ve gerekse … Şirketi tarafından gösterilen kişilere süresinde teslim edilmişse de, …in tayin ettiği kişilere tapuların verilmesinin bakiye …-EURO’nun gönderilmemesi nedeniyle geciktiğini, sözü edilen …-EURO gönderildikten sonra faturaları da kesilerek tapuların derhal verildiğini, inşaatın başlangıcında ve ara dönemlerde ortakların kendi ceplerinden şirket hesabına para yatırdıklarını, bu katkıların daha sonraları kendilerine iade edildiğini, ilk zamanlarda şirket hesabından çekilen paraların bir kısmının bu katkıların şirket ortaklarına iade edilmesi olduğunu, şirketin muhasebe kayıtlarının …’ın talimatıyla gerçeklere uygun olarak tutulmamış olduğunu, pek çok faturanın kayda alınmadığını, şirketin devlete karşı yükümlülüklerinde dürüst davranmadığını, bütün bunların şirket müdürü …2ın bilgisi dahilinde olduğunu, …ten gelen veya elden ödenen paraların (…-EURO’su hariç) tamamının yani …-EURO’nun müvekkili … tarafından tahsil edildiğini, elden alınan paraların bir kısmının hesaplara intikal etmeden acil ödemeler için kullanıldığını, inşaatların bu paralardan yapılan harcamalar kanalıyla tamamlandığı gibi bu paranın içinden …-EURO’nun da … hesabına aktarıldığını, gerek havale olarak gelen ve gerekse elden ödenen paraların sarf yerlerinin bilirkişi incelemeleri ve mahallinde yapılacak keşif sonrası alınacak raporlar ile ortaya çıkacağını, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine davaya bakan Antalya BAM … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile; “….Mahkemece yapılması gereken iş, inşaatçı, mali müşavir ve bankacıdan oluşan bilirkişi heyetine davacı şirketin ticari defterleri ve banka kayıtları da incelenmek suretiyle …’da davacı şirketin yapmayı üstlendiği inşaatın yapım yılları itibariyle mali rayiçlere göre bedelini tespit ettirip, davalının ticari vekil sıfatıyla davacı şirketin hesabından çektiği paralardan bu yapım maliyeti düşüldükten sonra, varsa davalı tarafından ve şirketin diğer ortağı …’a veya şirket hesabına gönderilen paralarda mahsup edildikten sonra davalının uhdesinde kalan para olup olmadığının tespit ettirip, oluşacak sonuç dairesinde karar vermekten ibarettir. Hükme esas alınan bilirkişi raporları denetime elverişli olmadığından davalı vekilinin bu husustaki istinaf sebebi yerinde görülmüştür…” gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılması üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava; şirket ortağı davalının vekalet görevini kötüye kullanarak şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla açılan tazminat davası niteliğindedir.
Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1521. maddesi gereğince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 316. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşıldığından sözlü yargılama aşamasına ilişkin HMK 186. Maddesi uygulanmamıştır.
Davalı vekili yetki itirazı ve zaman aşımı definde bulunmuş, davanın şirket ve ortağı arasında görülen bir dava oluşu, şirket merkezinin de … oluşu sebebiyle yetki itirazı reddedilmiş, ayrıca davada uygulanması gereken zaman aşımı hükümlerinin BK 126/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi oluşu ve alacağın muacceliyet tarihi ile dava tarihi arasında bu 5 yıllık sürenin dolmayışı gözetilerek zaman aşımı defi yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Davacı şirket tarafından davalıya dosyada mevcut … tarihli genel vekaletname verildiği, yine davacı şirket ile … isimli yabancı firma arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinden şirkete isabet eden 4 adet villanın satışına ilişkin şahsi hakkın temliki niteliğinde temlik sözleşmesinin bulunduğu hususları ve davalının aynı zamanda davacı şirketin ortağı olduğu hususları ihtilafsız olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; verilen vekaletnamede davalı ortağın şirket adına 3.kişilerden para tahsil etme yetkisinin bulunup bulunmadığı, … firması tarafından davacı şirketin banka hesaplarına yapılan havale ve ödemelerin davalı ortak tarafından tahsil edilip edilmediği, bunların davalı ortak tarafından şirket işlerine harcanıp harcanmadığı, veyahut davalının uhdesinde para olup olmadığı, bundan dolayı davacı şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, ayrıca davacı şirket müdürü … tarafından … adlı kişiye verilen vekaletname ve … tarafından davacı vekiline vekaletname verilmesi nedeniyle verilen vekaletin geçerli olup olmadığı, vekaletnamenin iptali istemiyle Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesini ıslah dilekçesinde davada kullanılan vekaletnamenin sorunlu olduğunu belirtmekte, şirket müdürü …’ın müdürlük görevinin … tarihinde sona erdiğini ve o günden bu yana şirkete yeni bir müdür seçimi yapılmadığını, dolayısıyla şirketin temsil organının bulunmadığını, eski bir vekaletnameye dayanarak şirket adına dava açılmasının mümkün olmadığını, organsız kalmış bir şirkette ve bu durumu bilen eski vekilin dava açmasının hakkın ve yetkinin kötüye kullanılması anlamına geldiğini, bu durumun kanuna karşı hile teşkil ettiğini, müdürlük görevi sona ermiş bir kişinin kullanamayacağı yetkilerin eski bir vekaletnameye dayanılarak tevkilen görevlendirilmiş vekil marifetiyle yapılmaya çalışıldığını, tüm bu nedenlerle irade eksikliğinden şirket adına dava açılıp yürütülmesinin olanaksız olduğunu, temsil ve yönetim konusunda organsız kalan bir şirkete eski bir vekaletnameye dayanılarak dava açılamayacağından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini belirterek, bu konuda vekaletnamenin iptali istemiyle Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmektedir.
Öncelikle davalı vekilinin vekaletnamenin iptalini öne sürmesi karşısında bu hususun bir ön sorun olduğu değerlendirilerek vekaletnamenin geçerli olup olmadığı hususu üzerinde durulmuş, vekaletin geçersizliğinin tespitinin asıl davada incelenecek bir ön sorun olması ve HMK’nın 163 ve devamı maddeleri uyarınca bu hususun asıl davada incelenip karara bağlanması gerektiğinden ayrı bir dava konusu olamayacağı, Asliye Hukuk Mahkemesinde ayrı bir dava olarak açılan davanın dinlenebilir bir dava olmadığı da mahkememizce değerlendirilerek, Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemiş, dava vekaletnamesinin incelenmesinde de; davacı şirket adına vekaleten … isimli kişi tarafından davacı vekile … tarihli Antalya … Noterliğince düzenlenen vekaletnamenin verildiği, bugüne kadar da davacı şirket tarafından davacı avukatın azlinin söz konusu bulunmayışı, yine şirket müdürü olan … tarafından …’a verilen … tarihli vekaletnamenin de iptal edilmeyişi göz önünde bulundurularak, davacı şirket tarafından yapılan tüm bu işlemlere muvafakat verildiği, dolayısıyla bu durumda davalı ortağın davacı şirketi temsile yetkisi bulunduğu mahkememizce değerlendirilerek, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazlarına itibar edilmemiştir. Kaldı ki olayda uygulanması gereken 818 sayılı BK 396 maddesi uyarınca vekalet veren ve vekilin her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilecekleri düzenlenmiş olup, vekaletin bu şekilde sona erdiği de ileri sürülmemiştir. Bu durumda davacı avukatın davacı şirketi temsile yetkisi bulunduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacı şirket müdürü … şirket müdürü olarak görev yapmış olduğu … tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde … isimli kişiye dava vekaleti düzenleme yetkisini de içerir şekilde Antalya … Noterliğinin … yevmiye nolu ve … tarihli vekaletnamesini düzenlemiş, bu vekaletnameye istinaden … tarafından davacı şirket adına vekaleten davacı vekiline eldeki davada sunulan … tarihli vekaletname düzenlenmiştir.
Davacı şirkete ait sicil dosyasının incelenmesinde; … Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı olduğu, şirket ortakları olarak … ve …’in olduğu, …’ın … tarihinden itibaren 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan davacı şirket ile dava dışı yabancı unvanlı … şirketi arasında düzenlenen … tarihli sözleşmenin incelenmesinde de (temlik sözleşmesi) temlik eden davacı şirket tarafından temlik alana Bodrum … Noterliğinin … tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile kendisine satışı vaat edilen 4 adet villanın temlik alan … şirketine veya onun tayin edeceği 3.kişilere devrinin kararlaştırıldığı ve 5.maddede temlik bedelinin kdv dahil …-EURO olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içerisine celp edilen Bodrum … Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletname başlıklı belgenin incelenmesinde; davacı şirketi temsilen şirket müdürü … tarafından vekil sıfatıyla davalı …’in “TC hudutları dahilinde arzu ettiği yerde ve dilediği kimselerden her türlü gayrimenkuller satın almaya, dilediği gayrimenkullerden hisse, dair, kat irtifakı ve mülkiyeti bağımsız bölümler satın almaya, bedellerini ödemeye, lehine verilecek her türlü hibe ve bağış takdirlerini kabule, tapuları müşterek veyahut müstahsil olarak gerek satın alma, gerekse hibe yoluyla iktisap edeceği gayrimenkullerin vergilerini ödemeye, maliye, vergi dairesi, defterdarlık bilumum resmi dairelerde temsil etmeye, şirket adına müteahhit sıfatıyla kat karşılığı inşaat sözleşmelerini tanzim ve imzaya ….” yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.”
Alanya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; “… İli ve İlçeleri hudutları dahilinde halen mevcut veya ileride açılacak bilumum resmi veya özel banka şubeleri nezdinde şirketi temsile, her türlü hesaplar açtırmaya, mevcut veya açtıracağı hesapların tasfiye etmeye, hesaplara dilediği miktarlarda dilediği şekilde paralar yatırmaya, yine bu hesaplardan dilediği miktarlarda paralar çekmeye …. …, sulh ve ibraya imzaya, bankalara şirket adına gelen havaleleri almaya ve hesaplarına girmeye, banka mevzuatı uyarınca adına imzalaması gereken her türlü evrakları imzalamaya, hesapları kapatmaya, … İli ve ilçeleri hudutları dahlinde bulunan bilumum resmi ve özel banka şubelerinden her türlü krediyi almaya ….” yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla davalı vekilinin müvekkili ile davacı şirket arasında şirket adına 3.kişilerden para tahsil etmeye ilişkin anlaşma veyahut vekalet ilişkisi bulunmadığı yönündeki savunması yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 551. maddesinde “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.
Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı … tarihli ilamında da açıklandığı üzere; Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu`nun 449/1. maddesinde ticari mümessil (temsilci), “ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vazetmek üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir” şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 547/1 maddesinde ise ticari temsilcinin tanımı, “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.” şeklinde yapılmıştır. Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkilidir. Ancak açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz (BK. m. 450; TBK. m. 548). İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmasına bağlı değildir (BK. m. 449/f. II; TBK. m. 547/f. II).
Antalya BAM … Hukuk Dairesinin ilamında belirtildiği üzere mahkememizce resen seçilen bilirkişi heyetinden ayrıntılı rapor aldırılmış, Bilirkişiler İnşaat Mühendisi …, SMMM … ve Bankacı … tarafından tanzim edilen … tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak;
Davalı tarafça şirket hesaplarından …€uro çekildiği, çekilen bu tutarlardan …€uro’nun … hesabına yatırıldığı, …Euro’nun davalının uhdesinde kaldığı, … tarihli …Euro’nun … tarafından çekildiği, … tarihli …Euro’nun da davalı ile alakası olmadığı,
Toplam inşaat maliyetinin; Toplam İnşaat hesabı: … TL/m2*…TL/m2=… TL, Toplam havuz hesabı: … m2*… TL/m2= … TL, Çevre düzeni hesabı: …m2*… TL/m2= … TL olmak üzere toplam … TL olduğu,
Davalı tarafça toplam çekilen tutarın TL karşılığının …TL*…TL olmak üzere …TL olduğu inşaat yapım maliyetlerinin de … TL olduğu hesaplanmış olup davalının uhdesinde kalan tutarın (…TL-…TL) …TL olduğu … yılı ortalama kuru … TL olarak esas alındığında bu tutarın Euro karşılığının …€uro olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulundukları anlaşılmıştır.
Davalı …’in bu tutarı şirket işlerine harcadığını usulüne uygun ispata elverişli delillerle ispatlayamadığı, eldeki davanın vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasıyla açıldığı, vekilin sadakat ve özen yükümlülüğünün bulunduğu, ancak davalının sonuç olarak bu özen ve sadakat yükümlülüğünü ihmal ettiği sonuç ve kanaatine varılmakla, davalının uhdesinde kaldığı ve davacı şirket yararına kullandığını ispatlayamadığı …-EURO tutarında davacı şirketi zarara uğrattığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın ıslah edilişi de gözetilerek, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ıslah edilmiş haliyle KISMEN KABULÜ ile;
…-Euro’nun …-Euro’luk kısma dava tarihi olan … tarihinden, …-Euro’luk kısma ıslah tarihi olan … tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Davacının fazlaya dair isteminin REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan …-TL ve ıslah ile alınan …-TL olmak üzere toplam …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
Davacı tarafça yatırılan …-TL peşin harç, …-TL başvuru harcı ve …-TL ıslah harcının toplamı …-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi, talimat gideri olmak üzere) toplam …-TL istinaftan önce, yeniden yapılan yargılama sırasında harcanan … TL ile toplam … TL’nin kabul red oranı dikkate alınarak (%80) hesaplanan … TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi, talimat gideri olmak üzere) toplam …-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı (%20) gözetilerek hesaplanan …-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan … TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan … TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/01/2022

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)