Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/210 E. 2022/128 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/210 Esas
KARAR NO : 2022/128
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Antalya … İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası üzerinden …TL asıl alacak ve …TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere …TL toplam alacak üzerinden takip talebinde bulunduğunu, ancak davalının icra takibi ile davacıdan talep etmiş olduğu işlemiş faiz alacağı talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin davacıdan takip öncesi asıl alacağa işlemiş olan faizin talep edilebilmesi için davacı şirketin açıkça temerrüte düşürülmesi gerektiğini, ancak davalı şirket tarafından temerrüt olgusunu doğuracak herhangi bir hukuki yola başvurmadan doğrudan asıl alacağa ve işlemiş faize ilişkin takip talebinde bulunduğunu, belirterek davacı şirketin Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile davalı tarafından talep edilen …TL işlemiş faiz alacağı bakımından borçlu olmadığının tespiti ile, davalının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Antalya … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine karşı borca ve verilerine karşı davacı dilekçesinde itiraz etmişse de davacı asil tarafından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına borcu ve ferilerini kabul yönünde dilekçesi bulunduğunu, davalı şirket ile davacı şirket arasında daha önceden davacı şirketin borcunun davacı şirketçe ödenmesi ve davacı olan şirketinde üzerinden ipotek ve hacizler kaldırılan alacaktan dolayı satışı yapılacak olan davacı şirkete ait taşınmazların devri anlaşmasına binaen davalı şirket davacı … şirketinden alacaklı olan … Firmasına … borcuna istinaden anlaşmaya binaen ödeme yaptığını, bu şekilde davacı … firmasının taşınmazlarının üzerindeki hacizler kaldırıldığını, bu sözleşme ve ödemeler müvekkil bu aşamada davalı olan … Firmasını devralmadan önce daha önceki yetkililerce yapıldığını, davalı firmaya borcunu ödemeyen ve taşınmazı devretmeyen … Firmasına bu nedenle alacağa istinaden icra takibi başlatıldığını, borçtan haberdar olan (ihtarname ve yapılan protokolle çek ödemesinden ötürü) davacı … şirketinin borca ve ferilere itiraz etmesi hukuken kabul edilemez olduğunu, alacak çek ile yapılan bir borç ödemesi ve protokole dayalı bir borç olduğunu, bu nedenle temerrüt tarihi protokole dayalı borcun ödendiği tarih olduğunu, bu ödemeler çekle yapıldığı ve davalı şirketçe edimi yerine getirildiği için alacak o tarihte muaccel olduğundan faizde o tarihten başlayacağını belirterek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; protokol, ihtarname, çek fotokopileri, tapu kayıtları getirtilmiş, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası, Düzce … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiştir.
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının Antalya … İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası üzerinden işlemiş faiz talep edip edemeyeceği edebilecek ise miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Antalya … İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafça borçlu davacı aleyhinde …-TL asıl alacak ve …-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam …-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasına dayanak teşkil eden alacak taraflar arasında düzenlenen adi yazılı protokol gereğince … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde tapuya kayıtlı …,…,…,…,… …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,… ve … numaralı parsellerin satışı gereği ödenen … TL’nin iadesine ilişkindir.
Davalı tarafından Antalya …Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete protokol gereğince tapu devirlerinin yapılması aksi takdirde ödenen bedelin üç gün içerisinde iadesi ihtar edilmiş ancak gönderilen ihtarname bila tebliğ iade edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas, … karar sayılı ilamında “…Dava, ifa imkansızlığı nedeniyle taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden ödenen satış bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, “…davacı sözleşmeden umduğu (beklediği) edimi ve yararı elde edemediğine göre, ödediklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilecektir. Yukarıda belirtildiği gibi, davacının ana parayı isteyebileceği kuşkusuz ise de, söz konusu paranın satış tarihinden itibaren davalının elinde olduğu ve davalıya yarar sağladığı da bir gerçektir. Şu hale göre, davalı takip tarihinden önce temerrüte düşürülmemiş ise de, paranın ödendiği satış tarihinden takip tarihine kadar davacının temerrüt faizi isteyebileceği ve buna göre davacının … TL ana para ve … TL işlemiş faiz olmak üzere toplam … TL isteyebileceği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Eldeki davaya konu icra takip talebi incelendiğinde … TL asıl alacak ve … TL işlemiş faiz toplamı … TL talep edilmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, icra takibinden önce, davacı yanın davalıyı temerrüde düşürmüş olmadığı anlaşılmaktadır. O halde davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü açıktır. Mahkemece, işlemiş faize ilişkin kısmın reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” belirtilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen protokol esasında taşınmaz devrine ilişkindir. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, TMK’nın 706, TBK’nın 237, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen yapılan satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler. Bu bağlamda davalının ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmesi yerindedir ve davacının da söz konusu bedele bir itirazı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip öncesi faiz talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, protokole dayalı borcun ödendiği tarih itibariyle davacının temerrüdünün gerçekleştiğini belirtmiş ise de söz konusu protokol taşınmaz satışına ilişkin harici satış sözleşmesi olduğundan geçersiz bir sözleşmeye davalı dayanamaz. Davalı, davacı şirkete Antalya … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndermiş ancak ihtarname tebliğ edilemediğinden davacının takip tarihi itibari ile temerrüte düştüğü, bu durumda ayrıntıları yukarıda açıklanan emsal Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere davalının takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından oy çokluğu ile davanın kabulü ile davalı alacaklının kötü niyetli olarak takip yaptığı ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinden dolayı işleyen takip öncesi …-TL yönünden davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Şartları oluşmadığından davacı lehine kötü niyet tazminatı takdirine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli …-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam …-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
6-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davalıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere Üye Hakim … (…)’un muhalefeti ile oyçokluğu ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/02/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
(muhalif)
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

KARŞI OY

Dava, itiraza uğramadan kesinleşen icra takibine konu asıl alacağın takip tarihine kadar işlemiş faizinden borçlu olunmadığının tespitine yönelik icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
Taraflar tüzel kişiliği haiz ticaret şirketleri olup, bu şirketler arasında davacının ipotekli taşınmazının davalıya satış ve devrine ilişkin şartları belirleyen protokol yapıldığı ve bu protokol kapsamında davalının davacıya ve dava dışı ipotek alacaklısına toplam …-TL ödediği ancak protokole konu taşınmazlarının davalıya devrinin yapılmadığı, davalının ödediği bedelin de iade edilmediği, davalının bedelin iadesi için takip başlattığı, icra takibinin kesinleştiği ve kesinleşen işlemiş faiz alacağından davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine yönelik eldeki davanın açıldığı sabittir.
Resmi şekle uygun sözleşme yapılmadığından protokolün tapuda devir hakkı vermediği hususu da tartışma konusu değildir. Tartışılan husus davacı borçlunun hangi tarihte temerrüde düştüğü noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davacı takipten önce usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğini, davalı yanca gönderilen noter ihbarnamesinin tebliğ edilemediğini bu nedenle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı savına dayanmıştır.
TBK’nın 117. Maddesine göre; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüte düşer. Borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanılarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse bu günün geçmesi ile haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüte düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır.”
Resmi şekilde düzenlenmeyen protokol taraflar arasında taşınmaz devri bakımından hüküm ifade etmeyecek ise de o zaman taraflar bu sözleşmeye dayalı olarak verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri isteme hakkına sahiptirler. TBK’nın 117. Maddesinde açıklandığı gibi sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olacaktır. Somut olayda da davalının davacı adına protokol gereğince …-TL ödediği, protokolde çeklerin teslimi ile taşınmazlarının devrinin yapılacağının belirlendiği, çeklerin davacıya teslim edildiği ve buna rağmen devrin yapılmadığı sabit olup davacıya çeklerin verildiği tarihte tapu devri yapılmadığı için temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Maddenin son cümlesi bakımında davacı borçlunun iyi niyetli olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir. Davacı ihtarnamenin tebliğ edilmediğini savına dayanmaktadır. Noter ihtarnamesi, tebliğ belgesi, dava dilekçesi, davacının savcılığa verdiği şikayet dilekçesi incelendiğinde davacının adresinin AYNI adres olduğu yani davacının tebligat gönderilmesine rağmen tanınmadığından bahisle iade edilen adreste bulunduğu, icra dosyasında da şikayet yolu ile aynı savı ileri sürdüğü ve yapılan tespitte icra tebligatının yapıldığı adresle, ticaret sicil adresinin AYNI adres olduğu tespit edilerek şikayetinin reddedildiği hususları bir arada değerledirildiğinde davacının iyi niyetli olduğundan da bahsedilemeyecektir.
Tüm bu hususlarla birlikte davacının tacir olması, basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğünün bulunması, yapılan protokol içeriğini ve devir zamanını bilmesi ve bilecek durumda olması, savcılığa verilen dilekçede de borcun ödenmediğini belirttiği, Medeni Kanun’un 2. Maddesi uyarınca herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken iyi niyet kaidelerine uyması gerektiği, çeklerin teslim alınıp bedellerinin tahsil edilmesine rağmen taşınmazların devrinin yapılmadığı anda davacının sebepsiz zenginleştiği ve aldığı paraları ödemekle yükümlü olduğu, temerrüt ihtarına gerek olmadığı halde ihtarnamenin de gönderildiği, gönderilen adresin savcılık dilekçesindeki, dava dilekçesindeki adres olmasına rağmen bulunulmadığının iddia edildiği, davacının iyi niyetli olmadığı anlaşılmakla davanın reddi ile takibe yönelik tedbir kararı verildiğinden davalı lehine %20 icra tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle çoğunluğun kararına katılmıyorum, muhalefet ediyorum.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır