Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/207 E. 2021/741 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/207
KARAR NO : 2021/741
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/05/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: …/…/… tarihinde müvekkil …nin sevk ve idaresindeki … … … plaka sayılı açık kasa kamyonel tipli araç ile yanında kardeşi müteveffa …ve kuzeni …olduğu … yolunda banket üzerinde durup araçtan indikleri, …’nin ve …’nin kamyonetin önünde, …’nin de aracın sağında yan tarafında oldukları sırada, davalı …’nün sevk ve idaresindeki davalı …nezdinde … No’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Trafik Poliçesi (Başlangıç Tarihi: …; Bitiş Tarihi: …) ile sigortalı bulunan ve davalı … … adına kayıtlı …plaka sayılı seyir halindeki aracın, …’nin kullandığı araca çarptığı, çarpmanın etkisiyle kamyonetin savrulduğu ve ön tarafında duran müteveffa …’ye ve …’ye, yan tarafından duran …’a çarparak mütevetfa …’i altına aldığı, kaza sonucunda aracın önünde bulunan müteveffa …’nin hayatını kaybettiğini, bilirkişi raporunda …plaka aracın sürücüsü …’nün hız kurallarına uymaması ve emniyet şeridi ve banketi kullanması nedeniyle asli kusurlu olduğu tesnil edildiğini, müteveffanın kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, tam kusurun sigortalı araçta olduğunu, araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK ‘nın 84.maddesinde belirtilen sürücülere ait asli kusurlardan 52:1-b (Aracının hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) maddesini ihlal ettiğini, olay yerine ambulans ve polis memurları intikal ettiğini ve kaza tespit tutanağı tutulduğunu, kaza tespit tutanağında da …plakalı sayılı aracın sürücüsü …’nün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek, maddi tazminatın kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere 5.300 TL destekten yoksun kalma ve cenaze – defin – taziye giderleri haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan … tarihinden itibaren yasal faizi ile (sigorta şirketleri temerrüt tarihinden itibaren poliçe ve teminat limili ile sorumludur) birlikte davalılardan tahsiline, araç sürücüsü … ve araç maliki …’un 215.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, şimdilik; 5.300,00-TL Maddi ve 215.000,00 TL Manevi olmak üzere toplam 220.300,00 TL bu kalemler nedeniyle belirlenecek tazminat haklarına davalılardan araç sürücüsü ve maliki kaza tarihi itibariyle, sigorta şirketinin ise temerrüt tarihi itibariyle ticari temerrüt- avans faiziyle tahsil edilerek davacılara ödenmesine yargılama giderleri ile harç ve tazminat kalemleri için ayrı ayrı vekâlet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle: söz konusu davaya konu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, bu hususta zamanaşımı def’ini ileri sürme zarureti hasıl olduğunu, davacılar tarafından söz konusu maddi ve manevi zararı ortaya koyar nitelikte tek bir belge dahi dosyaya konulmadığını, yapıldığı iddia olunan harcamalara ilişkin belgeler sunulmamış olmasına karşın farazi bir taleple zarar iddiasında bulunulmasının mümkün olmadığını, zarara ilişkin tek bir belge dahi sunulmadan, zarar tespiti yapılmadan farazi varsayımlarla tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığını, kabul beyanı olamamakla birlikte bir an için davacıların destekten yoksun iddiaları doğrultusunda maddi manevi zarar içerisinde olduğu varsayılsa dahi, talep edilen tazminat miktarı fahiş olup davacıların zararı olduğu varsayımda talep edilmesi gereken tazminat miktarı ile dahi örtüşmediğini, ayrıca davacıların yaşadıkları manevi çöküntü ve maddi zararlara ilişkin olarak hiçbir ispat faaliyetinde bulunmayıp olup yalnızca zarar iddiası ile iş bu davayı açtıklarını, Her ne kadar olay günü tutulan kaza tespit tutanağında aracın sürücüsü olan …’nün söz konusu trafik kazasında %60, mütevaffanın ise %40 kusuru olduğu kabul edilse de bu oranın taraflarınca kabul edilmediğini, olayın oluş şekli, olay yeri tespit tutanağı ve tanık beyanları da esas alındığında mütevaffanın yani zarar görenin asli kusuru olduğunu, bu durumda atfedilecek herhangi bir kusur mümkün olmayacağı gibi, kaza ile zarar arasında da bir illiyet bağının söz konusu olmadığını, kaza tespit tutanağındaki kusur miktarı ile daha sonra uzman bilirkişilerce oluşturulan bilirkişi raporlarındaki kusur oranlarının çoğu zaman çelişkili olduğunu, bu hususta mahkemece alanında uzman bir bilirkişi tarafından yapılacak keşif neticesinde tespit edilecek kusur oranına göre karar verilmesini, bu aşamada kaza tespit tutanağı ile atılı kusur oranını gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesi işletenin ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğununun “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şekilde düzenlendiğini, bu hususun yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğunu, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun kabulü halinde bile müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve police limiti ile sınırlı olduğunu belirterek sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Trafik Kazası Sonucu Desteğin Ölümü Nedenine Dayalı Maddi Ve Manevi Tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların sosyal ekonomik durumlarının tespiti yapılmıştır.
Dosya arasına aldırılan …Ağır Ceza Mahkemesinin …Esas …Karar sayılı kararının incelenmesinde mahallinde keşfin yapıldığı, tanıkların beyanlarının alındığı, bilirkişi raporunun alındığı; alınan bilirkişi raporunda davalı …’nün % 60 oranında ; davacı …’nin % 30 oranında;Müteveffa …’nin %10 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiştir.
Celse arasında davacılar vekilinin davalı sigorta şirketi ile sulh olduklarına ilişkin beyan dilekçesi sunduğu, maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 315/1.maddesi; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmünü,
6100 sayılı HMK’nın 331. Maddesi; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü,
6098 sayılı TBK’nın 166. Maddesi; “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.” hükmünü içermektedir.
Yargılama devam ederken davacı vekilinin …havale tarihli beyan dilekçesinde; dava tarihinden sonra davalı sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödeme yapılması üzerine davalı ile sulh olduklarını ve davanın konusuz kaldığını belirtmesi karşısında, borcun ödenmesi nedeniyle maddi tazminata ilişkin davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davaya konu aracın sigortacısı, zararı ödediğinden, aracın işleteni ve sürücüsü de bu orandan borçtan kurtulacaktır. Dolayısıyla da sigorta şirketi ile davacı sulh olduklarından ve talep olmadığından karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ayrıca teselsül hükümleri gereği sulh nedeni ile işleten ve sürücü leh ve/veya aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına;
Manevi tazminat ise TBK 56. Maddesinde düzenleşmiş olup, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ayrıca ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinilmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Bu ilkeler doğrultusunda somut olayın özellikleri, kusur durumu, davacı tarafın sayısı, müteveffanın kusur oranı, müteveffanın kardeşi davacı …’nin %30 oranında kusurlu olması, kazanın meydana geldiği tarih de dikkate alınarak Anne – Baba her biri için 20.000,00.-TL, Her bir kardeş için 6.000,00.-TL olmak üzere toplam 106.000,00.-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu ve bu zarardan davalı haksız fiil sorumlusu sürücü … … ve araç maliki …’nun müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminata ilişkin davanın yapılan ödeme ve sulh anlaşması gereği konusuz kaldığından esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,
a-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 59,30.-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 753,45.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
b-Talep olmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
c-Talep olmadığından davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
Anne … için 20.000,00.-TL, Baba … için 20.000,00.-TL, Her bir kardeş için 6.000,00.-TL olmak üzere toplam 106.000,00.-TL manevi tazminatın 17/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ödenmesine,
Davacıların fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine,
a-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 7.240,85.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınarak yukarıda maddi tazminat yönünden mahsup edilmekle arta kalan (753,45.-TL – 59,30.-TL) 694,15.-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.546,70-.TL harcın davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b-Davacı tarafından yapılan 694,15.-TL harç masrafının davalılar … … ve …’den müştereken ve mütesilsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacılar tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
d-Davacılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 14.020,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … … ve …’den alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
e-Davalı …vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 14.020,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
f-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
3-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.440,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭692,87.-TL’sinin davalılardan, 747,12.-TL’ sinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekili ile davalı …vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/10/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)