Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 E. 2021/900 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/209 Esas
KARAR NO : 2021/900
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine davalı şirket ve yetkilisi … tarafından sahtecilikle oluşturularak Serik … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takip dosyası ile icra takibine başlanıldığını, takip konusu borca ve yetkiye Serik … Mahkemesinin …E. Sayılı dava dosyasında itiraz edildiğini, sahteciliğe ilişkin olarak Serik Cumhuriyet Başsavcılığının …E. Sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, davalıların … yılında Serik … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasında takip başlattıklarını, Serik … Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasında bono arkasında bulunan imzaların … eli ürünü olmadığı tespit edilerek takibin durdurulduğunu, davacı ile diğer senet borçlusu … Şti. arasında ticari veya başkaca bir ilişki bulunmadığını, oluşturulmak istenin bir senaryo olduğunu, …’nun sezonluk oda kiralama adına davacıdan imzalı bir belge aldığını, daha sonra ortadan kaybolduğunu, davaya konu belgenin de bu belgenin imzalı kısımlarının kullanılarak oluşturulduğunu, senedin ön kısmında yer alan … Şti. kaşesi ve yetkilisi …’nun kaşe imzası basılmak suretiyle belgenin oluşturulduğunu, başka mağdurlara da … kullanılmak aynı senaryoların uygulandığını, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir …’un da aynı şekilde mağdur edildiğini, Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasında aynı yöntem izlenildiğinin bilirkişi raporu ile belirlendiğini, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dava dosyasının devam ettiğini, …’nun da benzer eylemler nedeni ile Denizli … Ağır Ceza Mahkemesinin …E. …K. Sayılı dava dosyasında ceza aldığını, tekerrür hükümlerinin de uygulandığı … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …E. …K. Sayılı dava dosyasında da ceza aldığını, takip dayanağı belgenin ıslak imzalı olmaması nedeni ile bono vasfında bulunmadığını, davalılar ile … Şti. Arasında … yılından bu yana işlemde olan icra dosyalarının bulunduğunu, takibe dayanak belgelerin arkasında yine … Şti. İle … Şti. Ve …’nın birlikte hareket etmek suretiyle davacının kızı … ve dolayısıyla davacının mağdur edilmek istendiğini, …’nın onlarca senede cirosunun alındığını, tehdit ve zorlama ile taahhütname alındığını, ceza aldırıldığını, düzmece senetler nedeni ile ödeme yapılmadığını, bu belgelerde de keşideci gözüken … Şti. Hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, savcılık aşamasında çelişkili beyanlarda bulunduğunu, davacının yoldan geçerken senet vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … yılında faaliyeti sona eren borca batık şirketin bu şekilde senet düzenlemesi ve bunu … yılında yapmasının mümkün olmadığını belirterek, Serik … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasında bulunan … tanzim … vade tarihli …TL bedelli senet nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine, kötü niyetli takip yapan davalıların asıl alacak miktarının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … Şti adına açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, zira takip alacaklısı sıfatı bulunmadığını, borçlu …’in ve kızı …’nın gizli ortağı oldukları … Şti’nin davalı şirket ile aralarındaki süregelen ticari ilişki nedeni ile davalı …’in kızı …’in Antalya … İcra Müdürlüğü …, …, …, …E. sayılı dosyalarından takibe geçildiğini, bu yapılan takipler ile ilgili … hakkında taahhüdü ihlal suçundan dolayı yakalama kararlarının çıkması, babasının adına sahte imza atarak davalıyı dolandırmaya çalışması, davalının Kaçakçılık ve organize suçlar ile mücadele şubesine yapmış olduğu şikayetler, basına çıkan haberler üzerine … tarafından bizzat ciro edilerek imzalanan … tanzim tarihli, … vade tarihli …-TL bedelli senede istinaden açılan menfi tespit davası haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı ve davacının kızı …’nın … Şti.’nin gizli ortakları olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. sayılı dosyasındaki ifadeler anlaşılabileceğini, davacı tarafından dava dışı … Şti’nin imzalarının kaşe imza olduğu ve bu nedenle senetlerin geçersiz olduğu iddiası yasaya ve usule aykırı olduğunu, TTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 589. maddesi uyarınca; “poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” hükmünün bu gerektirdiğini, davacı tarafından senet üzerindeki imzasının A4 kağıdından kopyalandığını ve ciro imza haline getirildiği iddiasının asılsız olduğunu menfi tespit davasını sahtecilik iddiasına sokmaya çalışarak teminatsız olarak tedbir alma gayreti içinde olduğunun göstergesi olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve … Sor dosyasındaki … Laboratuvarından alınan raporda Senedin Baskı tekniği yönünden ticari faaliyetlerde kullanılan ve piyasadan kolayca temin edilen senetlerden olduğunun belirtildiğini, imzanın … eli ürünü olduğunun belirlendiğini, … tarafından bizzat ciro edilerek imzalanan … tanzim tarihli, … vade tarihli …-TL bedelli senette dayanak alacağın faturalarla ve davalı / alacaklı vekilinin borca dayanak yerine getirdiği hizmet sözleşmeleri ile de sabit olduğunu belirterek davanın reddine, karşı tarafın %20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine davaya bakan Antalya BAM … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı Karar sayılı ilamı ile; “Dava, bir tür kambiyo senedi olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup ilk bakışta bono vasfında bulunan ve kambiyo senedi vasfı taşıyıp taşımadığı bilirkişi incelemesi ve toplanan delillere göre belirlenmesi gereken durumlarda görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu” gerekçesi ile mahkememizce verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına karar vermiş yeniden yargılamaya başlanılmıştır.
Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesine göre açılmış menfi tesbit davasıdır.
Davacı lehtar/ciranta olarak gözüktüğü Serik … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasında bulunan … tanzim … vade tarihli …TL bedelli senet nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemi ile dava açmıştır. Takibe dayanak belgenin keşideci kısmında yer alan imzanın “kaşe imza” olduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …E sayılı dosyasına rapor sunan … Amirliği’nin … tarihli raporunda, Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda ve mahkememize sunulan bilirkişi grafoloji uzmanı bilirkişisi …, grafoloji uzmanı bilirkişisi …, grafoloji uzmanı bilirkişisi …’ın … tarihli raporlarında ortaya konulmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …E. sayılı soruşturma dosyasına sunulan … Amirliği’nin … tarihli raporunda özetle; alacaklısı …, borçlusu … Şti. olan … tanzim ve … ödeme tarihli …TL değerindeki imzalardan … Şti. kaşe izinin sağ tarafında bulunan söz konusu imzaların kaşe imza olduğu, senedin arka yüzünde … adına atfen atılı imzanın … eli ürünü olduğu belirtilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …E. sayılı soruşturma dosyasına sunulan Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda özetle; inceleme konusu senet arka yüzünde sağ üst kenara yakın yazılmış “…” isim ve altındaki imza ile “T.C. …” yazısının farklı fiziki evsafta kalemler ile yazıldığı, senetteki borçlu imzalarının kaşe imza olduğu, senet kenar kesimlerinin (alt – üst ve sağ kenar) forme kesim olduğu, senedin imzadan faydalanarak oluştuğunu gösterir yeterlik ve nitelikte bulgunun saptanamadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi grafoloji uzmanı bilirkişisi …, grafoloji uzmanı bilirkişisi …, grafoloji uzmanı bilirkişisi …’ın … tarihli raporlarında özetle; senedin öz yüz sol kısa kenarında bir koçandan koparıldığını, gösterir perforeler bulunması, ön yüzündeki makine yazıları ve desenlerin matbaa baskısı olması, arka yüzde 1. ciranta imzası ve üzerindeki “…” isim yazılarının elle ve kalem marifetiyle atılmış/ yazılmış olduklarına dair tespitleri ile senette her hangi bir anormallik olmadığını, senedin ön yüzündeki borçlu imzalarının kaşe olmaları, arka yakın atılmış/yazılmış olmaları “TC …” içerikli yazıların (1. ciranta imzası ve üzerindeki isim yazıları ile aynı kalemle ve aynı anda yazılmış olmamaları nedeniyle) 1. cirantaya sonradan ilave edilmiş izlemini vermesi gibi bulgu ve tespitlerin “… yılında düzenlenmiş gözüken, …TL bedelli” bir senette bir arada bulunmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığının değerlendirildiği, senette … ciranta imzasının bulunduğu ortama taşınmış olduğuna veya imzaya senet yapıldığına ilişkin iddiaları olumlu ya da olumsuz yönde net olarak ortaya koymadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi grafoloji uzmanı bilirkişisi …, grafoloji uzmanı bilirkişisi …, grafoloji uzmanı bilirkişisi …’ın … tarihli ek raporlarında özetle; kök rapora yapılan itirazlar değerlendirilmiş ve …’in mukayeseye yazıların ön yüzdeki yazıları kapsayacak şekilde alınmadığı, şahsa özgü tüm kriterler itibari ile değerlendirilemediği ancak incelemeye konu belgenin ön yüzünde yazıların mevcut ortak harf ve rakamların yapılandırılma tarzı itibari ile aralarında aynı elden çıktıklarını gösterir nitelikte uygunluk ve benzerliğin saptanmadığı belirtilmiştir.
Doç. Dr. …’in … tarihli uzman görüşünde; somut olayda husumet tevcihinde hata olmadığını, davacı tarafın menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu, senedin kambiyo vasfı taşımadığını, senedin mücerretliğinden söz etmenin mümkün olmadığını, olayın hayatın olağan akışı bakımından değerlendirme yapılması gerektiğini, ciddi sahtelik iddiaları karşısında takibin durdurulmasının gerekli olduğunu belirtmiştir.
Dr. …’ın … tarihli uzman görüşünde; davacı lehdarın … Şti.’ye senet vermesinde hayatın olağan akışına aykırı bir durum bulunmadığını, senette yer alan keşideci imzasının kaşe imza olmasının keşideci ve lehdarın borçlanma iradesini etkilemediği, görünüşte el mahsulü imza vasfında olan kaşe imzanın düzenleyenin imzası şekil şartını sağladığı, imzanın şeklen mevcut olmasının şekil şartı bakımından yeterli olduğunu, bononun şeklen geçerli olduğunu, senedin bono vasfını taşıdığını, şekil şartına aykırılık iddiasının MK 2. Maddesine aykırılık teşkil edeceğini, imzaların istiklali ilkesi gereği senet bedelinden sorumlu olduğu, senette yer alan ciranta imzasının davacının eli ürünü olduğu, davacının dosya kapsamındaki delillerle imzasının başka bir yerden kopyalandığı yönündeki iddiasını kanıtlayamadığını, senedin sahte olmadığını ve senet bedelinden sorumlu olduğunun tespiti gerektiğini belirtmiştir.
Dr. …’nın … tarihli uzman görüşünde özetle; transfer imza iddiasının ispat edilemediğini, davacının kaşe imza kullanıldığını bildiği halde bu senedi ciro ettiği ve daha sonra ise senedin ıslak imza ile imza edilmemiş olmasına dayanılmasının TMK 2. Maddeye aykırılık teşkil ettiğini, senedin ön yüzünün sanki ıslak imza ile imzalanmış görülmesi ve buna göre gerek düzenleyen … Şti. Gerekse …’in sorumluluklarına gidilebileceği, ıslak imza gibi duran kaşe imza hususunun … Şti. ve …’ya karşı ileri sürülmesinin TTK 766. Maddede hükme bağlanmış imzaların bağımsızlığı ilkesine engel teşkil edeceğini belirtmiştir.
Öncelikle davacı taraf istinaf mahkemesince takibe konu olan senedin kambiyo senedi vasfında olmadığının tespit edildiğini belirtmiş ise de BAM kararı incelendiğinde senedin kambiyo vasfı olup olmadığına dair bir tespit yapılmamıştır.
Kambiyo Senetlerinde İmzaların Bağımsızlığı (istiklali) İlkesi Geçerlidir Bu ilke 6102 sayılı TTK’nun 677. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” Buna kambiyo senetlerinde imzaların bağımsızlığı (ilkesi) denir. Bu ilkenin sonucu olarak diğer imza sahipleri, kendi imzalarını inkar etmeksizin kambiyo senetindeki diğer imzalardan birinin geçerli olmadığı yolunda bir itirazı ileri sürmek suretiyle sorumluluktan ve borcu ödemekten kurtulamaz. Örneğin; kambiyo senedini düzenleyen, işlem ehliyetinden yoksun ise, bu durum onun için bir geçersizlik ve dolayısıyla mutlak def’i halini oluşturur. Bu durum o kişi tarafından senet hamillerine karşı ileri sürülebilir. Buna karşın, cirantaların, keşidecinin ehliyetsiz olduğu yolundaki def’iden yararlanması, yani bu senedin kendileri yönünden de geçersizliğini ileri sürmeleri mümkün değildir. Bu nedenle kambiyo senedine atılan her imza diğer imzalardan bağımsızdır. Geçerli imzaların sahipleri, başka imzanın geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz.
Nitekim uygulamada Yargıtay …HD’sinin … tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile “…Dava, çeke dayalı icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacılardan …Şti. dava konusu çekin lehdarı, diğer davacı … … cirantası olup, mahkemece … ciranta durumundaki …’in gerçek kişi olmadığı, imzanın ona ait olmadığı, bu nedenle son hamilin yetkili hamil sayılamayacağı ve dolayısıyla alacak isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle dava kabul edilmiş ise de dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 589. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi mahkemece gözden kaçırılmıştır. 6762 sayılı TTK’nun 730/1-3 maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 589. maddesine göre; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmayı ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, … şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” Belirtilen yasa hükmü karşısında lehdar durumundaki davacı şirket ve … ciranta durumundaki davacı … kendi imzalarını inkar etmediklerine göre … ciranta durumundaki kişinin … kişilerden olduğunu ve imzanın ona ait bulunmadığını ileri sürerek dava konusu çekten dolayı sorumluluktan kurtulamazlar.
Yargıtay …HD’sinin … tarih ve … Esas ve … sayılı kararında “Mülga TTK. 598. maddesi ”Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse son ciroyu imzalayan kimse, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Poliçe herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa yukarıdaki fıkrada yazılı hükümlere göre hakkı anlaşılan yeni hamil, ancak poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle mükelleftir.” hükmü yer almaktadır. Yine mülga TTK. 589. maddesinde ”Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, … şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” hükmü yer almaktadır. Yasa koyucu, “imzaların istiklali” başka bir anlatımla “taahhütlerin bağımsızlığı” ilkesi olarak da adlandırılan bu düzenlemeyle senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız olabileceğini kabul etmiştir. Kambiyo senetlerinde hak sahibinin, kendisini hak sahibi yapacak beyanların doğruluğunu araştırma yükümlülüğü mevcutken onu da hak sahibi yapan beyanların geçerliliğini her yönüyle araştırmaları düzenlenmemiştir. Bu hükümler çerçevesinde imzaların istiklali ilkesi gereğince, herkes kendi imzasından mesuldür. Mahkemece, her ne kadar davacı kooperatif imzaları yeterince incelenmeksizin karar verilmişse de, davacı kooperatifin imzalarının sahte olduğu kabul edilse dahi bu durum poliçe bedelinin kooperatiften talep edilmesine engel teşkil edip, keşideci kooperatif ortaklarından talep edilmesine engel değildir.Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenler incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp, bozmayı gerektirir.”
Yargıtay …HD’sinin … tarih … esas ve … sayılı kararında ” Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup; takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 589. maddesi hükmüne göre; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, … şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez”. Ticari senetteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz.Somut olayda, takibe konu çekin unsurlarının tam olduğu ve süresinde bankaya ibraz edildiğine göre bu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla takip yapılması mümkündür. Öte yandan, takibe konu çekte ciranta olan borçlu, keşideci borçlu şirketin imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamaz, keşideci imzasının geçersiz olması sadece sahibi yönünden bir sonuç doğurur.”
Şeklinde Yargıtay farklı dairelerinde vermiş olduğu kararlar ile de imzaların istiklali ilkesi ortaya konulmuştur.
Somut davada davacı lehdar konumunda olup, keşideci … Şti.’ne ait imzaların sahte olduğundan bahisle davalılara karşı kendisinin de sorumlu olmadığını iddia etse de, senedin arka yüzünde ciro imzası ise davacının kendi eli ürünü olduğu bilirkişi raporları ile de sabittir. Bu durumda yukarıda ayrıntıları ile açıklanan “imzaların istiklali ilkesi” ve Yargıtay kararları kapsamında davacı keşidecinin imzasının sahte olduğundan bahisle ödeme yapmaktan kaçınamayacağından davacı tarafından açılan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davanın reddine karar verilmişse de ; Davacının dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmesine rağmen teminat yatırılmamış olması nedeni ile takibe yönelik tedbir kararı uygulanmadığından davalı lehine İİK’nın 72/4. Maddesinde düzenlenen tazminata hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalılar lehine icra tazminatına hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan …-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/11/2021

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)