Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/637 E. 2023/86 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/637 Esas
KARAR NO : 2023/86
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki …’ya ait … plakalı araç ile sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet arasında … Caddesi üzerinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle yaralandığını, hastanede tedavi altına alındığını, tedavi sürecinde çalışamadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle raporlu olduğu ve çalışamadığı döneme ilişkin ücret alacağından yoksun kaldığını, müvekkilinin kazaya ilişkin olarak zararlarının giderilmesi için … Sigorta A.Ş’ye başvuru yapıldığını, arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamadığını belirterek belirsiz alacak davası olarak 2.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 30.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların usulüne uygun olarak müvekkili şirkete başvuruda bulunmadığını, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur tespitinin yapılması gerektiğini bellirterek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, aksi kanaatte müterafik kusur durumunun araştırılmasını, hesaplanacak tazminat tutarından hatır taşıması indirimi yapılmasını, usule aykırı başvuru nedeniyle müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden müvekkili şirket aleyhine faize hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, trafik kaza tutanağının yanlı tanzim edildiğini, kazada kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, bu yüzden manevi tazminat taleplerinin hukuki olmadığını, davacının kaza sonucunda daimi iş göremezlik durumu olmadığından bu yöndeki taleplerinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı … adına kayıtlı, davalı …’nın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin karıştığı trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve tedavi giderlerinden oluşan maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki gerçek kişi davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce; Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının bir sureti celbedilmiş, kazaya karışan … plaka sayılı aracın ruhsat kaydı uyap sisteminden dosya arasına alınmış, davalı sigorta şirketinden sigorta poliçesi ve hasar dosyası getirtilmiş, SGK’dan davacıya kaza nedeniyle herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve rücuya tabi peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığı hususu sorulmuş, tarafların sosyal ekonomik durumu kolluk vasıtasıyla araştırılarak buna ilişkin tutanaklar dosya arasına alınmış, … ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmış, davacının tedavi gördüğü kurumlardan tedavi evrakları celp edilerek ATK … İhtisas Kurulu’ndan iş göremezlik ve maluliyet durumuna ilişkin rapor alınmıştır.
Antalya … Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinden; müşteki … tarafından yapılan şikayet üzerine Antalya C. Başsavcılığınca sanık … hakkında Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan düzenlenen iddianamenin kabulüyle yargılama yapıldığı, dosyada adli trafik bilirkişisinden alınan kusur raporunda dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde sanık …’nın kusurlu olduğunun, müşteki …’un ise kusursuz olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
… Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen … tarihli kusur raporunda özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nın, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’un ise kusursuz olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu’nun … tarihli raporunda özetle; davacının tüm vücut engellilik oranının % 5(yüzdebeş) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli veya geçici bir süreliğine bakımına muhtaç durumda olmadığı belirtilmiştir.
Yargılama devam ederken davacı vekili … tarihli dilekçesi ile; maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davada davalılardan … Sigorta A.Ş. ile maddi tazminat talepleri yönünden sulh olunduğunu, maddi tazminata ilişkin talepleri konusuz kaldığından maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili … tarihli dilekçesinde; davacı taraf ile ibraname doğrultusunda sulh olunduğunu, vekalet ücreti ve yargılama gideri hususunda hiçbir taleplerinin bulunmadığını beyanla davacı vekilinin feragat beyanı doğrultusunda davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili … tarihli 8. celsedeki beyanında; feragat edilen maddi tazminat yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacının maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde davacının talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesi şeklinde tanımlanmış olup, HMK’nın 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 310. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı vekili tarafından davalılara yönelik maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat edilmekle, feragatin yargılamaya tek yönlü olarak son veren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olması gözetilerek davacı tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat istemiyle açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, hakkın özünden feragat edilmemesi, dava açılmasına davalıların sebebiyet vermesi ve yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ve maddi tazminat isteminden feragat edilmesi nedeniyle davalıların taleplerinin bulunmaması da gözetilerek davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.09.2014 T.2014/11742 E. 2014/12102 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere BK’nın 47. maddesi hükmüne göre ( 6098 sayılı TBK m. 56 ), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Tüm dosya kapsamıyla davacının maluliyet oranı, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olması, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacının duyduğu elem ve ızdırap dikkate alınarak davacı yararına zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde davalıyı cezalandırmayacak mahiyette davacının elem ve ızdıraplarını dindirecek miktarda 15.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamı dikkate alınarak, taraflar harici ödeme ile uzlaşmış olmakla davacı tarafın eldeki davayı açmakta ve davasında haklı olduğu anlaşılmakla ibranameye konu edilmeyen ve uzlaşma dışı kalan hazinece ödenen zorunlu arabuluculuk ücretinin dava açılmasına sebebiyet veren ve davada haksız çıkan davalılara yükletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat istemiyle açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine manevi tazminat istemiyle açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu ve yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.024,65.-TL harçtan peşin alınan 109,30.-TL harcın mahsubuyla bakiye 877,78 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Maddi tazminat yönünden davalıların talebi doğrultusunda davalılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Manevi tazminat yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücreti davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden 9.200,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan (davetiye-müzekkere posta masrafı 370,60 TL, ATK fatura bedeli 730,30 TL ve 1.810,00 TL olmak üzere) 2.910,90.-TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.455,45.-TL’sinin ve davacının sarfettiği 109,30.-TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.618,85.-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalılarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
9-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Taraflarca mahkeme veznesine yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza