Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/897 E. 2021/860 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/897
KARAR NO : 2021/860
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan İşsağlığı ve Güvenliğine ilişkin Hizmet alım sözleşmesi gereği; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete İş sağlığı ve güvenliği hizmeti verilmiş olmasına karşın davalı şirket ödemelerde aksaklık yaşatılarak müvekkilinin zor duruma girdiğini, bu durum … Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de davalı şirkete ihtar edilerek akabinde de davalı şirketin bir kısım ödemede bulunduğunu, davalı şirketin basİretli bir tacirden beklenecek şekilde ödemelerini yapmadığını, müvekkili şirketi yine zor duruma düşürdüğünü, davalı şirket tarafından aylardır fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü …E. numaralı dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibine geçilmişse de davalı şirket kötüniyetli olarak bu takibe de itiraz edildiğini, belirterek haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, davalı şirketin kötüniyetli itirazından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili cevap/karşı dava dilekçesinde özetle: davacı ile aralarında yapılan sözleşme ile anlaştıklarını, sözleşme gereğince davacının yapacağı işlerin örnekseyici olarak sayılmış ve İş Güvenliği hususunda yapılması gereken her türlü iş ve işlemin … firmasınca yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin grup şirketler halinde çalıştığını, bünyesinde birçok şirketi barındırdığını, bunlardan bir tanesinin de …Mermer A.ş. olduğunu, iş bu firmanın Antalya’da sürekli vergi rekortmenleri arasında yer alan itibarlı bir şirket olduğunu, …firması tarafından müvekkiline düzenli olarak faturalar kesilip gönderildiğini kesilen faturaların müvekkili firmaca ödendiğini, müvekkilinin firma yetkilileri çıkarılan yeni kanun uyarınca kanunda belirtilen işlerin yapılmasını …firmasına devrettiğini, ancak kanun yeni olduğundan ve yapılması gereken işlerin ne olduğu, müvekkilince tam olarak bilinmediğinden firmanın çalışması ve çalışma içeriği ve verimi görülemediğini, …nin işini tam olarak yapmadığı, müvekkili … Mermer A.Ş.’nin İş Kur tarafından denetlenmesi üzerine anlaştıklarını, … Mermer A.Ş. ye denetim neticesinde yaklaşık 203.000,00 TL.lik ceza kesildiğini, bunun üzerine … firmasının birçok işi eksik yaptığının tespit edildiğini, bu cezanın taraflarınca ödendiğini belirterek sonuç olarak davanın reddine karşı davanın kabulüne, davacının alacağın %20 sinden az olmayan kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava: İş sağlığı ve güvenliği hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için faturaya dayalı başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptaline ilişkin olup, taraflar arasında davacı tarafça davalıya iş güvenliği hizmeti verilmesi konusunda sözleşme yapıldığı hususunda uyuşmazlığın bulunmadığı, ancak hizmet bedeline ilişkin faturanın ödenip ödenmediği ve hizmetin ayıplı ve eksik ifa edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 26.484,49.-TL asıl alacak, 563,33.-TL faiz olmak üzere toplam 27.247,82.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası Mali Müşavir …. ve İş Güvenliği Uzmanı ….’e tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların davalı şirkete teslim edildiği, tarafların ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, davalı şirket adina borç kaydedilen dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi olan … tarih itibariyle davacı şirketin bakiye 26.684,49.-TL. tutarında davalı şirketten alacağının olduğu, dava konusu alacağın dayanağı olan fatura muhteviyatındaki ihtilaflı olan hizmetlerin davacı tarafından davalı şirkete verilip verilmediği ile ilgili olarak; davacı vekilinin işyerinde yapılan ve yukarıda tarihleriyle beraber çıkarılmaya çalışan hizmetlerle ilgili düzenli bir evrak tesliminin yapılmadığı, bazı evrakların nereye ait olduğunun tespit edilemediği, ocaklarda ve inşaatta kaç kişinin çalıştığı, tüm çalışanların eğitim alıp almadığının belli olmadığı, kaç kişinin sağlık muayenesinin yapılıp yapılmadığının belli olmadığı, risk analizi ve acil eylem planlarının yine teslim edilen evraklarda görünmediğini ama teslim tutanaklarından yapıldığının varsayıldığı, işyeri ile ilgili hazırlanan yönergelerin bulunup bulunmadığının belli olmadığı vb., açıklanan tespitlerden; davacı tarafın 6331 Sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan Yönetmeliklerin işverenlere yükümlediği sorumlulukları, hizmet alımı sözleşmesi gereği, işveren adına yerine getirilmesinde ancak 450 oranında hizmet verdiğinin değerlendirildiği, bu hizmet oranı dikkate alınması durumunda .yukarıda- tespit edilen davacı alacağının %50’sinin 26.684,49.-TL. x 0,50 =13.342,25.-TL olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine dosya rapor sunan bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli ek rapora göre: taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların davalı şirkete teslim edildiği, tarafların ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, davalı şirket adına borç kaydedilen dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi olan … tarih itibariyle davacı şirketin bakiye 26.684,49.-TL. tutarında davalı şirketten alacağının olduğu, dava konusu alacağın dayanağı olan fatura muhteviyatındaki ihtilaflı olan hizmetlerin davacı tarafından davalı şirkete verilip verilmediği ile ilgili olarak; davacı vekilinin işyerinde yapılan ve yukarıda tarihleriyle beraber çıkarılmaya çalışan hizmetlerle ilgili düzenli bir evrak tesliminin yapılmadığı, bazı evrakların nereye ait olduğunun tespit edilemediği, ocaklarda ve inşaatta kaç kişinin çalıştığı, tüm çalışanların eğitim alıp almadığının belli olmadığı, kaç kişinin sağlık muayenesinin yapılıp yapılmadığının belli olmadığı. Risk analizi ve acil eylem planlarının yine teslim edilen evraklarda görülmediği ama teslim tutanaklarından yapıldığının varsayıldığını işyeri ile ilgili hazırlanan yönergelerin bulunup bulunmadığının belli olmadığı vb., açıklanan tespitlerden; davacı tarafın 6331 Sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan Yönetmeliklerin işverenlere yükümlediği sorumlulukları, hizmet alımı sözleşmesi gereği, işveren adına yerine getirilmesinde yukarıda tabloda verilen kriterlere göre 442 (yüzde kırk iki) oranında hizmet verdiğinin değerlendirildiği hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine rapor sunan bilirkişilere ek olarak dosyaya Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişisi …ve Adli Tıp Uzmanı bilirkişi … tevdi edilerek yeniden rapor aldırılmış, aldırılan, … tarihli rapora göre: ticari defter kayıtlarından tespit edilen ve icra takip dosyasına konu asıl alacak tutarı 26.684,49 TL’nin, davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği … tarihinden önceki hizmete ilişkin olduğu, yani alacağın sözleşmenin ayakta tutulduğu döneme ait olduğu, tarafların ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, davalı şirket adına borç kaydedilen dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi olan … tarih itibariyle davacı şirketin bakiye 12.751,09.-TL. tutarında davalı şirketten alacağının olduğu, idari para cezasına ilişkin karşı dava ile ilgili olarak, İş Teftiş Kurulu’nun teftiş sonucunda; 6331 Sayılı yasanın 15.maddesinden 29.700 TL, 17.maddesinden 21.880 TL 30. Maddesinden 152.283 TL olmak üzere, toplam 203.863 TL idari para cezası kesildiği, bu cezanın davalı tarafça … tarihinde ödendiği, davalının yaptığı itiraz sonucunda, kesilen cezanın 13.750 TL’sinin iptaline karar verildiği, mahkemenin talebi doğrultusunda dosya kapsamındaki belgelere göre yapılan değerlendirmede; ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığına bağlı Müfettişlerce davalı-karşı davacı şirketin tespit edilen eksiklikler ile ilgili olarak, toplam 203.863,00-TL idari para cezasına kesildiği, … Mermerin Isparta/Sütçüler/Yeşilyurt Köyü sınırları içerisindeki mermer ocağındaki İSG kayıtları incelendiğinde sağlıklı ve düzenli bir belge sunulmadığı için ancak kök rapordaki belgelerin tespit edilebildiği, ancak bu belgelerden de …firmasının elemanları İSG Uzmanı ve iş yeri hekiminin 6331 sayılı Kanun ve bu Kanuna göre çıkartılan Yönetmeliklerin işverenlere yükümlediği sorumlulukları, işveren adına ne kadarının yapılıp yapılmadığının eldeki belgelere göre tespit edilemediğini, mermer ocağında yapılan denetlemede, eksikliği tespit edilen maddelere göre ceza kesildiğine göre ve tarafımıza da bu ocakla la ilgili yeni İSG kayıtları ile ilgili belge ve bilgilerinde sunulmaması değerlendirildiğinde, hizmet veren …nin görevini eksik yaptığı ve ayrıca …’nin bir görevinin de 6331 sK.’la ilgili işverene Tehberlik ve danışmalık yapmak olduğuna göre işverene yerine getirilmeyen eksiklikleri hatırlatmadığı, işverenin de bu sorumluluklarını yerine getirmediği hususlarında görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine yeniden dosya rapor sunan bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: Dosya kapsamına … tarihli kök raporumuzdaki ve … tarihli ek rapordaki görüş ve kanaatlerini değiştirecek yeni herhangi bir belge ve bilgi sunulmaması nedeniyle raporda teknik yönüyle değişikliğe gidecek bir husus bulunmadığı hususunda kanaat bildirmişlerdir.
Davalı/karşı davalı vekili … tarihinde ıslah dilekçesini sunmuş, dilekçesinde 1.000,00 TL olan taleplerini 189,113,00 TL daha artırarak 190.133,00 TL’ye çıkardıklarını, karşı davalarının kabulü ile, 190.113,00 TLnin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini talep etmiştir.
… Sulh Ceza Hakimliğinin … D.İş Sayılı dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinde: itiraz edeninin …Mermer İnşaat… A.Ş olduğu, mahkemece … tarihli karar uyarınca itirazın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği, … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün …tarihli idari yaptırım kararı ile kesilen 13.570,00.-TL’nin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, gerçekleştirilen hizmet sözleşmesi, davalı – Karşı davacının işveren aleyhine düzenlenen idari para cezası, davalı – karşı davacının idari para cezası sebebi ile yapmış olduğu ödeme konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı – karşı davalının hizmet sözleşmesi konusu edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, ayıplı ifasının olup olmadığı, anılı sözleşme nedeni ile davacı – karşı davalının, davalı – karşı davalıdan alacaklı olup olmadığı, idari para cezasına ayıplı ifanın sebep olup olmadığı, davacı – karşı davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6098 sayılı TBK‘nun birinci kısım birinci bölümünde, borç ilişkilerinin kaynakları, birinci ayrımda ise , sözleşmeden doğan borç ilişkileri, 1. maddede ise, sözleşmenin kurulması üst başlığı ile irade açıklamasına yer verilmiştir. Maddede, sözleşmenin tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulacağı belirtilmiştir. Borçların ifası 83 vd maddelerde düzenlenmiş, 97. maddede, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifada sıraya yer verilmiş ve karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın , Sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça , kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerektiği ifade edilmiştir. Anılı kanununu 112. maddesinde, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlunun kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğuna yer verilmiştir. Aynı yasanın 125/3. Maddesinde ise, Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceğini, bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebileceğine yer verilmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı VE Güvenliği Kanunu’nun 8/3. Maddede, Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Yine İş Sağlığı ve Güvenliği Gizmetleri Yönetmeliği’nin …lerin görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyen 13. Maddesinde …ve …lerin “İşyerinde sağlık ve güvenlik risklerine karşı yürütülecek her türlü koruyucu, önleyici ve düzeltici faaliyeti kapsayacak şekilde, çalışma ortamı gözetimi konusunda işverene rehberlik yapılmasından ve öneriler hazırlayarak onayına sunulmasından; Çalışanların sağlığını korumak ve geliştirmek amacı ile yapılacak sağlık gözetiminin uygulanmasından; Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ve bilgilendirilmeleri konusunda planlama yapılarak işverenin onayına sunulmasından; İşyerinde kaza, yangın, doğal afet ve bunun gibi acil müdahale gerektiren durumların belirlenmesi, acil durum planının hazırlanması, ilkyardım ve acil müdahale bakımından yapılması gereken uygulamaların organizasyonu ile ilgili diğer birim, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmasından; Yıllık çalışma planı, yıllık değerlendirme raporu, çalışma ortamının gözetimi, çalışanların sağlık gözetimi, iş kazası ve meslek hastalığı ile iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin bilgilerin ve çalışma sonuçlarının kayıt altına alınmasından; Çalışanların yürüttüğü işler, işyerinde yapılan risk değerlendirmesi sonuçları ve maruziyet bilgileri ile işe giriş ve periyodik sağlık muayenesi sonuçları, iş kazaları ile meslek hastalıkları kayıtlarının, işyerindeki kişisel sağlık dosyalarında gizlilik ilkesine uyularak saklanmasından; İşyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin görev, yetki, sorumluluk ve eğitimleri ile ilgili yönetmelik ile İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik kapsamında hizmet verdikleri alanlarda belirtilen görevlerin yerine getirilip getirilmediğinin izlenmesinden” sorumlu oldukları ve yine “İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunmak üzere …lerce görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından saklanması gereken onaylı defter suretleri, yıllık çalışma planı ve yıllık değerlendirme raporu suretleri ile çalışanlara verilen iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine dair kayıtlar …arşivinde tutulması gerektiği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. Maddesinde bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılacağı, buna göre fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz ise de ticari defterlere kaydedilmiş olması malın teslim alındığı ve içeriğinin kabul edildiğine karine teşkil eder. Yine aynı madde uyarınca, faturanın içeriğine kanunda öngörülen süre içerisinde itiraz edilebilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Yine anılı maddenin 2. fıkrasında kanuni bir karineye dayanan tarafın, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu belirtilmiş; kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı tarafın kanuni karinenin aksini ispat edebileceği kabul edilmiştir.
Kanuni karine, belli bir vakıadan, belli olmayan diğer bir vakıa için kanun tarafından çıkarılan sonuçtur. Kanuni karineler de adi kanuni karine ve kesin kanuni karine olarak ikiye ayrılmaktadır. Adi kanuni karineler aksi ispat edilebilen karineler iken, kesin kanuni karinenin varlığı hâlinde karşı taraf bunun aksini ispat edemez (K., Baki: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ocak 2021, S. 244 vd.). Karinenin varlığı hâlinde, karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini ispatla yükümlüdür. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir. (Bakınız: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2021 Tarih 2017/(19)11-926 Esas 2021/177 K. Sayılı ilamı)
6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir (Bakınız Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 11.11.2020 T. 2019/3926 E. 2020/2954 K. Sayılı ilamı).
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi gereğince, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise, her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Yine 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 143. maddesi hükmüne göre takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşir. Bu durumda her iki borç takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Takas için mutlaka karşılık dava açılması zorunlu değildir. Davalı, karşılık dava açmadan da takas savunmasında bulunmakla yetinebilir. Bununla birlikte davalının takas etmek istediği karşılık alacağın miktarı asıl davada istenen alacaktan daha fazla ise ve davalı bu fazla alacağını hüküm altına aldırmak istiyorsa karşı dava açılması gerekir.
HMK’nın 141/1. maddesine göre Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilecekleri; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Anılı maddenin (2) fıkrasına göre ise iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile mümkün olacağı ön görülmüştür.
Davalı verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde zamanaşımı def’inde bulunmayı unutmuş veya alacağın zamanaşımına uğradığını cevap veya ikinci cevap dilekçelerini verdikten sonra fark etmiştir. Davalı, sonradan zamanaşımı def’inde bulunmuş ise d, davacı bu savunmanın genişletilmesine muvafakat etmemiştir. (Kuru, Baki: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Sahife 437 )
Dosya kapsamı itibariyle, taraflar arasındaki iş sağlığı ve güvenliği sözleşmesi nedeni ile ticari ilişki bulunduğu hususunun ihtilafsız olduğu, bu kapsamda davacının davalıya bu hizmeti belli bir süre temin ettiği, davacının bu sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağı olduğu iddiasıyla davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine eldeki iş bu itirazın iptali davasının ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacı ile olan ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikle, …firması tarafından vekil edenine düzenli olarak faturalar kesildiği ve gönderildiği, kesilen faturalar vekil edeni firmaca ödendiği, vekil edeni firma yetkilileri çıkarılan yeni kanun uyarınca kanunda belirtilen işlerin yapılmasını … Firmasına devir ettiklerini, ancak kanun yeni olduğundan ve yapılması gereken işlerin ne olduğu tam olarak bilinmediğinden firmanın çalışması ve çalışma içeriği ve verimi görülemediğini, … nin işini tam olarak yapmadığı, davalı – karşı davacıya ait iş yerinin Iş kur tarafından denetlenmesi üzerine anlaşıldığını ve davalı karşı davacı …. ye denetim neticesinde yaklaşık 203.000,00 TL.lik ceza kesildiği, bunun üzerine … firmasının birçok işi eksik yaptığı anlaşıldığını, söz konusu ceza davacının sözleşmeye aykırı davranışı ve işini gereği gibi yapmaması nedeniyle keşide edilmiş olup, kendileri tarafından ödendiğini ileri sürmüştür.
Dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan, faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı defterlerine kayıt eden davalı – karşı davacı tarafa ait olup malın/hizmetin sözleşmeye uygun verilmediğini her türlü delille ispat edebilir. Davalı – karşı davacı taraf da tarafların ticari defter ve kayıtlarına, İSG katip sistemi kayıtlarına ve iş güvenliği takip defterleri ile kayıtlarına, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü teftiş raporları ile … Sulh Ceza Hakimliğinin … D.İş sayılı dosyasına dayandığı görülmüştür.
Esas davada dosya kapsamı ve alınan yeterli ve gerekçeli bilirkişiler raporuna göre davacı şirketin davalı şirkete iş sağlığı ve güvenliği hizmeti hususunda aralarında düzenlenen sözleşmeye göre taahhüt ettiği yapılacak iş ve işlem ve hizmetleri mevzuat doğrultusunda ve prosedüre uygun olarak edimlerini ortalama % 42 nispetinde yerine getirdiği, davacı – karşı davalının sözleşme uyarınca belirlenen bedelin % 42 oranına hak kazandığı, böylece davacı – karşı davalı şirketin bakiye 12.751,09.-TL, tutarında davalı – karşı davacıdan alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca İş Teftiş Kurulu’nun teftiş sonucunda; 6331 Sayılı yasanın 15.maddesinden 29.700 TL, 17.maddesinden 21.880 TL, 30.maddesinden 152.283 TL olmak üzere, toplam 203.863 TL idari para cezası kesildiği, bu cezanın davalı tarafça … tarihinde ödendiği, davalının yaptığı itiraz sonucunda, kesilen cezanın 13.750 TL’sinin iptaline karar verildiği ve böylece davalı – karşı davacı firma aleyhine keşide edilen 190.113,00.-TL idari para cezasının kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Aldırılan bilirkişi raporuna ve dosya kapsamındaki belgelere göre, Davacı – karşı davalı …firmasının elemanları İSG Uzmanı ve iş yeri hekiminin 6331 sayılı Kanun ve bu Kanuna göre çıkartılan Yönetmeliklerin işverenlere yükümlediği sorumlulukları, işveren adına ne kadarının yapılıp yapılmadığının eldeki belgelere göre tespit edilemediği, davalı – karşı davacı işverene ait mermer ocağında yapılan denetlemede, eksikliği tespit edilen maddelere göre ceza kesildiği, bu cezanın da kesinleştiği göz önüne alındığında hizmet veren davacı – karşı davalı …nin görevini eksik yaptığı ve ayrıca işverene yerine getirilmeyen eksiklikleri hatırlatmadığı, işverenin de bu sorumluluklarını yerine getirmediği değerlendirildiğinde, davacı – karşı davalı … firmasının yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereği işveren aleyhine düzenlenen ve kesinleşen idari para cezasından dolayı hizmet sunduğu işverene karşı sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı – karşı davalı vekili … tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesi sunduğu, ancak dilekçesinde ıslahla arttırılan miktar hakkında zamanşımı defini ileri sürmediği, … tarihli ek beyan dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de 6100 sayılı HMK’nın 141/2 maddesi uyarınca davalı – karşı davacı vekilinin açık muvafakatı olmadığından, davacı – karşı davalı vekilinin … tarihli beyan dilekçesi nazara alınmamıştır.(Emsal Karar: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.05.2021 tarih 2017/9-1781 Esas, 2021/610 Karar sayılı ilamı)
Davalı – karşı davacı vekilinin süresinde sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde takas ve mahsup takas talebinde bulunduğu, idari para cezasına konu alacak haksız fiil kaynaklı alacak ile huzurdaki davaya ve takibe konu sözleşme kaynaklı alacağın birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak söz konusu olduğu, her iki alacağın muaccel olduğu, neticeten takas şartlarının gerçekleştiği ve davalının takas beyanı gereğince borcun düşmesi nedeni ile alacağının bulunmadığı mahkememizce kabul olunarak esas dava yönünde davanın reddine; karşı dava yönünde ise yukarıda anılı kanun maddeleri uyarınca iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmalinden dolayı, davacı – karşı davalı …firmasının hizmet sunduğu davalı – karşı davacı işverene karşı sorumlu olduğu değerlendirilerek karşı davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne, davacı – karşı davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilememesi nedeni ile kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı- Karşı Davalının davasının REDDİNE,
a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerken 1.861,29.-TL harçtan davacı/karşı davalı tarafından peşin yatırılan 465,33.-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭1.395,96.-TL harcın davacı/karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı/karşı davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.087,17.-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜ ile;
177.361,91.-TL’nin Davacı/Karşı Davalıdan alınarak, Davalı/Karşı Davacıya verilmesine,
Davalı/Karşı Davacının kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerken 12.115,59‭.-TL harçtan davalı/karşı davacı tarafından peşin yatırılan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.071,19.-TL harcın davacı/karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvuru harcı, 44,40.-TL peşin harç ve ıslah harcı olan 3.230,00.-TL’ninolmak üzere toplam 3.318,80.-‬TL’nin davacı/karşı davalıdan alınarak, davalı/karşı davacıya verilmesine,
c-Davalı/karşı davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamından ibaret toplam 1.050,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 979,57.‭-TL’nin davacı/karşı davalıdan alınarak, davalı/karşı davacıya verilmesine,
d-Davalı/karşı davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 20.799,38.-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya verilmesine,
e-Davacı/karşı davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya verilmesine,
3-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı/karşı davalıya tarafa iadesine,
Dair, Davacı/karşı Davalı ve Davalı/karşı Davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)