Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/52 E. 2019/137 K. 15.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/52 Esas
KARAR NO : 2019/137
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar mahkememize vermiş oldukları dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça kendileri aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak takibe konu senedin davalıya teminat olarak 5 sene önce verildiğini, kendilerinin karı koca olarak sera üretimi yapmakta olduklarını, davalının ise komisyoncu olduğunu, kendisi ile sözlü anlaşmaya vardıklarını, üretmiş oldukları malları davalıya fatura karşılığı teslim ettiklerini ve davalının bu ürünleri sattığını, ancak davalıya teslim edilen malların bedelinin hiçbir zaman tam olarak ödenmediğini, takibe konu senedin de boş olarak teminat adı altında davalıya verildiğini, kendilerinin seralara yapacakları yatırım ile ilgili olarak davalının destek olacağını söylediğini ancak verdiği sözleri yerine getirmediğini, bundan dolayı bankalara karşı borçlarını ödeyemediklerini, davalının beş yıl önce tamamen boş olarak verilen miktarı belli olmayan sadece imzalarının olduğu senedi kıymetli evraka çevirerek haksız yere icra takibi başlattığını belirterek, takibin iptaline, davalıya bu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun” ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/a maddesi eklenmiştir. Yeni düzenleme uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir.
06/12/2018 tarihinde kabul edilip 19/12/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmak suretiyle 01/01/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 7155 sayılı kanunun 20.maddesine göre; “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir:
3.Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 5/A-(1) Bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 6 hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla 2 hafta uzatılabilir.
Madde 21 – 6102 sayılı kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 12- (1) Bu kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri ve Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.
Madde 23 – 6325 sayılı kanuna dördüncü bölümden sonra gelmek üzere ‘Dava Şartı Olarak Arabuluculuk’ başlığıyla beşinci bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir:
“Dava Şartı Olarak Arabuluculuk”
Madde 18/A-(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
3-…….”
Açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacılar tarafından davalı aleyhinde icra takibinden sonra menfi tespit istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta ise de, davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi istemine ilişkin oluşu gözetilerek, 06/12/2018 tarihinde kabul edilip 19/12/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak 01/01/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20.maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesinden sonra gelmek üzere 6102 sayılı TTK’ya eklenen 5/a maddesi uyarınca davanın TTK’nın 4.maddesinde sayılan ticari dava niteliğinde oluşu ve dava açmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğu, ancak dava dilekçesi içeriğindeki açıklamalardan davacı tarafça arabulucuya başvurulmaksızın eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, 6235 sayılı kanuna eklenen 18/a-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.485,75.-TL harçtan mahsubu ile fazlaya ilişkin 1.441,35.-TL harcın istem olması halinde kararın kesinleşmesine müteakip davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacılara İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/02/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)