Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/221 E. 2021/861 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/221
KARAR NO : 2021/861
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/06/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı şirket arasında … yapımına dair … Sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme kapsamında …-TL ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından siparişi verilen ve davalının da sözleşme ve ekleri olan projelere uygun bir şekilde yapmayı taahhüt ettiği bu stantların lüks bir … markasının AVM içerisinde ürünlerini teshir etmek üzere kullanacağını ve bu sebeple de teslim edilen projelere harfiyen uygun yapılması gereken stantlar olduğundan davalı tarafa 35 sayfa proje örneği ve görsel teslim edildiğini, davalının da bunlara uygun imalat yapmayı taahhüt ettiğini, süreç içerisinde davalı tarafın sözleşmeye konu stantların eksiksiz, süresinde, proje ve görsellere uygun olarak imal edildiğini iddia etmiş ise de Anlalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından üzerinden yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan … tarihli bilirkişi raporunda; … tarihi itibariyle Stantların, elektrik projesinde yer alan ledlerin ve imalatlarının yapılmadığı, stantlardaki cam detayının projede gösterildiği gibi yapılmadığı, … tarihi itibariyle yapılan stantların halen teslime hazır olmadığı, sözleşme ekinde yer alan projeye uygun olarak yapılmadığı, ölçülerinde farklılık olduğu, demir imalatın kaynak yerlerinin çok özensiz yapıldığı, demir imalat boyasının uygun olmadığı, kilit kısımlarının projeye uygun olmadığı, Mdf kısımlarının … boya uyarlamasının uygun olmadığı, yapılan Stantların açıkça ayıplı olarak imal edildiği şeklinde tanzim edildiğini, buna göre ekli bilirkişi raporu ile stantların taraflar arasında imza edilen sözleşmeye, eki proje ve görsellere aykırı, eksik ve teslim alınamayacak ölçüde ayıplı olarak imal edildiği tartışmaya mahal vermeyecek şekilde olduğunu, belirterek alınan rapor da dikkate alınarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: alınan bilirkişi raporunun bu davada hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasına bilirkişi tarafından sunulan rapora göre, stantlarda elektrik projesinde yer alan ledlerin ve imalatların yapılmadığı, stantlardaki cam detayının projede gösterildiği gibi yapılmadığı, stantların halen teslime hazır halde olmadığı, sözleşme ekinde yer alan projeye uygun olarak yapılmadığı, ölçülerinde farklılıklar olduğu, demir imalatın kaynak yerlerinin özensiz yapıldığı, demir imalat boyasının uygun olmadığı, kilit kısımlarının projeye uygun olmadığı, mdf kısımlara yapılan … boya uygulamasının uygun olmadığı, yapılan stantların açık ayıplı olarak imal edildiği belirtilmiş olup, bu iddia ve tespitlerin gerçek dışı olduğunu, sonuç olarak müvekkili şirketin edimlerini ifa ettiğini, stantlardaki cam detayının projede gösterildiği gibi yapıldığını, stantların teslime hazır olduğunu, montaj esnasında ölçülerdeki küçük farklar davacının talebine göre uygulanacağını, stantlardaki demir imalatın kaynak yerlerinin özensiz yapıldığı, demir imalat boyasının uygun olmadığı, kilit kısımlarının projeye uygun olmadığı iddiaları asılsız olup, belirtilen hususlarda hiçbir imalat hatası olmadığını, Mdf kısımlara yapılan … boya uygulaması da usule uygun yapıldığını, bu çerçevede stantların açık ayıplı olarak imal edildiğine dair tespitler gerçek dışı olup, bu durum sayın mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava: eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı iş sahibi stantların yapılması için davalı ile anlaştıklarını ancak davalı yüklenicinin edimlerini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini ileri sürerek açtığı istirdat davasıdır.
Dosya içerisine Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası getirtilmiş incelenmesinde; tespit isteyen davacı tarafından delil tespiti talep edildiği, mahkemece … günü mahallinde keşif yapılarak rapor aldırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce mahallinde mahkeme heyeti ve Elektrik Mühendisi bilirkişi …, Mimar Bilirkişi … ve Dekorasyon Bilirkişisi … ile keşif yapılarak rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: keşifte tespit edilen standlar üzerinde işçilik ve malzemeler hataları olduğunu, yapılan bu işlerin bu haliyle açık ayıp olduğunu, sözleşmede işin süresinin 35 gün olarak belirtilse de işe başlama tarihinin belirtilmediğini, davalı tarafın dilekçesinde karşı tarafa ödeme gönderdiği … başlangıç tarihi olarak düşünülebileceğinin belirtildiğini, … D.İş sayılı dosyasındaki raporda işin tamamlandığının belirtildiği hususunda görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine yeniden dosya bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: kök raporda belirtildiği üzere yapılan projenin ayıplı olduğunu, mevcut ayıplarla eserin kullanılmasının mümkün olmadığını, eserin üzerindeki ayıpların giderilmesinin ve üzerindeki işçilik hatalarıyla mümkün olmadığını, eserin onarılamaz nitelikte olduğu hususunda kanaat bildirmişlerdir.
… tarihli celse de davalı tanıklarının beyanları alınmış davalı tanığı … beyanında: “ben davalı şirkette yönetici asistanı olarak çalışmaktayım. Biz davacı şirket ile … yapımına ilişkin bir sözleşme yaptık. Sözleşmeden sonra sözleşme ve projeleri alıp … firmasına verdik. Ben normalde ofiste çalışırım. Dava dışı şirket … işi bitirmek üzereyken davacı şirket yetkilileri geldiler. … işini hem denetlemek hem de teslim almak için geldiler. Ancak duyduğum kadarıyla metal kısımların, kroma çevrilmesini istemişler. Ancak bunun bir maliyeti olduğundan dolayı çalıştığım müvekkil şirket ekstra bir maliyet talebinde bulundu. Ödeme yapılmadığından iş yarım kaldı. Ben davacı şirketten kimin geldiğini görmedim. Kendileriyle de bir görüşmem olmadı. Benim bütün bilgim görgüm bundan ibarettir” şeklinde ifade vermiştir.
Diğer davalı tanğı … ise: ” Ben davalı şirkette saha görevlisi olarak görev yapmaktayım. …’dan alınan iş dava dışı … firmasına verildi. Yapılacak iş … yapımıydı. Ben davalı şirkette saha görevlisi olarak arada gidip işin takibini yapıyordum. Bir gün …’dan iki kişi …’a gelmişti. Geldiklerinde ben oradaydım. Bildiğim kadarıyla bu iki kişi davacı şirketin sahibinin tanıdıklarıymış. Şirket yetkilisi …’de olduğundan gelememiş. …’de bulunan şirket yetkilisiyle canlı telefon bağlantısı yapıldı. Ben davacı şirket yetkilisini hiç görmedim. İsmini de bilmiyorum. Gelen iki kişinin de bilmiyorum. Yanımda şirket yetkilisi dedikleri kişiyi görüntülü olarak aradılar. Şirket yetkilisi olduğu söylenen kişiye standı gösterdiler. Hem …’da bulunan iki şahıs hem de görüntülü aranan kişi standı beğendi. Ancak bir saat sonra şirket yetkilisi olduğu bildirilen şahıs iki kişiyi arayarak …’deki … şirketinin stantların krom olarak yapılıp yapılamayacağını sorduklarını belirttiler Biz de krom olarak yapılabileceğini ancak bunun bir ek maliyeti olacağını belirttik. Bunun üzerine malı teslim almadılar. …’deki Avm’de metali kabul etmemiş. Bu nedenle de standı teslim almadılar” şeklinde ifade vermiştir.
Eser sözleşmesi, taraflarına haklar sağlayan ve borçlar yükleyen, tam iki taraflı bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye, teknik ve sanatsal ilkelere ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdür ( 6098 sayılı TBK. m.470).
Eser sözleşmelerinde yüklenicinin, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorunluluğu (TBK 471/1); İş sahibinin ise, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunluğu vardır.(TBK 474/1)
Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.(…H.D….E…K)
Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır.(…H.D…. E. … K.)
Eser sözleşmesinde yüklenicinin temerrüdü halinde iş sahibinin sahip olduğu seçimlik haklar yönünden TBK 125. madde hükümleri uygulanmalıdır. Bu maddeye göre; temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahip ise de (TBK 125/1) alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir (TBK 125/2). Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler (TBK 125/3).
Yukarıda da açıklandığı üzere sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. sözleşmeden haklı olarak dönen (davacı) taraf ise, direnime düşmekte tamamen kusurlu olan (davalı) taraftan ancak olumsuz zararını isteyebilir. (Y. 23 HD. 03.12.2015 T. 2014/6623 E. Ve 2015/7866 K. Sayılı ilamı)
Sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zararın ve gecikme tazminatının istenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla da ayıplı ve eksik bırakılan işler bedelinin -müspet zarar kapsamında olduğundan- tazmini talep edilemez. Keza 23. Hukuk Dairesi 03.07.2015 T. 2015/4713 E. 2015/5234 K. Sayılı ilamında da “dava dilekçesinde davacılar tarafından 23.10.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı feshedildiği açıklanmasına rağmen, fesih istemiyle bağdaşmayacak şekilde gecikme tazminatı ile eksik ve ayıplı işler bedeli istenilmiş ise de, sözleşmede feshe rağmen bu taleplerde bulunulabileceği yönünde bir hüküm bulunmadığı ve tarafların fesih hususunda iradelerinin birleşmemiş olduğu gözetildiğinde…” denilerek fesih halinde gecikme tazminatı ile eksik ve ayıplı işler bedeli istenilmeyeceği belirtilmiştir.
Tarafların kabulünde olan ve dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmenin 1. Maddesinde taraflar işveren davacı ve yüklenici davalı, 3. Maddesinde yapılacak işin konusu, AVM içi stant işi, 4. maddesinde sözleşme bedeli 64.900,00.-TL, 5. Maddesinde sözleşmen imzalanmasından itibaren 35 gün, işin teslim süresi, olarak belirlenmiştir.
Somut olayda davacı vekili, davaya konu stantların taraflar arasında imza edilen sözleşmeye, eki proje ve görsellere aykırı, eksik ve teslim alınamayacak ölçüde ayıplı olarak imal edildiği, ödenen 64.900,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı taraf ise, edimlerini ifa ettiklerini, stantların açık ayıplı olarak imal edildiğine dair tespitler gerçek dışı olduğu; Davacı taraf, sözleşme konusu ürünleri zamanında teslim almadığı; davacı tarafa Antalya … Noterliği’nden gönderilen … tarihli ihtarname gönderildiği; davaya konu ürünün ayıplı imal edildiği düşünülse bile, davacı firma yetkilileri ürünlerin üretim aşamasını kontrol ettikleri ve ayıp ihbarını iki günlük süre içerisinde yapmadıkları; Bir an için davaya konu ürünün ayıplı olarak imal edildiği düşünülse bile, sözleşme konusu ürün teslim alınmayacak kadar ayıplı imal edilmediğinden TBK m.227/3 uyarınca, sözleşme konusu ürünün onarımı veya satış bedelinden indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Sözleşmenin 5 maddesine göre teslim süresi kesimler için …, cila işleri için … tarihleri olduğu ve dosyadaki belgeler, tanık anlatımları ve keşif onucu aldırılan rapora göre 45 günden fazla süre geçmesine rağmen iş tamamlanıp teslim edilmediğinden davalı yüklenicinin temerrüdü gerçekleştiği ve temerrüt nedeniyle davacı iş sahibi sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Uygulanması gereken TBK’nın yukarıda anılı maddeleri gereği, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu, yüklenicinin, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorunluluğu bulunduğu halde davaya konu standın, gerekçeli, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi rapor ve ek rapor ile de sabit olduğu üzere, ayıplı olduğu, mevcut ayıplarla eserin kullanılmasının mümkün olmadığı, eserin üzerindeki ayıpların giderilmesinin ve üzerindeki işçilik hatalarıyla mümkün olmadığı, eserin onarılamaz nitelikte olduğu, dolayısıyla da iş sahibinin TBK’nın 475. maddesine göre eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönme hakkının kullanımının kabulü gerektiği; Eser teslimi gerçekleşmediğinden, ayıbın süresinde yapılmadığı savunmasına da itibar edilmeyeceği; Davalının süresinde borcunu ifa etmediği ve TBK’nın 125. Maddesi b) bendi gereği davacının keşide etmiş olduğu ihtarnamenin tebliğinden itibaren muaccel hale geldiği; davacının zarar ve ziyana ilişkin talepleri ispat edilmediği kanısına varılarak, taraflar arasında davaya konu sözleşmenin feshine, ödenen 64.900,00.-TL’nin temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
Taraflar arasında davaya konu sözleşmenin feshine,
64.900,00.-TL’nin temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.433,31.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.128,83.-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭3.304,48.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvuru harcı, 1.128,83.-TL peşin harç ve tespit dosyasında alınan keşif harcı 253,80.-TL olmak üzere toplam 1.437,03.-‬TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının bu dava ve tespit dosyasında yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamından ibaret toplam 2.748,50.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan ‭2.698,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
*Davalının bu dava nedeniyle yapmış olduğu, posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamından ibaret toplam 150,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan ‭2,72-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.237,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 1.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)