Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/685 E. 2021/797 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/685 Esas
KARAR NO : 2021/797
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ: 25/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … tarihli “…Hotels” başlıklı sözleşmenin imzalandığını, sözleşmeye göre 2020 Yaz İç Pazar olarak kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden davalı şirketin acenteliği vasıtasıyla gelecek turistler için müvekkili şirketin davalıya fiyatlandırma yaptığını, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalının da sözleşmede üzerine düşen edimlerin bir kısmını yerine getirdiğini ancak esas edimi olan ücret ödemesi edimini tam olarak yerine getirmediğini, cari hesap ekstresine göre, davalı tarafça müvekkiline … tarihinde 56.501,38.-TL ve … tarihinde 9.515,62.-TL ödeme yapıldığını, bunun haricinde … tarihinde 105,60.-TL satınalma faturası ile … tarihinde 105,60 TL’lik toptan satış iadesi düzenlendiğini, bakiye kalan 27.116,78.-TL ödenmediğini, davalı adına düzenlenen tüm faturaların davalıya gönderildiğini ve davalı tarafça faturalara karşı hiçbir itirazda bulunulmadığını, davalıdan bakiye ödemenin yapılması istenmesine karşın ödemenin yapılmaması üzerine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde talep edilen faiz olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmede kabul edilen “geç ödeme halinde aylık %12 vade farkı ödemeyi acente kabul, beyan ve taahhüt eder” hükmü uyarınca aylık %12 talep edildiğini, söz konusu icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne ve borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının menkul ve gayrimenkulleri ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki beyanların ancak itibar zedelemek niyetiyle söylenmiş olabileceğini, COVID-19 Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde pandemi ilan edildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir kararında salgın hastalıkların mücbir sebep olduğunun kabul edildiğini, tarafların yaptıkları sözleşme uyarınca üstlendikleri edimlerin ifası, mücbir sebep olarak nitelendirilen salgın hastalık ve salgın hastalıkla mücadele ederken devletlerin aldığı önlemler sebebiyle doğrudan veya dolaylı olarak etkilenerek imkansız hale geldiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138. Maddesine göre COVID-19, sözleşme esnasında öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum olup, müvekkili şirketin sözleşmede ki yükümlülüklerine uymadığının söylenemeyeceğini, salgın hastalığın ortaya çıkması ile bu durumun sonuçlarının müvekkil şirketten kaynaklanmadığını ve aşırı ifa güçsüzlüğüne de sebep olduğunu, davacının icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin haksız ve usule aykırı olduğunu, davacı faiz talep etmişse de takipten evvel temerrüde düşürülmeyen borçlu için işlemiş faiz talep edilemeyeceğini, müvekkilinin malları hakkında ihtiyaten haciz konulmasının kabulünün mümkün olmadığını belirtilerek davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, haksız ve kötüniyetli takip başlatıldığından davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Dava; İtirazın İptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı ihtilafsızdır.
Uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle davalının davacıya borçlu olup olmadığı, neticeten alacağın varlığı ve miktarı hususlarından ibarettir.
Davacının ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257. ve 258. maddelerinde belirtilen muaccel bir alacağın varlığı ve haklılığı konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşturacak yeterlilikte değerlendirilmediğinden tensiple reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisine; davacı vekilince dava dilekçesi ekinde taraflar arasında imzalanan sözleşme, cari hesap ekstresi, e-fatura suretleri ibraz edilmiş, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya sureti celp edilmiş, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabı yazısı dosyamız arasına alınmış, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş. tarafından borçlu …Otelcilik Turizm Ve Tic. A.Ş. aleyhinde … tarihli sözleşme, fatura ve cari hesap ekstrelerine istinaden 27.116,78.-TL asıl alacak, 5350,27.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.467,05.-TL alacak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %12 faizi birlikte tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin … tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının adresi itibariyle Kemer Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla bilirkişi raporu aldırılmış olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından sunulan …tarihli raporda sonuç olarak; davacının 2020 yılı ticari defterlerinin tasdik işlemlerinin kanuni süresinde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, davacının 2020 yılı ticari defterlerinin yasa kapsamında öngörülen sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığı, davacı tarafça davalı şirket adına düzenlenen ve takibe konu edilen faturaların davacının 2020 yılı ticari defter ve kayıtlarına kanuni süresinde ve usulüne uygun olarak kaydedildiğini, davacının 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafın davalı şirketten takip tarihi itibariyle 27.116,78.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında davacının davalı şirketi takip öncesi temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, bu nedenle de takip öncesi işlemiş faize yer olmadığını, asıl alacağa işleyecek faizin takip tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiği görüş ve kanaatini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalının adresi itibariyle İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla bilirkişi raporu aldırılmış olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından sunulan … tarihli raporda sonuç olarak; davalı şirketin 2020 yılına ait ticari defterlerden Envanter Defteri ile ocak ayına ait elektronik beratlarından ilki dışında defter beratlarının ibraz edilmediğini, TTK hükümlerine göre ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davalının lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davalı şirketin davacı şirket ile ticari ilişkisinin mevcut olduğunu, … tarihi itibariyle davacı yana 27.116,79.- TL borçlu olduğu, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli müzekkereye cevap yazısı ekinde Ocak 2020 Form BA ile 11 adet fatura karşılığı (KDV hariç) 17.502,00.-TL, Eylül 2020 Form BA ile 6 adet fatura karşılığı (KDV hariç) 40.745,00.-TL alışlarını beyan ettiğini, söz konusu dönemlerle ilgili kayıtlarında bulunan fatura adet ve miktarları ile beyanlarının uyuşmadığını, diğer aylara ait alışlarının beyan sınırının altında bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılayacağı ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin … Tarih, … Esas … Karar Sayılı ilamında, “… sözleşmenin 5. Maddesinde belirtilen davalı firmanın fatura bedellerini en geç 60 gün içinde ödemeyi taahhüt ettiği, bu süre aşıldığı takdirde aylık %10 vade farkı ödemeyi kabul ettiğine ilişkin vade farkı hususundaki düzenlemenin kesin bir vadeyi içermediği, davalının BK.nun 101. maddesi hükmünce temerrüde düşürülmediği belirtilerek vade farkı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği…” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan 27.116,78-TL asıl alacak ve 5.350,27-TL işlemiş faiz alacağı olduğundan bahisle Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile borca ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin takibin devamı için 27.116,78-TL asıl alacak ve 5.350,27-TL işlemiş faiz alacağı toplamından oluşan 32.467,05-TL alacak üzerinden eldeki itirazın iptali davasını ikame ettiği, HMK’nın 222. Maddesi uyarınca davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde davaya konu faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 27.116,78-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıya 27.116,79-TL borçlu olduğu, 27.116,78-TL yönünden tarafların defter kayıtlarının bir biri ile uyumlu olduğu, davacının asıl alacağa ilişkin talebi gözetilerek 27.116,78-TL davalıdan alacaklı olduğunu ispat etmesine rağmen davalının borcu ödediğini ispat edemediği anlaşılmakla asıl alacak yönünden davanın kabulüne, likit olan alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının vade farkı alacağı yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında düzenlenen … tarihli sözleşmenin 5.a) Maddesinde, “… Misafirin otele girişinden sonra çıkarılacak faturaların karşılığı olan toplam tutarı, acente tarafından 14 gün içerisinde belirtilen para biriminden (TL) otele ödenir. Ödemenin zamanında yapılmaması halinde, otel yönetimi gelecek misafirleri otele kabul etmemekle birlikte işbu teklifnameyi iptal etme hakkına sahiptir. Geciken ödeme söz konusu olursa geç ödeme için aylık %12 vade farkını ödemeyi acente kabul beyan ve taahhüt eder.” hükmünün düzenlendiği, yukarıdaki emsal Yargıtay içtihatında da belirtildiği üzere vade farkı hususundaki bu düzenlemenin kesin bir vadeyi içermediği, davalının TBK.nun 117. maddesi hükmünce temerrüde düşürülmediği, anlaşılmakla davacının icra takibindeki işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa yaptığı itirazın iptali ile, takibin 27.116,78.-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %12,00 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin kaldığı yerden devamına,
27.116,78.-TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 1.852,34.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 392,12.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.460,22‬.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 392,12.-TL peşin harç ve 54,40.-TL başvurma harcının toplamı 446,52‬.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi olmak üzere) toplam 1.156‬,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 965,50.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
8-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği 1.102,48.-TL’sinin davalıdan, 217,52.-TL’ sinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/10/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)