Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/76 E. 2021/1061 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/76 Esas
KARAR NO : 2021/1061
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatifte 4 hissesinin mevcut olduğunu, söz konusu hisseler için davacı tarafından 04.09.1996 tarihinde 600.000.000TL’nin davalı kooperatifin emlak bankasındaki hesabına ödendiğini, davacının davalı kooperatife hissedar olduğunu, ancak bu zamana kadar (genel kurul, aidat ve buna benzer işler için ) hiçbir bildirimde bulunulmadığını, davacının hali hazır durumunu öğrenebilmek için davalı kooperatife ihtarname gönderdiğini, ihtarnameye cevap olarak herhangi bir yönetim kurulu veya genel kurul kararının tebliğ edilmediğini sadece üyeliğin hem yönetim kurulu hem de genel kurul kararı ile iptal edildiğine yönelik cevap verildiğini, davalı kooperatifin üyeliğin iptaline yönelik ancak tebliği yapılmayan kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, davalı kooperatifin genel kurulu tarafından verilen davacının üyeliğinin iptaline ilişkin kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aidat yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine önce 1. ihtar daha sonra … tarihli noter ihtarı ve daha sonra 09.12.2004 tarihinde alınan yönetim kurulu kararı ile ihraç edildiğini, kararın davacının kooperatife bildirmiş olduğu adresine gönderildiğini, daha sonra da gazete ilanı yolu ile kararın yayımlandığını, davacının 29.05.2014 tarihinde davalı kooperatife ihtarname gönderdiğini bu ihtarnameye 17.06.2014 tarihinde cevap verilerek ihraç kararının tarih ve numarası genel kurul kararlarının bildirildiğini, 1163 sayılı yasanın 16. Maddesinde kooperatiften çıkma kararlarına karşı 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açma zorunluluğu getirildiğini, öncelikle 17.06.2014 tarihli yazı ile ihraç kararı ayrıca avukatına bildirilmesi nedeniyle 4 yıl 6 aylık bir süre geçtiğini, diğer yandan davacının ihracı üzerinden 14 yılı aşkın bir süre geçtiğini, bu nedenle her iki açıdan da davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davacının kooperatife olan yükümlülüklerini yerine getirmediğini bu nedenle ortaklıktan çıkarıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; davalı kooperatife ait sicil dosyası, ana sözleşme, hazirun cetveli, genel kurul toplantı tutanakları celp edilmiş, ihtarname örneği, yönetim kurulu ihraç kararına ilişkin belge, veraset ilamı sunulmuş, bilirkişiden ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Dava: kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; öncelikle davanın 3 aylık yasal süre içerisinde açılıp açılmadığı, davacının davalı kooperatife aidat borcunun bulunup bulunmadığı, kooperatifler yasası ve ana sözleşmeye uygun şekilde yönetim kurulunca ihraca karar verilip verilmediği, 1163 sayılı kanunun 27.maddesi uyarınca gönderilen ihtarnamelerin gerçek borç miktarını yansıtıp yansıtmadığı, ihracı gerektiren koşulların mevcut olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Kooperatifçilik konusunda uzman Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli raporda sonuç olarak;
1-Davacı tarafından sunulan üye tanıtım kartındaki bilgilere göre adres olarak … yazılı olduğu, detaylı bir adres bildiriminin yapılmadığı,
2-Davalı kooperatifin davacıya gönderdiği 1. İhtar ve daha sonra … tarihli noter ihtarının dosya içerisinde bulunmadığı, bu ihtarnamelerin davalı kooperatif vekilinden inceleme için istenmiş ise de tarafımıza bugüne kadar ibraz edilmediği,
3- Davalı kooperatifin genel kurul kararlarına göre davacının çıkma ile ilgili noterden gönderilen … tarihli ihtarname tarihine kadar ödemesi gereken aidatların bir hisse için 383.000.000TL olduğu, davacının 4 adet hissesi için ödemesi gereken tutarın … tarihi itibari ile 1.532.000.000,00TL olduğu, davacı tarafından ise kooperatife sadece 04.09.1996 tarihinde 600.000.000,00TL ödeme yapıldığına dair dekont sunulduğu başkaca bir ödeme makbuzu da sunulmadığı,
4-Davalı kooperatifin ibraz edilen 1997, 1998, 1999 yılları ticari defterlerin yazdırılmadığı, diğer yıllara ait yazılmış olan defterlerde ise üyelerin ödediği tutarların detay verilmeden tutulmuş olduğu, yine üyelerin ödemeleri gereken tutarlarında kaydının ticari defterlere yapılmadığı, 1996 yılı ticari defterleri de sunulmadığından davacının ödediği tutar ile ilgili bir tespitin ticari defterlerden tespit edilemediği, ancak davacının da sadece 600.000.000,00TL ödeme yaptığını belge ile ispat ettiği, davalının da davacının 600.000.000,00TL ödemesini kabul ettiğinin dava dosyasının incelenmesinden anlaşıldığı,
5-Davalı kooperatife ait 09.12.2004 tarihli 72 sayılı kararda, “… Arsa ve Dubleks evler yapı kooperatifimiz 1994 yılında kurulmuş ve kayıtlı bulunan üyelerimizden olup aşağıda isim ve soy isimleri yazılı şahısların arsa bedelini veya aidatlarını kısmen veya hiç yatırmadıkları kayıtların tetkikinden anlaşılmıştır. Her yıl yapılan genel kurul toplantılarında da aidatlarını veya genel gider masraflarını yatırmaları için izah edilmiş genel kurul raporuna da alınmıştır. Ayrıca bu üyelere yıllardan beri tebligatlar yapılmış, gazetelere ilan verilmiş ve ticaret sicil müdürlüğünce de gazete ilanı yapılmıştır. Son kez olarak mahalli taşra gazeteleri ve Antalya 5. Noter kanalı ile tebligatlar yapılmış buna rağmen borçlarını yatırmamışlardır. Yukarıda izah edilen nedenlerle adresleri bilinmeyen borcunu yatırmayan üyelerin kayıtlarının silinmesine ve bugüne kadar borcunu yatırmayanların bu tarihten sonra borçlarını yatırsalar dahi paralarının sarf edilmemesine kendilerine iadesine veya bankada emanete alınmasına durumun ilk genel kurula bildirilmesine oy birliği ile karar verildiği” ve bu kararda kaydı silinen üyeler arasında davacı …’nunda isminin yer aldığı,
6- Davalı kooperatifin 21.05.2006 tarihinde yapılan 2005 yılı genel kurul toplantı tutanağının ekinde yer alan ve genel kurula sunulan ve ibra edilen yönetim kurulu raporunda 09.12.2004 tarihinde 80 üyenin ihraç edildiği ile ilgili genel kurula bilgi verildiği,
7- Davacının kooperatife bildirdiği … adresinden başka adres bildirimi yapıp yapmadığının dosya kapsamında belli olmamakla birlikte, dava dosyasında gönderilen ihtarnameler de olmadığından davacıya yapılan ihtarların doğruluğu ve mernis adresine bir gönderim yapılıp yapılmadığının tespitinin tarafımızca yapılamadığı,
8- Davalı tarafça davacıya yapılan ihtarların dosyaya sunulması ve bu tebliğlerin hangi adrese yapıldığı, davalıya tebliğ edilip edilmediği ile ilgili belgelerin sunulması ve yine ayrıca mernis adresine gönderim yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerektiği,
9- 7102 sayılı tebligat kanunu 10.maddesine göre davacının mernis adresine herhangi bir gönderim yapılmadığı tespit edilecek olunursa davacının her ne kadar mali yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasına karşın 1163 sayılı kanun ve kooperatif ana sözleşmesine uygun bir şekilde ihracın yapılmadığı davacının ihraçtan tebligatlarla haberdar edilmediğinden bahsedileceği ve yukarıdaki kanun maddeleri ile Yargıtay kararlarına göre hukuki değerlendirmesi ve takdiri sayın mahkemenize ait olmak üzere çıkarma usulünün davacı yönüyle yerine getirilmediğinden bahsedilebileceği, tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı ve mernis adresine de gönderim yapıldığının tespiti halinde ise davacının mali yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasından ötürü ihraç kararının yerine olacağının değerlendirilebileceği yönünde görüş ve kanaatte bulunulmuştur.
1163 sayılı Kanuna göre ortaklık ilişkisi, kooperatif ile ortak arasında bir takım hak ve yükümlülüklerin doğmasına neden olur. Özellikle kooperatifin amacına ulaşması bakımından parasal yükümlülüğün yerine getirilmesi önem arzeder. Ayrıca, 1163 sayılı Yasada ortaklığın nasıl sona ereceği belirlenmiş olup, bu hususun ana sözleşme ile de kararlaştırılacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı, 1996 yılından beri davalı ile olan ilişkisini tamamen kesmiş, genel kurullara katılmamış ve akçalı parasal yerine getirmemiştir. Her ne kadar usulüne uygun bir ihraç kararı veya devir yahut başka bir nedenle ortaklığına son verilmemiş ise de aradan uzun yıllar geçtikten sonra ortaklığının varlığını iddia etmesi TMK’nın 2. maddesiyle bağdaşmadığı gibi hayatın olağan akışına da uygun bulunmadığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30.-TL harçtan peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır