Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/319 E. 2022/354 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/319
KARAR NO : 2022/354
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizden verilen … tarih … Esas – … Karar sayılı ilam Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas – … Karar sayılı ilamıyla bozulmakla mahkememizin eldeki esas sırasına kaydı yapılmış olup, yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, sürücüsü … olan … plakalı aracın … tarihinde davaya konu trafik kazasına karıştığını ve müvekkilinin ağır yaralandığını, günlerce komada kaldığını, sürekli işgücü kaybına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, bu durumun trafik tespit tutanağında belirlendiğini, davadan önce davalı … şirketine başvuruda bulunmadıklarını beyan etmekle, …-TL geçici işgücü kaybı, …-TL sürekli işgücü kaybı, …-TL hastane masrafları olmak üzere toplam …-TL maddi tazminatın davalı … şirketinden dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Poliçe Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereğince sigorta sözleşmelerinden doğan tazminat taleplerinin kaza tarihinden itibaren işleyen 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, kazanın … yılında meydana geldiğini ve 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile …-… tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı, sigortalı araç sürüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, kusur ve maluliyet oranları ile tazminat miktarı hususlarındadır.
Dava dilekçesi davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin … tarihli davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmakla öncelikli olarak çözülmesi gerekli uyuşmazlık, davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı noktasındadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesinin 1.fıkrasında: “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” Denilmekte; aynı maddenin 2.fıkrasında ise “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Hükmü yer almaktadır.
2918 S.K.nun 109/2.maddesindeki düzenlemenin gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresinin tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır.
Haksız eylemin suç oluşturması durumunda o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi hukuk yargılamasında da uygulanacaktır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma- … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Dosyanın şüpheli … hakkında Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan dolayı açılmış olduğu ve mağdurun davaya konu trafik kazasıyla ilgili geçerli bir şikayeti bulunmadığından, somut olayda bilinçli taksir halinin de söz konusu olmadığı, TCK’nın 179. Maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının da oluşmadığı anlaşıldığından, kamu adına kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Soruşturma konusu eylemin 5237 Sayılı TCK’nın 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, bu suç için TCK’nun 66/1-e maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu, ceza zamanaşımı süresini durduran veya kesen bir hukuki nedenin olmadığı anlaşılmıştır.
İncelenen tedavi evraklarından … tarihli kaza sonrasında … tarafından davacının … sevk edildiği, burada tedavisi yapıldıktan sonra … tarihinde taburcu edildiği, tedavi faturalarının da … ve önceki tarihlere ilişkin olduğu, gelişen bir durum bulunduğuna dair de bir iddianın olmadığı anlaşılmıştır.
Bu değerlendirmeler sonucunda davaya konu … tarihli olay anında kaza tespit tutanağı düzenlendiği ve kusurlu aracın plaka numarası, malik ve sürücüsünün tutanakla tespit edildiği ve bu sayade haksız fiil sorumlularının olay tarihinde belirlendiği, hal böyleyken Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesinde düzenlenen 10 yıllık istisnai zamanaşımı süresinin değil, 2 yıllık zamanaşımının ve kazada davacı yaralandığından uzamış ceza zamanaşımının olaya uygulanması gerektiği, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nın öngördüğü zamanaşımı süresinin ise 8 yıl olduğu ve eldeki davanın bu sürenin bitiminden sonra, … tarihinde açıldığı, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamınında aynı yönde olduğu anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair mahkememizden verilen … tarih … Esas – … Karar sayılı ilam Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas – … Karar sayılı ilamıyla ” Davacı vekili müvekkilinin tedavisinin hala … devam ettiğini belirttiğine göre, mahkemece davacının tedavisine ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor alınmalıdır. Mahkemece bu hususta gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra gelişen durumun varlığı olup olmadığı da dikkate alınarak zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tartışılmak ve ve hasıl olacak sonuca göre zamanaşımı defi hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına” dair karar verilmiş, dosyanın mahkememizin eldeki esasına kaydı yapılmış, yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı gereğince … müzekkere yazılarak davacı …’ in … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak o tarihten itibaren tedavisine ilişkin tüm tıbbı bilgi ve belgeler getirtilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden davacının … tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle tedavilerinin tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor aldırılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda sonuç olarak; davacının %… oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren dokuz aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği belirtilmiş, … tarihli ek raporda kaza tarihinden itibaren kişiden kişiye değişmekle birlikte 18 ay sonra iyileşmesinin tamamlanması tıbben bilinen bir durum olduğu, olay tarihinden yaklaşık 14 yıl sonra yapılan muayenesi ile dosyasında mevcut radyolojik görüntülerin incelenmesine göre rapor düzenlendiği, boyun bölgesinde uzun süreli stabilizasyon nedeniyle füzyon geliştiği ve füzyon nedeniyle maluliyet için oran belirlendiği, bu duruma göre yeni gelişen bir durum olmadığının mütalaa edildiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; bozma ilamında belirtilen hususlara ilişkin yeniden belge toplanıp rapor alınmasına rağmen gelişen bir durum olmadığı, yukarıda zamanaşımına ilişkin açıklanan ilkeler ve süreler dikkate alındığında davalının zamanaşımı definin yerinde olduğu anlaşılmakla zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davacıdan TAHSİLİ ile Hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/04/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)