Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/114 E. 2023/122 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/114 Esas
KARAR NO : 2023/122
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının … ve icra takibinde borçlu görünen …, bazı mali sorunlar yaşadığı … yılında kendince ürettiği borç ödeme planlarına müvekkilini de dahil etmiş, sahibi bulunduğu … şirketine müvekkilini de hissedar göstermiş olup müvekkiline yapılan işlemlerden bilgisiz bir şekilde kocasının yönlendirdiği hali ile işlemlerden uzak kaldığını, bu süreç içinde davalı …’dan almış olduğu keşidecisi … şirketi olan … ödeme günlü … TL’lik çekin ödenmemesi nedeniyle ilgili çeki bankaya ibrazla karşılıksız olduğunu şerh ettirerek icra takibine verdiğini, çekin tarih itibariyle ibraz süresi geçmiş ancak çek üzerindeki tarih … olarak düzeltilip bankaya ibraz süresi canlandırılarak çekin icraya verildiğini, davalı ilgili icra takibini yaparken davacı müvekkilini de çekte cirantası olduğu gerekçesiyle borçlu göstermiş ve takibin kesinleştiğini, ilgili icra takibi nedeniyle davacıya ait … İli, … İlçesi, … Mah. … Sok. … Sitesi … Blok No:… D:… adresindeki dairesi icra satış yoluyla satıldığını, bu satıştan gelen satış bedelinin … TL icra dosya borcu olarak dosyaya girdiğini, dosya ilgili tarihten itibaren açık olup davalı alacaklı şu anda bakiye borç nedeniyle yine davacıya ait … İli, … İlçesi, … … Mah. adresindeki taşınmaz arsasındaki 1/3 hissesini icra yoluyla sattırmaya çalışıldığını, bu aşamada yapılan incelemede davacı icra takibine konu yapılan çek üzerindeki ciranta imzası olarak bulunan imzanın kendisine ait olmadığını tespit ettiğini, takibe konu çek arkasında ciranta olarak bulunan imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle ilgili çekten ve çekin yapıldığı icra takibinden borçlu bulunmadığımızın tespitini, davacının haksız yere yeni bir taşınmazının satışının durdurulabilmesini teminen zorunlu olarak icra dosyasındaki bakiye görünen miktarı ödemek zorunda kalabileceklerinden menfi tespit taleplerinin, istirdat talebi olarak devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının davasının zamanaşımına uğramış olup, davacının davasına ve tüm taleplerine karşı zamanaşımı itirazlarının olduğunu, İİK 169 maddesi gereğince imzaya itiraz davacı davaya konu Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takiplerinden (yeni esas …) haberdar olup bu tebligatları bizzat kendisinin aldığını, ayrıca yapılan icralar ve taşınmaz satışları davacı haberdar olduklarını, davanın yasal süresinde imzaya itirazda bulunmadığını, yasal olarak imza inkarında bulunma hakkı bulunmadığını, yaklaşık … yıl geçtikten sonra ciranta olan davacının imza inkarında bulunarak bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu bir ispatı olup tek amacı haksız olarak icra takibini engellemeye çalıştığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini cevap ve talep etmiştir.
Davacı vekilinin … tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesi ile icra dosyası ve dosyaya konu yapılan çek ile ilgili olarak borçlu bulunmadıklarının tespiti ile icra dosyasında davacı/borçluya ait taşınmazın satışı yoluyla … tarihinde tahsil edilen … TL’nin … TL’lik kısmının istirdatı talep edilmiş, ayrıca ilgili icra dosyasındaki bakiye borç için de borçlu bulunmadıklarının tespitini, sonradan zorunlu olarak icra dosyasının bakiye borcu olan … TL’nin … tarihinde icra dosyasına ödendiğini, bu şekilde istirdat taleplerinin miktarı … TL’ye ulaştığını eksik olan harcı yatırdıklarını, bu nedenlerle … TL’lik ödemenin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, yine … TL’lik ödemenin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ödenmesine, ayrıca % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini beyan etmiştir.
Dava; çekteki ciranta imzasının davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan icra takibinden sonra açılan Menfi Tespit davasıdır.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu çekin keşidecisi … A.Ş. Olan … keşide tarihili … adına düzenlenmiş … çek nolu … TL değerindeki çekin arka yüz … ciranta hanesinde … isim yazısı altında atılı bulunan ciranta imzasının … elinden çıkmadığı (hakiki imzalarının model alınması suretiyle adına sahte sahte olarak atıldığı) rapor edilmiştir.
Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının Uyap evraklarının incelenmesinde; … tarihli ödeme emrinde alacaklının …, borçluların … A.Ş., … ve …, borcun … TL olduğu görülmüştür.
Antalya Genel İcra Dairesinin … esas … tarihli müzekkere cevabında; … mahallesi … sokak … sitesi … blok … Kat daire:…, … ada … parselin UYAP/TAKBİS kaydında mevcut malik bilgisinin … olduğunu, yapılan cebri satışın tarihi … ihale kesinleşme tarihinin … olduğunu, satış tutarı … TL olup … TL’lik kısmı alacağa mahsuben yapılmış olup bedeli tahsil edilmediğini, … TL’si taşınmaz kaydında yer alan ipotek alacaklısının alacak tutarı ilgili bankaya ödenmek üzere …’de tahsil edildiğini, … tarafından … tarihinde … TL ödeme yapıldığını ve başkaca bir ödemesi bulunmadığı bildirilmiştir.
TTK’nın 659. maddesi gereğince imzanın sahteliği iddiası mutlak defi niteliğinde bulunduğundan herkese karşı ileri sürülebilir niteliktedir. Her ne kadar davalı vekili zamanaşımı def’inde bulunmuşsa da icra takibinden sonra açılan menfi tespit davaları için İİK’nın 72.maddesinde bir süre belirtilmediğinden bu yöndeki itirazın yerinde olmadığı anlaşılmış, davacının ciro imzasının sahte olması nedeni ile davalıya borçlu olmadığına karar verilerek takip baskısı altında ödemiş olduğu … TL’nin … tarihinden … TL’nin ise … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf, İİK’nın 72/5 maddesi gereğince davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafın davaya konu senet ve takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespit edildiği, yine davaya konu senedin ciro yoluyla davalıya geçtiği, bu bağlamda davalının imzanın ciranta olan davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığı dikkate alınarak kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından ödenen … TL’nin … tarihinden … TL’nin ise … tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatının Reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam …-TL harçtan daha önceden ödenen toplam …-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan …-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. göre hesaplanan …-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; …-TL Başvuru Harcı, …-TL Peşin/nisbi Harcı, …-TL Islah Harcı, …-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam …TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı