Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/472 E. 2021/1067 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/472 Esas
KARAR NO : 2021/1067
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı borçlu aleyhine Antalya … Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete gönderilen mutabakat mektubunda davalı şirketin müvekkil şirkete …-TL borcunun olduğunu, davalı şirkete mutabık olup olmadıklarını sorduklarında ise …-TL tutarında borcunun olduğunu, ancak …-TL’lik faturanın müvekkil şirket kayıtlarına alınmadığını bu sebeple …-TL lik kısımda mutabık olmadıklarını, ayrıca davalı şirkete ait … parseldeki okul inşaatında müvekkil şirketin yapmış olduğu işlerin eksik ve hatalı olduğun bu nedenle bakiye borcun ödenmediğini, eksik ve hatalı işlerin müvekkil şirket tarafından uygun hale getirilmesi gerektiği beyan ettiklerini, mutabakat mektubunda davalı şirket takibe konu asıl alacak miktarının …-TL olan kısmını kabul ettiğini, ”…” konulu …-TL lik faturanın hukuken kabul edilmesinin mümkün olamayacağını, bu nedenlerle borçlunun haksız kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkili şirket hakkında “Ticari ilişkiden kaynaklanan ve ödenmesi gereken bakiye” borç açıklaması ile Antalya … Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından İcra takibi başlattığını, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmayıp takibe itiraz edildiğini, davacının bu kez de haksız olarak elde davayı ikame etiğini, davacının tamamen haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle ikame ettiği davasının reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki anlaşma uyarınca karşı taraf şirket … parsel … adresinde bulunan … okulunun inşaatı ile ilgili olarak teras izolasyonu, kapalı spor salonu ve kapalı yüzme havuzu, tribün ve merdiven basamağı kaplaması gibi izolasyon yapılması işlerini yüklendiğini, yapılan işin ifası sırasında pek çok mahalde eksik ve hatalı imalatlar yapılmış olup bunlardan bir kısmı sayın mahkeme dosyasına sunulan Antalya … Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında yapılan okul projesinin … bölümünde yapılan kaplama işleminde, malzeme ve işçiliğin anlaşılan standart ve kalitede olmayıp ifanın ayıplı yerine getirilmesi nedeniyle kaplamalarda çatlamalar ve dökülmeler meydana geldiğini, yine … bölümünde yapılan havuz içi izolasyonda edim ayıplı eksik olarak yerine getirilmiş olup havuzun muhtelif noktalarında su kaçağı olduğunu, bu durumun su israfına neden olmakta hem de havuz ve çevresine yapıya zarar verdiğini, davacı dava dilekçesinde mutabakat mektubunu dayanak göstererek müvekkil şirketin …-TL borcu olduğunu kabul ettiğini ileri sürdüğünü, davacının bu iddiası kesinlikle kabul edilemeyeceğini, zira söz konusu mutabakat mektubunda müvekkili tarafından mutabık olunmadığının açıkça belirtildiği gibi eksik ve hatalı işlerin tamamlaması gerektiği ve bu hususta daha önce kesilen faturanın ticari kayıtlarına alınması gerektiği ikaz edildiğini, davacının kusurlu ve eksik ifasına yönelik herhangi bir tespit yapılmadığı iddiası da gerçek dışıdır. zira Mahkemenin … D. İş sayılı dosyasından delil tespiti isteminde bulunulmuş olup eksik ve ayıplı işler bedelinin …-TL olduğunu, hal böyleyken söz konusu mutabakat mektubunda müvekkili şirketin borcunu kabul ettiği yönündeki iddia mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, yine kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının takibe konu ettiği alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini, likit olmayan alacak için talep edilen icra inkar tazminatının da hukuken geçerli olmadığını cevap vermiştir;
Karşı davası yönünden ise; davacı karşı davalı ile müvekkili şirket arasında ifa edilen sözleşme bir eser sözleşmesi olduğunu, eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında müteahhidin eser meydana getirdiği bir sözleşme türü olduğunu, eser sözleşmesi bu niteliği gereği tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, eserde iş sahibinin borcu bedelin müteahhide ödenmesi, müteahhidin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, fen ve sanata uygun imal ve teslim etmesi olduğunu, müteahhidin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu teslim ile başladığını, ancak eserin tesliminden önce de iş sahibinin bir takım hakları bulunduğunu, bunlar müteahhide verilecek uygun sürede ayıbın veya aykırılığın giderilmesini isteme aksi takdirde hasar ve masrafları müteahhide ait olmak üzere, onarım veya işe devamı bir üçüncü kişiye bırakma hakkı olduğunu, bu hakların kullanılması için gerekli dört şartı olduğunu, bu şartlardan ilki, müteahhidin eseri meydana getirirken sözleşme dışı davranışı olduğunu, ikincisi, eserin ayıplı veya sözleşmeye aykırı olacağının açıkça görülüyor olduğunu, üçüncüsü, sözleşmeye aykırılık veya ayıbın, müteahhidin kusurundan ötürü meydana gelmesi ve kusur ile sözleşmeye aykırılık ve ayıp arasında illiyet bağı bulunduğunu ve sonuncu olan dördüncüsü, iş sahibinin bu hakları kullanacağını müteahhide bildirmesi ve işi düzeltmesi için ona bir süre tanıması gerektiğini, davacı karşı davalı yapılan gerek şifahi görüşmelerde gerekse de tarafımızca keşide edilen ihtarnamelerde işteki ayıbın giderilmesi aksi halde bunun üçüncü bir yüklenici tarafından ifa edileceği bedelin kendilerine rücu edileceği ihtar edilmişse de davacı/ karşı davalı bu verilen sürede işin ayıbının giderilmesi için iş mahalline dahi gelmediğini, bu haliyle de söz konusu bu işin tarafından başka bir yüklenici aracılığıyla ifa edileceği nedenle bu bedelin kendisinden isteme haklarının doğduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da davacı/karşı davalının müvekkili şirkete sunduğu ayıplı ve eksik ifa nedeniyle doğan zararlardan sorumlu olduğu hususu doğrulandığını, haksız ve dayanaksız olan asıl davanın ve buna bağlı olarak yöneltilen icra inkar tazminatı taleplerinin reddini, asıl davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını, Davacı/karşı davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, karşı davasının kabulüne, Davacı/karşı davalının eksik ve kusurlu ifası nedeniyle oluşan müvekkil zararına mahsuben şimdilik …-TL’nin işleyecek reeskont faizi ile birlikte daha sonrasında mahkemece yapılacak yargılamada dosyaya sunulacak olan rapor doğrultusunda arttırmak üzere davacı/karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, karşı davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı/karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Antalya … Dairesine, Antalya … Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş dosya arasına alınmıştır.
Antalya … Dairesinin … esas sayılı dosyasının Uyap evrakları incelendiğinde; alacaklının … Şti, borçlunun … A.Ş., borcun … TL olduğu, borçlu şirket tarafından takibe itiraz edilmekle takibin durdurulmasına kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizin … D.iş sayılı dosyasından … A.Ş., tarafından tespit yaptırıldığı ve bilirkişi raporunun dosya arasına alındığı görülmüştür.
Dava konusu işin yapıldığı taşınmaz üzerinde mahkeme heyetince … tarihinde keşif icra edildiği keşif sonrası bilirkişi heyetinin … tarihli raporlarında özetle; teras alanlarındaki izolasyon probleminin ve oluşan hasarın giderilmesi bedelinin dijital ortamda sunulan mimari proje dikkate alınarak dava tarihi itibariyle toplam … TL, Havuz izolasyonu yönünden … TL, Spor salonu yüzeyi yönünden … TL olabileceği, yapılan uygulamanın mevcut hali ile kullanılması durumunda nefset bedelin, … TL x … =… TL olabileceği rapor edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişisinin … tarihli raporunda; taraflar arasında faturaya dayalı ‘İzolasyon, Kaplama Vb. malzeme hizmet / mal alımı/ satımı ticari ilişkisi kurulduğu, tarafların …-… ticari defterlerinin tasdiklerini süresinde yapıldığı, TTK 64/3. Maddesine göre ve HMK. 222/2. maddesine göre …-… yılı ticari defterlerinin lehlerine delil vasfı taşıdığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre takipte talep ettiği alacak tutarı olan … TL alacağı ile defter kayıtlarının uyumlu olduğu, tarafların bağlı vergi dairesine hizmet ve mal alım /satım faturalarını Form Bs – Ba ile uyumlu beyan ettikleri ve ticari defter kayıtları ile uyumlu olduğu, davalının iade fatura bedeli ve ayıplı hizmet bedelleri alacağını ispat külfetini yüklendiği, davacının takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda ki avans faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesap edilebileceği rapor edilmiştir.
Dava: Antalya … Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi koşullarının oluşup oluşmadığı karşı davanın ise eksik ve kusurlu ifa nedeni ile istenebilecek tazminatın ne olduğuna ilişkindir.
Taraflar arasında … parsel … adresinde bulunan … okulunun inşaatı ile ilgili olarak teras izolasyonu, kapalı spor salonu ve kapalı yüzme havuzu, tribün ve merdiven basamağı kaplaması gibi izolasyon yapılması işlerini yüklendiği hususu çekişmeli değildir.
Eser sözleşmesi, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 355 inci maddesinde, “İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder” şeklinde tanımlanmıştır (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470. madde).
818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 355. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. BK’nın 360. maddesi ile TBK’nın 475. maddesine göre, yapılan şeyin, iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı oranda kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi, o şeyi kabulden kaçınabilir veya yükleniciden zarar ve ziyanının tazmin edilmesini isteyebilir. Eserdeki ayıp, yukarıda açıklandığı gibi önemli değilse iş sahibi, işin kıymetinin noksanı oranında fiyatı tenzil edebilir veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını da isteyebilir. Kural olarak, eser sözleşmelerinde işin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlama külfeti yükleniciye, eserin ayıplı olduğunu kanıtlama külfeti ise iş sahibine aittir. İş bedelinin ödenmesi için açılmış olan bir davada, iş sahibi kendisini ancak ayıpları ispatla kurtarabilir; eserin sözleşmeye uygunluğuna sadece itiraz yeterli değildir. Ayıp, eser sahibine teslim edilen eserin niteliklerinde, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına göre teslim edilmesi gereken eserin özellikleriyle karşılaştırıldığında, ortaya çıkan sapmadır. Kısaca ayıp, teslim edilenle, teslim edilmesi gereken arasındaki farktır (Yavuz, Nihat: Ayıplı İfa, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2010, sh. 437-438-447). Buna göre, ayıbın ortaya çıkarılması için iş sahibi tarafından teslim edilen ile sözleşmede kararlaştırılanın karşılaştırılması ve eksiklikler bulunması halinde teslim edilen eserin ayıplı olduğunun kabulü gereklidir. Eserin ayıplı olduğu her türlü delil ile ispatlanabilirse de, tanık delili, zayıf ve çürük bir delildir. Tanığın bir vakıayı tamamen hatırında tutması ve gerçeği olduğu gibi anlatması zordur. Bundan başka, ahlak, din, şeref ve namus gibi manevi yönleri zayıf olan kişilerin, bilerek gerçeğe aykırı tanıklık yapmaları mümkündür. Bundan dolayı, tanık delili ancak küçük tutarlar ve senede bağlanması imkansız olan hukuki işlemler ve hukuki fiiller için caizdir (Kuru, Baki; Arslan, Ramazan; Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 22. Baskı, Ankara 2011, sh431-432) (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih …-…E. …K. sayılı kararı). Eserdeki kusur/bozukluk veya sözleşmeye aykırılık iş sahibinin kullanabileceği veya kabul edebileceği ölçüde ise, iş sahibi, eserin onarılmasını isteyebilir. İş sahibi bu hakkını, yükleniciye yöneltip ulaştırdığı tek yanlı, açık veya kapalı, biçime tabi olmayan, yazılı veya sözlü, doğrudan irade açıklaması ile kullanır (Duman, İlker Hasan; İnşaat Hukuk 8. Baskı, Ankara 2016, s. 883 vd.).
Eser sözleşmesinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eseri sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini ya da iş sahibinin teslim almaktan kaçındığını yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Dosya kapsamında davacı şirketin sözleşme ile yüklendiği edimleri tam olarak ifa etmediği, teras alanlarının, havuz ve spor salonu izolasyonunun mahkememizce yapılan keşif ve sonrasında düzenlenen bilirkişi raporlarında teras alanlarının izolasyonun ayıplı olarak ifa edildiği bu nedenle su sızmalarının olduğu, davacı-karşı davalının imalatı yaptıktan sonra sızdırmazlık testi yaptırmadığı, keşifte dinlenen tanıkların beyanlarından da anlaşıldığı üzere su akıntıları meydana geldiği ve durumun davacı yüklenici firmaya bildirildiği görülmektedir. Bu durumda davacının eseri tam olarak tamamlayıp işsahibi davalıya teslim ettiği ispat edilemediğinden davacının davasının reddine, davalı-karşı davacı yönünden ise TBK’nın 475. Maddesi gereğince karşı davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar verilmiş, asıl davada davacının alacağını ispat edememesi onun kötüniyetli olarak takip yaptığını göstermeyeceği gibi aksi durum da davalı-karşı davacı tarafından ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl Dava
1-Davacının davasının REDDİNE;
Şartları oluşmadığından davalı- karşı davacı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına,
-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken …-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan …-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan …-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
– Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Karşı Dava
2-Karşı davanın KABULÜLU ile
… TL’nin dava tarihinden itibarın işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya ödenmesine,
-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam …-TL harçtan daha önceden ödenen toplam …-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan …-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan …-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; …-TL Başvuru Harcı, …-TL Peşin/nisbi Harcı, …-TL Islah Harcı, …-TL Keşif Harcı, …-TL Tebligat, Bilirkişi, Posta ve diğer masraflar ile Delil tespiti masrafı … TL olmak üzere toplam … TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭davacı karşı-davalı … Şti. alınarak hazineye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/12/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı