Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/253 E. 2021/918 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/253
KARAR NO : 2021/918
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkili arasında … tarihli … Sözleşmesi imzalandığını, davacı kooperatif kefaleti ile …bankası … şubesi tarafından kullandırılan kredinin vadesinde davalı ve diğer borçlular tarafından ödenmemesi üzerine davacıdan tahsilat yapıldığını, yapılan bu tahsilata karşılık davacının … tarihinde rücuen Antalya … icra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçtiğini, davalının borca haksız olarak olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazlarının iptaline, %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; … Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan cra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Davacı, dava dışı kooperatif üyesinin kullandığı krediye, kooperatifin kefalet alacağını teminen kefil olunduğu iddiası ile davalı kefil hakkında icra takibi yaptığı, kefilin itirazı üzerine takibin durduğu anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan rücuen alacağı olup olmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkindir.
İcra dosyasında davalının yaptığı itirazında kendisinin dördüncü kefil olduğunu, borç sahibi …’ ya takip yapılıp tahsil edilmemesi durumunda sırayla kefillere icra takibi yöneltilmesi gerekirken tarafına asıl borç sahibi ile birlikte takip yapılmasına itiraz ettiğini, borca, faize ve faiz oranlarına itiraz ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisine, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi getirtilmiş, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4 . Madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2.maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda , davacı vekili, dava dışı kooperatif üyesinin kullandığı krediyi ödemeden temerrüde düştüğünü, asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle dava dışı kredi veren bankaya ödemeleri kooperatifin yaptığını ve davalı kefil ile kooperatif arasındaki kefalet sözleşmesi nedeniyle dava dışı bankaya ödenene bedelin davalı kefilden alınarak davacı kooperatife verilmesini talep ettiği, bu hali ile uyuşmazlığın kooperatif ile üyesi arasındaki işlemlerden ya da bankacılık işlemlerinden kaynaklanmadığı, 1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun ve Bankacılık Kanunu’nun uygulanma yeri olmadığı, olayın TBK’nın 581 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği , nitekim Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin … tarihli … esas-… karar sayılı ilamınında bu yönde olduğu, görev ile ilgili düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği göz önüne alındığında ve HMK 114 maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı niteliğinde oluşu gözetilerek mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)