Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2022/216 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/183
KARAR NO : 2022/216
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ: 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının 22.04.2013 tarihinde daha önce kullanmış olduğu kredileri kapatarak yeni bir kredi kullandığını, Davalı Bankanın bu tarihte toplam 1.774,22 TL Kredi Erken Kapama Komisyonu adı altında sözleşmeye aykırı kesinti yaptığını, bu sebeple iadesinin gerektiğini, davacının üç farklı ticari ve bireysel hesaplarının bulunduğu, Davalı Bankanın Davacının ticari hesabından toplam 636,00 TL hesap işletim ücreti ile 27,00 TL Hesap Özeti ücreti tahsil edildiğini, hesap işletim ücreti alınmaması için davacı bankanın üç adet otomatik ödeme talimatı vermesini talep ettiğini Davacının ise daha fazla otomatik ödeme talimatı verdiğini, buna rağmen kesinti yapılmaya devam edildiğini, Ayrıca 5411 sayılı kanunda hiü ücreti alınabileceğine dair hüküm bulunmadığı, hiü hesap bazında değil müşteri bazında alınabilecek bir ücret olabileceğini, davacının hesap özetinin e-mail aracılığı ile gönderildiğini, davacı bankanın bunun için ücret tahsil ettiğini, ancak davacı bankanın ancak dışarıdan aldığı hizmetler veya posta ile göndermiş olduğu masrafları tahsil edebileceğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarih 2015/13248 E ,2015/12753 K sayılı kararının emsal teşkil ettiğini, davacı bankanın sözleşmeye aykırı davranarak sebepsiz zenginleştiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11.04.2011 tarih 2010/8502 E , 2011/4146 K sayılı kararında belirtilen ” Haksız eylem faili ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu tarihten, andan itibaren temerrüte düşmüş sayılır” dendiği, tüm bu sebeplerle haksız alınan ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile iadesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının kullanmış olduğu kredinin erken ödenmesi sebebiyle ödediği erken ödeme ücreti iadesini talep ettiğini ancak talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacıdan tahsil edilen tüm kredi masrafları hukuka ve akdedilen sözleşmeye uygun olduğunu, davacının davalı bankanın Ali Çetinkaya Şubesinden; …adına, 08.11.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden104.000 TL tutarlı, 12.06.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden 50,000 TL tutarlı, 22.04.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden 80,000 TL tutarlı krediler kullandığını, ayrıca … –Perde Mefruşat Çeyiz Ticareti adına; 23.06.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden 19,844 TL tutarlı Ticari Teminatlı Kredisi kullandığı, Davacıya 23.06.2010 tarihli geri ödeme planı düzenlendiği, geri ödeme planında kredinin 18 ay vadeli ve %1.18 faiz oranı ile kullandırıldığının belirtildiği ve davacının da imzaladığını, davacının kullandığı ve erken kapattığı krediler nedeniyle taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ve hukuka uygun olarak 22.04.2013 tarihinde 253.08 TL + 781.36 TL + 665.12 TL = 1.699,56 TL toplam erken kapama ücreti tahsil edildiğini davacının imzalamış olduğu kredi sözleşmeleri ile krediyi erken kapaması halinde %2 oranında erken kapama ücreti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, taahhütname incelendiğinde alınan erken kapama ücretine davacının hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmediğinin tespit edileceğini, taahhütnamenin davacının kredinin erken kapanması halinde erken kapama ücreti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ortaya koymaya yeterli olduğu, Ayrıca taraflar arasında imzalanan “Genel Kredisi Sözleşmelerine ”göre de davacının erken kapama ücreti ödemeyi kabul ettiğini, bu nedenle Davacıdan alınan erken kapama ücreti sözleşme hükümlerine uygun olduğu ve tacir sıfatıyla imzaladığı sözleşme hükümleriyle bağlı olduğunu, taraflar arasında akdedilen 12.06.2012 ve 23.06.2010 tarihli Genel Kredi 12. Maddesi ‘nin 3. Fıkrasında;“ Müşteri işbu sözleşme uyarınca kullandığı veya kullanacağı krediler nedeniyle komisyon, fon, ücret kaynak kullanımını destekleme fonu gibi sair teferruat ve ayrıca yasalarca yetkilendirilmiş mercilerce tayin edilen miktar ve oranlarda gider vergisi sair vergi, resimve harçları nakden veya hesaben ödemeyi taahhüt eder” şeklinde ifa edildiğini, 12/ 7. Madde de “…Ayrıca, işbu Genel Kredi Sözleşmesi, bilcümle ekleri ve bu nedenle verilen veya verilecek her türlü teminatlarla ilgili muamelelerin gerektirdiği ve gerektireceği her türlü masrafların ve halen mevcut veya ileride konulacak, artırılacak her türlü vergi, resim ve harçlarla, tarih edilecek cezaların, sigorta, prim ve masraflarının bunlarda vuku bulacak artışların müşteriye/müşterilere ait olacağı ve bunların Banka’nın takdirine göre nakden veya hesaben ödeneceği taraflarca kararlaştırılmıştır.’ denildiğini, ayrıca sözleşmenin metnin müzakere edilerek Mutabakata Varılmış Olması başlıklı 62. Maddesinde “Müşteri, müteselsil kefiller ve Banka, 8 sayfa 62 maddeden oluşan bu sözleşmenin tamamını okuduklarını, içeriğini öğrendiklerini ve anladıklarını, karşılıklı müzakere ettiklerini, her sayfayı ayrı ayrı imza ve paraf etmeye gerek olmadığını, tüm sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olacağını kabul ve beyan ederler.” hükmünün bulunduğunu, davacının genel kredi sözleşmesi’nin 8. sayfasında “ bu metni daha evvel şubenizden edindim, okudum, inceledim. Şube personeli tarafından da bilgilendirildim hükümlerde tamamen mutabıkım.” ifadesini yazıp imzaladığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.4.2016 tarihli, 2015/9747 E., 2016/4302 K. Sayılı kararında; “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların tacir olduğu, sözleşmenin ticari iş kapsamında düzenlendiği, TTK hükümlerine göre tacirin yapmış olduğu iş karşılığında her türlü ücret ve komisyon talep etme hakkına sahip olduğu, kredi kullanan davacının tacir olduğu ve davalı banka ile yapmış olduğu sözleşmenin hükümleri ile bağlı olup basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olduğu, davacının erken kapama komisyonu ile bu komisyon tutarına uygulanan vergi ve diğer ücretlerin iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verdiği, Kararı davacı vekilinin temyiz ettiği, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir, açıklamalarıyla Yerel Mahkeme kararının onandığını, Yargıtay 11. HD. 12.05.2015 tarihli 2015/9747 E. 5016/4302 K. sayılı kararında da; “tarafların tacir olduğu, sözleşmenin ticari iş kapsamında düzenlendiği, TTK hükümlerine göre tacirin yapmış olduğu iş karşılığında her türlü ücret ve komisyon talep etme hakkına sahip olduğu, kredi kullanan davacının tacir olduğu ve davalı banka ile yapmış olduğu sözleşmenin hükümleri ile bağlı olup basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olduğu, davacının erken kapama komisyonu ile bu komisyon tutarına uygulanan vergi ve diğer ücretlerin iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.” dendiğini, bu kapsamda, dava konusu erken kapama ücretinin yasaya ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak tahsil edilmiş olduğu, aksi görüşün kabulü mümkün olmadığını, tacir olan davacıdan tahsil edilen ve davaya konu olan erken kapama ücretinin, Türk Ticaret Kanunu ve Bankacılık Kanununa da uygun olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 20. Maddesi;“Tacir olan veya olmayan bir kimseye ticari işletmesi ile ilgili iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. ” dendiği, Bankalara, tüm bankacılık hizmet ve işlemleri üzerinden ücret ve masraf tahakkuk ettirilmesine izin verdiğini, ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 22. Maddesi;“Tacirlerin fahiş olduğu iddiası ile ödedikleri bir ücret veya cezanın indirilmesini isteyemeyeceği” hükmünün bulunduğu bu hüküm karşısında ödediği ücretin tenkisini dahi talep edemeyen davacının iadeyi hiç isteyemeyeceğini belirterek sonuç olarak fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Davalı banka tarafından kredi erken kapatma komisyonu ve hesap işletim ücreti adı altında yapılan kesintilerin haksızlığı iddiasıyla iadesi istemiyle açılan alacak davası niteliğindedir.
Mahkememiz dosyası Bankacı Bilirkişi …’ya tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan 03/06/2020 tarihli rapora göre: görülmekte olan ticari firmanın açtığı alacak davasıyla ilgili dosyadaki bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemede yukarıda ayrıntılarına yer verildiği üzere;
genel kredi sözleşmesi ve kullanılmış olan taksitli ticari kredilere ait geri ödeme planları incelendiğinde taksitli kredilerin erken kapatılması durumunda alınacak “Erken Kapatma Komisyonu” ile ilgili herhangi bir madde bulunmadığı, ayrıca davalı bankanın ilgili komisyonun alınabileceğine dair herhangi bir müşteri talimatı yada taahhütnamesi sunmamış olması dikkatinde sözleşme harici alınan 1.784,54 TL tutarın iadesinin gerektiği, taraflar arasında imzalanan Bankacılık Hizmet Sözleşmesi 16. Maddesinde, Hesap İşletim Ücreti alınacağının belirtilmiş olması dikkatinde iade edilmesi gereken hesap işletim ücreti bulunmadığı, taraflar arasında akdedilen GKS lerin Hesap Özeti başlıklı maddesinde “Banka dilediği takdirde belirli dönemler için hesap özeti göndermek veya hiç göndermemek hakkına sahiptir…” denmekte olduğu ancak bankaların hizmet almak için 3. Kişilere ödedikleri ücretlerin zorunlu, makul ve belgeli olması gerektiğ, davalı bankanın hesap özeti ücreti adı altında aldığı ücretin mahiyetini belgeleyememiş olması dikkatinde alınmış olan toplam 27,00 TL Hesap Özeti Ücretinin iadesi gerektiği, takdiri ve hukuki yorumu mahkemeye ait olmak üzere; toplam 1.811,54 TL iadesi gereken tutar bulunduğu ancak talepte bağlılık ilkesine gereği 1.000,00 TL tutarın iadesinin gerektiği hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Celse arasında davacı davasını ıslah etmiş, 08/06/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; 1.000,00.-TL olarak açmış oldukları davayı rapor doğrultusunda 1.811,54.-TL olarak artırdığı ancak ıslah harcını ikmal etmediği görülmüştür.
Rapora itiraz üzerine yeni bir bankacı bilirkişiden rapor aldırılmış, Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 11/01/2021 tarihli raporda: “davacı tarafın davalı bankanın sözleşmeye aykırı şekilde davranarak sebepsiz zenginleşme ile davalı tarafın haksız çıkar sağladığı iddiasında bulunduğu, tüketici kredileri dışında, bankaların kredi işleminden Bankalar Kanununun 144. Maddesi çerçevesinde serbestçe faiz, faiz dışı komisyon ve masraf alması mümkün olmadığını, davacı tarafça iadesi talep edilen, taraflar arasında imzalanan Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinin 16. Maddesinde; ” Banka önceden haber vermeksizin serbestçe tayin edeceği tutar ve aralıklarla müşterinin vadesiz mevduat hesaplarından, hesap işletim ücreti, yıllık hizmet bedeli tahsil etmeye yetkilidir. Banka bu tutarı dilediği zaman tek yanlı olarak artırma hakkına sahiptir.” hükmü yazılı bulunmaktadır. Hesap işletim ve hesap özeti ücreti iadesi talep edilen işlemler 2009 ile 2013 tarihleri arasında gerçekleşmiş olduğu, dava konusu işlemlerin hesap hareketlerinde ayrıntılı açıkça yapmak suretiyle tahsil edildiği ve davacı tarafın bilgisi dahilinde olduğu alınan komisyon tutarlarının faiz dışı gelir komisyon niteliğinde olduğu, davacının tacir sıfatında olduğu, bankaların faiz ve faiz dışı işlemlerde sağlayacakları gelirler yönünden sınırlama getiren düzenleme bulunmadığı, taraflar arasında sözleşme uyarınca tahsil edilen ücretlerin makul seviyede bulunması nedeniyle genel işlem şartlarından söz edilemeyeceği fakat raporda ayrıntılı olarak yazılan kredilerin erken kapatılması neticesinde komisyon alınabileceği yönünde taraflar arasında imzalar sözleşme içeriğinde herhangi bir düzenleme ve sözleşme dışında alınabileceğine dair taahhütname bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının üç ayrı kredisinin vadesinden önce kapatılması nedeniyle 1.699,56.-TL komisyon 84,98.-TL BSMV olmak üzere toplam 1.784,54.-TL tahsil edilen tutarın dayanağının bulunmadığı görüşünde olup, belirlenen tutarların davacıya iade edilip edilmemesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarında görüş ve kanaat bildirmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine yine Bankacı Bilirkişi …’den ek rapor aldırılmış, aldırılan 30/11/2021 tarihli ek rapora göre: itirazların incelendiği, kök raporda değişikliğe gidilmediğini, sonuç olarak kredilerin erken kapatılması neticesinde komisyon alınabileceği yönünde taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinde herhangi bir düzenleme ve sözleşme dışında alınabileceğine dair taahhütname bulunmadığını, bu nedenle davacının üç ayrı kredisinin vadesinden önce kapatılması nedeniyle 1.699,56 TL komisyon, 84,98 TL BSMV olmak üzere toplam 1.784,54 TL tahsil edilen tutarın dayanağının bulunmadığı görüşünde olup belirlenen tutarın davacıya iade edilmesi görüş ve kanaatinde olduğunu belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın davalı bankadan kullanmış olduğu ticari krediler nedeniyle davalı banka tarafından davaya konu kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan ticari taksitli krediler nedeni ile 1.699,56.-TL komisyon ve 84,98 TL BSMV ve ayrıca 21/06/2009 tarihili 45,00.-TL, 20/09/2009 tarihli 45,00.-TL, 20/12/2009 tarihli 45,00.-TL ve 21/03/2010 tarihli 45,00.-TL hesap işlerim ücreti olmak üzere olmak üzere toplam 1.964,54.-TL’ nin kesinti yapıldığı; mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ve ek raporunda da belirtildiği üzere hesap işletim ücretine ilişkin uygulamanın sözleşme, yasa, bankacılık teamüllerine aykırı olmadığı göz önünde bulundurularak ve davalı banka tarafından yapılan işlemlerin davacının bilgisi dahilinde oluşu gözetilerek, davacının bu yöndeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, bunun dışında davalı banka tarafından ticari taksitli krediler nedeni ile 1.699,56.-TL komisyon ve 84,98 TL BSMV ücreti altında kesinti yapıldığı, yapılan bu kesinti ile ilgili taraflar arasında aktedilen sözleşmede yazılı hüküm olmaması, davacıdan alınan talimat ya da taahhütname bulunmaması ve yapılan işlemin kredi kapa işlemi olmayıp, kredinin yapılandırma kredisi olması nedeniyle tahsil edilen toplam 1.784,54 TL bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden önce davalının temerrüdünün gerçekleşmediği kanaatine varılarak hüküm altına alınan alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1.699,56.-TL komisyon ücreti ve 84,98.-TL BSMV olmak üzere toplam 1.784,54.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 121,90.-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 77,55.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvuru harcı, .44,40-TL peşin harç olmak üzere toplam 88,80.-‬TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamından ibaret toplam 585,70.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan ‭576,97.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
*Davalının bu dava nedeniyle yapmış olduğu 450,00.-TL giderden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 6,70.-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.784,54.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddoluna kısmı üzerinden hesaplanan 27,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği ‭4.267.25.-TL’sinin davalıdan, 19,67.-TL’ sinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/03/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)