Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/521 E. 2022/344 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/521 Esas
KARAR NO : 2022/344
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … tarihinden bu yana …nin ortağı olduğunu, davacının ortaklığın başladığı tarihten beri şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığı gibi, kar dağıtımı yapılmadığını, şirket bilançolarının gösterilmediğini, şirketin sicilde kayıtlı gösterilen adreslerde faaliyette olmadığını tespit ettiğini, davacının şirket ortağı olduktan hemen sonrasında şirketin ana merkezinin ruhsatı olmadığı nedeniyle kapatılıp mühürlenmesine karar verildiği ancak buna rağmen diğer ortak …’ın merkezi faaliyette tuttuğunu öğrendiğini, davacının şirket ortağı olduktan sonra böyle bir hadise yaşaması her ne kadar da diğer ortak …’e karşı güvenini zedelemiş olsa da, davacının davalının ısrarlı özürleri karşısında diğer ortak …’e bir şans daha verdiğini, ancak ilerleyen dönemde de diğer ortak …’in sergilemiş olduğu tutum ve davranışlar artık müvekkil için ortaklığın çekilmez hal almasına sebebiyet verdiğini, davalı şirket bünyesinde … tarihinde turizm ve otobüs bileti satışı gerçekleştirmek adına … adresinde … adlı şube açıldığını, bu şubenin diğer ortak …’in kusuru nedeniyle zarar edip … tarihinde kapatıldığını, mezkur şube kapsamında yapılacak olan gider ve bilet ücretlerinin ödenmesi adına … Bankası … Şubesinden TR … IBAN numaralı …-TL limitli kredi kartı alındığını, ancak bir süre sonra diğer ortak …’in söz konusu kredi kartının kendisinin onayı olmadığı gerekçesi ile davacının da rızası olmaksızın kredi kartını kapattırdığını, böyle olunca söz konusu şubenin hem müşterileri ile hem de aracılık yaptığı kurumlar ile parasal yönden sorunlar yaşadığını ve ilerleyen aşamada da şubenin ticari güveni zedelendiğinden zarar etmeye başladığını, neticeten de şube kapatılmak zorunda kalındığını, şirket bünyesinde aynı zamanda şirketin ana merkezinin de olduğu ‘’…’’ adresindeki … bir büfe açılmasına karar verildiğini bahse konu büfe … yılının … ayında açıldığını, işbu büfe tüm bilgisayar, yazıcı, kamera sistemi, muhasebe sistemi entegrasyonu, barkod okuyucu sistem, raf, dekorasyon, mal tedariği vs. gibi tüm ihtiyaçları ile davacının ilgilendiğini, tüm bu yorucu anlatılan kredi kartı mevzusu tekrardan diğer ortak tarafından dile getirildiğini ve ortaklar arasında zaten var olan güvensizlik daha da derin bir hal aldığını, davacının ortaklığın daha fazla yürümeyeceğini fark ettiğini ve şirkette bulunan hisselerini satma kararı aldığını, davacının öncelikle ortağı …’e teklifte bulunduğunu, fakat …’in davacıya ‘’bir kuruş para vermem, eğer veriyorsan ver, vermiyorsan da otur oturduğun yerde’’ dediğini, bunun üzerine davacının şirkette bulunan hissesini satıp ortaklıktan ayrılmak için … adlı internet sitesine ilan verdiğini, işbu ilan neticesinde birkaç kişi hisselere talip olduğunu, devamında ise davacının işbu durumu ortağını arayarak izah edip hisselerini satmak istediğini ifade ettiğini, bunun karşısında diğer ortak … telefonda müvekkile ‘’sen kim oluyorsun da benim aile şirketimi internetten satışa çıkarıyorsun, biz daha ölmedik, senin a…na koyarım, hiçbir şey satamazsın, sattırmam’’ şeklinde küfürlü söylemlerde bulunarak telefonu kapattığını, davalı mezkur şirket bünyesinde faaliyet gösterip aynı zaman şirkete karşı kiracı sıfatı taşıyan …, …, … isimli işletmelerden çeşitli dönemlerde kira bedeli alındığını, diğer ortak … işbu kira bedellerine mahsuben kimi zaman kiracılardan … marka ve … marka araçları kendi şahsi ihtiyaçları için kullandığını, ancak şirket bünyesinde bu hususa ilişkin gelir-gider bakımından herhangi bir kayıt düşmediğini, kiracılardan kiralanan araçların şirket ihtiyaçlarından ziyade kendi ihtiyaçları için kullandığıni, kiracılardan kiralanan araç nedeniyle eksik kira bedeli almak suretiyle şirketi zarara uğrattığını davacının çok sonradan öğrenildiğini, diğer ortak …’in agresif ve sinirli hareketleri davacı tarafından altından kalkılamayacak bir hale evrildiğini, davacının artık diğer ortak …’in yanına gitmeye çekinir hale geldiğini, diğer ortak … mezkur şirket hakkında kar-zarar bilgisi, vergi borçları, finansal tabloları, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu, kar payı dağıtım oranı, kar payı dağıtımını gösterir raporları, şirketin aktif – pasif durumu, ticari defter kayıtları hususunda müvekkil ile bilgi paylaşımını durdurduğunu, davacının birkaç kez diğer ortak … ile iletişime geçmeye çalıştığını, diğer ortak … her defasında davacıya, şirket ortağı değil de üçüncü bir şahıs muamelesi gösterdiğini ve şirket ile şubeler hakkında bilgi vermekten kaçındığını, diğer ortak … davacıdan habersiz ve onaysız … adlı bir şube açtığını, şirketin faaliyet konusundan uzaklaştığını, sürekli zarar ettiğini, mal varlığı israf ettiğini, hakkında icra takipleri açıldığını, davacıyı son raddeye getiren olayın ise, müvekkilin ailesiyle oturduğu konutuna gönderilen ‘’… tarafından … tarihli ve … tebliğ tarihli … yılına ilişkin ilan ve reklam vergisi adı altında …-TL bedelli ödeme emri’’ olduğunu, davacının uzun dönemdir şirketten hem bilgi hem de kar payı alamamakta iken bir de tarafına ödeme emri gönderilmesi gerek kendisinin gerek ise de ailesinin huzurunu kaçırdığını, davacının yasal haklarını kullanmak adına diğer ortak …’e Alanya …Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesini gönderildiğini, davalının … işbu ihtarnameye cevaben Antalya …Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarı ile cevap verdiğini, diğer ortak …’in zor bir insan oluşu, agresif ve sinirli bir yapıda oluşu arabuluculuk toplantısını yürüten arabulucu tarafından da tespit edildiğini, belirterek haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik …-TL ayrılma akçesinin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istediği zaman şirkete gelip bir ortağın yapması gereken her türlü işlemi yapabileceğini ancak davacı tarafın yıllardır şirkete gelip gitmediğini, ve ilgisiz kaldığını, ortaklıktan çıkmak isteyen ortak öncelikle şirket genel kurulunu toplantıya çağırması gerektiğini, genel kurul toplanmazsa ve çıkma talebi kabul edilmezse TTK 638/2 md.ne göre dava açılması gerektiğini, bu durumun dava şartı olduğu, ortaklıktan çıkma kararı kesinleşene kadar ortağın ortaklık sıfatına bağlı hak ve yükümlülükleri devam ettiğini, mahkeme çıkma talebini kabul ederse ortaklıktan çıkma kararının yanında şirketin tüm malvarlığının tespit edilip çıkan ortağın payına düşen miktarın hesaplanarak bu tutarın çıkan ortağa ödenmesine de karar verebileceğini, bu nedenle davacının payına düşen miktarın belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; davalı şirkete ait sicil dosyası, Alanya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi, Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi celp edilmiş, davalının borcu bulunup bulunmadığı hususunda Antalya Kurumlar Vergi Dairesi, SGK, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kepez Emniyet Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış, davalı tanıkları duruşmada dinlenilmiş, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişiden ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Dava; Haklı nedenle limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı şirketten haklı nedenlerle çıkma şartlarının ve ayrılma akçesi talebi koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ayrılma akçesi miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
SMMM Bilirkişi … tarafından tanzim edilen … havale tarihli raporda sonuç olarak;
Davalı Şirketin … tarihli … karar sayılı hisse devri kararı ile, Davacı …’nın davalı şirketin beher … TL hissesinden … payını … YTL bedel ile devir alarak Davalı şirkete %17 oranında ortak olduğu,
Davalı şirketin son beş yılın Genel Kurul toplantısının yapılmadığı, Davalı şirketin kar elde ettiği yıllarda yasal yedek akçe payını belirleyerek ayırmadığı, ve Ortaklara Kâr Payı dağıtımı yapılmadığı,
Davalı Şirketin öz kaynakları toplamı sermayenin 2/3’ünden fazlası oranında değer kaybettiği, eksiye (-) düştüğü, bu nedenle ayrılma akçesi hesap edilemediği,
Davalı Şirketin … yılı ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal sürelerinde yapılı olduğu, ve defterlerinin birbirini doğruladığı, sahibi lehine ve aleyhine delil vasfına haiz olduğu kanaatine varıldığı,
Davalı Şirketin dava tarihi itibariyle müzekkere cevaplarına göre … TL kamu borcunun bulunduğu, davcının %…’lik payına düşen borcun … TL olarak hesap edildiği yönünde görüş ve kanaatte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekiline katılmış olduğu … tarihli ön inceleme duruşmasında tanıklarını bildirmek üzere kesin süre verilmiş ancak … tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde diğer ortağın agresif ve sinirli yapısından dolayı tanık bildirmeyeceklerini belirtmiş bu nedenle davalı tarafça gösterilen tanıkların dinlenmesine karar verilmiştir.
TTK’nın 638/2 maddesi uyarınca her ortak haklı nedenlerin varlığı halinde şirketten çıkması için dava açabilir.
Türk Ticaret Kanunun 638. maddesinde haklı nedenlerin neler olduğu açıkça belirtilmemekle birlikte kollektif şirketlere ilişkin aynı kanunun 245. maddesinde örnekleme yoluyla sayılmıştır. Buna göre; “1) Haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır; özellikle; a) Bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, b) Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, c) Bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, d) Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi, gibi hâller haklı sebeplerdendir. (2) (a), (b) ve (c) bentleri gereğince kendisinde fesih sebebi doğmuş olan ortağın dava hakkı yoktur.” Haklı sebep, ortaklık ilişkisinin ve akdin dürüstlük kuralı uyarınca devamını olanaksız kılacak veya etkileyecek düzeydeki şiddetli geçimsizliktir (Pulaşlı, Hasan; Şirketler Hukuku Genel Esaslar 6. Baskı, Ankara 2020, s. 768 vd.).
Dolasıyla haklı nedenin varlığı konusunda ispat yükü davacıdadır.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirketin yaklaşık 15-20 yıldır mali müşaviri olarak çalışıyorum. Davacıyı bir kez davalı şirketin hisse devri kendisine yapılırken görmüştüm. Ondan sonra da … civarında bir şube açılmıştı fakat şube iş yapmadığından dolayı belirli bir süre sonra kapanmıştı. Bir defa da o dönemde kendisini görmüştüm. Ancak şu an görsem kendisini hatırlayamayabilirim. Davacı benim mali müşavirlik yaptığım dönem içerisinde hiç gelip de benden bilgi istemediği gibi bilançoyu da göstermemi istemedi. Kâr dağıtılmaması hususu ise şirket bir dönem her ne kadar kâr elde etse de sürekli zarar ettiğinden bu kârlar da zarara mahsup edildi. Şirketin öz sermayesi eksi durumdaydı. Bir ara sermaye arttırımı yoluna gidilmek istense de davacının kendisine ulaşılamadığı için sermaye arttırımı da yapılamadı. Benim bilgim dahilinde iş yerinin kapatılarak mühürlenme olayı olmadı. Ayda 1 defa mutlaka şirkete uğrayıp belge aldığım için ben böyle bir olaya tanık olmadım. Bunun dışında şirket bünyesinde otobüs ve turizm bilet satışı ile ilgili olarak herhangi bir şube açılmadı. Ben davacı ile diğer ortak olan … ile aralarındaki iddia edilen tehdit ve küfür olaylarına şahit olmadım. Davalı şirketin yetkilisi …’tır. 20 yıldır şirket zarar etti ve bu halde nasıl devam etti sorusuna vereceğim cevap ise; yukarıda bahsettiğim üzere kâr ettiği dönemlerde bu zararlara mahsup ederek devam etti ve ortaklara kâr payı dağıtılmadı. Dosyaya sunulan mizanları düzenleyen benim. Burada bir takım araçların değerinin …TL olarak gösterilmesinin sebebi araçların amortisman değerinin hurda olması sebebiyledir. Her ne kadar söz konusu araçlar henüz trafikten düşürülmemiş ise de bahçede kullanılmaz halde bulunduğundan bu şekilde kayıt tutulmuştur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Diğer davalı tanıkları olan … ve …’nin dinlenilmesinden davalı vekili vazgeçmiş ve davacı vekili de muvafakat etmiş olduğundan dinlenilmesine ilişkin ara karardan vazgeçilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı vekili şirketin diğer ortağı … ile aralarında hakaret ve tehdit olaylarının yaşandığı iddiasında bulunmuş ise de bu hususta bir ceza soruşturması bulunmadığı gibi dinlenen tek tanığın da böyle bir olayı görmediğini beyan etmesi karşısında iddiaların ispat edilemediği, bilirkişi raporunda şirketin öz kaynaklarının sermayesinin 2/3’ü oranından fazlası olarak değer kaybettiği saptanmışsa da yönetici ortağın şirket mallarını kendi çıkarına kullandığı iddiası da bulunmamasına göre şirketin zarar etmesinin ve kötü yönetilmesinin başlı başına haklı sebep olarak kabul edilemeyeceği, (Benzer mahiyette Yargıtay … Hukuk Dairesi … Tarih … E. Ve … K. Sayılı ilamı ) davacının şirket işleri ile ilgilenmediğine dair tanık beyanı da dikkate alındığında ispat edilemeyen davanın reddine oyçokluğu ile karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere Üye Hakim … (…)’nin muhalefetiyle oyçokluğuyla verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
(…)
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

KARŞI OY

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 638. maddesinde “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Ortaklar, ortaklık ilişkilerinden kaynaklanan, yani objektif nedenlerden dolayı haklı sebebe dayanarak çıkma haklarını kullanabileceklerdir. Ortaklığın sürekli zarar etmesi, uzun yıllar boyunca kâr dağıtılmaması, şirketin atıl durumda olması, ortakların birbirlerine duydukları güven ortamının kaybolması, amacın gerçekleşmesinde hukuki veya ekonomik imkânsızlıkların doğması gibi nedenler şirketten çıkma için haklı nedenler olarak kabul edilebilir (Gürpınar, Bünyamin; Limited Şirkette Çıkma ve Çıkmaya Katılma, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XX, Y. 2016, Sa. 2, s. 87 vd.). Şirket müdürüne güvenin kalmaması haklı sebeple şirket ortaktan çıkma nedenidir (Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararı).
Haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma, yasal çıkma halidir, dolayısıyla şirket sözleşmesinde bu yolda hüküm bulunmasına gerek yoktur. Haklı nedenle çıkma, ortağın kişiliğinin korunması gereği mutlak, sözleşme ile bertaraf edilemeyen bir hak niteliğindedir. Türk Ticaret Kanunun 638. maddesinde haklı nedenlerin neler olduğu açıkça belirtilmemekle birlikte kollektif şirketlere ilişkin aynı kanunun 245. maddesinde örnekleme yoluyla sayılmıştır. Buna göre; “1) Haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır; özellikle; a) Bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, b) Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, c) Bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, d) Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi, gibi hâller haklı sebeplerdendir. (2) (a), (b) ve (c) bentleri gereğince kendisinde fesih sebebi doğmuş olan ortağın dava hakkı yoktur.” Haklı sebep, ortaklık ilişkisinin ve akdin dürüstlük kuralı uyarınca devamını olanaksız kılacak veya etkileyecek düzeydeki şiddetli geçimsizliktir (Pulaşlı, Hasan; Şirketler Hukuku Genel Esaslar 6. Baskı, Ankara 2020, s. 768 vd.).
Tüm bu yasal düzenlemeler, içtihatlar ve doktrin görüşleri ile toplanan deliller uyarınca eldeki dava değerledirildiğinde; davacının davalı şirketin iki ortağından biri olduğu, davacının %17 hisse sahibi dava dışı ortağın ise %83 hisse sahibi olup şirketin temsil ve idare yetkisinin dava dışı ortakta olduğu, … tarihli mali müşavir bilirkişisi tarafından düzenlenen rapordan da anlaşılacağı üzere, ortaklara kâr payı dağıtımı yapılmadığı, davalı şirketin öz kaynakları toplamının, sermayenin 2/3’ünden fazlası oranında değer kaybettiği, eksiye (-) düştüğü, davalı şirketin dava tarihi itibariyle toplam … TL kamu borcunun bulunduğu, davalı şirketin mali müşaviri olan tanık beyanlarına göre davacının resmi pay sahipliği dışında şirkette aktif bir faaliyet ve görevinin bulunmadığı, şirketin sürekli zarar ettiği, limited şirketler, kanunda her ne kadar bir sermaye şirketi olarak nitelendirilmiş ise de anonim şirkete göre ortaklar arasındaki ilişkilerin daha kuvvetli olduğu, ortakların birbirini tanıma ve birbirlerine güven duymalarının önem arz ettiği, ortaklar arasındaki husumetin arabuluculuk görüşmelerine de yansıdığı, ortaklar arasında birlikte hareket etme iradesinin kalmadığı, bu hali ile davacının davalı şirketin ortaklığından çıkması için haklı sebeplerin oluştuğu kanaatine varılmakla davacının şirketten çıkma talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum ve muhalefet ediyorum. 16/05/2022

Üye …
¸e-imzalıdır