Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/395 E. 2021/1059 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/395 Esas
KARAR NO : 2021/1059
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı … arasında davacının …’ta inşa edilmekte olan turistik tesisine yönelik … tarihli sözleşme imzalandığını, teknik şartnamenin … tarafından hazırlandığını ve toprak altında kullanacağı boru malzemesini de yine bu şartnameye göre kendisinin belirlediğini, daha sonra davacı ile davalı … arasında akdedilen … tarihli sözleşme ile davacının … mevkiindeki yapım aşamasındaki otelin bilumum tesisat ve havalandırma işleri davalı …’e verildiğini, montajı yapılacak bir kısım malzemelerinin bir kısmının davacı bir kısmının ise … tarafından temin edileceğinin kararlaştırıldığını, işveren/davacı tarafından kabul edilmeyen imalat ve montajların sökülüp yeniden yapılması ve aksi halde hak edişten kesilmesinin kararlaştırıldığını, … toprak altı boru malzemesinin … tarafından temin edilen malzemelerden olduğunu, bu malzemenin üreticinin … olduğunu ve … dan alındığını, bu boruların otelin … soğutma sisteminde denizden soğuk su çekmek ve haznede ısınan deniz suyunun tekrar denize boşaltmak suretiyle kullanıldığını, borular otele döşendikten sonra … yılında otelin açılışının yapıldığını, otelin açılışından itibaren sorun çıkaran … boru hattında çatlamalar ve patlamalar meydana geldiğini, otelin tam kapasite çalıştığı dönemde tesisin sular altında kaldığını, öncelikle patlamaların boruların birleşme yerinde ortaya çıktığının zannedildiği, bu nedenle otelin teknik ekibinin müdahale ettiğini, tesisi su basması üzerine durumun …’e intikal ettirildiğini, kendisinden çare sunmasının beklenildiğini, bunun üzerine …’in durumu …’e intikal ettirdiğini, daha sonra …in sorunlu borudan numune aldığını, boruyu test ettirdiğini, test sonucunun ise her türlü talebe rağmen davacıdan gizli tutulduğunu, boruların ayıplı olduğunun davacıdan bile bile saklandığını, … tarihinde davacı tarafından yaptırılan test sonucunda kullanılan borunun toprak altında kullanılmaya ve işin niteliğine uygun olmadığının öğrenildiğini, bunun üzerine …’e ihtarname keşide edilerek uğradığı zararları giderilmesi için …TL tazminatın ödenmesinin talep edildiğini, davalının buna yanaşmadığını, böylelikle sözleşmenin 2. maddesi gereğince çalışır vaziyette teslim etmediği için uygun malzeme kullanılarak yeniden yapılması talebinin yerine getirilmediğini, sözleşmeyi açıkça ihlal ettiğini, kullanılan malzeme … marka … boru malzemesi (…) toprak altında kullanılabilecek evsafta ve uzun ömürlü olduğunu, … sisteminde kullanımın uygun olduğunu, borunun basınç kapasitesinin 10 bar olduğunu, … sisteminin 3 bar ile çalıştığını, borunun kullanıldığı yerin sıcaklık bakımından da uygun olduğunu, sorunun borunun marka ve model seçiminde değil hamurundaki fazla yada eksik malzemeden kaynaklanan üretim hatası olduğunu, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, tesisin su basması nedeni ile zarar gördüğünü, patlayan boruların tamirinde kullanılan malzeme ve işçilik ücretlerinin davacı tarafça karşılandığını, günün herhangi bir saatinde patlayan boruların tamiri için personele fazla mesai ödendiğini, su taşkını için haricen su temin edilmesi nedeni ile zarara uğranıldığını, turizm sezonun ortasında meydana gelen olay nedeni ile otel misafirleri ile maddi ve manevi sorunlar yaşandığını, davacının itibar kaybettiğini, kimi misafirlerin konaklama ücretlerinin iade edildiğini, kimine ise ekstra indirim yapıldığını, müşteri akışının azaldığını, kar kaybı yaşanıldığını belirterek …TL maddi tazminat ile …TL manevi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya ait … Oteli’nin mekanik tesisat projeleri ile bu projelere ait teknik şartname ve keşiflerinin hazırlanması işini ve akabinde davacının proje uygulamasının da … şirketi tarafından yapılmasını talep etmesi üzerine imza edilen ikinci sözleşmeyle (‘Taahhüt Sözleşmesi’) ilk sözleşme kapsamında hazırlanmış proje ve teknik şartnamelere uygun olarak tesisat işlerinin yapımı işini üstlendiğini, …’in, davacı tarafça da onaylanmış Teknik Şartname gereğince, toprak altı … boru malzemesi olarak … ürünlerini tercih etmiş, davalılardan … A.Ş.’nin üreticisi olduğu malzemeler, …-… yıllarında ‘bayi’ konumundaki diğer davalı …. Şti.’den satın alındığını, …’in üstlendiği taahhüt işini Sözleşme ve şartnamelere uygun olarak yapıp, taahhüt konusu sistem ve tesisatları sorunsuz çalışır şekilde tamamlayarak, … tarihinde Şantiye’deki çalışmasını sonlandırdığını; taraflar … tarihi itibariyle kesin hakediş üzeride mutabık kaldıkların ve … nihai faturasını … tarihinde düzenleyerek, davacıya teslim ettiğini, iş tesliminin en geç … tarihi itibariyle yapıldığını, buna karşın, …’ten beri sürekli sorun yaşandığı iddiasında olan davacının …’e yönelik ‘ayıplı malzeme’ iddiasıyla ilk başvurusu dava dilekçesi ekinde ibraz edilmiş … tarihli ihtarname olduğunu, aradan geçen 5 yıllık süreçte …’e ulaşmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, Teslim tarihi itibari ile davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, …’in Otelin binasının değil, yalnızca tesisatların yapımını üstlendiğini, davacının ayıp iddiası … tarafından yapılan bir imalata değil, …’in bir başka firmadan temin ettiği boruya, yani ‘malzeme’ye yönelik olduğunu, TBK m. 472/1 hükmü eser sözleşmesinde kullanılan ‘malzeme’nin ayıplı olması halinde yüklenicinin ‘satıcı’ gibi sorumlu olacağını açıkça düzenlendiğini, Anılan hüküm gereğince, yüklenici, -2 yıllık sorumluluk süresine tabi- satıcıya nazaran daha ağır bir sorumluluk altına konulamayacağına göre, 5 ve 10 yıllık sürelerin uygulanmayacağını, TBK m. 478’de öngörülen 20 yıllık sürenin de somut olayda yeri olmadığını, ayıp iddiasına konu malzeme, … tarafından imal edilmediğini, 20 yıllık süre ancak bir eserin imalatında uygulanabileceğini, borunun ayıplı olduğunu önceden bilmesi mümkün bulunmadığından, ağır kusurlu kabul edilemeyeceğini, davacının muayene ve ihbar külfetlerini de yasada öngörüldüğü gibi (TBK m. 474) yerine getirmediğini, 5 yıllık süreçte sürekli sorun yaşadığını söyleyen davacının durumu …’e bildirmemesi ve hatta soruna kendisinin müdahale etmesi, sonrasında da ayıbının hileyle gizlemekle itham etmesi anlaşılır olmadığını, davacının -varsa bile- ayıptan doğan haklarını kaybettiği gibi, TBK m. 477 hükmü gereğince eseri kabul etmiş olmakla, ayıba dayalı olarak talepte de bulunamayacağını, …’in malzeme seçimini (marka ve malzeme türü yönünden) Proje ve Teknik Şartnameye uygun olarak yaptığını, seçilen malzemenin kalitesi ve teknik özellikleri kullanım yer ve amacına uygun olduğunu, malzeme seçimi nedeniyle kusur yükletilemeyeceğini, tüm mekanik işleri ve montajların … tarafından projesine, işin tekniğine, fen ve sanat kaidelerine uygun ve kusursuz şekilde yapıldığını, davacının seçilen borunun kullanım amaç ve yerine uygun olduğunu, yani boru seçiminde …’in bir kusuru olmadığını kabul ettiğini, …’in taahhüdündeki imalat ve uygulamalara yönelik bir isnatta bulunmadığını, diğer davalılardan temin edilen borunun üretim hatası sebebiyle ayıplı olduğu iddiasına dayandığını, …’in davacının noter ihtarı üzerine durumu derhal diğer davalılara noter kanalıyla ihbar ettiğini ve davacıyı bu hususta bilgilendirdiğini; ancak diğer davalılar soruna duyarsız kalarak, ihbara cevap vermek gereği dahi duymadıklarını, …’in kusursuz olduğunu, ayıptan doğan seçimlik haklardan farklı olarak ayıba bağlı tazminat istemlerinde kusur esası geçerli olduğundan (TBK m. 475), … hakkındaki davanın esastan da reddi gerektiğini, davacı tarafın zararını somutlaştırmadığını, yalnızca … yılına ait muhtelif faturalar sunduğunu, faturalara konu mal ve hizmetlerin hangi kapsamda alındığı anlaşılamadığı, dolayısıyla uygun illiyet bağını tespit etmek mümkün bulunmadığı için, somutlaştırılmamış afaki zarar iddiasına bu aşamada yanıt vermemiz mümkün olmadığını, davacının zarara uğradığını ve sunduğu faturaların iddia konusu zarara yönelik olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacının dolaylı zarar ve özellikle kâr mahrumiyetini isteyemeyeceğini, her sözleşmeye aykırılık yahut ayıp durumu, manevi zarara vücut vermeyeceğini, manevi zarardan söz edebilemek için sözleşmeye aykırılık yahut ayıbın kişilik haklarına saldırı boyutuna ulaşması icap ettiğini, kişilik haklarına saldırı teşkil edebilecek bir durum söz konusu olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin inşaat tesisat boruları altyapı boru sistemleri ve tarımsal … malzemeleri konusunda … yılından bu yana pazarlama faaliyetlerinde bulunduğunu, somut olay bakımından malzemelerin seçimi, sevkiyatı veyahut montajı gibi hiçbir aşamasına dahil olmamış, sadece talep edilen malzemeleri diğer davalı olan … A.Ş.’den temin edilmesine aracılık ettiğini, sözleşme konusu talep edilen … boru malzemesi (…) … tarafından davalı … A.Ş.’den yüklenici-davalı … A.Ş.ye temin edilmekle beraber … ‘nın işbu davaya konu ayıplı malların ne üreticisi ne de yüklenicisi olan bir firma olduğunu, sadece ve sadece istenen marka ve modelde malzemeyi temin etme işini gerçekleştirdiğini, … firmasının yirmi yılı aşkın bir süreç içerisinde oluşturduğu ticari itibarının haksız yere davalı hale getirilerek zedelenmesi kabul edilemez olduğunu, … ile somut olay ve iddia arasında uygun illiyet bağı ve kusur ilişkisi bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat talebi sözleşmeye dayanmakta olduğundan tazminat sorumluluğuna dayanak olarak gösterilen sözleşmenin tarafı olmayan … ‘nın işbu davada taraf sıfatı haiz olmadığını, bu sebeple taraf sıfatı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacı muayene ve ihbar külfetlerini de yasada öngörüldüğü gibi (TBK m. 474) yerine getirmediğini, gerekli ihbarları yerine getirmeyen davacının bildirme sorumluluğunu yerine getirmemesi ve hatta soruna kendisinin müdahale etmesi neticesinde bu aşamada dava konusu iddiasının incelenebilme ve tespit edilebilmesi imkanı da kalmadığını, davacı, ayıptan doğan haklarını kaybettiği gibi, TBK m. 477 hükmü gereğince eseri kabul etmiş olmakla, ayıba dayalı olarak talepte de bulunamayacağını, zamanaşımı defii/itirazımız bulunduğunu, davacı tarafın zararına ilişkin iddia etmiş olduğu hususları uygun bir illiyet bağı ile somutlaştırmadığını, soyut iddialar ile maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunduğunu, ticari faaliyetten kaynaklanan yansıma/dolaylı kar ve zararların bu tür istemlere konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ortak yetkili mahkeme olan … Ticaret Mahkemelerinin yetkisi göz ardı edilerek ikame edilen davaya ilişkin yetkisizlik kararı verilmesini; davacı ve diğer davalı … arasında doğrudan ve dolaylı olarak hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davada …’e karşı husumet yöneltilmesi mümkün olmadığını, belirlenebilir alacak için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı iddia ettiği tüm maddi zararını bilebilecek basiretli bir tacir olduğunu, bu sebeple belirsiz alacak davası olarak ikame edilen huzurdaki davanın hukuki yarar şartı eksikliğinden reddi gerektiğini, davacının iddiaları zamanaşımına uğradığını, teslim edilen mallar açısından TBK hükümleri gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, davacının davasının reddi gerektiğini davacının ayıp iddiasına ilişkin, …’e TBK ve TTK kapsamında süresinde başvuruda bulunmadığını, davaya konu malların ayıplı olduğu varsayılsa bile; ihbar mükellefiyetini yerine getirmeyen davacının, satılanı iş bu hali ile kabul etmiş sayılacağından davanın reddi gerektiğini, davaya konu ürünlerde gizli ayıp olduğu varsayılsa bile; davacı iddia ettiği ayıbı, …’e TBK 223. maddenin öngördüğü makul sürede bildirmediğini ve malı mevcut hali ile kabul ettiğini, davaya konu borularda bir ayıp var ise, bu ayıbın boruların uygulama ve montaj işlemlerinden kaynaklanması muhtemel olduğunu, davaya konu ürünlerin kullanıldığı proje ile ilgili bilgi sahibi olmadığını, davaya konu ürünlerin kullanım amaçlarına ve garanti şartlarına uygun kullanılıp kullanılmadığına ilişkin …’in herhangi bir bilgisi bulunmadığını, davacının dilekçe ekinde sunmuş olduğu deney raporu gerçeği yansıtmadığını, deneye konu numune boruların hangi şartlar altında, kimler tarafından ve hangi teknikle alındığı belirsiz olduğundan; söz konusu deney raporu delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminat tutarı … tarafından imal edilen boruların satış fiyatı ile kıyaslandığında oldukça fahiş bir tutar olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin şartları mevcut olmadığını, davacının diğer davalı firma ile yaptığı sözleşme kapsamında oluşan zarar sebebiyle …’ten manevi tazminat talep etmesi mümkün olmadığını, davacının, dürüstlük kuralına aykırı tutum ve davranışları ile usul ve yasaya aykırı hareket ederek; dava açtığını, davacının kötü niyetle açmış olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, ihtarname, faturalar, sevk irsaliyeleri sunulmuş, SGK kayıtları, BA BS formları dosyaya getirtilmiş, tarafların tanıkları duruşmada dinlenilmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı … arasında imzalanan eser sözleşmesi nedeni ile ayıplı ifada bulunup bulunmadığı, ayıplı ifa nedeni ile davacının davalılardan maddi ve manevi tazminat talep etme koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalılardan … Mühendislik AŞ ile davacı arasında … ve … tarihinde davacıya ait … parsel üzerinde bulunan turizm tesisine ilişkin sıhhi tesisat ısıtma soğutma klima havalandırma yangın ve bahçe … tesisatına ilişkin proje ve tesisatların yapımı işinin üstlenildiği, davalılardan … AŞ’nin söz konusu tesisatlarda yer alan … boru hatlarına ilişkin tesisatın üreticisi, diğer davalı … Şti’nin de söz konusu boruların tedarik edildiği firma olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı Tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirketin inşaat yapıldığı aşamadaki temsilcisi ve sahibiydim. Şu anda şirketi kardeşime devrettim. İnşaat ile ilgili aşamaları biliyorum. O yüzden tanıklık yapacağım. … ile sözleşmeyi yapan benim. … firması davacı otelin ısıtma soğutma mekanik işlerinin hem projelerini yaptı, hem uyguladı hem de bunları denetledi. Öyle zannedersem ki … ile … yılında anlaştık. … yıllarında da proje çizim ve uygulama yapıldı. …’da otel bize teslim edildi. İlk arıza …’te çıkmıştır. …’in sahibi olan …’e ben boruların toprak altında kalacağı, fazla baskıya maruz kalmayacağı ve …’in o sıralarda çok güzel reklamlarının olması sebebiyle ve kendimin … olması ve bir Türk Firmasının para kazanmasını istemem nedeniyle … borularını değil …’ın borularını kullanmasını ben …’den özellikle istedim. …’ta ilk meydana gelen boru patlaması otelin … Restaurant önünde meydana gelmiştir. Bu ilk patlama deniz suyunun gelmiş olduğu ana boruda olduğu için ve bütün sistemi etkileyeceği için bütün bir gece boyunca …’in göndermiş olduğu mühendisler, araç, iş makinesi ve benzeri tümü sağlanmıştır. Bu anlamda … bize yardımcı oldu ve sorunumuzu çözdü ve bunu bir gecede çözdü. Yani gece boyunca bu arıza tamir edildi. …’ten … yılına kadar aynı bölgede yaklaşık 3-4 kez patlama oldu ve bu patlamalar otelin dolu olduğu dönemlerde oldu. Dolu olduğu için de rahat bir şekilde çalışıp hareket edilemedi. … yılında yine bu kez bir patlama oldu bu patlama ise bahçede oldu. Bu kez kepçeyle değil elle kazdırdık. Elle yapılan kazıda bu kez borunun ortadan karpuz gibi ortadan patladığını gördük. Hatta o sırada … isimli …’nin en büyük müteahhitlerinden biri de orada bulunmaktaydı. O boruya baktığında borunun geri dönüşüm malzemelerden yapılmış bir boru olduğunu söyledi. Hatta boru üzerinde seri numarası tarih ve benzeri yazmadığını söyledi. Hatta … böyle bir boru üretmez, bunda bir yanlışlık var dedi. Biz de açtık baktık ki orada …’ın amblemini gördük. Ben bu kez … yetkilisi …’ı aradım. Ondan …’yu aradım onlardan buradan numune alıp test yaptırıp sonucunu bize bildirmelerini söyledik. Bunun üzerine …’dan yaklaşık 3 hafta boyunca gelen olmayınca ben bu kez alınan parçaya …’ya test için yolladım. Yaklaşık 1 ay sonra test geri geldi. Yani tahmin ediyorum ki … sonu gibi biz bu borunun ayıplı olduğunu öğrendik. Bizim hukuk müşavirimiz olan …’in şirket yetkilisi olan … ile görüştü. …’in de eğer bir ayıp var ise bunu gidereceklerini fakat … yani …’nun sahibi ülke dışında olduğu için geldikten sonra karşılanacağını söylediler. … de daha sonra beni aradı zararın hepsini gidereceğini söyledi. Ben de o hattın komple borularını değiştirdim. Bunları da …’in firmasına (…) yaptırttım. Öyle zannediyorum ki …TL’ye yakın bir fatura kestiler bana. Ben de bunu …yu aradım. … ise bana bizim orada kullanılan yer hesabına göre metreyi düşürmüşler aşağıda yukarı …TL’ye tekabül eden boruları yollayalım dediler. Ben de yapılan işçilik ücretleri ve diğer masraflar da düşünülerek başkaca inşaatların olması sebebiyle yapmış olduğum masraflara karşılık olan boruları yollamalarını istedim. Onlar da zaten zaman aşımı olduğunu söylediler. Anlaşma imkanı olmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben … alt yapı teknik elemanı olarak çalışırım. Dava konusu boruların ilk satış aşamasına ilişkin bilgi sahibiyim. Bu borular … sınıfı borulardır. Bu borular seri üretim tabir edilen borulardır. TSE standartlarına göre üretilen borulardır. … ayında üretilen borulardır. Üretildikten hemen sonra da zaten satışı gerçekleştirilmiştir. Fabrikanın işlerinde parti bazında numuneler alınır ve laboratuvar testleri yapılır testleri uygun çıkarsa eğer bu partilerin sevkine izin verilir. Bu proje ile ilgili bir sorun olduğunu bizim … yılında olmuştur. Biz ilk önce …’daki bir satıcımız aracılığıyla akabinde de … Firması aracılığıyla bize haber verildi. Bunun üzerine biz … dediğimiz saha kontrol elemanını yönlendirdik. Oradan testler yapılmak üzere numuneler aldık. Saha personelimiz otelin teknik amiri olarak belirtilen … isimli kişiden aldığı bilgide borulardan dönüşte geçen suyun 45 derece olduğu bilgisini vermiş, oysa ki … tarafından üretilen boruların dayanıklığı maksimum 40 derecedir, standartlarımız da buna göredir. Davacı taraf da akredite laboratuvara bir numune göndermiş fakat bu laboratuvarların çalışma şekli şu şekildedir; bu laboratuvarlar test ettikleri numunenin sanki fabrikadan ilk kez çıkmış bir malzeme gibi üzerindeki yazan standartlara uygun olup olmadığını yazar, oysa ki yapılması gereken malzeme yorulmasına bağlı olarak yaşlanma hesaplarının da belirlenerek bunun üzerine hesap yapılması lazımdır. Bizim aldığımız numunede bizim yaptığımız testlerde standardı sağlamasına rağmen yaşlanma görünüyordu. Bizden sonraki aşamalarda borunun ne tür sıcaklık, basınç, vakum basıncına maruz kaldığını bilemeyeceğimiz bir konudur. Bu arada şunu söylemem lazım bu kapsamda bir iş yapılıyor iken ilk yapılması gereken malzemelerin testlerinin yapılmasıdır. Bugünkü şartlarda bu testlerin maliyeti …TL’dir ve bir haftalık bir süredir, bizim muhatabımız … Firmasıdır ve bu adında mühendislik de geçen bir firmadır. Yapması gereken hem açık hem de gizli ayıpları bu şekilde tespit ettirmesi gerekirdi. Tek bir hatta sorun çıkmasının sebebi sadece bir hat olması ve tek bir cins boru olmasıdır. Yani birden farklı türdeki boru yoktur. Şunu da söylemem lazım; bir sistemde tamirat yapılması için ilk önce uygulanması gereken bazı prosedürler vardır. Buna göre ilk önce su boşaltılmalı, tamirat yapılmalı, tekrar devreye alındıktan sonra sistem içerisinde bulunan havanın kontrollü bir şekilde dışarıya atılması gerekir. Eğer bu olmazsa zaten yine bir sonraki aşamada patlamaya zemin hazırlanır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben inşaatın yapıldığı dönemlerde davacı şirkette yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görev yapıyordum. Bu inşaatın da yapım aşamasında başlangıçta ben de bulunmaktaydım. İşin yapılması konusunda biz … ile anlaştık. Görüşmelerimiz sonucunda kullanılacak borunun da …ten olmasına karar verildi. Buna göre teknik şartnameler düzenlendi. … yılında otelin açılışını yaptık. Ben buraya döndüm. Ancak … yılının sonu – … yılının başında bu borularda patlamalar meydana geldiğini bana yönetim kurulu başkanı otelin sahibi … iletti. Bunu üzerine …’e haber verdik. … ile görüştük kendisi …’yu arayıp bu patlamalar ile ilgili bilgilendirdi. … boru da teknik eleman göndererek borulardan numune aldırıp test ettireceğini söyledi. Bu şekilde gelip numune aldılar ancak alınan numunenin rapor sonucunu bize göndermediler. Bunun üzerine … ile birlikte parça alarak kendimiz …’daki bir firmadan inceleme yapılmasını talep ettik. Bu işlemlerin yapılması arasında yaklaşık bir kaç aylık süreçler vardı. Bizim gönderdiğimiz laboratuvar sonucuna göre bu borular geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması suretiyle yapıldığından teknik şartlara uygun olmadığını öğrendik. Bunun üzerine … Genel Müdürü … ile görüşüldü. Kendisi bizzat ilgileneceğini, bu hususu yönetim kuruluna ileteceğini ve mağduriyetin giderileceğini kendisini yurt dışına çıkacağını, bu nedenle bir kaç ay beklememizi söyledi. Biz de bu nedenle bir kaç daha bekledik. Hatta bu sırada … de …nun sahibi … ile görüşmüş, o da … kardeşlerimizi mağdur etmeyeceğiz, zarar neyse telafi edeceğiz diye söylemiş. Ancak bu sürecin sonunda bize yeniden indirimli olarak boru satışı yapılmak suretiyle bu mağduriyetin giderileceğini anladık ve daha fazla beklemeden arabuluculuğa başvurup dava sürecine geçildi. Bize verilen sözler nedeniyle biz bu kadar süre bekledik. Söze itibar ettik. Belirttiğim tarihler net olmayıp üzerinden zaman geçtiği için de aklımda kaldığı kadarıdır. … yılı sonunda bizim boruların ayıplı olduğuna ilişkin başvurularımız …e ve …e yapıldı. İlk zamanlar bunun teknik bir arıza olabileceği üzerinde durulduğundan asıl sorunun ne olduğu anlaşılmadı. Anlattığım gibi daha sonradan borunun teknik şartlara uygun olmadığı tespit edildi. Bizim bu kadar süre oyalanmamızın sebebi sanki zaman aşımı süresinin geçirilmesine yönelik bir düşünceden ibaret olduğunu düşünüyoruz. Benim şahsi olarak … ile görüşmem … yılı sonunda oldu ancak anlattığım gibi süreç zaten daha önce başlamıştı. Teknik olarak görüşmeler … yılı sonundan beri yapılmaktaydı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı … şirketinde … Müdürü olarak … yılından beri görev yapmaktayım. Şirketimiz ile davalılardan … Şirketi aracılığı ile yine davalı … şirketinden otelin inşaatı sırasında alımı yapılan ve … suyu ve diğer ihtiyaçlar için kullanılacak borular için sözleşme yapılmış. Diğer davalı şirket … … ise sanıyorum … dispiratörüdür, Bu sözleşme ben işe girmeden önce otelin inşaatı sırasında … yılında yapılmış. Benim işe başladığım … yılı … ayından sonra ilki … yılında, ikincisi ise … yılı … ayında olmak üzere arıtma sisteminin ve odalara gelen su borularında patlama oldu ve zarar ortaya çıktı. Ben işe başlamadan önce de söylenilene göre 2 kez daha farklı yerlerde su borularında aynı şekilde patlama olmuş. … yılı … ayında yaşanan olaydan sonra otel yönetimi bu olayın süreklilik arz etmesi sebebi ile durumu … şirketi aracılığı ile … şirketine bildirdik. … Şirketi … yılında patlayan borulardan numune aldı ve test için Labartuvarlarına götürdüler. Ancak otelimize hiçbir şekilde geri dönüş yapmadılar. Otel yöneticileri geri dönüş olmayınca dava dışı bir şirkete söz konusu boruların analizini yaptırmak için teste yolları ve gelen test cevaplarında boruların hem kalitesinde sorun olduğu hem de otelin ilgili tesisatı için uygun olmadığı anlaşılınca bu rapor davalı …e iletildi . Ancak yine de şirketten olumsuz cevap gelince otel yöneticileri dava açtılar. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı … şirketinde Teknik Müdür olarak … yılı … ayından itibaren görev yapmaktayım. Benim işe başladığım … yılından sonra ilki … yılı … ayında … kod ile adlandırdığımız otelin animasyon alanı yolu üzerinde bir boru patlaması gerçekleşti. Bu patlama gerçekleşince dava dışı … Mühendislik şirketine tamir ettirdik . Daha sonra 15 gün kadar sonra bu sefer havuz ve bar kısmında bir patlama daha oldu. Bu boruların birbirleri ile bağlantılı olduğu anlaşıldı. Bir 15-20 gün kadar sonra aynı borunun 3-4 metre kadar devamında bir patlama daha oldu. Sonrasında otel yöneticileri sürekli patlama olması sebebi ile bütün boru sistemini inceleme kararı aldı. Ve dava dışı bir şirkete test için başvurdular. Gelen raporda söz konusu boruların TSE belirtilen standartlara uygun olmadığı belirtildi. … yılında yaşanan olaylardan sonra otel yönetimi bu olayın süreklilik arz etmesi sebebi ile durumu … şirketine bildirdik. … Şirketi … yılında patlayan borulardan numune aldı ve test için Labartuvarlarına götürdüler. Ancak otelimize hiçbir şekilde geri dönüş yapmadılar. Sonrasında otel yöneticilerinin yasal süreci başlattığını duydum. Bu sırada söz konusu patlamaların yaşandığı yerdeki tesisatlarla ilgili yenileme kararı alındı ve tüm borular yenileri ile değiştirildi. Bu değişiklikten sonra halen aynı işyerinde çalışıyor olmam sebebi ile herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını biliyorum. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı … Teknisyeni olarak … yılının yaz aylarından itibaren çalışmaya başladım ve halen çalışmaktayım. Benim işe başladığım … yılından sonra otelin ilki sanıyorum … yılında … ın önündeki zeminin üstünde su birikmesi sebebi ile kepçe geldi ve kazı yaptık. Hatta bir keresinde sezonun ortasında dahi kazı yapmak durumunda kaldık. Tamiratlar yapılsa da hemen hemen her yıl bazı yıllar iki defa yaşanmak üzere borularda patlama oldu. Ben davalı şirketleri tanımıyorum. Çünkü sadece su sızıntısı olunca kazı ve geri doldurma işleri ile uğraştım. Sanıyorum … yılında sürekli sürekli sızıntı yaşanması sebebi ile bölgesel tamirlerden vazgeçildi ve borular tümüyle değiştirildi. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir”
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı … şirketinde Teknik serviste kaynakçı olarak … yılının yaz aylarından itibaren çalışmaya başladım ve halen çalışmaktayım. Benim işe başladığım … yılında …ın önündeki zeminin üstünde su birikmesi sebebi ile kepçe geldi ve kazı yaptık. Hatta bir keresinde sezonun ortasında dahi kazı yapmak durumunda kaldık. Tamiratlar yapılsa da hemen hemen her yıl bazı yıllar iki defa yaşanmak üzere borularda patlama oldu. Yoğunluk hep …ı ve çevresi idi. Sonrasında havuz ve bar kısımlarında da oldu. Ben davalı şirketleri tanımıyorum. Çünkü sadece su sızıntısı olunca kazı ve geri doldurma işleri ile uğraştım. Sonrasında şirket yöneticileri sürekli borularda patlama olması sebebi ile yasal yollara girişmiş. Benim boruların tamir edilmesi ile ilgili bilgim vardır ancak boruların değiştirilmesi ile ilgili bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben … yetkilisiyim. Davacı şirketin işlerini yapmaktayız. … tarihinde davacı şirket beni … tarihinde aradı. Akşam saatlerinde davacı şirketin bulunduğu adrese gittim. Bir gün sonra arıza olan mahale gittiğimde su kaçaklarının yüzeye çıktığın gördüm. İş makinası çağırıp kazdırdık. Borunun gövdesinin çatlak olduğu ortaya çıktı. Daha önce davacı şirketin işlerini yapan davalı … firması bu boruları döşemiştir. Borulardaki çatlakların montaj hatası değil de boruların fabrika imalat hatası olduğundan kuşkulandım. Oradaki arızayı giderdik. … tarihinde teknik müdüre borularda fabrika hatası olduğunu gelip fabrikaya örnek alıp incelemeye gönderilmesini istedik. Borulardaki arızalar da resimlenerek boruları döşeyen davalı firma yetkilisi …’a aktarıldı. … tarihinde davalı firmadan 2 kişi gelerek borulardan numune aldılar. Biz de ayreten numune alarak …’ya incelenmek için gönderdik. Bize verilen cevabi yazıda kullanılan markası fırat boru olan malzemede uygunsuz malzeme kullanıldığı, yapıyı taşıyamayacağı yönünde inceleme sonucu bildirildi. Davalı firmadan boruların yenilenmesi istendi. Biz davacı şirket otel olduğundan ve o zaman açık olup hizmet verdiğinden zaman kaybı yaşamamak adına dışarıdan kendimiz malzeme alarak arızayı giderdik. Bu borular denizden otelin ısı merkezi mevcut kazan dairesine döşenmiştir. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sözleşmeler gereği işin tamamlandığı ve davacıya teslim edildiği hususu sabit olup, uyuşmazlık … yılında söz konusu … boru hattında meydana gelen çatlama nedeniyle davacıya ait tesisin sular altında kalmasının sonucu olarak davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazık bulunmaktadır.
Yargılama sırasında dinlenen tanıkların beyanlarından davacının ayıplı olduğunu ileri sürdüğü borulardaki ayıbın … yılında ortaya çıktığının beyan edildiği anlaşılmakta olup, davacı tarafından bu ayıbın davalı … Şirketine ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Eser sözleşmesi, taraflarına haklar sağlayan ve borçlar yükleyen, tam iki taraflı bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye, teknik ve sanatsal ilkelere ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdür ( 6098 sayılı TBK. m.470).
Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.(…H.D….E…K)
Gizli ayıplarla ilgili sorumluluk teslimden sonra açık veya örtülü kabule rağmen devam eder. Ancak 818 sayılı BK 362/son ve 6098 sayılı TBK 477/3 maddeleri gereğince gizli ayıbın ortaya çıkması üzerine iş sahibi ayıbın ortaya çıktığını öğrendiğinden gecikmeksizin durumu yükleniciye yazılı ya da sözlü olarak bildirmek durumundadır. Bildirmezse, eseri kabul etmiş sayılır. Buna göre yüklenicinin gizli ayıplarla ilgili sorumluluğunun ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin kendisine bildirilmesine kadar devam edecek, gizli ayıplarda da gecikmeksizin bildirmeme halinde eser iş sahibince kabul edilmiş sayılacağından yüklenici gizli ayıplardan dolayı olan sorumluluktan da kurtulacaktır.
Ayıptan kaynaklanan dava hakkının kullanımı ise TBK’nın 478. Maddesinde ” Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” düzenlemesiyle zaman aşımı süresine bağlı tutulmuştur. Somut davada davaya konu olan ayıbın gerek tanık beyanları, gerek tarafların beyanlarında gizli ayıp niteliğinde olduğu, gizli ayıbın fark edildiğinde derhal yükleniciye bildirilmesi gerekli iken makul süre içerisinde bildirimin yapılmadığı gibi, eserin kabul edildiği … yılından itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresinin de geçmiş olduğu, dosya kapsamında yüklenicinin ağır kusurlu olduğu ispat da edilemediğinden maddi ve manevi tazminatlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile hazine adına gelir KAYDINA,
Bakiye …-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar vekille temsil olunduğundan talep edilen maddi tazminat miktarı dikkate alınarak red kararının davalılar yönünden ortak ve red nedeninin usule ilişkin olması sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
5-Davalılar vekille temsil olunduğundan talep edilen manevi tazminat miktarı dikkate alınarak red kararının davalılar yönünden ortak nedenlerden kaynaklanması sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
7-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davacıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır