Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/837 E. 2019/316 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/837 Esas
KARAR NO : 2019/316
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/11/2013
KARAR TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalılar … ve …’ün müvekkilinden …-Euro borç aldıklarını ve davalılar tarafından müvekkiline borca karşılık 7 adet bono ile … tarihli borç ödeme mutabakatıdır başlığını taşıyan vadesi gelmiş senetlerin arka arkaya ikisinin ödenmemesi halinde tüm bonoların muaccel hale geleceğini içeren belge düzenlenerek verildiğini, söz konusu bonolardan …- … ve … vade tarihli bonoların vadeleri gelmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş dosyasından ihtiyati haciz talep edildiğini, … tarihinde verilen haciz kararı doğrultusunda Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas saylı dosyası ile takibe girişildiğini, … tarihli dilekçe ile hacze itiraz edildiğini, başlatılan takibin Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, dosyada yapılan incelemede takip konusu senetlerin unsurlarının tam olup, bono niteliğinde olduğunu, İİK’nın 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, dava konusu bonoların davacı ya da davalıların ticari işletmesi ya da ticari işi ile ahlakı olarak imzalanmış bonolar olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen davacıdan borç alındığını ve bu borca karşılık belirtilen miktardaki bonoların davacıya verildiğini, müvekkillerinin davacıdan …-Euro borç aldığını ve bu borca karşılık söz konusu senetlerin imzalandığını, davacı …’ün müvekkillerden …’e …’nun … tarih ve … belge nolu düzenleme şeklinde vekaletnamesini verdiğini, davacının davalı …’e teminat senetleri de imzalandığını, davacı gayrimenkullerin satışı ve idaresi için …’ü vekaletle yetkilendirdiğini, teminat senetlerini de imzalatarak kendisini güvence altına aldığını, senetlerin borç alıp verme nedeniyle değil, gayrimenkullerin satış ve idaresi için verilen vekaletname ile ilgili olarak imzalandığını, diğer müvekkiller … ve …’ün ise teminat senetlerine akrabalık ilişkisi nedeniyle oluşan fiili durum üzerine dahil olduklarını belirterek açıklanan nedenlerle, müvekkiller hakkında açılan davanın öncelikle görev yönünden reddine aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası, yine Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ve Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … d.İş sayılı dosyaları celp edilmiş, … tarihli borç ödeme mutabakatı başlıklı belge dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili dava konusu etmiş olduğu 7 adet toplam …-EURO bedelli senetlerden dolayı davalılardan alacaklı olduğunun tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Tespit davaları bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesine yönelik açılan davalar olup, görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için bağımsız bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Eda davası sonunda verilen hüküm ile aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilir ve ondan sonra bu tespite dayalı olarak eda hükmü kurulur. Yargıtay’ın kararlı uygulamalarına göre de eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz. Anılan kuralın geçerli olabilmesi için eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında meydana getirdikleri kesin hükmün etkisi bakımından hiçbir fark bulunmaması gerekir. Diğer bir söyleyişle tespit davası ile istenilen hukuki korunma , eda davası ile tamamen elde edilebilecek ise o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur.
Açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın da 6100 sayılı HMK 114 maddesinde belirtildiği üzere dava şartlarından oluşu gözetilerek hukuki yarar yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine davaya bakan Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile; “Dava, dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere İİK’nun 264/2. maddesi gereği açılan alacak davası olup, mahkeme tarafların sunduğu hukuki sebeplerle bağlı olmayıp talebiyle bağlıdır. Bu kapsamda dava konusu maddi vakıaları açıklamak taraflara düşerken, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak hakimin görevidir (6100 sayılı HMK m. 33). Davacı, vekili aracılığıyla sunduğu dava dilekçesinde; İİK’nun 264/2. maddesinden kıyas yoluyla ihtiyati haczi tamamlama merasimi gereği işbu davayı açtıklarını ifade ederek neticeten davalı borçlulardan alacaklı olduğunun tespiti ile ihtiyati haczin devamına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece de … tarihli tensip zaptında davanın alacak davası olarak yürütülmesine karar verilmiş, … tarihli ön inceleme tutanağında davanın kambiyo senedi alacağından kaynaklı alacak davası olduğu tespit edilmiş, … tarihli ara kararında da dava alacak davası olarak nitelendirilmiş ve yargılamaya devam edilmiş olduğuna ve davacının talebine göre, davanın alacak davası olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken; sonradan hataya düşülerek davanın tespit davası olduğu ve eda davası açmak mümkün iken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın bozulması üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiş, taraflardan bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş ve mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili … tarihli duruşmadaki beyanında; müvekkilinin davalılardan … tarihli borç ödeme mutabakat belgesi uyarınca …-Euro alacaklı olduğunu, dava tarihindeki TL kuru üzerinden dava açtıklarını, alacaklı olduğu tutarın …-Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Dava; İİK’nın 264. maddesi gereğince ihtiyati haczi tamamlayan merasim kapsamında açılan alacak davası niteliğindedir.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında davacı lehine, davalılar aleyhine olmak üzere toplam 7 adet …-Euro bedelli bonodan dolayı toplam taleple bağlı kalınarak …-TL için … tarihli karar ile ihtiyati hacze karar verildiği, borçlular vekili tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine mahkemece … tarihli karar ile itirazın reddine karar verildiği, borçlular vekilinin itirazın reddine ilişkin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … gün ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile kararın onandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça ihtiyati haciz kararından sonra borçlu davalılar aleyhinde … tarihinde Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında icra-i takibe geçildiği, davalılar vekili tarafından Antalya … İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluyla İİK’nın 170/a maddesi uyarınca takibin iptali istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda … tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesince … gün ve … Esas – … Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, daha sonra Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından karar düzeltilmesi yoluyla borçlu … ve … yönünden karar düzeltme isteminin reddine, ancak borçlu … yönünden onama kararının kaldırılarak mahkemenin kararının bozulmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesi tarafından … tarih … Esas -… Karar sayılı ilamı ile bozma kararına karşı direnme kararı verildiği ve … yönünden şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesince direnme kararının onanmasına karar verildiği (… gün ve … Esas – … Karar sayılı) anlaşılmıştır.
Davacı taraf … tarihli borç ödeme mutabakatı başlıklı belgeye dayanmaktadır. Söz konusu belgenin incelenmesinde; davalıların müteselsil borçlular olarak imzalarının bulunduğu, “… tarafından şahıslarımıza toplamda …-Euro borç olarak verilmiştir. Varılan mutabakat gereği borç olarak alınan …-Euro;
… tarihinde …-Euro,
… tarihinde …-Euro,
… tarihinde …-Euro,
… tarihinde …-Euro,
… tarihinde …-Euro,
… tarihinde …-Euro ve
… tarihinde …-Euro olarak ödenecektir. Bu miktar için alacaklı …’e sözleşmeye fotokopileri ekli … tanzim ve … vade tarihli teminat senetleri verilmiştir. Borç taksitlerinin arka arkaya gelen ikisinin vadesinde ödenmemesi halinde vadesi gelmemiş olan tüm senetler de muaccel hale gelmiş kabul edilecektir. Bu durumda borçluların hiçbir ihtarata gerek kalmaksızın temerrüte düşmüş kabul edilir ve senetler yasal işleme konu edilebilir. …” hükmünü içermektedir.
Davalılar vekili her ne kadar davaya cevabında görev itirazında bulunmuş ve söz konusu taraflar arasındaki senetlerin vekalet ilişkisinden kaynaklı olarak düzenlenen teminat senetleri olup, ticari bir iş gereği olmadığını, davanın ticari dava niteliğinde bulunmadığını ileri sürmüş, söz konusu senetlerin davacı tarafından …’e verilen … tarihli düzenleme şeklindeki vekaletnamenin ve bu ilişkinin bir parçası olarak verildiğini, davacının gayrimenkullerin satışı ve idaresi için …’ü vekaletle yetkilendirerek teminat senetlerini de imzalatarak kendisini güvence altına aldığını, senetlerin borç alıp verme nedeniyle değil gayrimenkullerin satış ve idaresi için verilen vekaletname ile ilgili olarak imzalandığını ileri sürmüşse de, aynı davalılar vekili tarafından Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde ve mahkemece itiraz üzerine verilen karara karşı verilen temyiz dilekçesinde söz konusu bonoların alacaklı ile borçlu müvekkilleri arasında düzenlenen … günlü sözleşme uyarınca teminat niteliğinde düzenlendiğini ve her bir bononun üzerine teminat amacıyla düzenlendiğinin yazıldığını beyan etmesi karşısında ve davaya konu edilen senetlerin üzerinde de teminat senedidir ibaresinin yer alıp ihtas hanesinde nakden ibaresinin yazılı olduğu anlaşılması karşısında senetlerde davacı …’ün lehtar, davalıların da keşideci olduğu göz önüne alındığında artık davanın da konusunu teşkil etmekte olan 7 adet bononun davalılar tarafından davacıya dosyada mevcut … tarihli borç ödeme mutabakatı başlıklı belge uyarınca verildiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Aynı zamanda davalılar vekili tarafından söz konusu mutabakat başlıklı belgede davalılar tarafından davacıya borca karşılık verilen senet bedellerinin ödendiği hususu da ileri sürülmemiştir. Davalı taraf açıkça yemin deliline de dayanmamıştır. Dolayısıyla davaya konu edilen … tarihli mutabakat başlıklı belge içeriğinde belirtilen senet bedellerinin davalılar tarafından davacıya ödenmediği (toplam … adet …-Euro tutarlı senetler), davalılar tarafından söz konusu borcun varlığının … tarihli belge karşısında ikrar edildiği anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken davalılardan …’ün Antalya … Sulh hukuk Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı … tarihli ilamı ile kısıtlanmasına karar verildiği, diğer davalılardan …’ün vasisi olarak tayin edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davalılar vekili … tarihli dilekçesi ile vekillikten istifa etmiş, istifa dilekçesi davalılara usulünce tebliğ edilmiştir. Bu nedenle dava sonucunda davalılar yararına kısmen ret oranında vekalet ücreti takdir edilmesine gerek görülmüştür.
Buna göre ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; eldeki davanın İİK’nın 264.maddesi uyarınca ihtiyati haczi tamamlayan merasim kapsamında açılan alacak davası olduğu, davanın dayanağını teşkil eden … tarihli borç ödeme mutabakatı başlıklı belge içeriğinin davalılar vekili tarafından Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında ihtiyati hacze itiraz dilekçesi ve ilgili mahkeme kararının temyiz dilekçesi içeriği gözetildiğinde ikrar edildiği, mutabakat başlıklı belge içeriğine göre davalıların borçlarına karşılık olmak üzere davacıya vermiş oldukları 7 adet toplam …-Euro bedelli senetlerin vadelerinde ödenmediği, dolayısıyla davacının söz konusu mutabakat belgesi ve senetler uyarınca davalılardan alacaklı olduğu, davacı vekili tarafından … tarihli celsede …-Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığını dava konusu yaptıklarını açıklaması karşısında, sonuç olarak davacının davalılardan dava tarihi itibariyle Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden dava tarihinde 1 Euro = 2.7283 TL hesabıyla sonuç olarak …-TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Davacı taraf faiz talebinde bulunmadığından faize hükmedilmemiştir.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…-TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 242.281,22.-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 43.414,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 198.867,22.-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan 43.414,00.-TL peşin harç, 24,30.-TL başvuru harcının toplamı 43.438,30.-TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınıp davacıya ÖDENMESİNE, (Dava kısmen kabul edilmekle harcın tamamından davalılar sorumlu tutularak)
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye ve müzekkere gideri olmak üzere) toplam 305,25.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek (%98) hesaplanan 300,00.-TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 100.667,90.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 5.610,20.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/04/2019

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)