Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2022/490 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/361
KARAR NO : 2022/490
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil, şirketin davalı borçlu ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden, davalı borçlu adına muhtelif tarihlerde mal teslimatı yaptığını, söz konusu mallara ilişkin irsaliyeli fatura düzenlendiğini, davalı tarafın söz konusu faturalara süresi içerisinde itiraz etmediğini, dolayısıyla, Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca, davalının fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını, yine davalının takibe konu faturaların bir kısmına ilişkin kısmi ödemede bulunulduğunu, ancak borcun tamamı ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin söz konusu faturalara dayanarak ödenmeyen borca ilişkin icra takibi başlattığını, ancak davalı borçlu tarafından kötü niyetli olarak borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, savalı borçlu, icra dairesine sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde, müvekkili şirket ile aralarında var olan ticari ilişkiyi ya da faturaları inkar etmediğini, bu itibarla müvekkilli ile davalı arasında var olan ticari ilişki, davalı tarafça da kabul edildiğini, yine takibe konu faturalar için davalıca kısmi ödeme yapılmış olmasının da davalı tarafından aradaki ticari ilişkinin kabul edildiği anlamına geldiğini, takibe konu faturalardan doğan borcun ve davalı tarafından yapılan kısmi ödemelerin taraflara ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda ortaya çıkacağını, yine bu hususta, tarafların BA-BS kayıtlarının incelenmesi gerektiğini belirterek sonuç olarak haksız itirazın iptali ile takibin devamını, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava: Faturaya dayalı cari hesap bakiye alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 334.873,64.-TL fatura, 61.021,42.-TL işlemiş faiz toplam 395.895,06.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu tarafından icra dairesine süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Antalya Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalıya ait BA formları dosyaya getirtilmiştir.
Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat uyarınca davalı şirket adına şirket kayıt ve defterlerini sunması bakımından davetiye tebliğ edildiği, ancak davetiyeye rağmen davalı şirketin defter ve kayıtlarını ibraz etmediği ve herhangi bir mazeret dilekçesi de sunmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay .. Hukuk Dairesinin … Karar Sayılı ilamında, “… davalı tarafından form BA belgeleriyle vergi dairesine bildirildiği, bu nedenle söz konusu faturanın ve fatura içeriği malzemenin teslim edildiğinin kabulü gerektiği…” belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. Maddesinde bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılacağı, buna göre fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz ise de ticari defterlere kaydedilmiş olması malın teslim alındığı ve içeriğinin kabul edildiğine karine teşkil eder. Yine aynı madde uyarınca, faturanın içeriğine kanunda öngörülen süre içerisinde itiraz edilebilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Yine anılı maddenin 2. fıkrasında kanuni bir karineye dayanan tarafın, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu belirtilmiş; kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı tarafın kanuni karinenin aksini ispat edebileceği kabul edilmiştir.
Kanuni karine, belli bir vakıadan, belli olmayan diğer bir vakıa için kanun tarafından çıkarılan sonuçtur. Kanuni karineler de adi kanuni karine ve kesin kanuni karine olarak ikiye ayrılmaktadır. Adi kanuni karineler aksi ispat edilebilen karineler iken, kesin kanuni karinenin varlığı hâlinde karşı taraf bunun aksini ispat edemez (K., Baki: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ocak 2021, S. 244 vd.). Karinenin varlığı hâlinde, karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini ispatla yükümlüdür. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir. (Bakınız: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2021 Tarih 2017/(19)11-926 Esas 2021/177 K. Sayılı ilamı)
6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir (Bakınız Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 11.11.2020 T. 2019/3926 E. 2020/2954 K. Sayılı ilamı).
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Davacının davalıdan 334.873,64.-TL fatura, 61.021,42.-TL işlemiş faiz alacağı olduğundan bahisle Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile borca ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin takibin devamı için 395.895,06.-TL alacak üzerinden eldeki itirazın iptali davasını ikame ettiği, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği halde davalı taraf, ticari defterlerini sunmadığı; taraflar ticari defterleri incelenmemiş ise de, davalı taraf, takibe itiraz dilekçesinde ödeme defiinde bulunmadığı, akdi ilişkiyi ve mal teslimini kabul etmese de takip dayanağı faturaları form BA belgeleriyle vergi dairesine bildirildiği, bu nedenle söz konusu akdi ilişkinin ve fatura içeriği malzemenin teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davalı takip öncesi temerrüte düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talep edemeyeceğinden davanın kısmen kabulü ile itirazın 334.873,64‬.-TL yönünden iptaline, likit olan alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının koşulları gerçekleşmeyen kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Kapatılan 12. İcra Dairesinin … esas sayılı (Antalya Genel İcra Dairesinin …) takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile,
Takibin 334.873,64.-TL asıl alacak üzerinden devamına,
334.873,64.-TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ‭22.875,21.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 6.760,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭‭16.114,31‬.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvuru harcı, 6.760,90.-TL peşin harç olmak üzere toplam ‭‭6.815,3‬0.-‬TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamından ibaret toplam 669,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan ‭565,88.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 31.891,15 .-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭1.116,54.-TL’sinin davalıdan, 203,45.-TL’ sinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)