Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/150 E. 2021/663 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/150 Esas
KARAR NO : 2021/663
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …’a ait olan … model … marka … plakalı servis aracının Antalya … Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı … sözleşmesi ile müvekkiline satıldığını, satış öncesi ve sırasında araçta herhangi bir sorunun olmadığının söylendiğini, aracın tesliminden sonra aracın arızalandığını ve araçtan ses geldiğinİ, bunun üzerine aracın tamire götürüldüğünü, tamirat sonucunda … ödendiğini, tamirat bedelinin iadesi amacıyla davalıya ihtar çekildiğini, ancak ödeme yapılmadığını beyan etmekle; dava konusu aracın uğradığı …TL zarar bedelinin aracın onarım tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karış taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının aracı iddia edilen arızayı bilerek ve tamiratını kendisinin yaptıracağını söyleyerek aldığını, davacının arızayı baştan kabul ettiğini, ayıbın kendilerine ihbar edilmediğini, tamirat bedelinin ne olduğuna ilişkin bir faturanın da olmadığını beyan etmekle; davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Araç alım satımı nedeniyle aracın ayıplı olması iddiasına dayanılarak açılan ayıbın giderilmesi karşılığı ödenen bedelin davalıdan istirdatına ilişkin alacak davası niteliğindedir.
Taraflar arasında satış sözleşmesinin varlığı hususunda ihtilaf bulunmayıp ihtilaf; aracın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve ayıbın giderilmesi için yapılan masrafın miktarı hususundadır.
Davacı vekili tarafından dosya içerisine; … sözleşmesi, ihtarname, … ait … tarihli fatura, araç ruhsat fotokopisi, … Büyükşehir Belediyesi … tarihli … Belgesi, Tamirhaneye yapılan ödemeye ilişkin banka hesap ekstresi, … Büyükşehir Belediyesinin … seri numaralı tahsil makbuzu sunulmuş, Antalya … Noterliğine ve Antalya … Noterliğine müzekkere yazılarak ihtarnamelerin örneklerinin gönderilmesi istenilmiş, davacı ve davalının Tacir olup olmadıkları hususunda ticaret sicil müdürlüğüne ve esnaf ve sanatkarlar odasına müzekkere yazılmış, keşif yaptırılarak dava konusu araçtaki ayıbın açık ayıp mı, gizli ayıp mı olduğu ve gizli ayıp var ise maliyetinin hesaplanması hususunda makine mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
… havale tarihli … Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında; … ve …’un firma kaydına rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
… havale tarihli … Dairesi Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında; …’in Şehir içi, Banliyö ve Kırsal Alanlarda Kara Yolu ile Personel, Öğrenci vb Grup Taşımacığı(Şehir içi Personel ve Okul Servisleri v.b ) faliyetinden dolayı basit usul ticari kazanç olarak … tarihinden itibaren faaliyetinin devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
… havale tarihli … Dairesi Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında; …’un …-… tarihleri arasında servis taşımacılığı faaliyetinden gerçek usulde işletme usulüne gre mükellefiyet kaydının bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
… havale tarihli … Başkanlığından gelen müzekkere cevabında; … ve …’un … Müdürlüğünden yapılan inceleme sonucunda, …nun … tarihinde kaydının yapıldığı, …’un … tarihinde kaydının yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
… tarihli Makine Mühendisi Bilirkiş …’in bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davaya konu aracın satış işlemi yapılmadan önce servis kayıtlarında diferansiyelin arızalı olduğunun tespit edildiği, Bu arıza diferansiyet kovanı içerisinde oluşan ayna, mahruti ve istavroz dişlilerinden kaynaklanan arızalar olup dışarıdan gözle ve dokunmakla teşhis edilen arıza olmadığı, bu arabaların ayna mahruti sistemi komple değişmesi gereken parça grubunda kit olarak değiştiği, bu işlem yapılırken bilye ve istavroz dişlileri de beraber değiştiği, dosyaya sunulan faturadaki değerlerin uygun olduğu, aracın diferansiyelinin onarımı için …TL masraf yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … tarihli … esas-… karar sayılı ilamı ile;
Dava ve takibe konu faturaya konu aracın … tarihinde onarılmak üzere tamirhaneye bırakıldığı ve dolayısıyla da ayıplı ihbarın bu tarihte öğrenildiği, ancak ihbarın TTK. 18/3. maddesindeki şekil koşullarından birisi ile yapıldığını davacı alıcının ispat edemediği ve davalının da ihbarın yapılmadığını belirttiği anlaşıldığından davanın reddine dair verilen hüküm;
Davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarihli … esas-… karar sayılı ilamı ile;”TTK’nın 3. maddesinde “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” hükmü düzenlenmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise, TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir. TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Ticari satım akdi TTK’nın 23. maddesinde düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 15. maddesi uyarınca esnaf olma kriteri temel olarak ekonomik faaliyetin sermayeden fazla bedensel çalışmaya dayanması ve gelirin 11. maddede gösterilen kararnamedeki sınırı aşmaması olarak düzenlenmiştir. Bu durumda yasanın 15.maddesindeki kriter olarak geriye bedensel çalışmanın sermayenin önüne geçmesi hali önem taşımaktadır. Bu tespitten hareketle uygulamaya bakıldığında, seyyar satıcılar, bedensel olarak çalışan tesisat, elektrik tamircileri gibi kişiler dışında yapılan hemen hemen tüm faaliyetlerde sermaye unsurunun bedensel faaliyetin önüne geçtiği dikkate alınmalıdır. Örneğin bir market işletmesinde market sahibinin bedensel çalışması ön planda gibi görünmekte ise de esasen market içerisindeki emtiaya bağlanan sermaye, bedensel çalışmanın önünde yer almaktadır. Nitekim son yıllarda yerleşen Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırmalarda davacı ve davalının esnaf odası kaydının olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda mahkemece Vergi Dairesinden tarafların yıllık gayri safi hasılaları sorularak tacir olup olmadıkları tespit edildikten sonra öncelikle mahkemenin görevli olup olmadığı, mahkeme görevli ise uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi yerinde görülmemiştir.” gerekçesi ile kaldırılarak dosya mahkememize gelmiş, mahkememizin yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Kaldırma kararı üzerine mahkememizin yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Kaldırma kararı doğrultusunda, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerine müzekkere yazılarak, tarafların işletme hesabı esasına göre mi, bilanço esasına göre mi defter tuttuğunun sorulması ve yıllık gayri safi hasılatının ne olduğunun sorulmasına ve ayrıca tarafların hangi usulde vergilendirildiği hakkında mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş, gelen müzekkere cevaplarında; davalı …’un … tüccar olup, İşletme Hesabı Esasına göre defter tuttuğu, ödevlinin … takvim yılına ait Yıllık Gelir Vergisi beyannamesinde beyan ettiği yıllık gayrisafi hasılatını gösteren beyannamesi yazı ekinde gönderildiği; Davacı … …’nun … -… tarihleri arasında “şehir içi, banliyö ve kırsal alanlarda kara yolu ile personel, öğrenci, vb. grup taşımacılığı (şehir içi personel ve okul servisleri, vb.)” faaliyetinde bulunduğu ve basit usul ticari kazanca tabi olduğu, Yıllık gayrisafi hasılatını gösteren ilgili dönemlerin Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri yazının ekinde gönderildiği, belirtilmiştir.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre; Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Bu durumda; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarihli … esas-… karar sayılı kararı ve yukarıda açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak tarafların tacir olup olmadığı hususu mahkememizce araştırılarak;davacının … mükellefi olarak faaliyette bulunduğu anlaşılmış olup, davaya konu araç onarım tarihi itibarı ile tacir olmadığı; davalı …’un … tüccar olup, İşletme Hesabı Esasına göre defter tuttuğu, dosyaya yansıyan işinin esnaf sayılma parasal sınırının altında kaldığı, faaliyetinin esnaf faaliyetini aşmadığı, bu nedenle tacir sıfatını taşımadığı anlaşılmakla açılan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu kanaat ve sonucuna varılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile HMK 114/1c – 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Davaya bakmaya … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Taraflarca bu sure içerisinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20 ve 331. Maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda teminatın iadesi, harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)