Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/84 E. 2021/980 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/84
KARAR NO : 2021/980
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/02/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davalı tarafın borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı şirket aleyhine 5 adet fatura için asıl alacak … TL ve işlenmiş faiz için … TL toplamda … TL fatura alacağına dayanarak İstanbul Antalya … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine ilişkin ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine davalı şirketin bu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu ve huzurda görülmekte olan davanın açıldığını, davalı şirketin söz konusu faturalara ilişkin elektrik satış sözleşmesi ve cerean zamlanmayan tarife paketi kullanım şartlarının imzalandığı, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu ve abonelik sözleşmesi uyarınca davalının şirketten hizmet aldığı ve daha önceki faturaların itirazsız ödendiğini ve ticari defterlere intikal ettiği, davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, aleyhine alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Dava: Ticari satım akdi nedeniyle fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde …-TL fatura, …-TL asıl alacak olmak üzere toplam …-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu tarafça icra dairesine süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılmış, bilirkişi … tarafından sunulan … tarihli rapora göre: Davacı şirket tarafından ibraz edilen … ve … yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı defterlerinin kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre davacı şirketin icra takibine giriştiği takip tarihi (…) itibariyle davalı şirketten KAYDİ olarak …- TL davalı şirketin davacı şirkete borçlu olduğu kaydının olduğu, davacı şirketin … yılında davalı şirkete birden fazla fatura düzenlediği ve düzenlenen bu faturalara ilişkin davalı şirketin de banka yoluyla ödemelerde bulunduğu yapılan bu ödemeler sonucunda davacı şirket ticari defterlerinde … … Şti. isimli … bakiyesinin … tarihi itibariyle kaydi olarak …-TL borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiğini, … tarihinde Antalya … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davacı alacaklı, davalı borçlu aleyhine …-TL asıl alacak ve …-TL aylık % … işlenmiş faiz olmak üzere toplam …-TL üzerinden icra takibinde bulunduğunu, icra takibine konu alacak hakkının dayanağı olarak ise dosyaya sunulu olan Elektrik Abonelik Sözleşmesi, eklerinden kaynaklanan faturaların gösterildiğini, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle (…) davalı şirketten kaydi olarak …-TL alacaklı olduğu kaydının olduğu, davacı şirketin takip tarihinden sonra talep edebileceği faiz ve diğer icra masraf ödemelerinin miktarının kapak hesabı ile miktarının infaz anında icra müdürlüğünce hesap edileceği, davacı şirketin icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise mahkemeye ait olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyamız Elektrik Mühendisi bilirkişi …’ya tevdi edilerek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: sözleşme koşullarına göre davalı şirketin, davacı şirkete …-TL asıl tutar, …-TL gecikme faizi ve KDV’si olmak üzere toplam …-TL borçlu olduğu, 6183 Sayılı Kanuna göre ise, davalı şirketin davacı şirkete …-TL asıl tutar …-TL gecikme faizi ve KDV’si olmak üzere toplam …-TL borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı vekilinin rapora itiraz etmesi üzerine bilirkişiden yeniden ek rapor aldırılmış, aldırılan … tarihli rapora göre: kök raporunda belirttiği görüşlerinde bir değişiklik oluşmadığı, davacı şirket tarafından davalıya tahakkuk ettirilen ve takibe konu edilen faturalarda yer alan tüketim miktarının dağıtım şirketi tarafından yapılan ölçüm sonuçları ile birebir uyumlu olduğunu, buna göre sözleşme koşullarına göre davalı şirketin, davacı şirkete …-TL asıl tutar, …-TL gecikme faizi ve KDV’si olmak üzere toplam …-TL borçlu olduğu, 6183 Sayılı Kanuna göre ise, davalı şirketin davacı şirkete …-TL asıl tutar …-TL gecikme faizi ve KDV’si olmak üzere toplam …-TL borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükmüne aynı maddenin 3. fıkrasında tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı tutulacağına ilişkin bir istisna getirilmiş ise de başkaca bir istisna bulunmamaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hükümde sözü edilen ilgili mevzuatın 3095 sayılı Kanun hükümleri olduğunun, akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama getirmediğinin ve 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olup ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir. (HGK 02.05.2019 T. 2017/19-1650 E. 2019/507 K. ilamı)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı arasında … … Sözleşmesi’nin imzalandığı, sözleşme ve tarife paketinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, davalının sözleşmenin süresi içerisinde dava ve takibe konu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının ikame edildiği, davacı şirket tarafından davalıya tahakkuk ettirilen ve takibe konu edilen faturalarda yer alan tüketim miktarının dağıtım şirketi tarafından yapılan ölçüm sonuçları ile birebir uyumlu olduğu, buna göre sözleşme koşullarına göre davalı şirketin, davacı şirkete …-TL asıl tutar, …-TL gecikme faizi ve KDV’si olmak üzere toplam …-TL borçlu olduğu aldırılan bilirkişi raporu ile de sabit olup, davanın hesaplanan bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının cezai şart alacağı için KDV talebine ilişkin yapılan değerlendirmede;
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde …’de yapılan teslim ve hizmetler ile bu maddenin 3 üncü bendinde sayılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Buna göre, işlemin katma değer vergisine tabi olabilmesi için bir teslim veya hizmetin bulunması ve söz konusu teslim veya hizmetin katma değer vergisinin konusuna giren işlemlerden olması gerekmektedir. Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.2. Tazminatlar” başlıklı bölümünde, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemelerin prensip olarak KDV’nin konusuna girmediği, bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemelerin, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, KDV’ye tabi tutulmayacağı belirtilmiştir. Nitekim Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere cezai şart miktarı hesaplanırken KDV’nin cezai şart bedeline dahil edilmesi mümkün değildir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın aşağıdaki özelgelerinde de bu durum belirtilmiştir:
“Cezai şart olarak alınan tazminatlar, bir teslimin veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, bu ödemeler KDV ye tabi olmayacaktır.” (GİB.in 05/09/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1476 sayılı Özelgesi)
“Bir mal teslimi veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan dolayısıyla malın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sadece sözleşme şartlarına uyulmaması sonucu ortaya çıkan tazminatlar katma değer vergisinin konusuna girmediğinden, tazminat tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanması söz konusu olmayacaktır.” (GİB.in 23/02/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-240 sayılı özelgesi)
“Sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle kesilen ceza bedelleri herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV nin konusuna girmemektedir. Dolayısıyla, ticari imtiyaz sözleşme hükümlerine istinaden tahsil ettiğiniz ancak bir teslim veya hizmetin karşılığı olmayan ceza ve tazminat bedelleri üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.” (GİB’in 13/07/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-315 sayılı özelgesi)
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, yerleşik Yargıtay içtihadları ve Gelir İdaresi Başkanlı’ğının görüşleri doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmelerden kaynaklı cezai şart hükmündeki cayma bedeli, bir hizmet veya mal karşılığı olmadığı, bu alacak kalemi için KDV talep edilmeyeceği kanaatine varılmakla davacının cezai şart alacağına yönelik KDV talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin …-TL asıl alacak (fatura alacağı)
…-TL aylık %… oranında işlemiş faiz ve KDV’si olmak üzere toplam …-TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %… oranında gecikme faizi uygulanmak suretiyle devamına,
…-TL asıl alacağın %…’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen …-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan …-TL başvuru harcı, …-TL peşin harç olmak üzere toplam …-‬TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamından ibaret toplam …-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan ‭…-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)